Nasrallah'ın eski koruması İsrail'in Suriye sınırına düzenlediği bombardımanda öldü

İsrail İHA’yla Hizbullah aracını hedef aldı, iki kişi öldü

Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’ın eski koruması Yasir Nemir Karnbeş (Arşiv - AP)
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’ın eski koruması Yasir Nemir Karnbeş (Arşiv - AP)
TT

Nasrallah'ın eski koruması İsrail'in Suriye sınırına düzenlediği bombardımanda öldü

Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’ın eski koruması Yasir Nemir Karnbeş (Arşiv - AP)
Hizbullah Genel Sekreteri Nasrallah’ın eski koruması Yasir Nemir Karnbeş (Arşiv - AP)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail'in salı günü Suriye'de Hizbullah'a ait bir araca düzenlediği saldırıda en az iki kişinin öldüğünü bildirdi. SOHR’un aktardığına göre İsrail saldırısında ölenlerden Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın eski korumasıydı. SOHR direktörü Rami Abdurrahman Fransız Haber Ajansı’na (AFP) yaptığı açıklamada, İsrail, bir insansız hava aracı (İHA) ile Lübnan’ın doğu sınırındaki Cedide Yabus bölgesinde Hizbullah’a ait bir araca düzenlediği saldırıda en az iki kişinin öldüğünü ve bir kişinin de yaralandığını söyledi.

SOHR’a göre araç Suriye Ordusu 4. Tümeni’ne ait bir kontrol noktasının yakınlarında hedef alındı.

Hizbullah daha sonra Yasir Nemir Karnbeş'ın örgüt içindeki rolüne açıklık getirmeyen bir yas bildirisi yayınladı. İki güvenlik kaynağı, eski korumanın Hizbullah'ın orta düzey bir yetkilisi olduğunu ve örgüte silah aktarımında görev aldığını söyledi. İsrail genellikle Suriye'de düzenlenen saldırılar hakkında yorum yapmıyor. İsrail ordusundan bir sözcü, saldırı sorulduğunda “Dış basında çıkan haberler hakkında yorum yapmıyoruz” dedi.

sdfrgthyj
Yasir Nemir Karnbeş bir konuşması sırasında Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın sağında dururken(Arşiv - AP)

Nasrallah'ın bugün öğleden sonra, geçtiğimiz hafta İsrail tarafından Lübnan'ın güneyinde düzenlenen saldırıda öldürülen Hizbullah üst düzey bir komutanı için yapılacak anma töreninde konuşması bekleniyor.

İsrail ve Hamas arasında 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ndeki savaşın başlamasından bu yana Hizbullah ve İsrail neredeyse her gün sınır ötesi saldırılar düzenliyor. İsrail zaman zaman Hizbullah’ın Suriye'deki mevzilerini de hedef alıyor. SOHR’a göre 10 Haziran'da Suriye'den Lübnan'a geçen bir konvoya düzenlenen saldırıda beş kişi öldü.

Hizbullah'a yakın bir kaynak, AFP'ye yaptığı açıklamada ölenler arasında üç Hizbullah üyesinin bulunduğunu söyledi. AFP'nin Hizbullah verilerine ve Lübnan’daki resmi kaynaklara dayandırdığı rakamlara göre İsrail ve Hizbullah arasında dokuz ayı aşkın süredir devam eden karşılıklı bombardımanlarda Lübnan'da 95'i sivil, 328'i Hizbullah üyesi olmak üzere en az 498 kişi öldü.

Hizbullah, Suriye'de öldürülen 25 üyesi için cenaze töreni düzenlerken İsrail, 16’sı asker ve 11’i sivil 27 kişinin öldüğünü açıkladı. Resmi kanalların aktardığına göreİsrail'in Suriye'nin batısındaki Banyas kenti çevresine gece boyunca düzenlediği bombardımanın ardından salı günü bir aracın hedef alındı.

Suriye resmi haber ajansı SANA’nın Suriyeli bir askeri kaynaktan aktardığına göre İsrail, Akdeniz yönünden Banyas kenti yakınlarındaki bir noktaya bir hava saldırısı düzenledi. Saldırı maddi hasara yol açtı.

SOHR’a göre bölgede İranlı askeri danışmanlar da bulunuyordu. Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine gerçekleştirdiği eşi benzeri görülmemiş saldırıdan bu yana İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırıları da arttı. Ancak SOHR’a göre İsrail tarafından yapıldığı söylenen, geçtiğimiz nisan ayında İran’ın Şam Büyükelçiliği'ne bağlı bir binaya yönelik ikisi üst düzey subay olmak üzere İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) yeni üyesinin ölümüne neden olan saldırıdan sonra İran’ın Suriye’deki mevzilerini hedef alan saldırıların sıklığı ‘önemli ölçüde’ azaldı.

İsrail Suriye'deki saldırıları hakkında nadiren yorum yapsa da İran'ın komşu ülkelerinde askeri varlık göstermesine izin vermeyeceğini birçok kez gösterdi. İsrail geçtiğimiz yıllarda Suriye'de çoğunlukla İran ve Lübnan’daki Hizbullah Hareketi’ne ait silah ve mühimmat depoları ve sevkiyatları ile Suriye ordusuna ait mevzilere yönelik yüzlerce hava saldırısı gerçekleştirdi.

Suriye, 2011 yılından bu yana yarım milyondan fazla insanın ölümüne, altyapının büyük oranda hasar görmesine ve ekonominin çökmesine neden olan kanlı bir çatışmaya sahne oluyor. Ülke nüfusunun yarısından fazlası ülke içinde ve dışında yerlerinden edilmiş durumda.



Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
TT

Bir gözü savaşta, diğer gözü kaderinde olan Gazze’nin ‘kafa karışıklığı’

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)
Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları giderek azalıyor (AFP)

İzzettin Ebu Ayşe

ABD Başkanı Donald Trump, İsrail'in İran'a karşı başlattığı saldırıdan önce, ABD, İsrail, Hamas ve İran arasında Gazze konusunda geniş kapsamlı müzakereler yürütüldüğünü açıklamıştı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Gazze'de tutulan rehinelerin durumuyla ilgili ciddi ilerlemeler kaydedildiğini doğruladı.

Ancak İsrail'in İran'a sert bir askeri darbe indirmesi, Gazze meselesinin çözülmesine ve ateşkes anlaşmasına varılmasına katkıda mı bulunacak, yoksa bölgedeki ateşkes müzakerelerini olumsuz yönde mi etkileyecek?

Darbe öncesi çabalar

İsrail, İran'ı 7 Ekim 2023 saldırılarını finanse etmekle suçluyor. Bu suçlamayı dayandırdığı nedenlerden biri Hamas Hareketi’nin Tahran'ın bölgedeki uzantılarından biri olarak görmesi ve Hamas ile İran arasında uzun soluklu ve güçlü ilişkiler olmasıdır.

Mevcut bilgilere göre ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve Filistin asıllı Amerikalı akademisyen ve siyasi aktivist Bishara Bahbah, İsrail İran'a ağır bir darbe indirmeden önce, ABD ile İran arasında İran’ın nükleer programına ilişkin müzakerelerle eş zamanlı olarak Gazze konusunda bir anlaşma metni üzerinde çalışmalarını yoğunlaştırmışlardı. Bu çabalar, ABD ile İran arasındaki müzakerelerle eş zamanlı olarak yürütülüyordu.

İsrail'in İran'a yönelik askeri saldırısı öncesinde, arabulucular Katar ve Mısır, ABD ile Gazze ve İran meselelerine dair görüşmeler yaptılar. Mısır Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati, Washington ile Tahran arasındaki müzakerelerin gelişmeleri ve Gazze'deki savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılması için Witkoff ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Tüm bu çabalar, Katar'ın Witkoff'un ateşkes önerisine ilişkin yenilikçi ve değiştirilmiş bir formül sunmasının ardından gerçekleşti. O sırada Hamas'ın geçici lideri Halil el-Hayya, "Gazze'deki savaşı durdurmaya yönelik bir dizi fikir aldık. Witkoff'un önerisine açığız. Ancak savaşı kalıcı olarak sona erdirmek ve İsrail ordusunun Gazze'den çekilmesini sağlamak için daha güçlü güvenlik garantileri gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia'dan aktardığı habere göre bu çabalar Tahran'ın doğrudan bilgisi dahilinde gerçekleştirildi. Trump, ilk kez Gazze'de ateşkes dosyasına doğrudan müdahale ederken bunu, “Gazze şu anda bizim, Hamas ve İsrail arasında yürütülen büyük müzakerelerin ortasında ve İran da bu müzakerelere katılıyor. Gazze'de neler olacağını göreceğiz. Rehineleri geri almak istiyoruz” şeklindeki heyecan verici açıklamasıyla duyurdu.

Ardından Netanyahu, esir takası ve Gazze'deki ateşkes müzakerelerinde önemli ilerleme kaydedildiğini söyledi ve ardından üst düzey bakanlarıyla bir toplantı yaptı. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, rehinelerle ilgili anlaşmayı sağlamaya kararlı olduklarını ve ilerleme kaydedildiğini söyledi.

İsrail şartlarını koyuyor

Ancak İsrail'in İran'a saldırmasının ardından Gazze dosyasıyla ilgili tüm bu gelişmelere endişeyle bakılırken, Hamas bu eksene olan bağlılığını yeniden teyit etti ve tutumunda değişiklik yapmadı. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının tehlikeli olduğunu, bölgede patlamaya yol açabileceğini ve bunun Netanyahu'nun bölgeyi açıkça bir savaşa sürükleme konusundaki kararlılığını yansıttığını söyledi.

İsrail'in saldırısı, Gazze'deki savaşın gidişatını etkiliyor. Siyasi ve askeri gözlemciler, savaşın gidişatı ve ateşkesin Tahran ile Tel Aviv arasındaki askeri gelişmelere bağlı olarak değişebileceğini ve bir anlaşmaya varılabileceği gibi, tarafların tutumlarının sertleşebileceğini belirtiyorlar.

Siyasi araştırmacı Macid Ebu Herbid, değerlendirmesinde şunları söyledi:

“İsrail, bölgede zaferler kazandığına ve İran'a karşı ezici bir galibiyet elde ettiğine inanıyor. Bu durum Netanyahu'yu, kazanan tarafın şartları belirlediği kuralına göre şartlarını ve taleplerini sertleştirmeye iten bir coşkuya kapılmasını sağlarken Gazze konusunda yenilgiye uğradığına inandığı Hamas'ın bu şartlara uyması gerektiğini düşünüyor.”

Ebu Herbid, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hamas her şeyi kaybettiğini düşünüyor olabilir ve bu yüzden tek seferde kapsamlı bir anlaşma imzalamakta ısrarcı bir tutum sergileyebilir. Bu durum toprak üzerindeki kontrolünü kaybettikten sonra kaybedecek başka bir şeyi kalmadığından kaynaklanıyor."

Ebu Herbid'e göre İsrail'in İran'a yönelik saldırıları Gazze dosyası üzerinde hızla etkili olmayacak. Yani ne Hamas ateşkes için acele edecek ne de İsrail anlaşmaya varmak ve rehinelerin serbest bırakılması için acele edecek. Siyasi araştırmacı, her iki tarafın da önceliklerini değiştirmek için Tahran'daki çatışmalardaki gelişmeleri beklediğini belirtti.

“İran ateşkesi engelleyebilir”

Askeri bilimler alanında öğretim görevlisi Muaviye Vasif ise İsrail ile İran arasındaki gerginliğin Gazze'deki ateşkes sürecine hizmet etmediğini söyledi. Vasif’e göre Netanyahu, Tahran'ı vurma planlarıyla meşgulken, Hamas durumu izliyor ve müzakere edecek birini bulamıyor. Bu yüzden Gazze'deki durum olduğu gibi kalabilir.

Vasif, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:

“Trump'ın açıkladığına göre İran, İsrail ile Hamas arasında Gazze konusunda yürütülen görüşmelere dahil olduğundan, herhangi bir öneriyi reddederek Hamas’ı etkileyecektir. Ayrıca ABD ile yürüttüğü görüşme ve müzakerelerde şartlarını sertleştiriyor ve bunları hiçbiri, kısa süreliğine de olsa bir ateşkese varılmasını isteyen Gazze halkının yararına olmayacak.”

Hamas'ın şu anda zayıf bir konumda olduğunu ve Tel Aviv'in İran'la savaşla meşgul olması nedeniyle İsrail'e Gazze'de ateşkes için baskı yapamayacağını söyleyen Vasif, Tahran'daki gerginliğin Gazze'deki çatışmaları hafifletebileceğini, ancak Netanyahu'nun şu anda zafer kazandığına inandığı için ateşkes görüşmelerini etkilemeyeceğini belirtti.

Güvenlik araştırmacısı Vail el-Mubeyyed ise farklı bir görüşe sahip. İsrailli bakanların İran'a yönelik saldırıyla meşgul oldukları bir ortamda Netanyahu'nun Gazze'deki ateşkes dosyasını gündeme getirebileceğini söyleyen Mubeyyed, “Tel Aviv hükümetindeki aşırı sağcı bakanlar İsrail'in Tahran'a yönelik saldırılarıyla meşguller ve şu an Gazze ile ilgili hiçbir şeye karşı çıkmıyorlar. Bu yüzden yakında Gazze'de bir ateşkes sağlanabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Hamas ne düşünüyor?

Hamas'a göre Gazze'de ateşkes umutları yok oluyor. Hamas liderlerinden İzzet Rişk, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının Gazze'deki sükuneti bozduğunu, Netanyahu'nun kibirli bir tavır sergilediğini ve Gazze'deki krizi kasıtlı olarak derinleştirerek bölgedeki gelişmelerle ilişkilendirdiğini söyledi.

İran’a yönelik saldırının Gazze'ye bazı yansımaları söz konusu ve Netanyahu, Hamas'ın müzakere turlarında gösterdiği esnekliğe rağmen savaşı sona erdirmek istemiyor. İsrail'e göre Gazze'deki savaşın sona ermesi bölgesel meselelerle ilişkili ve Tel Aviv bölge haritasını kendi istediği şekilde yeniden çizmeyi planlıyor. Gazze'de olanlar da bu planın sadece bir parçası.