Esad'dan Erdoğan'ın davetine yanıt: Her türlü girişime olumlu bakıyoruz

Suriye lideri, normalleşme çabalarının başarıya ulaşmasını istediklerini söyledi

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (Suriye Devlet Başkanlığı)
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (Suriye Devlet Başkanlığı)
TT

Esad'dan Erdoğan'ın davetine yanıt: Her türlü girişime olumlu bakıyoruz

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (Suriye Devlet Başkanlığı)
Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad (Suriye Devlet Başkanlığı)

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, bugün yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmenin "içeriğe" bağlı olduğunu söyledi.

Şam yönetimi, Esad'ın gazetecilerin sorularını yanıtlarken çekilmiş videosunu paylaştı.

SANA'nın aktardığına göre Esad, "Görüşmenin teklif edilmesi önemli olabilir. Amaç nedir? Amacın ne olduğunu duymadık. Sorunu çözmek, ilişkileri geliştirmek, normale döndürmek? İlk sorduğumuz soru şu: İlişkiler 13 yıl önce neden normal seyrinden saptı? Hiçbir Türk yetkilinin bu konuda açıkça konuştuğunu duymadık. Birçok kez söylediğimiz gibi, ilişkiyi geliştirmeye yönelik her türlü girişime olumlu bakıyoruz ve bu da doğal bir şey. Kimse komşularıyla sorun yaratmayı düşünmez ama bu, kuralların dışına çıkmamız gerektiği anlamına gelmez" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Suriye'deki askeri mevcudiyetine ve muhalif gruplara verdiği desteğe değinen Esad sözlerine şöyle devam etti:

Normalleşme tabiri yanlıştır. Eğer normal ilişkilere ulaşmak istiyorsak ve tabii ki Suriye’de de aradığımız şey bu, ne olursa olsun... İşgal ülkeler arasındaki normal ilişkilerin bir parçası olabilir mi? Terörizmi desteklemenin ülkeler arasındaki normal ilişkilerin bir parçası olması mümkün mü? Bu imkansız. Normal ilişkiden bahsedecek olursak, bu sahnede anormal olan her şeyi dolaşımdan kaldırmamız gerekiyor. İşgal anormaldir, terörizm anormaldir ve uluslararası hukukun ihlali anormaldir. Komşu ve komşu olmayan ülkelerin egemenliğine saygısızlık anormaldir. Anormallikler ortadan kalktığında ilişki normal olacaktır.

Görüşmelere ilişkin "ön koşul" tartışmalarına da değinen Beşar Esad, "Kimisi koşullardan bahsediyor, biz koşul koymuyoruz. Dünyadaki herhangi bir şeyin sağlıklı sonuç almasını istiyorsak, ona uygun ortamın sağlanması gerekir. Buna gereksinimler denir. Siyasi bir ilişki varsa, sonuçlarına ulaşabilmek için belirli gereksinimlere ihtiyaç duyar. Bahsettiğimiz şey, ülkeler arasındaki ilişkilerin doğası gereği getirilen gereklilikler. Bu gereklilikler uluslararası hukukta ifade ediliyor. Burada esas noktaya dönebiliriz: Bu ilişki uluslararası hukuk olmadan yürüyebilir mi? Geçmişten açıkça bahsetmeden. Bütün bir bölgenin yok olmasına, yüzbinlerce kişinin ölümüne yol açan siyasi hatalardan bahsetmeden... Geçmişin derslerinden faydalanmadan, gelecek nesillerin onun ve tuzaklarına düşmemesinin temellerini atmadan geleceğe doğru ilerleyebilir miyiz?" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Temmuz'da gazetecilere yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Suriye ile normalleşme süreciyle ilgili Esad'a her an bir davette bulunabileceklerini söylemişti.

Erdoğan, şu ifadeleri kullanmıştı:

Beşar Esed şu anda Türkiye ile ilişkileri düzeltme noktasında bir adım attığı anda biz de ona karşı o yaklaşımı gösteririz. Çünkü biz dün Suriye ile düşman değildik ki, biz Esed ile ailece görüşüyorduk. Biz davetimizi yapacağız. İnşallah bu davetle birlikte de Türkiye-Suriye ilişkilerini geçmişte olduğu gibi aynı noktaya getirelim istiyoruz. Davetimiz her an olabilir.

Independent Türkçe, SANA



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.