Gazze Savaşı üzerine oynanan bahisler ve yeni bölgesel düzenin zorlukları

Hamas, birden fazla tarafın kendi amaçlarına hizmet etmek için kullanması nedeniyle kontrol edilmesi zor bir dalga başlattı

Soru, Ortadoğu'nun yeni bir bölgesel düzene veya yeni bir Amerikan, İslami, Çinli veya Rus Ortadoğu'ya ne ölçüde hazır göründüğüdür (AFP)
Soru, Ortadoğu'nun yeni bir bölgesel düzene veya yeni bir Amerikan, İslami, Çinli veya Rus Ortadoğu'ya ne ölçüde hazır göründüğüdür (AFP)
TT

Gazze Savaşı üzerine oynanan bahisler ve yeni bölgesel düzenin zorlukları

Soru, Ortadoğu'nun yeni bir bölgesel düzene veya yeni bir Amerikan, İslami, Çinli veya Rus Ortadoğu'ya ne ölçüde hazır göründüğüdür (AFP)
Soru, Ortadoğu'nun yeni bir bölgesel düzene veya yeni bir Amerikan, İslami, Çinli veya Rus Ortadoğu'ya ne ölçüde hazır göründüğüdür (AFP)

Refik Huri

Gazze savaşı, güney Lübnan cephesinde yürütülen Hamas'a “destek savaşının” adeta bir ekine dönüşmek üzere. Devreye alınan “arenaların birliği” Gazze savaşına kapsamlı bir savaşa dönüşme özelliği kazandırmadı, geniş çaplı bir savaşa ilişkin yerel, bölgesel ve uluslararası uyarılar da sadece güney Lübnan ve kuzey İsrail cephelerine odaklanıyor.

Gazze'deki tüm "ertesi gün" senaryoları Gazze Şeridi’nin çok ötesindeki jeopolitik ve stratejik alanla çatışıyor. Uluslararası çatışmalar ile tüm bölgesel çatışmaları görmeden, ne tek başına Gazze’de ne yalnızca Gazze ve Batı Şeria’da ne de Suriye, Irak, Ürdün ve Yemen olmadan Filistin ve Lübnan'da ertesi güne ulaşmaya çalışmanın bir anlamı yok.

Şu anda hakim olan izlenim, Gazze savaşı ve Aksa Tufanı sonrasında devreye giren arenaların birliği savaşlarının, sonrasında yeni bir bölgesel düzen arayışını kaçınılmaz kılan tarihi bir dönüm noktası olduğu yönünde. 2006'da Hizbullah ile İsrail arasındaki savaştan sonra da bu konu çok konuşuldu. Dönemin ABD dışişleri bakanı Condoleezza Rice "yeni bir Ortadoğu'nun doğum sancılarından" bahsetmişti. İran Lideri Ali Hamaney, "Amerikan Ortadoğusu'nun değil, İslami bir Ortadoğu'nun" doğuşunu vurgulamak için Hasan Nasrallah'ın "ilahi zafer" dediği şeye tutunmuştu. Ancak Hizbullah'ın iki İsrail askerini kaçırmasının ardından savaş emrini veren İsrail başbakanı Ehud Olmert, sonunda "2006 savaşının amacının Hizbullah'ı yok etmek değil, İsrail’in caydırıcı gücünü tekit etmek olduğunu" itiraf etmişti. Bundan sonra yeni bir bölgesel düzen ve yeni bir Ortadoğu'ya dair tüm konuşmalar buharlaşıp uçtu gitti.

Soru, Ortadoğu'nun yeni bir bölgesel düzene veya yeni bir Amerikan, İslami, Çinli veya Rus Ortadoğu'ya ne ölçüde hazır göründüğüdür? Basit cevabı ise şudur; herhangi bir arayış, değişim ihtiyacı, bunu gerçekleştirme gücünün yanı sıra değişim ve değişim sırasındaki ve sonrasındaki rollere ilişkin bakış açılarındaki farklılıklara bakılmaksızın, bir gerçeklik vizyonundan yola çıkılarak yönetilir. Gerçeklik ise en azından herhangi bir bölgesel sistemi kontrol eden dört temel nokta üzerinde durmaktır.

Birinci nokta, uluslararası bir sistem olmadan bölgesel sistemden bahsetmenin bir yanılsama olduğudur. ABD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra yarattığı, Washington önderliğindeki Batı ile Sovyetler Birliği arasındaki çatışmaların hakim olduğu, “yumuşama” ya da “uluslararası uzlaşma” aşamalarının yaşandığı uluslararası liberal düzenden bu yana, bugün belirli bir uluslararası düzen bulunmuyor. Kissinger anılarında iki blok arasındaki bu yumuşama ya da uzlaşı aşamaları için şöyle der, "Konu Moskova ile dostluk kurmak değil, soğuk savaşın sıcak savaşa dönüşmesinin tehlikelerini azaltmakla ilgiliydi. ABD ve Sovyetler Birliği ideolojik düşmanlardır ve yumuşama bunu değiştirmez.”

Sovyetler Birliği'nin çöküşünün ardından zirveye yerleşen Amerikan tek kutupluluğu bugün sona erdi ve Moskova ile Çin'in istediği çok kutuplu sistem, henüz kurulamazken, sistemsiz kutuplaşma aşamasına girdik. Buna ek olarak Ukrayna savaşı NATO’yu Batının diğer adına dönüştürdü, Rusya'yı Çin ile “sınırsız ortaklığa”, hem Kuzey Kore hem de İran ile “stratejik ortaklığa” sürükledi. Büyükler arasındaki zirve mücadelesinin nasıl sonuçlanacağını kimse bilmiyor.

İkinci nokta ise her birinin uluslararası müttefiki ve özel bölgesel hayalleri olan büyük bölgesel güçlerin yükselişidir. Dört Arap ülkesinde kendisini savunan silahlı mezhepçi ideolojik örgütler kuran İran projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte Türkiye’nin “Mavi Vatan”ın ötesine geçen emelleri, Siyonist projenin Büyük İsrail ile sadece Filistin topraklarında bir İsrail arasında gidip gelen emelleri, Arapların jeopolitik anlamda projesizliği arasında dengeli bir bölgesel sistem kurmak zor. Böyle bir gerçeklikte, BM Güvenlik Konseyi'ndeki gözle görülür felç ve Arap Birliği'nin zayıflığı arasında bazen kontrol edilemeyen bölgesel çatışmalar yaşanıyor. Çatışmalarla birlikte herhangi bir girizgah olmadan, rekabetten dostluğa ve dostluktan rekabete doğru politikalarda ani dönüşler görülüyor.

Üçüncü nokta ise sözde “Arap Baharı” devrimlerinin Arap gücünü zayıflatmak konusunda yaptıklarıdır. Tunus, Bin Ali'nin otoriter rejimine karşı devrimin ardından gelen Müslüman Kardeşler yönetiminden yine otoriter yönetime geçiyor.  Libya milisler, kabileler, bölgesel güçler ve yabancı güçler arasında bölünmüş durumda ve resmi olarak iki ordusu ve iki hükümeti var. Mısır, hem ekonomik kaygılarıyla hem de etrafındaki Libya, Sudan ve Gazze savaşlarında yaşanan kan kaybı ile uğraşıyor. Suriye beş ordu arasında bölünmüş durumda; bir bölümü rejimin kontrolünde, Fırat’ın doğusu ABD’nin desteklediği Kürtlerin, kuzey Suriye milisleriyle Türkiye, İdlib Nusra Cephesi, çöl bölgesi de DEAŞ’ın kontrolünde. Rusya ve İran rejim bölgelerinde aktif. Lübnan devletsiz ve İran'a bağlı, İsrail'e karşı bir savaş başlatabilecek ve Suriye savaşına katılabilecek silahlı Hizbullah tarafından kontrol ediliyor. Irak, ABD ve İran arasında bölünmüş durumda. Arap dünyasında liderlik, ilginin ekonomik büyümeye, teknolojik ilerlemeye ve insanlara bir gelecek inşa etmeye odaklandığı Körfez'e kayıyor.

Dördüncü nokta ise Arap ülkelerinin tek bir yörüngede olmamasıdır. Bir yanda İsrail ile barış içinde olan ülkeler, diğer yanda İsrail ile savaş halinde olan ülkeler, İsrail ile diplomatik ilişkisi olan ülkeler, İran ile ittifak içinde olan ülkeler, İran projesine karşı olan ülkeler, Türkiye ile dost olan ve ona karşı olan ülkeler var. ABD'nin müttefiki ülkeler ve Rusya'nın müttefiki ülkeler var ve hepsinin de Çin ile ekonomik ilişkileri var. Bütün bunlar, Gazze savaşında ve savaşı bitirme çabalarında hiçbir rolün önüne geçemeyeceği Amerikan rolünün zayıfladığı, genel pozisyonlar dışında Rusya ve Çin'in Gazze savaşında neredeyse yer almadığı bir dönemde yaşanıyor.

Ateşkes olanağı olmadan devam eden, her bölgesel sistemin olmazsa olmaz şartı olan “iki devletli çözümü” reddeden iki tarafın yönettiği Gazze savaşının yeni bir bölgesel düzen yaratacağı üzerine bahse girmek bir yanılsamadır. Hamas, birden fazla tarafın kendi amaçlarına hizmet etmek için kullanması nedeniyle kontrol edilmesi zor bir dalga başlattı. Netanyahu hükümeti hedeflerini gerçekleştiremediği ve kolay kolay çıkamadığı bir savaşın içinde. Buradaki ironi, Netanyahu'nun Hamas'ı ortadan kaldırmak istediği bir savaşta İsrail ordusuna liderlik eden kişinin, “Hiçbir savaş ya da operasyon sorunu çözemez ama mümkün ve önemli olan, savaşlar arasında daha uzun bir boşluk yaratmaktır” teorisinin sahibi General Herzi Halevi olmasıdır.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Independent Arabia'dan çevrilmiştir.



ABD’li ve Katarlı yetkililere göre İsrail ve Hamas Gazze'de ateşkes konusunda anlaştı: Ateşkes 19 Ocak'ta yürürlüğe girecek

Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldığına dair  haberler üzerine  Filistinliler sevinç gösterisi düzenledi (Reuters)
Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldığına dair  haberler üzerine  Filistinliler sevinç gösterisi düzenledi (Reuters)
TT

ABD’li ve Katarlı yetkililere göre İsrail ve Hamas Gazze'de ateşkes konusunda anlaştı: Ateşkes 19 Ocak'ta yürürlüğe girecek

Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldığına dair  haberler üzerine  Filistinliler sevinç gösterisi düzenledi (Reuters)
Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldığına dair  haberler üzerine  Filistinliler sevinç gösterisi düzenledi (Reuters)

İsrail ve Hamas, 15 aydan fazla süren savaşın ardından Gazze'de ateşkes sağlanması ve onlarca rehinenin serbest bırakılması konusunda anlaşmaya vardı. ABD Başkanı Joe Biden, Gazze'de ateşkes sağlanması için sürdürülen görüşmelerin olumlu sonuçlandığına yönelik haberleri doğruladı. Katar ise ateşkesin 19 Ocak'ta yürürlüğe gireceğini duyurdu.

Üç ABD'li yetkili ve Katarlı arabulucular Çarşamba günü İsrail ile Hamas arasında bazı rehinelerin serbest bırakılmasını ve çatışmalara ara verilmesini öngören bir ateşkes anlaşmasına varıldığını doğruladı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kabinesi tarafından onaylanması ve önümüzdeki günlerde yürürlüğe girmesi beklenen olası anlaşma hakkında şu ana kadar ne Hamas ne de İsrail'den bir açıklama geldi.

Anlaşma, eğer kabul edilirse, Gazze Şeridi'nde 15 aydır süren yıkıcı savaşa en azından geçici bir duraklama getirecek.

Öte yandan ABD menşeli haber ajansı Associated Press'in (AP) son aktarımına göre, Hamas ve Katar'dan yetkililer, ateşkes anlaşmasına varıldığını doğruladı. Fakat İsrail tarafından henüz bir açıklama yapılmadı.

Görüşmelerin kapalı kapılar ardında yürütülüyor olması nedeniyle ismini saklı tutan yetkili, İsrail'in koridorları içeren harita bir değişiklik yapılmasına 'şiddetle karşı çıktığını' kaydetti.

Son olarak, Doha'da anlaşmaya varılsa bile bunun uygulanması için İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ve kabinesinin onayına ihtiyacı var.

Biden, Gazze'de İsrail-Hamas arasında ateşkes sağlandığını doğruladı; anlaşma Pazar günü yürürlüğe girecek

ABD Başkanı Joe Biden, rehine anlaşmasının duyurulmasını sevinçle karşıladı ve 15 aydır devam eden savaşta bir dönüm noktası olan anlaşmanın sağlanmasında “azimli ve titiz Amerikan diplomasisini” takdir etti. Biden, yaptığı açıklamada, “Bu planın kesin hatlarını 31 Mayıs 2024 tarihinde ortaya koydum ve ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından oybirliğiyle onaylandı. Yürüttüğüm diplomasi, bunu gerçekleştirme çabalarında hiç duraksamadı” dedi. Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile birlikte Beyaz Saray'da açıklamalarda bulunan Biden, rehinelerin evlerine dönecek olmasıyla ilgili olarak, “Başkan Yardımcısı ve ben onları evlerinde karşılamak için sabırsızlanıyoruz” dedi. Altı haftalık ateşkesin savaşa kalıcı bir son vermek için müzakerelere olanak sağlayacağını söyleyen Biden, müzakerelerin altı haftadan uzun sürmesi halinde ateşkesin görüşmeler devam ettiği sürece yürürlükte kalacağını da sözlerine ekledi.

Trump: Gazze teröristler için güvenli bir liman olmayacak

20 Ocak'ta ABD Başkanlığı görevini ikinci kez kez üstlenecek olan Donald Trump, kendine ait sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı açıklamada, Hamas ile anlaşmaya varıldığını belirterek Gazze'ye kaçırılan rehinelerin kısa süre sonra serbest kalacaklarını ifade etti. Trump mesajında bu konuda bir uzlaşmaya varıldığını da belirterek "Gazze'nin bundan böyle teröristler için güvenli bir liman olmasına izin vermeyeceklerini" dile getirdi.

Trump geçtiğimiz hafta düzenlediği bir basın toplantısında Hamas'ı sert sözlerle uyarmış, rehinelerin en geç kendi görevi başlamadan serbest bırakılmasını talep etmişti.

Hakan Fidan: Bölgedeki istikrar için önemli bir adım

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise, ateşkes anlaşmasından duyduğu memnuniyeti ifade ederken, bu gelişmenin bölgedeki istikrar açısından çok önemli olduğunu dile getirerek "Filistin için tek çözüm, iki devletli çözümdür. İnşallah buna gidecek ateşkes, önümüzdeki dakikalarda resmen ilan edilir" dedi.

İsrailli Bakan resmi ziyaretini yarıda kesti

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, uzlaşı haberi üzerine Macaristan ziyaretini yarıda kesme kararı aldı. İsrail Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Bakan Saar'ın bu gece İsrail'e dönerek Güvenlik Kabinesi ve hükümette yapılması beklenen görüşme ve oylamalara katılacağı belirtildi.

Reuters: İsrail yarın imzalayacak

Reuters ajansı İsrail hükümetinin anlaşmayı yarın onaylayacağını yazdı. Müzakerelerin gerçekleştirildiği Katar'da yetkililer anlaşmaya ilişkin bir basın toplantısı düzenleneceğini duyurdu anca toplantı saati ile ilgili bir açıklama yapılmadı.

Filistin'de sevinç gösterileri

İsrail ve Hamas arasında bir ateşkes üzerinde uzlaşıldığına dair haberlerin duyulması üzerine Filistin bölgesinde sevinç gösterileri düzenleniyor. AFP muhabirleri bölgeden geçtikleri haberlerde, binlerce Filistinlinin meydanlarda toplandıklarını ve sevinç gösterileri düzenlediklerini aktardılar. AFP'nin Deir El Balah'taki muhabiri, halkın mutluluk içinde birbirine sarılarak dans ettiğini ve fotoğraf çektirdiğini bildirdi.

csdfvgrt
Filistinliler İsrail'le Gazze'de ateşkes anlaşmasına varıldığı haberinden memnun (Reuters)

Katar'ın başkenti Doha'da Hamas ve İsrail arasındaki dolaylı müzakerelerde arabulucular, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve İsrail'de tutuklu bulunan Filistinlilere karşılık Hamas'ın elindeki rehinelerinin serbest bırakılmasını sağlayacak bir anlaşmaya varmaya çalışıyorlardı. Söz konusu görüşmelerde, Hamas'ın müttefiki olan Filistin kökenli İslami Cihad da yer alıyor.

Anlaşma neleri içeriyor?

ABD Başkanı Joe Biden'ın hazırladığı ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) onaylanan üç aşamalı anlaşmanın ilk ayağında rehine-mahkum takası bulunuyor.

Altı hafta sürecek bu ilk aşamada Hamas, Gazze Şeridi'ndeki 33 rehineyi teslim edecek, İsrail tarafı da müebbet hapis cezasına çarptırılmış yüzlerce Filistinliyi gönderecek.

42 gün devam edecek bu aşama sırasında İsrail, Gazze Şeridi'nde insanların yoğun olarak yaşadığı bölgelerdeki birliklerini geri çekecek.

dfergth
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği baskınlar sonucu dumanlar yükseliyor (AFP)

Evlerinden edilmiş Filistinliler, mahallelerine dönecek ve Gazze Şeridi'ne her gün 600 kamyon yardım malzemesi ulaştırılacak.

İkinci aşamadaki görüşmeler, henüz birinci aşamanın vaatleri yerine getirildiği sıra gerçekleştirilecek.

Taslağa göre Hamas, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tam anlamıyla geri çekilmesine karşılık olarak kalan rehineleri teslim edecek. Bu yerler arasında Philadelphi ve Netzarim koridorları da bulunuyor.

Hamas, İsrail Gazze'den çekilmediği sürece rehineleri bırakmamayı, Başbakan Netanyahu da Hamas sona erene kadar savaşın devam edeceğini söylüyordu.

AP'nin haberinde, Gazze'de alternatif bir yönetim şekli benimsenmediği sürece Hamas'ın kontrolü elinde tutmaya devam edeceği öngörüsünde bulunuluyor.

Son olarak üçüncü aşamada, Hamas hayatını kaybeden rehinelerin cesetlerini İsrail'e iade edecek ve Gazze'nin yeniden inşasına başlanacak.