Cezayir çölünde 12 Suriyeli susuzluktan öldü

Şarku’l Avsat kurbanların isimlerine ulaştı

Ghawth Arama Kurtarma Derneği - Tamanghasset tarafından, yollarını kaybettikten sonra susuzluktan ölen 12 Suriyelinin kaçak yollardan giriş yaptıkları araçta bulduktan sonra yayınlanan fotoğraflar
Ghawth Arama Kurtarma Derneği - Tamanghasset tarafından, yollarını kaybettikten sonra susuzluktan ölen 12 Suriyelinin kaçak yollardan giriş yaptıkları araçta bulduktan sonra yayınlanan fotoğraflar
TT

Cezayir çölünde 12 Suriyeli susuzluktan öldü

Ghawth Arama Kurtarma Derneği - Tamanghasset tarafından, yollarını kaybettikten sonra susuzluktan ölen 12 Suriyelinin kaçak yollardan giriş yaptıkları araçta bulduktan sonra yayınlanan fotoğraflar
Ghawth Arama Kurtarma Derneği - Tamanghasset tarafından, yollarını kaybettikten sonra susuzluktan ölen 12 Suriyelinin kaçak yollardan giriş yaptıkları araçta bulduktan sonra yayınlanan fotoğraflar

Suriyeli 12 mülteci Cezayir çölünde susuzluktan öldü. Üç günü aşkın bir süre boyunca kendilerinden haber alınamayan ve bu süre zarfında içme suları tükenen diğer 5 mültecinin akıbeti ise hala bilinmiyor.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Suriyeli kurbanların bir kaçakçı ve arkadaşına ait 4x4 araçlarla Libya'dan Cezayir'e doğru seyahat ettiklerini bildirdi. Araçla Cezayir topraklarına geçmeye çalışırken, yazın bu döneminde sıcaklığın yaklaşık 60 dereceye ulaştığı askeri bir bölge olan çölde yollarını kaybeden Suriyeli kaçak mülteciler, susuzluktan öldü.

Kaçak yollardan Cezayir’e girmeye çalışan Suriyelilerin cesetleri Cezayir'in güneydoğusundaki Tamanghasset şehrinde Ghawth Arama Kurtarma Derneği tarafından bulundu. Derneğinn Facebook hesabından yapılan açıklamada, “Takipçilerimizi, özellikle de kurbanların kimlikleri ve isimleri hakkında bilgi almak için sayfanın mail ve WhatsApp aracılığıyla bize yazanları bilgilendireceğiz. Cezayir makamları konuyu Suriye Büyükelçiliğine havale etmiş, Büyükelçilik de Suriyelilerin cenazelerinin Suriye'deki ailelerine teslim edilmesini takip etmesi için bir kişiyi görevlendirmiştir” denildi.

Şarku’l Avsat bilgi almak için çeşitli kuruluşa sosyal medya hesapları aracılığıyla ulaşmaya çalıştı. Bunlar arasında, Avrupa kıyılarına geçenlerin hayatlarını kurtarmak için bu tür gönüllü çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları da bulunuyor. Ancak bu haber yayına hazırlandığı sırada söz konusu kuruluşlardan herhangi bir yanıt alınamadı.

SOHR tarafından aktarıldığına göre Libya'daki Suriyeli mülteciler, paralarını çalan, onları kaçıran ve fidye isteyen çok sayıda çete olması nedeniyle çok zor koşullar altında yaşıyorlar.

Bunun yanında Libya makamlarının Suriyeliler de dahil olmak üzere tüm yabancıları sınır dışı etmesi yönünde yapılan çağrıların yanı sıra ülkedeki genel yaşam koşulları da oldukça kötü.

 

Cezayir çölünün labirentinde susuzluktan ölen 12 Suriyelinin isimleri (Ghawth Arama Kurtarma Derneği - Tamanghasset)

Ghawth Arama Kurtarma Derneği Facebook hesabından Bellefleur bölgesinde cenazelerine ulaşılan ve cesetleri Burc Ömer İdris Hastanesi’nin morguna nakledilen Suriyeli kurbanların isimlerini yayınladı.

‘Temacinine’ adıyla bilinen Burc Ömer İdris için Google’da yapılan aramada, buranın Cezayir'in en güney doğusundaki Illizi iline bağlı bir ilçe olduğu ve ülkenin en eski yerleşim birimlerinden biri olduğu anlaşılıyor. Çeşitli çöl ve Afrika şehirlerine giden hac ve ticaret kervanları için bir kavşak noktası olan Burc Ömer İdris, 8 bin yıldan fazla bir süre kuzey ile güney arasında bir köprü görevi gördü. Eski Amazigh dilinde geçiş bölgesi anlamına gelen ‘Temacinine’ olarak adlandırılan bölgenin adı, 1880 yılında Fransız işgaline uğradığında adı, yerel halk tarafından öldürülen bir Fransız subayının adı olan Fort Flatters olarak değiştirildi.



Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
TT

Gazze'nin kuzeyinde İsrail ateşiyle bir Filistinli öldürüldü... ve Refah'a hava saldırıları düzenlendi

Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki Zeytun mahallesinde, arkalarında yıkılmış binaların görüldüğü Filistinli mülteci çadırları (EPA)

Alman Basın Ajansı'na (DPA) göre bu sabah Gazze Şeridi'nin kuzeyinde İsrail güçleri tarafından bir Filistin vatandaşı öldürüldü.

Filistin Enformasyon Merkezi, yerel kaynaklara dayanarak, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye el-Nazla'da 18 yaşında bir gencin İsrail ordusunun ateşiyle öldürüldüğünü bildirdi.

Merkez ayrıca, İsrail savaş uçaklarının Han Yunus'un doğusuna ve Refah'ın doğusuna hava saldırıları düzenlediğini ve bombalama sonucu patlamalar duyulduğunu belirtti. Ayrıca, İsrail güçlerinin Han Yunus'un doğusundaki binalarda yıkım operasyonları gerçekleştirdiğini de ifade etti.

Kaynaklar, "İsrail savaş uçaklarının bu sabah Refah'ın doğusuna, Han Yunus'a ve Gazze şehrine daha fazla hava saldırısı düzenlediğini" bildirdi.

Merkeze göre, "İsrail güçleri, 10 Ekim'de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam ediyor ve bunun sonucunda yaklaşık 390 şehit ve 1000 yaralı var."

Diğer yandan Başkan Trump'ın Gazze'deki iki yıllık çatışmayı sona erdirme planının bir sonraki aşamasına geçmek için görüşmeler devam ediyor.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre plan, Gazze Şeridi'nde uluslararası "barış konseyi" tarafından denetlenen ve çok uluslu bir güvenlik gücü tarafından desteklenen geçici bir Filistin teknokrat yönetimini öngörüyor. Bu gücün oluşumu ve yetki alanı konusundaki müzakereler zorlu geçti.


Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
TT

Avn, Lübnan'ın Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu açıkladı

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn (DPA)

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn dün yaptığı açıklamada, ülkesinin Suriye ile sınırlarını belirlemeye hazır olduğunu ve Şeba Çiftlikleri sınır bölgesi üzerindeki anlaşmazlığın çözümünün daha sonraki bir aşamaya ertelenebileceğini duyurdu.

Bir basın heyetiyle yaptığı görüşme sırasında yöneltilen bir soruya yanıt olarak şunları söyledi: “Fransa bize Suriye ile olan sınırın haritalarını verdi ve onlar karar verdiklerinde sınırı belirlemeye hazırız. Lübnan komitesi hazır. Deniz sınırının belirlenmesi için bir komite ve kara sınırının belirlenmesi için başka bir komite kurabiliriz.” Sözlerine şöyle devam etti: “Suriye ile ilişkiler yavaş ama iyileşiyor ve en iyisini umuyoruz.”

İsrail ile müzakereler konusunda ise Avn şunları söyledi: “Topraklarımızı işgal eden, her gün bizi hedef alan ve oğullarımızı esir tutan bir güç var. Bunu müzakereden başka nasıl çözebiliriz?” “Herhangi bir ordu savaşa girdiğinde ve çıkmaza girdiğinde, müzakere seçeneği değerlendirilir” ifadelerini kullandı.

Lübnan heyetine Mekanizma Komitesi başkanlığına Büyükelçi Simon Karam'ı seçtiğini açıkladı; bunun nedeninin "kendisinin daha önce Amerika Birleşik Devletleri'nde büyükelçilik yapmış ve Madrid'deki önceki müzakerelere katılmış olması" olduğunu belirtti.

Amerikan elçisi Tom Barrack'ın son açıklamalarına ilişkin olarak Avn, "bu açıklamalar tüm Lübnanlılar tarafından reddedilmektedir" dedi.

Bazı milletvekillerinin Kıbrıs ile deniz sınırlarının belirlenme yönteminden duydukları memnuniyetsizliğe ilişkin olarak, “2011 yılında Cumhurbaşkanı (Necib) Mikati hükümeti sınır belirleme kurallarını koydu ve biz de bu kuralları onayladık. Bu anlaşmanın Meclise gitmesinin gerekli olup olmadığı konusunda Yasama ve Konular Kurulu'na danıştık ve cevap hayır oldu” şeklinde açıklama yaptı.

Bir soruya cevaben, “Kutsal Baba'nın (Papa'nın) altı ay önceki seçiminden bu yana ilk ziyareti ve Güvenlik Konseyi üyelerinin ziyareti, (Mekanizma) Komitesine bir sivilin atanmasıyla eş zamanlı olarak geldi ve bunların hepsi olumlu işaretlerdir” dedi.

Hannibal Kaddafi'nin serbest bırakılmasının ardından Libya ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi hakkındaki bir soruya cevaben Cumhurbaşkanı Avn, “İmam Musa el-Sadr'ın kaybolması meselesi çözülmelidir. Bu meşru bir meseledir ve Lübnan halkı onun ve iki arkadaşının akıbetini bilme hakkına sahiptir” ifadesini kullandı.

ABD'nin Lübnan ordusuna yaptığı yardımla ilgili olarak, "birkaç yardım programı var" diyen Avn, "Önemli olan, ilk defa resmi bir kararda Lübnan ordusuna yardım etmenin gerekliliğinden bahsedilmesi ve bunun bizim için olumlu ve temel bir gelişme olmasıdır" şeklinde konuştu.

Bir soruya cevaben, Hizbullah milletvekillerinden oluşan bir grubun, cumhurbaşkanı seçilmeden önce partiye silahsızlanmadan bahsetmeyen bir savunma stratejisi konusunda söz verdiğine dair iddialarını ve medyada bu sözle ilgili olarak imzaladığı bir belgenin varlığına dair çıkan haberleri yalanlayarak, "Eğer varsa, şimdi yayınlasınlar" dedi.


Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
TT

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir ekip, Yemen'in doğusunda istikrarı sağlamak amacıyla Aden'de

Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)
Yemen'in geçici başkenti Aden, (Reuters)

Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nden oluşan bir askeri ekip, Yemen'in geçici başkenti Aden'e, Güney Geçiş Konseyi'ne bağlı güçlerin Hadramut ve Al-Mahra vilayetlerinden çekilmesi ve meşru yönetimi destekleyen Suudi liderliğindeki koalisyonun doğrudan gözetimi altında önceki konumlarına geri dönmeleri için yürütme mekanizmalarını kurmayı amaçlayan acil bir görevle geldi.

Ekip ayrıca, statüko öncesine dönüşü sağlamak amacıyla koordineli prosedürlere göre, bölgelerin "Vatan Kalkanı" güçlerine devredilmesi için düzenlemeler üzerinde de çalışıyor. Bu adım, Suudi Arabistan'ın Doğu Yemen'deki gerilimi sona erdirmek için yoğun çabalarının ve koalisyon liderliğinin Hadramut'taki Güney Geçiş Konseyi'nin tek taraflı eylemlerini reddetmesinin bir devamı niteliğinde. Koalisyon liderliği bu eylemleri, zorla yeni bir gerçeklik dayatma veya vilayeti barış ve istikrarı tehdit eden iç çatışmalara sürükleme girişimi olarak değerlendirmektedir.

Şarku’l Avsat'a konuşan özel kaynaklara göre askeri birliğin gelişi, Riyad'ın Yemen'deki meşru kurumlar içinde güvensizlik ortamı yaratacak veya bölünmeyi derinleştirecek adımları reddetme tutumunu güçlendiriyor.