Güney Lübnan ateşkesi Netanyahu'nun Washington'daki görüşmelerin sonuçlarını bekliyor

Lübnan’da cumhurbaşkanı seçimi gelecek yıla kadar olmasa da birkaç ay daha ‘ertelenecek’ mi?

Netanyahu'nun Washington'a yapacağı ziyaret, Gazze ve Güney Lübnan'daki çatışmaların duracağını mı, yoksa topyekûn bir savaşa mı dönüşeceğini belirleyecek (Arşiv- Reuters)
Netanyahu'nun Washington'a yapacağı ziyaret, Gazze ve Güney Lübnan'daki çatışmaların duracağını mı, yoksa topyekûn bir savaşa mı dönüşeceğini belirleyecek (Arşiv- Reuters)
TT

Güney Lübnan ateşkesi Netanyahu'nun Washington'daki görüşmelerin sonuçlarını bekliyor

Netanyahu'nun Washington'a yapacağı ziyaret, Gazze ve Güney Lübnan'daki çatışmaların duracağını mı, yoksa topyekûn bir savaşa mı dönüşeceğini belirleyecek (Arşiv- Reuters)
Netanyahu'nun Washington'a yapacağı ziyaret, Gazze ve Güney Lübnan'daki çatışmaların duracağını mı, yoksa topyekûn bir savaşa mı dönüşeceğini belirleyecek (Arşiv- Reuters)

Lübnan'daki siyasi ve diplomatik çevreler içinde bulunduğumuz Temmuz ayını, Lübnan'ın güneyinde Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmanın genel seyrini ve Gazze Şeridi’nde ateşkese bağlı olan savaşın yayılmasını önlemek için uluslararası çabaların tansiyonu düşürüp düşürmeyeceğini belirleyecek bir gösterge olarak değerlendiriyor. Bu aynı zamanda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun bu ayın 24'ünde Washington'a gerçekleştireceği ziyaret sırasında ABD Kongresi’nde yapacağı konuşma ile de bağlantılı. Bu konuşmayı ise başkanlık yarışındaki rakibi eski Başkan Donald Trump’ın aralarındaki ilk münazarada kendisini geride bıraktığı ABD Başkanı Joe Biden ile arasındaki siyasi anlaşmazlık devam ederken yapacak. Bu durum onu mevcut ABD yönetimiyle arasını iyi tutmaya itiyor. Netanyahu’nun ABD’deki başkanlık yarışında Trump’ın bir kez daha seçilmesini desteklediği biliniyor.

Şu an Gazze Şeridi’nde ateşkes sonrası ‘ertesi güne’ hazırlanan Netanyahu, kendisine uygulanan baskılara karşılık olarak Gazze Şeridi'nde ateşkes için yeni şartlar öne sürmeye çalışacaktır. Hizbullah Genel Sekreter Yardımcısı Şeyh Naim Kasım, Gazze'de ateşkesin ardından Güney Lübnan'da çatışmaları durdurmaya hazır olduklarını açıklasa da Hizbullah, Netanyahu’nun öne sürdüğü şartları reddediyor.

Hizbullah: Önce Gazze

Şarku'l Avsat'a konuşan kaynaklara göre Hizbullah, Güney Lübnan’da ateşkese varılmasını, Gazze Şeridi ve Refah'ta Filistinli grupları takip ettiği bahanesiyle İsrail'e istediği zaman askeri müdahale hakkı tanıyan koşullar olmaksızın önce Gazze'de yürürlüğe girmesine bağlıyor. Bu yüzden Hizbullah, ateşkesin genel çerçevesinin askeri operasyonların kesin olarak durdurulmasından geçtiğine inanıyor.

Hizbullah kaynakları, Hizbullah’ın İsrail'in yıldırma kampanyalarına ve baskılarına boyun eğmeyeceğini, Güney Lübnan’da köylerdeki yıkımın boyutuna ve bu bölgeleri yaşanması zor, kavrulmuş bir toprağa dönüştürmesine rağmen, Tel Aviv’in askeri olarak dayatamadığını siyasi olarak elde etmesine izin vermeyeceğini söylediler.

Öte yandan Batılı diplomatik kaynaklar, Tel Aviv’in, İsrail’in kuzeyindeki yerleşim birimlerinde güvenliği yeniden tesis edecek ve yerleşimcilerin ikamet ettikleri yerlere geri dönmelerini sağlayacak bir çözüme ulaşmadan, Güney Lübnan’da ateşkesi kabul etmeye ve sınırın her iki tarafına düzenlediği bombardımanları sona erdirmeye niyeti olmadığını öne sürdüler.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, İsrail ile Lübnan arasında arabulucu konumundaki ABD Başkanı Joe Biden'ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein'ın, Tel Aviv ve Beyrut arasında mekik dokuyarak gerçekleştirdiği toplantılarda ve Hizbullah'tan aldığı yetkiyle müzakereleri yürüten Lübnan Temsilciler Meclisı Başkanı Nebih Berri ile zaman zaman bir araya geldiği görüşmelerde, çözüm arayışına hazırlık olarak iki taraf arasındaki askeri gerilimin yatıştırılması gerektiğini teyit ediyor.

Ateşkes ve savaş yarışı

Diplomatik kaynaklar, Lübnan ile İsrail arasında tansiyonun düşmesi için diplomatik çözümün askeri seçeneğe tercih edilmesini amaçlayan uluslararası çabalara bağlı olan genel gidişatı şu an tahmin etmenin mümkün olmadığına işaret ettiler. Aynı kaynaklara göre Lübnan'da müzakerelerle ilgilenen taraf, yani Meclis Başkanı Berri, Netanyahu’nun Washington ziyaretinin sonuçları belli olmadıkça, ihtiyaç duyduğu ortamı oluşturamayacak.

Aynı kaynaklar, ABD'li arabulucu Amos Hochstein'ın Paris'te, başta Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Özel Lübnan Temsilcisi Jean-Yves Le Drian ile olmak üzere yaptığı görüşmeleri, Fransa'nın İran ve Hizbullah'ı Gazze ve Güney Lübnan'daki gerilimi yatıştırmaya yönelik aktif çabalara dahil etme hamlesinin bir parçası olarak görüyorlar. İran'ın Tel Aviv'i Hizbullah'a karşı topyekûn bir savaş başlatması halinde cehennemle yüzleşeceği konusunda uyarması, İran yönetiminin müzakerelerde müttefiklerinin şartlarını iyileştirme konusundaki ısrarı, savaşa müdahil olmaması ve bölgedeki vekillerine güvenmesi açısından ele alınıyor. Hizbullah'ın Hamas'a destek vermeye başlamasından beri de bu oluyor.

Diplomatik çözümün savaşın yayılmasına üstün gelmesi için hala bir fırsat olduğuna inanan kaynaklar, bu fırsatın içinde bulunduğumuz ay boyunca var olmaya devam edeceğini ve daha sonra bu fırsatın bulunamayabileceğini, çünkü Lübnan'ın istikrarıyla ilgilenen uluslararası güçlerin kendi seçim maratonlarıyla meşgul olacağını söylediler. Kaynaklar, İsrail'in ve Hizbullah’ın, Hockstein'ın da İsrail'in birçok bölgede Lübnan’ın egemenliğine yönelik ihlallerini gidermek için üzerinde çalıştığı, Lübnan ile İsrail arasındaki uluslararası sınırların çizilmesine yol açacak bir anlaşmaya varmaya hazır olup olmadıklarını sorguladılar.

Ertelenen cumhurbaşkanı seçimi

Ancak Lübnan’da cumhurbaşkanının seçilmesini kolaylaştırma umudunun zayıf olduğunu düşünen diplomatik kaynaklar, Beşli Komite’nin temsilcilerinden birinin, cumhurbaşkanı makamındaki boşluğun sona ereceğine dair bir ışık olmadığını, komite tarafından yürütülen temasların bir ilerleme sağlamayı başaramadığını ve bunun sorumlusunun da tekerlerine çomak sokan Temsilciler Meclisi’ndeki bazı partiler olduğunu söylediğini aktardılar.

Kaynaklar, cumhurbaşkanı seçimi sürecinin yeniden başlatılması ihtimalini reddetseler de güneyde ateşkes sağlandığında küçük de olsa bir ilerleme kaydedilebileceğini, aksi takdirde boş olan cumhurbaşkanlığı makamının zorunlu bir tatile gireceğini ve bunun da cumhurbaşkanı seçimini gelecek yıla kadar olmasa bile, birkaç ay daha erteleyeceğini iddia ediyorlar.

Adının açıklanmasını istemeyen bir diplomatik kaynak, Beşli Komite üyeleri olan ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson, Fransa’nın Beyrut Büyükelçisi Herve Magro, Suudi Arabistan’ın Beyrut Büyükelçisi Velid el-Buhari, Mısır’ın Beyrut Büyükelçisi Alaa Musa ve Katar’ın Beyrut Büyükelçisi Abdulrahman bin Suud Al Sani'nin ufukta görünen bu çıkmaz karşısında uygun gördükleri adımları atmak amacıyla istişarelerde bulunmak üzere bir araya gelme ihtimalini göz ardı etmeyeceklerini söyledi.



Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
TT

Hamas'ın Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin şartları ilerleme şansını zayıflatıyor mu?

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta devam eden enkaz kaldırma çalışmalarından (AFP)

Gazze Şeridi’nde şu anda tıkanma yaşayan ateşkes anlaşması, Hamas’ın ikinci aşamada öngörülen idari ve güvenlik düzenlemelerine ilişkin çekinceleri ve kamuoyuna yansıyan talepleriyle yeniden gündeme düştü. Bu gelişme, ABD’den ikinci aşamaya geçiş konusunda ‘perde arkasında’ yürütülen çabalara dair açıklamaların yapıldığı bir döneme denk geldi.

Hamas’ın dün açıkladığı ve silahsızlanma, barış konseyi, istikrar güçleri ile Gazze Şeridi’nin yönetimi için bir komite oluşturulmasına ilişkin dört ana başlığı içeren bu çerçeveye dair değerlendirmelerde görüş ayrılığı yaşanıyor. Şarku’l Avsat’a konuşan bazı uzmanlar, söz konusu taleplerin ikinci aşamaya geçişi zorlaştıran krizleri ortaya koyduğunu ve hareketin üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik manevralar olduğunu savunurken, diğerleri ise İsrail kaynaklı engellere rağmen Hamas’ın anlaşmayı uygulama konusunda ciddiyetini yansıttığı görüşünü dile getiriyor.

ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen ve geçtiğimiz ekim ayında Gazze’de ateşkes sağlanmasına temel oluşturan barış planı, başkanlığını Trump’ın üstleneceği bir barış konseyi kurulmasını, bu konseyin Filistinli teknokratlardan oluşan bir komiteyi denetlemesini, Hamas’ın silahsızlandırılmasını, savaş sonrası Gazze yönetiminde rol almamasını ve istikrar güçlerinin konuşlandırılmasını öngörüyor.

Hamas’ın Gazze’deki lideri Halil el-Hayye, hareketin kuruluşunun 38. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, silahın işgal altındaki halklar için uluslararası hukukla güvence altına alınmış bir hak olduğunu belirterek, bu hakkın korunmasını ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını güvence altına alan her türlü önerinin incelenmesine açık olduklarını ifade etti.

El-Hayye, Trump planında yer alan ve ABD Başkanı’nın liderliğinde kurulması öngörülen barış konseyinin görevinin, ateşkes anlaşmasının uygulanmasını gözetmek, finansmanı sağlamak ve Gazze Şeridi’nin yeniden imarını denetlemek olduğunu vurguladı. Filistinliler üzerinde ‘her türlü vesayet ve manda uygulamasını’ ise reddettiklerini söyledi.

Gazze Şeridi’nin yönetimi için Filistinli bağımsız isimlerden oluşan bir teknokratlar komitesinin derhal kurulması çağrısında bulunan el-Hayye, Hamas’ın tüm alanlardaki yetkileri bu komiteye devretmeye ve görevlerini kolaylaştırmaya hazır olduğunu kaydetti. Kurulması planlanan uluslararası gücün görevinin ise Gazze sınırlarında ateşkesi korumak olması gerektiğini vurguladı.

El-Hayye ayrıca, arabuluculara ve özellikle ‘temel garantör’ olarak nitelendirdiği ABD yönetimi ile Başkan Trump’a, İsrail’i anlaşmaya saygı göstermeye ve uygulamaya zorlamak için çalışmaları, anlaşmanın çöküşe sürüklenmesine izin vermemeleri çağrısında bulundu.

asdfr
Başlarında yük taşıyan kadınlar, Gazze Şeridi'nin güneyinde yerinden edilmiş Filistinlilere barınak sağlamak için temizlenmiş araziye kurulan çadırların önünden geçiyor. (AFP)

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk geçen hafta yaptığı açıklamada, ateşkesin ilan edilmesinden bu yana Gazze’de sarı hattın gerisinde kalan bölgede 350’den fazla İsrail saldırısının belgelendiğini ve en az 121 Filistinlinin hayatını kaybettiğini söyledi. Öte yandan Hamas liderlerinden Raid Saad, cumartesi günü İsrail’in Gazze’de aracını hedef alan saldırısında öldürüldü.

İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi amaçlayan planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalışmalar yürüttüğünü ve çok uluslu uluslararası gücün gelecek aydan itibaren bölgede göreve başlamasının planlandığını belirtti. İsrail Yayın Kurumu’na göre, ABD’li yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

İsrail Kanal 14 televizyonu, kasım ayının sonlarında yaptığı bir haberde, ABD’nin uluslararası istikrar gücünün Gazze’de konuşlandırılması için tarih olarak ocak ayının ortasını belirlediğini, nisan ayı sonunu ise bölgedeki silahsızlanma sürecinin tamamlanması için nihai takvim olarak öngördüğünü aktarmıştı. Kanal, bu hedeflerin gerçeklikten kopuk bir beklenti olduğunu ve sürecin yeniden ertelenebileceğini kaydetmişti.

El-Ehram Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde İsrail meseleleri uzmanı olan Mısırlı analist Dr. Said Ukkaşe, Hamas’ın ortaya koyduğu çerçevenin ikinci aşamada ilerleme ihtimalinin zayıf olduğunu gösterdiğini ve bunun daha fazla İsrail saldırısını tetikleyebileceğini savundu. Ukkaşe, bu tutumun, tehlikeli koşullar altında ilerleyen ikinci aşama yükümlülükleri öncesinde Hamas üzerindeki baskıyı azaltmaya yönelik ‘manevralar’ olduğunu ifade etti.

Hamas dosyasına odaklanan Filistinli siyaset analisti İbrahim el-Medhun ise İsrail’in anlaşmayı sabote etmeye yönelik tekrarlanan engellerine rağmen ikinci aşamaya geçilmesi ve uygulanmasının kaçınılmaz olduğunu dile getirdi. Silah meselesine ilişkin olarak Hamas’ın, Filistin iç kamuoyunda derinlemesine bir diyalog yürüttüğünü, Kahire’deki arabulucularla da şeffaf ve açık görüşmeler yaptığını belirten el-Medhun, tüm taraflarca kabul edilebilecek bir vizyonun şekillenebileceğini ve hareketin barış güçlerinin varlığına açık olduğunu söyledi.

Hamas’ın ortaya koyduğu bu çerçeveye arabulucuların henüz yorum yapmadığı bir ortamda, Mısır Dışişleri Bakanlığı dün yaptığı açıklamada, Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati’nin, İngiliz mevkidaşı Yvette Cooper ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Gazze’de geçici bir uluslararası istikrar gücünün konuşlandırılmasının önemini vurguladığını bildirdi. Abdulati, ateşkesin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve Trump planının ikinci aşamasına ilişkin yükümlülüklerin uygulanmasının önemine dikkat çekti.

Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) düzenlenen Sir Bani Yas Forumu’na katılımı sırasında konuşan Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Gazze anlaşmasının ikinci aşamasına geçilmesinin gerekliliğini ve uluslararası istikrar gücünün oluşturulmasının önemini yineledi.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, cuma günü gazetecilere Gazze anlaşmasındaki gelişmelere ilişkin yaptığı açıklamada, “Barış anlaşmasının ikinci aşamasına yönelik olarak şu anda perde arkasında çok sayıda sessiz planlama yürütülüyor… Kalıcı ve sürdürülebilir bir barış sağlamak istiyoruz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Wall Street Journal gazetesi, cumartesi günü yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump yönetiminin Gazze Şeridi’nde istikrarı sağlamak amacıyla bir ABD’li generalin komutasında 10 bin askerden oluşan çok uluslu bir güç oluşturmayı hedeflediğini aktardı. Haberde, bazı ülkelerin, gücün görev kapsamının Hamas’ın silahsızlandırılmasını da içerebileceğine yönelik çekinceleri nedeniyle henüz asker göndermediği belirtildi.

Gazete ayrıca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın, Gazze’de konuşlandırılması planlanan bu güç için yaklaşık 70 ülkeden askerî veya mali katkı talebinde bulunduğunu, ancak yalnızca 19 ülkenin asker göndermeye ya da ekipman ve lojistik destek gibi farklı şekillerde katkı sunmaya istekli olduğunu yazdı.

Ukkaşe, Trump’ın 29 Aralık’ta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede ikinci aşamanın başlatılması için baskı kuracağını öngörerek, İsrail’in bu aşamaya girmeyi kabul edeceğini ancak çekilmelerin uygulanmasına ilişkin müzakerelerin süresiz biçimde uzayabileceğini söyledi.

El-Medhun ise Kahire’nin İsrail kaynaklı engellerin farkında olduğunu ve anlaşmanın başarısızlığa uğramasına yol açabilecek muhtemel İsrail gerekçelerini ortadan kaldırmak için ikinci aşamaya geçişin hızlandırılmasını talep edeceğini ifade etti.


Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
TT

Tunus'taki protestoların ardından Kayravan'da çatışmalar çıktı

Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)
Tunus'un başkentinde cumartesi günü düzenlenen bir gösteriden, (Reuters)

Tunus'un merkezindeki Kayravan şehrinde, cumartesi akşamı, polis ve gençler arasında art arda ikinci gece çatışmalar yaşandı.

Ailesinin ifadesine göre, çatışmalar bir kişinin polisin kovalamacası ve ardından kendisine yönelik şiddet sonucu ölmesinin ardından patlak verdi. Ölen kişinin akrabaları, ehliyetsiz motosiklet kullandığını ve bir polis aracı tarafından takip edildiğini söylüyor. Ardından dövülerek hastaneye kaldırılan adam, hastaneden kaçmayı başardı. Cumartesi günü geçirdiği kafa travması sonucu hayatını kaybetti.

Tunus'ta da yüzlerce kişi, muhalefet dernekleri ve partilerinin çağrısına yanıt olarak, dördüncü hafta üst üste başkentte "özgürlükleri savunmak ve Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarını protesto etmek" amacıyla gösteri düzenledi.


Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
TT

Lübnan ve İran ilişkileri "hassas" bir aşamada bulunuyor

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn, Haziran 2025'te İran Dışişleri Bakanı’nın Beyrut ziyaretinde Recci ve Arakçi arasında arabuluculuk yapıyor (Arşiv- Lübnan Cumhurbaşkanlığı)

Lübnan-İran ilişkileri çok hassas bir aşamaya geldi ve şu anda, İran liderliği kararını verip Lübnan işlerine müdahalesini durdurmadığı sürece, kontrolden çıkma ve önlenemez olumsuz sonuçlar doğurma riskiyle karşı karşıya. Önde gelen bir siyasi kaynak Şarku’l Avsat'a durumu böyle aktardı. İran'ın Beyrut'taki elçileri müdahaleyi reddederken, Lübnan'daki resmi makamlar müdahaleyi kanıtlayan delillere sahip olduklarını vurguluyor.

Kaynak, İran'ın müdahalesine örnekler verdi; bunlardan ilki, resmi davet olmadan elçilerin gelmesiydi ve resmi görüşmelerinin çoğunun, Hizbullah, Hamas ve İslami Cihad hareketlerinin önderliğindeki görüşmelerini haklı çıkarmak için siyasi bir kılıf sağlama bağlamında kaldığını vurguladı.