Sudan'a ilişkin Cenevre görüşmeleri ‘tek taraflı’ taahhütlerle sonuçlandı

Hızlı Destek Kuvvetleri insani yardım taahhüdünde bulunurken, ordu sessiz kaldı

Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)
Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)
TT

Sudan'a ilişkin Cenevre görüşmeleri ‘tek taraflı’ taahhütlerle sonuçlandı

Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)
Birleşmiş Milletler Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra (Reuters)

Birleşmiş Milletler (BM) himayesinde İsviçre'nin Cenevre kentinde, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) heyetleri arasında insani yardımların ulaştırılması ve sivillerin korunmasının arttırılması konusunda yapılan dolaylı müzakereler, BM arabuluculuğunun adını vermediği müzakere taraflarından birinin ‘tek taraflı’ taahhütleriyle sona erdi. Ancak HDK ayrı bir açıklama ile BM ve BM Güvenlik Konseyi'nin talebine yanıt olarak Sudan Yardım Ajansı ile koordinasyon içinde insani yardım ulaştırma ve sivillerin korunmasını arttırma taahhüdünü açıkladı. Sudan hükümet heyetinden ise herhangi bir yorum gelmedi.

BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra dün (Cuma) yaptığı basın açıklamasında, isim vermeden ‘taraflardan birinin’ insani yardımı arttırma ve sivilleri koruma taahhüdünü açıkladığını ve Cenevre görüşmelerini, daha uzun ve karmaşık bir süreçte ‘cesaret verici bir ilk adım’ olarak değerlendirdiğini belirtti.

İsmi açıklanmayan tarafın verdiği taahhütleri memnuniyetle karşılayan Lamamra, taahhütlerin uygulanmasını takip etme ve kritik konularda tarafların liderleriyle yakın teması sürdürme sözü verdi. Lamamra, “Bu sürecin arzu edilen şekilde devam etmesi için onların emrinde olacağım. Tarafları Sudan halkı ve ülkenin geleceği adına barış için angajmanlarını yoğunlaştırmaya teşvik edeceğim” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı. Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ocak ayında BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra'yı kabul etti. (SUNA)

Lamamra hangi tarafın tek taraflı taahhütte bulunduğunu açıklamasa da HDK müzakere heyeti, müzakerelerin sonunda yaptığı ayrı bir açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin Ramtane Lamamra'ya, HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu'nun (Hamideti) HDK'nin Sudan Yardım ve İnsani Operasyonlar Ajansı ile koordinasyon halinde insani yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırma taahhüdünü, sivillerin korunmasını arttırma taahhütlerini ve BM ile BM Güvenlik Konseyi'ne yönelik bir dizi acil ve ivedi talebi içeren resmi bir mektup verdiğini duyurdu.

HDK, kendi delegasyonu ile BM arasındaki dolaylı müzakereleri ‘tek taraflı’ olarak nitelendirdi. Söz konusu müzakerelerin ‘olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini ve Sudan halkının yararına ortak iş birliğinin geliştirilmesine katkıda bulunan yapıcı ve verimli müzakerelerle karakterize edildiğini’ bildirdi.

Cenevre, 11-18 Temmuz tarihleri arasında, BM Güvenlik Konseyi'nin Ramtane Lamamra'ya Sudan'daki çatışmanın taraflarına iyi niyet misyonu sunma, ordu ile HDK arasında bir yılı aşkın süredir devam eden savaşın parçaladığı ülkede bölgesel barış çabalarını tamamlama ve koordine etme görevi vermesi uyarınca, Sudan ordusunu temsil eden bir heyet ile HDK'yi temsil eden bir başka heyet arasında insani yardım sağlama ve sivilleri koruma amaçlı dolaylı görüşmelere tanık oldu.

Görsel kaldırıldı.Hızlı Destek Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu, Uganda'da BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra ile (X)

X platformundaki sayfasından açıklamalarda bulunan Lamamra, Sudan'da savaşan iki tarafın heyetleriyle gerçekleştirdiği ‘diyalog’ görüşmelerinin cuma günü sona erdiğini belirtti. Lamamra, “İnsani erişimin arttırılması ve sivillerin korunmasına yönelik daha uzun bir süreç bağlamında bu ilk ve cesaret verici adımın atılmasına katkılarından dolayı herkese teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.

Görüşmeler, Lamamra'nın birden fazla kez değindiği, özellikle de hükümet delegasyonunun açılış oturumuna katılmayı reddetmesi ve kendisini delegasyonla açıklanmayan bir şekilde iletişim kurmaya ve istişarede bulunmaya zorlaması gibi çeşitli engellerle gölgelendi. ‘Uzlaşmaz tarafı’ açıkça tanımlamayan Lamamra, ‘taraflardan biri’ olarak nitelendirdi.

Lamamra, BM Güvenlik Konseyi tarafından bölgesel barış çabalarını sonuçlandırmak ve koordine etmek üzere görevlendirilmesinin, BM Güvenlik Konseyi’nin 2724 (2024) ve 2736 (2024) sayılı kararlarına dayandığını ve Sudan'daki durumdan endişe duyduğunu ifade etti.

Lamamra, tarafları, askeri operasyonlara sahne olan ve HDK tarafından kuşatılan Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir şehrinde ve çevresindeki bölgelerde artan gerilimi düşürmeye çağırdı. “Ülkenin her yerine engelsiz insani yardım erişimine izin vermeleri ve kolaylaştırmaları, sivillerin korunmasını sağlamaları’ çağrısında bulundu.

BM Özel Temsilcisi, çatışmanın taraflarını, soruna diyalog yoluyla sürdürülebilir bir çözüm bulunmasının önünü açacak şekilde, çatışmaların derhal durdurulmasını sağlamaya davet etti.

Cenevre müzakerelerinin niteliğini detaylandıran Lamamra, taraflarla daha önceki ilişkilerine dayanarak, Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ve HDK Komutanı Korgeneral Muhamed Hamdan Daklu'ya, insani yardımın tüm Sudan halkına adaletli bir biçimde dağıtılmasını sağlayacak tedbirleri müzakere etmek ve sivillerin korunmasını sağlayacak seçenekleri görüşmek üzere, üst düzey delegasyonlar atamaları için mektuplar gönderdiğini duyurdu.

Lamamra, ‘yakınlık’ formülünü, yani iki taraf arasındaki dolaylı görüşmeleri izlediğini ve ilgili uzmanlığı sağlayan entegre bir BM teknik ekibi tarafından desteklenen her heyetle ayrı ayrı görüştüğünü açıkladı. Lamamra, söz konusu ekibin, tarafların heyetleriyle teknik ve genel toplantılar da dahil olmak üzere yaklaşık 20 oturum gerçekleştirdiğini ve heyetlerle kendi görevleri bağlamında etkileşimde bulunduğunu bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Ofisi tarafından yayınlanan açıklamadan aktardığına göre Lamamra, Sudan'da her geçen gün kötüleşmeye devam eden feci insani durum konusunda uyarıda bulundu. “İhtiyacı olan herkese güvenli insani yardım erişiminin sağlanması ve Sudan'daki tüm sivillerin korunması için acilen harekete geçilmesi gerekiyor” diyen Lamamra, BM'nin Sudan'daki sivil nüfusu desteklemeye yönelik çabalarını sürdüreceği sözünü verdi.



Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
TT

Suriyeliler, Suriye'nin kurtuluşu ve Beşşar Esed’in kaçışının yıldönümünü kutluyor

Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)
Dün Şam’da Beşşar Esed rejiminin düşüşünü kutlayan törenlere katılırken ülkelerinin bayraklarını sallayan Suriyeliler (AP)

Şam, bugün ‘kurtuluşunun’ birinci yıldönümünde Suriyelilerin ülkelerine dönüşünü, eski rejimin çöküşünü ve lideri Beşşar Esed'in ülkeden kaçışını kutluyor.

Adeta bir tatil havasının hakim olduğu başkentte, geri dönüş hakkının sevinci, hatıraların ağırlığıyla iç içe geçmiş durumda. Sokaklar ise ‘karanlık dönemin’ sembollerinin yerini alan yeni bir kimliği yansıtıyor. Silahlı grupların üyeleri yeni devletin güvenlik kurumlarına entegre edilirken Şamlılar gelecekleriyle ilgili endişelerinin bir kısmından kurtulmuş durumdalar.

Süslemelerin, kalabalıkların, dolu otellerin ve yıllarca süren sürgünün ardından geri dönenlerin ardında, hala kayıp olanların aileleri ve yıkılmış bölgelerin sakinleri arasında hiç bitmeyecek bir hüzün var. Yine de insanlar, sanki ‘duvarların artık kulakları yokmuş’ gibi, açıkça konuşma cesaretini yeniden kazandılar ve bireysel karar verme gücünü ve geri dönme hakkını yeniden kazandıklarına dair genel duygularını ifade ettiler.

Bu değişim, 8 Aralık 2024 tarihinde Beşşar Esed'in ülkenden kaçışının ardından yaşanan hareketli gecenin hatıralarını silebilmiş değil. O gece, güvenlik kurumları çöktü, silahlı gruplar kritik öneme sahip karargahları yağmalamak için acele etti ve eski rejimin üyeleri üniformalarını sokaklarda bıraktı. Şam kaosun eşiğine gelmişti.

Ancak Cisr el-Ebyad, Bab Tuma ve el-Kassa gibi mahalleler, doktorlar, öğrenciler ve tüccarlardan oluşan geçici mahalle komiteleri sayesinde kendilerini korumayı başardılar. Bu girişimler sayesinde 200'den fazla hırsız tutuklandı ve mezhep çatışmaları önlerken halkın durumun kontrolden çıkmasını engelleme yeteneğini ortaya koydu.

Öte yandan Tahran'da bugün, İran'ın Suriye'deki dayanak noktasını kaybetmesi, İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in ‘dış komplo’ hakkındaki konuşması, Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Suriye'yi ‘35. Eyalet’ olarak görmesi, diplomasinin savunulması ve milletvekillerinin on milyarlarca doların israf edildiği yönündeki suçlamaları arasında ‘direniş çadırının ana direğinin’ çöküşüyle ilgili çelişkili haberler basında yer alıyor.


Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.