Güney Lübnan savaşı Hizbullah'ı yeni ittifaklara itiyor

Bunlardan en dikkat çekeni Cemaat-i İslami ile ortaya çıkan uzlaşı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Muhammed Takuş'u kabul etti. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Muhammed Takuş'u kabul etti. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
TT

Güney Lübnan savaşı Hizbullah'ı yeni ittifaklara itiyor

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Muhammed Takuş'u kabul etti. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, Cemaat-i İslami Genel Sekreteri Muhammed Takuş'u kabul etti. (Lübnan Ulusal Haber Ajansı)

Hizbullah ile İsrail arasında Lübnan'ın güneyinde devam eden savaş, siyasi kartları yeniden kararak Hizbullah ile siyasi partiler arasındaki ittifak tablosunu değiştirdi. Hizbullah, ‘güney cephesinin Gazze'ye destek adı altında açıldığı’ ilkesinden hareketle Sünni kesimdeki bazı etkili güçleri yanına çekme yoluna gitti.

İçeriden gelen bilgilere göre Hizbullah, savaş sonrası dönemde siyasi ilişkilerinin savaş öncesinden farklı olacağını söylüyor. Hizbullah’a yakın bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, askeri operasyonların ‘İsrailli düşmanla çatışma yoğunlaştıkça ve siyasi bileşenlerin seçenekleri netleştikçe daha da netleşecek yeni bir gerçeklik yarattığını’ söyledi.

Kartlar yeniden karılıyor

Kaynak, “Aksa Tufanı’nın ertesi günü Hizbullah'ın Güney Lübnan'dan bir destek cephesiyle eşlik ettiği Gazze savaşı, Lübnan sahnesindeki kartları karıştırdı. Özellikle de Filistin'i 1948'den bu yana ilk davası olarak gören Sünniler arasında bu karışıklık kendini gösterdi. Zira onlar söz konusu davanın bireyleri olduklarını söylüyor. Fecr Kuvvetleri aracılığıyla Kudüs yolunda şehitlerden oluşan bir konvoy sunarak askeri bir direniş örgütüne dönüşen Cemaat-i İslami'nin ifade ettiği de budur” ifadelerini kullandı.

Kaynağa göre Hizbullah yeni ittifaklarını sadece pozisyonlara dayandırmıyor; ‘bu güçleri Lübnan'ı İsrail tehdidinden koruma projesine entegre etme ihtiyacı perspektifinden’ yaklaşıyor.

Özgür Yurtsever Hareket ile ilişki

Lübnan'ı bir ‘destek cephesine’ dönüştürmeyi reddeden Özgür Yurtsever Hareket ile Hizbullah arasındaki ilişkinin geleceği konusunda ise kaynak, ‘hareketin Hizbullah ile stratejik boyutta anlaşmazlık içinde olmadığını, ancak eski Cumhurbaşkanı Mişel Avn ve milletvekili Cibran Basil'in tutumlarının şu anda şok edici ve beklenmedik olduğunu, önümüzdeki haftaların iki taraf arasındaki ilişkinin kaderini belirleyeceğini’ belirtti.

Hizbullah'ın siyasi ittifaklar tablosu savaş bitene ve sonuçlar belli olana kadar netleşmeyecek olsa da, bazı güçler siyasi seçeneklerini belirledi ve gerek askeri eylemler gerekse iç dosyalar ve cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki hizalanma açısından Hizbullah’ın yanında yer aldı.

‘Bir dönüm noktası’

Hizbullah’a yakın siyasi araştırmacı Kasım Kasir, bu savaşın ‘Hizbullah ile İlerici Sosyalist Parti arasındaki yakınlaşmaya katkıda bulunduğu gibi parlamenter bloklar ve siyasi güçlerle yakınlaşmaya da katkıda bulunduğunu, Cemaat-i İslami ve birçok Sünni siyasi ve dini şahsiyetle ittifakı güçlendirdiğini’ belirtti. Kasir, ‘Hizbullah liderleri ile Cemaat-i İslami arasındaki son görüşmenin bu ilişkinin gelişmesinde bir dönüm noktası olduğunu’ vurguladı.

Kasir, savaşın ‘tam bir kopuşa yol açmasa da partinin Özgür Yurtsever Hareket ile ittifakı üzerinde olumsuz etkiler bıraktığını’ gizlemedi. ‘İsrail'in Lübnan'a geniş çaplı bir savaş başlatması halinde Hizbullah’ı savunmaya hazır olduklarını teyit eden Hıristiyan figürler olduğunu’ belirten Kasir, Süleyman Franciye liderliğindeki Marada Hareketi'ne ve yıllardır onunla ittifak halinde olan Hıristiyan figürlere atıfta bulundu.

Önde gelen Sünni bir lidere göre, daha önce siyasi parti ve gruplarla (İslami Hayır Projeleri Derneği el-Ahbaş, milletvekili Faysal Kerami liderliğindeki Haysiyet Hareketi, milletvekili ve eski bakan Abdurrahim Murad liderliğindeki Birlik Partisi vb.) var olan yakınlaşma Sünni çevreyle ittifak anlamına gelmediğinden, Hizbullah ile Cemaat-i İslami arasındaki açık yakınlaşma bu noktada belki de en önemli atılım olabilir. Şarku’l Avsat'a konuşan Sünni lider, Hizbullah'ın önümüzdeki dönemde Sünnilerle güçlü ittifaklar kurabileceğinden şüphe duyuyor. Sünni Lider, ‘Hizbullah ile Cemaat-i İslami de dahil olmak üzere bazı Sünni figürler arasındaki mevcut yakınlaşmanın sonucunda Hizbullah ile Sünni ittifakı kurulamayacağını’ belirtti.

Sünni lider, “Arzu başka bir şeydir, sahadaki gerçeklik başka bir şey. Sünniler İran projesinin uzantıları olamaz. Hizbullah, Sünni arenaya nüfuz etmeyi ya da velayeti fakih bayrağı altında İslam birliği dediği şeyi gerçekleştiremeyecektir” şeklinde konuştu.

Çıkar çatışması

Özgür Yurtsever Hareket ile yaşanan anlaşmazlık, güçlü bir Hıristiyan müttefikin ayrılması nedeniyle Hizbullah için zayıf bir nokta olsa da Egemenlik İttifakı Genel Koordinatörü Nevfel Dav, Özgür Yurtsever Hareket ile Hizbullah arasında 6 Şubat 2006'dan bu yana süren ittifakın bozulmasına ihtimal vermeyerek ‘aralarındaki anlaşmazlığın sadece cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir çıkar çatışması olduğunu’ belirtti. Hizbullah'ın İslamcı güçleri bünyesine katması ve bu güçlerin güney cephesinde yer almasıyla ilgili olarak Dav, Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Güney Lübnan cephesinin açılmasının amacının İsrail'le savaşmak değil, İran'ın egemenlik projesine hizmet etmek ve nüfuzunu güçlendirmek olduğunu herkes biliyor” dedi.

Dav sözlerini şöyle noktaladı: “Cemaat-i İslami de dahil olmak üzere güney savaşına Hizbullah'la birlikte katılan Sünni güçler Hizbullah'la ideolojik bir ittifak kuruyor. Herkes Cemaat-i İslami ve Hamas'ın Müslüman Kardeşler'in bir parçası olduğunu biliyor. Dolayısıyla dini mülahazaların siyasi projeleriyle hiçbir ilgisi yok. Çünkü El Kaide'yi, Usame bin Ladin'i ve Eymen ez-Zevahiri'yi yıllarca koruyanların İranlılar olduğu gerçeğinin de gösterdiği gibi birbirlerini besliyorlar.”



Netanyahu: Hamas'ı yok ettikten sonra İran'a yanıt vereceğiz ve Hizbullah'ı yok edeceğiz

TT

Netanyahu: Hamas'ı yok ettikten sonra İran'a yanıt vereceğiz ve Hizbullah'ı yok edeceğiz

Netanyahu: Hamas'ı yok ettikten sonra İran'a yanıt vereceğiz ve Hizbullah'ı yok edeceğiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu dün (Cumartesi) akşam İsrail medya kanalları tarafından yayınlanan video mesajında ülkesinin İran'a karşılık vermeye kararlı olduğunu ve bunu yapacağını söyledi.

Açıklama, dünya İran'ın geçtiğimiz salı günü gerçekleştirdiği füze saldırısına İsrail'in vereceği yanıtı beklerken geldi. İran, İsrail'in Beyrut ve Tahran'da Hizbullah ve Hamas liderlerini öldürdüğü saldırılara karşılık olarak İsrail'e yaklaşık 200 füze fırlattı.

Netanyahu, “Dünyadaki hiçbir ülke İran'ın saldırısını kabul etmeyeceği gibi İsrail de kabul etmeyecektir. Tarihin en büyük saldırılarından birinde bize yüzlerce füze fırlattılar. İran bize saldırdıktan sonra kendimizi savunma hakkımız var” ifadelerini kullandı.

‘Gazze Şeridi, Lübnan, Yemen, Suriye ve Irak'tan gelen tüm saldırıların arkasında İran'ın olduğunu’ kaydeden Netanyahu, “Buna bir son vereceğiz... İran'ın tüm tehditlerine karşı koyacağız” dedi.

Netanyahu, Lübnan cephesindeki savaşla ilgili olarak da şunları söyledi: “Kuzey cephesindeki güç dengesini değiştireceğime söz verdim ve şu anda yaptığımız da bu. Kuzeyde askeri bir çözüm gerekliydi.”

Netanyahu sözlerini şöyle sürdürdü: “Hasan Nasrallah ve Hizbullah liderliğini ortadan kaldırdık, füze sistemlerinin büyük bir bölümünü yok ettik ve güçlerimiz şu anda sınırlarımıza yakın Hizbullah tünelleri tehdidini ortadan kaldırıyor.”

Netanyahu, önceki dönemde Hamas’ın Gazze Şeridi'ndeki kabiliyetlerinin yok edilmesine odaklanıldığını ve şimdi İsrail'in güçlerini kuzey cephesine yönlendirdiğini açıkladı. Hamas'ın bir yıl önce İsrail'e yönelik eşi benzeri görülmemiş saldırısına atıfta bulunan Netanyahu, İsrail'in şu anda gerçekleştirdiği saldırıların ‘7 Ekim katliamından daha büyük bir katliamı önlediğini’ söyledi.

Netanyahu, o tarihten bu yana Gazze Şeridi'ndeki esirlerin evlerine geri getirilmesi konusundaki kararlılığını vurguladı.

Netanyahu ayrıca Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İsrail'e silah tedarikini durdurma çağrısını da kınadı. Netanyahu, “İsrail, İran'ın başını çektiği barbar güçlerle savaşırken, tüm medeni uluslar İsrail'in yanında durmalıdır. Ancak Macron ve diğer Batılı liderler şimdi İsrail'e silah ambargosu uygulanması çağrısında bulunuyor. Bundan utanmaları gerekir” dedi.

İsrail Başbakanı, “İran Hizbullah'a, Husilere, Hamas'a ve diğer vekil güçlerine silah ambargosu uyguluyor mu? Elbette hayır. Bu gruplar Tahran tarafından destekleniyor ve İsrail'e karşı sözde ‘direniş eksenini’ oluşturuyor” şeklinde konuştu.

Netanyahu “Bu terörizm ekseni birleşmiş durumda. Ancak bu terör eksenine karşı çıkması gereken ülkeler İsrail'e silah tedarikini durdurma çağrısı yapıyor. Ne kadar utanç verici” dedi.

İsrail'in onların desteği olmadan da kazanacağını vurgulayan Netanyahu sözlerini şöyle noktaladı: “Ancak onların utancı savaş kazanıldıktan sonra da devam edecek. İçiniz rahat olsun, İsrail bizim için ve dünyada barış ve güvenlik için savaşı kazanana kadar savaşacak.”