MSD Suriyelilerin Türk güçlerine karşı protestolarını destekliyor

Geçtiğimiz Ağustos ayında Rakka'da düzenlenen Demokratik Suriye Meclisi (MSD) toplantılarından (Şarku’l Avsat)
Geçtiğimiz Ağustos ayında Rakka'da düzenlenen Demokratik Suriye Meclisi (MSD) toplantılarından (Şarku’l Avsat)
TT

MSD Suriyelilerin Türk güçlerine karşı protestolarını destekliyor

Geçtiğimiz Ağustos ayında Rakka'da düzenlenen Demokratik Suriye Meclisi (MSD) toplantılarından (Şarku’l Avsat)
Geçtiğimiz Ağustos ayında Rakka'da düzenlenen Demokratik Suriye Meclisi (MSD) toplantılarından (Şarku’l Avsat)

Demokratik Suriye Meclisi (MSD), pazartesi günü Suriye'nin kuzeyinde Türk güçlerine karşı halk protestolarının yaşanmasının ardından, Suriye hareketini desteklediğini açıkladı.

Dün (salı) sabah yayınlanan bildiride şu ifadeler yer aldı: “Suveyda, İdlib ve Halep'in kuzey kırsalında yer alan Türk nüfuz bölgelerindeki protestocuların sloganlarının aynı hedefte birleşmesi, Suriyelilerin devrimlerinin, kaderlerinin ve hedeflerinin birliği duygusundan kaynaklanan bir haysiyet ve özgürlük devrimi olduğunu teyit etmektedir.”

MSD’nin, Halep kırsalındaki askeri operasyon bölgelerinde konuşlanan Türk güçlerine karşı binlerce kişinin katıldığı halk protestolarının patlak vermesinden bir gün sonra gelen açıklaması, aynı zamanda Türkiye'nin Kayseri şehrindeki Suriyeli mültecilerin mülklerine yapılan saldırılar ve mültecilere yönelik sınır dışı etme operasyonlarının devam etmesinin arka planında geldi. Yerel kaynaklar ve insan hakları örgütleri, Suriyeli protestocular ile Türk güçleri arasında yaşanan şiddetli çatışmalarda 4 kişinin öldüğünü yaralandığını bildirdi.

MSD Başkanı Leyla Kereman Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Ülkenin kuzeyindeki protestolar, Türk hükümetinin Şam yönetimi ile ilişkileri düzeltme girişimlerini reddeden bir mesajdır. Suriye'nin kuzeyindeki ve mültecilerin bulunduğu ülkelerdeki son protestolar, kaderimizi kendimizin çizmesi gerektiğinin ve gücümüzün birliğimizde yattığının kesin bir kanıtıdır” ifadelerini kullandı.

Söz konusu protestoların, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ülkesinin, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed ile ilişkilerini normalleştirmeye hazır olduğunu açıklamasından günler sonra gerçekleştiğine dikkat çeken Kereman bu olayların, Ankara yönetiminin Suriye halkının çıkarlarını, arzularını ve fedakârlıklarını görmezden gelerek Şam yönetimi ile ilişkileri yeniden tesis etme ve bazı Suriyelileri kendi projeleri ve gündemleri için yakıt olarak kullanma girişimlerine tepki olarak ortaya çıktığını ifade etti.

Protestoların yanında olduklarını belirten Kereman, “Adaletsizlik, baskı ve ırkçılık karşısında Suriyeliler tarafından gerçekleştirilen her ayaklanmayı desteklediğimizi yineliyoruz” dedi.

MSD’nin, Suriye'nin kuzeydoğusundaki özerk yönetimin etki alanlarında faaliyet gösteren siyasi parti ve oluşumları içermesi dikkat çekicidir. MSD, ABD öncülüğünde DEAŞ'a karşı oluşturulan uluslararası koalisyon tarafından desteklenen Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) siyasi kanadı olarak da kabul edilmektedir.

MSD yaptığı açıklamada, kapsamlı bir ulusal konferans düzenlenmesi, bir yol haritası çizilmesi ve 13 yıldır devam eden savaşın sona erdirilmesi amacıyla tüm Suriyeli ulusal taraflarla diyalog için bir araya gelmeye hazır olduğunu ifade etti. Siyasi çözümleri benimseyen herhangi bir ulusal projenin temelinin Suriye halkının vizyonu olduğunu dile getiren MSD, bunu uluslararası sahneye kabul ettirmenin tek yolunun diyalog olduğunu vurguladı.

MSD Başkanı Leyla Kereman, ‘birleşmek ve demokratik dönüşümü sağlamak için’ Türk nüfuz bölgelerindeki tüm ulusal güçlerle iletişime açık olduklarını açıkladı.

Kereman, Türkiye'nin, kuzeydoğu Suriye bileşenlerine, onların ulusal projelerine yönelik tehdit ve düşmanlığının Suriye ulusal çözümlerinin önündeki en önemli engel haline geldiğini belirtti. “Bağımsızlık isteyen ve bağımlılık zincirlerini kırmak isteyen her parti ve siyasi gücü memnuniyetle karşılıyoruz” diyen Kereman, tüm Suriyelileri ve siyasi partilerini, Suriye için kurtuluş ve özgürlüğün temellerini atacak kapsamlı bir ulusal konferans düzenlemeye çağırdı.

Kereman, Suriye'deki çatışmaların çok sayıda can aldığını, milyonlarca kişinin 13 yıldır ülke içinde ve dışında yerinden edilmiş durumda olduğunu vurguladı. Kereman sözlerine şöyle devam etti: “Zalim yönetimin uzlaşmazlığı, bazı Suriyeli muhalif güçlerin dış güçlere bağımlılığı, ülkemizi bölen ve yok eden terörist güçlerin büyümesi, tüm uluslararası tarafların gerçek çözümler üretmemesi ve gerçek muhalif güçlerin dışlanması bizi bu hale getirdi.”

Tüm Suriyeli siyasi güçleri, Suriyelilerin içinden geçtiği bu istisnai koşullarda ‘durumdan vazife çıkarmaya’ çağıran Kereman, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Yaşadığımız trajedinin üstesinden gelmenin ve Suriye halkının vizyonunu, çözümü hedefleyen herhangi bir projenin temeli olarak uluslararası sahneye taşımanın yolunun ulusal diyalog olduğunu yineliyoruz.”



Kassam Tugayları: Savaş sırasında binlerce savaşçı aramıza katıldı, insan gücümüz gayet iyi durumda

İzzettin el-Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde (Arşiv - Reuters)
İzzettin el-Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde (Arşiv - Reuters)
TT

Kassam Tugayları: Savaş sırasında binlerce savaşçı aramıza katıldı, insan gücümüz gayet iyi durumda

İzzettin el-Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde (Arşiv - Reuters)
İzzettin el-Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde (Arşiv - Reuters)

Hamas Hareketi’nin askeri kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları'nın Askeri Sözcüsü Ebu Ubeyde, dün akşam yaptığı açıklamada, ‘Kassam Tugayları'nın insan gücünün çok iyi durumda olduğunu’ söyledi. Ebu Ubeyde, dokuzuncu ayını dolduran savaş sırasında Kassam Tugayları’na binlerce yeni savaşçının katıldığını vurguladı.

Ebu Ubeyde, video kaydıyla yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Gazze'de halen dışarıdan destek olmadan savaşıyoruz. Halkımız hala yiyecek ve ilaç olmadan direniyor. Mücahitlerimiz 9 aydır savaşarak düşman ordusunu bozguna uğratıyor.

Ebu Ubeyde, sözlerini şöyle sürdürdü:

24 taburumuzun tamamı, tüm direniş gruplarıyla birlikte Gazze Şeridi’nin dört bir yanında savaştı ve düşmanı bozguna uğrattı. Gazze'de ne hırsızlar gibi evlerde barikat kuran askerlere ne de zırhlı araçların arkasına saklanan subaylara yer var. Gazze'de Tiger tankı ya da kaybedilen bir savaşta para için savaşan paralı askerlere yer yokt, hepsi buradan ya ölü ya da yaralı olarak ayrılacaklar.

Kassam Tugayları Askeri Sözcüsü, açıklamasına şöyle devam etti:

Refah savaşı ve mücahitlerimizin Şucaiyye'de ve diğer yerlerde yaptıkları, direnişimizin gücünün ve düşmanın başarısızlığının ve yenilgisinin kanıtıdır. Düşman Gazze Şeridi'ne girdiği her yerde ağır darbeler aldı ve almaya devam ediyor. Gazze Şeridi’nin merkezinde bulunan ve Netzarim adı verilen koridor bir kokru ve cinayet koridoru olacak. Mücahitlerimizin savaşma ve karşı koyma yeteneği, işgalci İsrail’in suçları ve yok ediciliği karşısında daha da güçlendi. Kassam Tugayları’nın insan gücü çok iyi durumda. Savaş sırasında binlerce yeni savaşçıyı aramıza katmayı başardık. Binlerce savaşçımız gerektiğinde düşmanla karşı karşıya gelmeye hazır. Topraklarımızın dört bir yanında işgalci İsrail ile yüzleşmek için savunma yeteneklerimizi güçlendirdik.

Ebu Ubeyde, İzzettin el-Kassam Tugayları savaşçılarının, düşmanın savaş tarihinde eşi ve benzeri görülmemiş bir yoğunlukta sivillerin üzerine yağdırdığı bombalar ve füzeler de dahil olmak üzere kullandığı silahlardan geriye kalanların çoğunu dönüştürebildiğini de sözlerine ekledi.

Ebu Ubeyde, son olarak “Elimizde doğru zaman geldiğinde açıklayacağımız belgeler var. Bu belgeler Şin-Bet'e (İsrail İç İstihbarat Servisi/Şabak) ve düşmanın (İsrail) güvenlik sistemine yönelik karmaşık bir stratejik aldatmacayı nasıl gerçekleştirdiğimizi gösterecek. İşgalci İsrail’in 7 Ekim'deki başarısızlığına ilişkin istihbarat belgeleri, daha sonra açıklayacaklarımızın çok küçük bir kısmını ortaya çıkaracak” ifadelerini kullandı.