Han Yunus'a İsrail baskınları ve yeni bir yerinden edilme dalgası

İsrail ordusunun kentin bazı bölgeleri ve Refah için yeni bir tahliye emri çıkarmasının ardından yerinden edilen Filistinliler, Han Yunus'un doğusundaki bir bölgeyi terk ediyor. (AFP)
İsrail ordusunun kentin bazı bölgeleri ve Refah için yeni bir tahliye emri çıkarmasının ardından yerinden edilen Filistinliler, Han Yunus'un doğusundaki bir bölgeyi terk ediyor. (AFP)
TT

Han Yunus'a İsrail baskınları ve yeni bir yerinden edilme dalgası

İsrail ordusunun kentin bazı bölgeleri ve Refah için yeni bir tahliye emri çıkarmasının ardından yerinden edilen Filistinliler, Han Yunus'un doğusundaki bir bölgeyi terk ediyor. (AFP)
İsrail ordusunun kentin bazı bölgeleri ve Refah için yeni bir tahliye emri çıkarmasının ardından yerinden edilen Filistinliler, Han Yunus'un doğusundaki bir bölgeyi terk ediyor. (AFP)

İsrail ordusu tarafından verilen tahliye emrinin ardından yüzlerce Filistinli, bu sabah (salı) İsrail hava saldırılarına maruz kalan Gazze Şeridi'nin Han Yunus kentinden ayrılmak zorunda kaldı.

Filistin Kızılayı sağlık görevlileri ve bir sağlıkçı kaynağa göre, Han Yunus ve Refah'ta İsrail bombardımanı sonucu sekiz kişi hayatını kaybederken, 30'dan fazla yaralı Han Yunus'taki Nasır Hastanesi'ne kaldırıldı.

Bir AFP muhabiri ve görgü tanıkları, bu sabah Han Yunus ve çevresini hedef alan çok sayıda İsrail hava saldırısı düzenlendiğini bildirdi.

İsrail ordusu, saldırıların, dün (pazartesi) İsrail'in güneyindeki kasabalara 20 roketin atıldığı bölgeleri hedef aldığını söyledi.

Ordu, saldırıların bir silah deposunu, ‘terörist operatörler’ tarafından kullanılan bir apartman dairesini ve diğer altyapıyı hedef aldığını duyurdu.

İsrail ordusu dün, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus ve Refah kentlerindeki bazı mahallelerin boşaltılması emrini verdi.

Görgü tanıkları, çok sayıda insanın bu iki bölgeden ayrıldığını ve aralarında çocuk ve yaşlıların da bulunduğu yerinden edilmiş insanların açık alanda yerde uyuduğunu bildirdi.

Hastane yatağında yatan bir hasta, Han Yunus'tan çıkmaya çalışıyor. (AFP)Hastane yatağında yatan bir hasta, Han Yunus'tan çıkmaya çalışıyor. (AFP)

AFP’nin yayınladığı fotoğraflar, Han Yunus'ta yerinden edilmiş ailelerin moloz yığınları arasında yürüdüğünü gösteriyor.

Tahliye emri

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazar günü Savaş Kabinesi’ne, 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'e düzenlediği saldırının ardından savaşın başlamasından dokuz ay sonra, ordunun Gazze Şeridi'nde ‘zorlu bir savaş’ verdiğini kabul etti.

İsrail ordusu, 27 Ekim'de Gazze Şeridi'nin kuzeyinde başlattığı kara harekâtının ardından kademeli olarak güneye doğru ilerledi ve her seferinde bölge sakinlerine hedefledikleri alanları boşaltmalarını emretti.

Kucağında bebeğiyle Han Yunus'tan ayrılan bir kadın (AFP)Kucağında bebeğiyle Han Yunus'tan ayrılan bir kadın (AFP)

İsrail ordusu, 7 Mayıs'ta Mısır sınırındaki Refah kentinde Hamas'a karşı savaşın son aşaması olarak lanse edilen bir kara operasyonu başlattı ve Birleşmiş Milletler'e (BM) göre bir milyon Filistinlinin bölgeden ayrılmasına yol açtı.

Ancak son haftalarda, Refah'taki saldırı devam ederken, İsrail ordusunun özellikle kuzeyde kontrolü ele geçirdiğini iddia ettiği birçok bölgede çatışmalar yeniden yoğunlaştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee, dün Han Yunus ve Refah vilayetlerindeki el-Karara, Beni Suheyla ve diğer kasabalarda yeni tahliye emirleri çıkarıldığını duyurdu.

Diğer taraftan İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri, ‘Gazze Şeridi'nin çevresindeki İsrail mevzilerinin yoğun roket ateşiyle bombalandığını’ bildirdi.

İsrail ordusunun kentin bazı bölgeleri ve Refah için yeni bir tahliye emri çıkarmasının ardından yerinden edilen Filistinliler, Han Yunus'un doğusundaki bir bölgeyi terk ediyor. (AFP)İsrail ordusunun kentin bazı bölgeleri ve Refah için yeni bir tahliye emri çıkarmasının ardından yerinden edilen Filistinliler, Han Yunus'un doğusundaki bir bölgeyi terk ediyor. (AFP)

‘Han Yunus'tan ateşlenen yaklaşık yirmi füzenin önlendiğini, ancak bazılarının İsrail'in güneyine düştüğünü’ bildiren İsrail ordusu, ölen ya da yaralanan olmadığını belirtti. Ordunun ateşin kaynağına topçu ateşiyle karşılık verdiği belirtildi.

Doğrudan çatışmalar

Kuzeyde ise İsrail ordusu 27 Haziran'da Gazze şehrinin Şucaiyye mahallesinde başlattığı operasyonlara devam etti.

Ordu, jetlerinin gerçekleştirdiği hava saldırılarında yaklaşık 20 savaşçının öldürüldüğünü ve kuvvetlerinin çatışma sırasında birkaç kişiyi daha vurduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre, İsrail helikopterleri Şucaiyye'yi bombaladı. Hamas, Şucaiyye ve Refah'taki çatışmaları doğruladı.

Ordu dün, Gazze'nin güneyinde bir askerin öldüğünü ve 27 Ekim'den bu yana ölen asker sayısının 317'ye yükseldiğini duyurdu.

Netanyahu pazar günü Savaş Kabinesi’ne yaptığı açıklamada, “Kuvvetlerimiz Refah'ta, Şucaiyye'de ve Gazze Şeridi'nin her yerinde faaliyet gösteriyor. Bu, bazen doğrudan çatışma yoluyla ama aynı zamanda yeraltında da verdiğimiz zorlu bir mücadele” ifadelerini kullandı.

‘İşkence’ suçlamaları

Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Balah'ta bulunan Aksa Şehitleri Hastanesi'nden bir tıbbi kaynak, dün, aralarında Gazze şehrindeki Şifa Tıp Kompleksi'nin müdürü Muhammed Ebu Selmiye'nin de bulunduğu onlarca Filistinli mahkûmun serbest bırakıldığını doğruladı.

Ebu Selmiye, serbest bırakılmasının ardından Nasır Hastanesi'nde yaptığı ilk açıklamada, ‘mahkumların her türlü işkenceye maruz kaldığını’ söyledi. Ebu Selmiye, “Birçok mahkûm sorgu merkezlerinde öldü” ifadesini kullandı.

Ebu Selmiye, gözaltında tutulduğu süre boyunca kendisine herhangi bir suç isnat edilmediğini söyledi.

İsrail iç istihbarat servisi Şin-Bet, aşırı kalabalığı azaltmak için İsrail ordusuyla iş birliği içinde bu tutukluları serbest bırakmaya karar verdiğini bildirdi. Şin-Bet ayrıca, İsrailli sivillere yönelik saldırılara katılanların serbest bırakılmasına karşı olduklarını ve serbest bırakılmasına karar verilenlerin ‘daha az tehlikeli’ olduğunu ifade etti.

Ancak Netanyahu, serbest bırakılmayla ilgili bir soruşturma başlatılması talimatı verdiğini belirterek, “Şifa Hastanesi Müdürü’nün serbest bırakılması vahim bir hata ve ahlaki bir başarısızlıktır. Bu adamın yeri hapishanedir” dedi.

Gazze Şeridi’nde devam eden savaş, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği ve çoğu sivil bin 195 kişinin ölümüne yol açan eşi benzeri görülmemiş bir saldırının ardından patlak verdi.

Saldırıda 251 kişi esir alındı; bunlardan 116'sı halen Gazze'de tutulurken, 42'sinin ise öldüğünü söylüyor.

İsrail'in şiddetli bombardıman, baskın ve kara saldırılarıyla karşılık verdiği savaşta, Hamas’a bağlı Sağlık Bakanlığı’nın verdiği son rakamlara göre Gazze Şeridi'nde en az 37 bin 900 kişi hayatını kaybetti.

Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre savaş, Gazze Şeridi'nde kitlesel yerinden edilmelere ve binlerce çocuğun yetersiz beslenmeden mustarip olduğu su ve gıda kıtlığı nedeniyle insani bir felakete neden oldu.

BM ve yardım kuruluşları, savaşın ve İsrail ablukasının Gazze Şeridi'ndeki 2,4 milyon insana getirdiği ciddi insani kriz ve kıtlık riski konusundaki endişelerini defalarca dile getirdi.



BAE, Sudan ordusunun Hartum'daki misyon şefinin karargahını hedef aldığını doğruladı

BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
TT

BAE, Sudan ordusunun Hartum'daki misyon şefinin karargahını hedef aldığını doğruladı

BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)
BAE Dışişleri Bakanlığı binası (Şarku’l Avsat)

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Güvenlik ve Askeri İşlerden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Salim el-Cabiri, Sudan ordusunun Hartum'daki BAE misyon şefinin karargâhını hedef aldığını ve bunun sonucunda binada ve çevresindeki tesislerde ciddi hasar meydana geldiğini bildirdi. El-Cabiri, diplomatik binaların dokunulmazlığı temel ilkesinin ve başta Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi olmak üzere uluslararası sözleşme ve normların açık bir şekilde ihlal edildiğini vurguladı.

El-Cabiri, karargâhın hedef alındığını kesin olarak kanıtlayan fotoğraflar ve deliller bulunduğunu, bunun ise Dışişleri Bakanlığı ve Sudan ordusu tarafından sunulan ve Sudan'daki bu çatışmanın neden olduğu insani felaketin yasal ve ahlaki sorumluluğundan kaçmak için umutsuz bir girişim olan sahte anlatıyı ortadan kaldırdığını belirtti. El-Cabiri söz konusu saldırının, uluslararası toplumu yanıltmayı, dikkatleri Sudanlı kardeşlerin çektiği acılardan başka yöne çekmeyi ve BAE'nin ortaklarıyla birlikte barışçıl bir şekilde sona erdirmek için büyük çaba sarf ettiği bu uzun çatışmayı sona erdirmek için uluslararası çabaların getirdiği yükümlülüklerden kaçmayı amaçladığını ifade etti.

Şarku'l Avsat'ın BAE resmi haber ajansı WAM'dan aktardığına göre el-Cabiri, Sudan tarafının başkalarına iftira atma ve sorumluluğu kabul etmeme konusundaki bu inkâr ve ısrarının, Sudan halkının çektiği acılara karşı bariz bir umursamazlığı yansıttığını belirtti. Ayrıca Sudan tarafının, kanıtlanmış gerçeklerle çürütülen gündemler aracılığıyla 9 aydan fazla bir süredir BAE'ye karşı iftira atma konusundaki bu inkâr ve ısrarının, Sudan halkının istikrar ve refaha ulaşma haklarını ve isteklerini reddettiğini vurguladı.

El-Cabiri, Birleşmiş Milletler (BM) uzmanlarını kanıtları gözden geçirmeye ve saldırının yol açtığı hasarı incelemeye davet etti.

Bu bağlamda el-Cabiri, söz konusu korkakça saldırıyı şiddetle kınadıklarını belirterek, bu acımasız saldırıda BAE ile dayanışma içinde olduklarını ifade eden 100'den fazla ülke ve uluslararası kuruluşa teşekkür ve takdirlerini sundu.