Mescid-i Aksa'yı basan onlarca yerleşimci provokatif eylemlerde bulundu

Yerleşimciler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. (arşiv - WAFA)
Yerleşimciler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. (arşiv - WAFA)
TT

Mescid-i Aksa'yı basan onlarca yerleşimci provokatif eylemlerde bulundu

Yerleşimciler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. (arşiv - WAFA)
Yerleşimciler Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi. (arşiv - WAFA)

Onlarca yerleşimci bugün (Salı) İsrail polisinin koruması altında işgal altındaki Kudüs kentinde bulunan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenledi.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre görgü tanıkları, ‘yerleşimcilerin gruplar halinde Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlediğini, avlularında provokatif eylemler gerçekleştirdiğini, İsrail ordu güçlerinin koruması altında Yahudi ayinleri yaptığını’ söyledi.

Görgü tanıkları ayrıca, ‘İsrail polisinin, işgal altındaki Kudüs'ün Eski Şehri'ni askeri kışlaya çevirdiğini ve yüzlerce polis memurunun özellikle Mescid-i Aksa'nın kapılarına yakın mesafelerde konuşlandırıldığını, Eski Şehir ve Mescid-i Aksa'nın kapılarında askeri önlemlerini sıkılaştırdığını ve Filistinlilerin girişine kısıtlamalar getirdiğini’ ifade ettiler.



BAE, Sudan ordusunun Hartum'daki misyon şefinin karargahını hedef aldığını doğruladı

BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
TT

BAE, Sudan ordusunun Hartum'daki misyon şefinin karargahını hedef aldığını doğruladı

BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Güvenlik ve Askeri İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Salim el-Cabiri, Sudan ordusunun Hartum'daki BAE misyon şefinin karargâhını hedef aldığını ve bunun sonucunda binada ve çevresindeki tesislerde ciddi hasar meydana geldiğini bildirdi. El-Cabiri, diplomatik binaların dokunulmazlığı temel ilkesinin ve başta Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşme ve normların açık bir şekilde ihlal edildiğini vurguladı.

El-Cabiri, karargâhın hedef alındığını kesin olarak kanıtlayan fotoğraflar ve deliller bulunduğunu, bunun ise Dışişleri Bakanlığı ve Sudan ordusu tarafından sunulan ve Sudan'daki bu çatışmanın neden olduğu insani felaketin yasal ve ahlaki sorumluluğundan kaçmak için umutsuz bir girişim olan sahte anlatıyı ortadan kaldırdığını belirtti. El-Cabiri söz konusu saldırının, uluslararası toplumu yanıltmayı, dikkatleri Sudanlı kardeşlerin çektiği acılardan başka yöne çekmeyi ve BAE'nin ortaklarıyla birlikte barışçıl bir şekilde sona erdirmek için büyük çaba sarf ettiği bu uzun çatışmayı sona erdirmek için uluslararası çabaların getirdiği yükümlülüklerden kaçmayı amaçladığını ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın BAE resmi haber ajansı WAM'dan aktardığına göre el-Cabiri, Sudan tarafının başkalarına iftira atma ve sorumluluğu kabul etmeme konusundaki bu inkâr ve ısrarının, Sudan halkının çektiği acılara karşı bariz bir umursamazlığı yansıttığını belirtti. Ayrıca Sudan tarafının, kanıtlanmış gerçeklerle çürütülen gündemler aracılığıyla 9 aydan fazla bir süredir BAE'ye karşı iftira atma konusundaki bu inkâr ve ısrarının, Sudan halkının istikrar ve refaha ulaşma haklarını ve isteklerini reddettiğini vurguladı.

El-Cabiri, Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarını kanıtları gözden geçirmeye ve saldırının yol açtığı hasarı incelemeye davet etti.

Bu bağlamda el-Cabiri, söz konusu korkakça saldırıyı şiddetle kınadıklarını belirterek, bu acımasız saldırıda BAE ile dayanışma içinde olduklarını ifade eden 100'den fazla ülke ve uluslararası kuruluşa teşekkür ve takdirlerini sundu.