Gazze'nin güneyinde çatışmalar yoğunlaşırken İsrail Gazze Şeridi'nin merkezini bombalıyor

İsrail ordusu ultra-Ortodoks Yahudilere celp kağıdı göndermeye başladı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki yıkımdan bir kare, 21 Temmuz 2024 Pazar (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki yıkımdan bir kare, 21 Temmuz 2024 Pazar (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde çatışmalar yoğunlaşırken İsrail Gazze Şeridi'nin merkezini bombalıyor

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki yıkımdan bir kare, 21 Temmuz 2024 Pazar (AFP)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki yıkımdan bir kare, 21 Temmuz 2024 Pazar (AFP)

Dün Gazze Şeridi'nin güneyinde bulunan Refah şehrinde Filistinli direnişçilerle çatışan İsrail ordusu, evlerinden edilen binlerce Filistinlinin sığınacak bir yer aradığı orta kesimlerdeki bölgeleri bombaladı.

Mısır sınırı yakınlarında yer alan Refah’ın sakinleri, Hamas Hareketi liderliğindeki direnişçilerle İsrail askerleri arasında, özellikle de İsrail tanklarının son iki günde ilerlediği Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki ve batısındaki bölgelerde şiddetli çatışmalar yaşandığını aktardılar.

Hamas Hareketi ve İslami Cihad Hareketi’nin silahlı kanatlarından yapılan açıklamada, İsrail ordusuna tanksavar roketleri ve havan mermileriyle karşı koyulduğu belirtildi.

İsrail ordusundan yapılan açıklamada ise askerlerinin kendilerine doğru ilerleyen bir grup savaşçıyı öldürdüğü ve şehrin doğu kesimindeki Tel es-Sultan bölgesinde mühimmat, tünel girişleri ve altyapının imha edildiği kaydedildi.

zcvdfbg
Gazze Şeridi'ndeki Hamas üyeleri (AFP)

ABD, Mısır ve Katar'ın öncülük ettiği ateşkes çabaları, mevcut çıkmazdan birbirlerini sorumlu tutan Hamas Hareketi ve İsrail arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle henüz başarılı olamadı.

Gazze Şeridi’ndeki Sağlık Bakanlığı, İsrail'in son 24 saat içinde düzenlediği saldırılarda en az 64 kişinin öldüğünü, 100'den fazla kişinin de yaralandığını açıkladı. Gazze'deki Hamas'a bağlı Hükümet Medya Ofisi’nden yapılan açıklamada ise dün düzenlenen saldırılarda en az 22 kişinin öldüğü ifade edildi.

Hamas'ın yok edilmesi

İsrail'in geçtiğimiz hafta Gazze'nin orta kesimlerine düzenlediği saldırıların merkezi, onlarca Filistinlinin öldürüldüğü Nuseyrat Mülteci Kampı oldu.

Nuseyrat’tan yerinden edilen ve şu an Deyr el-Belah'ta olan Tamer Ebu Rakan, “Nuseyrat'taki patlamaların sesini duyuyoruz. Son sığınağımız ve barınağımız diyebileceğimiz Deyr el-Belah'tan baktığımızda Nuseyrat’ta yükselen dumanları görüyoruz. Tankların bölgeyi işgal edebileceği düşüncesi bizi dehşete düşürüyor” şeklinde konuştu.

Bir mesajlaşma uygulaması aracılığıyla açıklamada bulunan Ebu Rakan, “Tüm Gazze Şeridi bombardıman altındayken ve bizi ormandaki geyikler gibi avlarken nereye gidebiliriz? Savaş hiç bitmeyecek mi?” ifadelerini kullandı.

İsrail, Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail’e düzenlediği saldırının ardından Hamas'ı yok etmeyi hedef olarak belirledi. İsrail’in verilerine göre 7 Ekim’deki saldırıda İsrail’de bin 200 kişi öldü, 250'den fazla kişi rehin alındı. Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, saldırının ardından İsrail tarafından Gazze Şeridi’nde başlatılan savaşta şimdiye kadar en az 38 bin 983 Filistinli öldü.

Şiddetin tırmanmasından endişe edildiği için bölgede tansiyon yüksek. İsrail tarafından salı günü yapılan açıklamada savaşın başlangıcından bu yana Hamas'ın silahlı kanadının lider kadrosunun yarısını ortadan kaldırıldığı ve yaklaşık 14 bin üyesinin ya öldürüldüğü ya da esir alındığı bildirildi. İsrail, Gazze'de 326 askerinin öldüğünü açıkladı. Hamas Hareketi ise ölü sayılarını açıklamıyor ve İsrail'in ‘sahte bir zafer’ izlenimi vermek için rakamları abarttığını söylüyor.

Ultra-Ortodoks Yahudiler (Harediler)

İsrail ordusu dün, asker sayısını arttırmayı amaçlayan, ancak dindar ve laik İsrailliler arasındaki gerilimi arttırabilecek bir adım atarak ultra-Ortodoks Yahudilerden binine celp kağıdı gönderdi.

İsrail Yüksek Mahkemesi geçtiğimiz ay, Savunma Bakanlığı'na Yahudilerde yüksek din eğitiminin verildiği yevişalarda okuyan öğrencilerin askerlik görevinden muaf tutulmasına son verilmesi kararını bildirdi. Yeni düzenleme, Haredilerin sayısının az olduğu 1948 yılında İsrail'in kurulmasından bu yana yürürlükteydi.

xscdfvd d
Kudüs'te askere alınma kararını protesto eden ultra-Ortodoks Yahudiler, 30 Haziran 2024 (AP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hükümetindeki iki dini parti, Gazze'deki savaş devam ederken aşırı sağcı hükümet koalisyonu üzerinde ciddi bir baskı oluşturan bu yeni politika değişikliğine karşı çıkıyor. Öte yandan Haredi cemaatinin üye sayısında hızlı bir artış gözlemlendi.

Harediler, yeşiva öğrencilerini kadınlar da dahil olmak üzere laik İsraillilerle birlikte askerlik görevini yerine getirmeye zorlamanın dini kimliklerini yok etme tehdidi oluşturduğunu söylüyor. Bazı hahamlar cemaat üyelerini aldıkları celpleri yakmaya çağırdı. Haredilerin hepsi askerlik görevini yapmayı reddetmiyor. Bu yüzden İsrail ordusu onlar için bir dizi özel birim kurdu. Reuters'ın haberine göre askerlikten muaf tutulmak istemeyen bazı Harediler dün, uzlaşılabileceğini düşündükleri için celp kağıdına yanıt verdiler.

Anlaşmazlık tırmanıyor

Nitzach Cohen (19), birliğine teslim olmadan önce “Eğer Haredileri askere almak istiyorsanız, önce bunun için ne yapmanız gerektiğini öğrenin. Bunu zorla yapmayın” diye konuştu. Daha dindar olan diğer Harediler ise askerlik görevi yapmayı asla kabul etmeyeceklerini söylediler.

Kudüs'ten ilahiyat öğrencisi olan David Mizrahi (22) ise şunları söyledi:

“Eğitimin değerini anlamayanlar Haredilerin neden askere gitmeyi reddettiğini anlayamazlar."

Mizrahi, zorunlu askerlik dayatmasının anlaşmazlığı şiddetlendirdiğini de sözlerine ekledi.

İlk celp döneminin ardından önümüzdeki haftalarda yaklaşık 3 bin Harediye daha celp kağıdının gönderilmesi bekleniyor. Hükümet halen bazı sınırlı tavizlerin olduğu bir zorunlu askerlik yasasını geçirmeye ve bu mesele hükümet koalisyonunun istikrarını tehdit etmeden sorunu çözmeye çalışıyor. İsrail'de zorunlu askerlik hizmetinin yükünü diğer kesimlere de paylaştırmak için ordu ve laik İsrailliler, Gazze'de dokuz ayı aşkın süredir devam eden çatışmalar ve Lübnan'daki Hizbullah Hareketi ile artan savaş tehdidi nedeniyle Haredilerin askere alınması yönündeki baskılarını yoğun bir şekilde artırdılar.

İsrail’deki zorunlu askerlik yasası gereği 18 yaşından itibaren İsraillilerin 24 ile 32 ay arasında askerlik görevini yerine getirmesi gerekiyor. Nüfusun yüzde 21'ini oluşturan İsrailli Arapların çoğunluğu askerlik hizmetinden muaf tutuluyor.



İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi’ndeki “uzun vadeli” yapılanması

İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ordusu tarafından 8 Eylül'de dağıtılan ve Gazze Şeridi'ndeki İsrail askerlerini gösteren bir fotoğraf (AFP)

Salim er-Reyyis

Gazze Şeridi'nin kuzeyinden önce orta kesimlerine ardından batıda kıyı bölgelerine göç eden 60 yaşındaki Abdulazim Ferec, çadırının kapısında oturmuş güneş enerjisiyle çalışan bir radyodan haberleri dinliyordu. Son günlerde siyasi haber bültenlerinin İsrail Başbakanı Binamin Netanyahu'nun açıklamalarına ve İsrail ordusunun Gazze’deki savaşla ilgili kararlarına daha fazla yer ayırdığını belirten Ferec, ayrıca ABD, Mısır ve Katar ile elinde İsrailli rehinelerin olduğu Hamas ve binlerce mahkumu hapishanelerinde tutan İsrail arasında bir esir takası anlaşması için görüşmelere devam edildiğinin aktarıldığını söyledi.

Ferec, haberleri, 7 Ekim 2023 tarihinde savaşın başlamasından bu yana İsrail ordusu tarafından yerinden edilen kendi ailesi de dahil binlerce Gazzeli ailenin Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki evlerine ve yerleşim bölgelerine dönmelerine izin verilmesine ilişkin herhangi bir bilgi ya da karar duymak için takip ettiğini belirterek “Yaz kış sokaklarda çadırlarda yaşamaktan, böceklerden ve mahremiyetin olmayışından bıktık. Evlerimize geri dönmek istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyi ile güneyi arasındaki yolu keserek Gazze şehrinin güney bölgesinde Gazze Şeridi'nin en doğusundan en batısına ‘Netzarim’ adında 4 kilometrelik bir koridor açmıştı. Savaşın başlamasından bu yana 11 aydır Katar ve Mısır’da devam eden müzakerelerde Gazzelilerin evlerine geri dönüşü ve İsrail askerlerinin Netzarim Koridoru’ndan geri çekilmesi konuları görüşüldüyse de şimdiye kadar herhangi bir sonuca varılamadı.

Al-Majalla'ya konuşan Ferec, şunları söyledi:

“Tüm dünya rahat bir şekilde yaşarken biz dağılmış durumdayız, hayatımız boyunca zorla yerinden edilmeye maruz kalıyoruz. Müzakereler ve müzakereciler bile sanki dehşet içinde, hasta, hayal kırıklığına uğramış, öldürülmüş, ölmüş ve yerlerinden edilmiş insanlar varmış gibi değil de boş zamanlarında bir araya geliyorlarmış gibi davranıyorlar. Netanyahu da savaşı sürdürüyor. Şimdiyse Gazze Şeridi'nin 1967 savaşında olduğu gibi yeniden işgal edilmesinden korkuyorum.”

İsrail'in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü savaşın başlanmasından bu yana 330 günden fazla zaman geçti. İsrail Başbakanı Netanyahu yaptığı açıklamalarda, savaşın ve devam etmesindeki ana hedefin Hamas Hareketi’nin askeri kanadı Kassam Tugayları üyelerinin doğu sınırına saldırarak İsrail’in Gazze Şeridi'ne komşu yerleşim birimlerine ulaştığı, onlarca yerleşimciyi ve askeri esir alarak Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine götürdüğü 7 Ekim olayının tekrarlanmasının önlenmesi gerekçesiyle Hamas’ı ve onun askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve Hamas’ın Gazze'de yeniden iktidara gelmesini engellemek olduğunun altını çizerken Gazze Şeridi'ni yeniden işgal etme niyetinde olmadıklarını ısrarla vurguladı.

İsrail ordusunun aldığı son kararlar, Netanyahu’nun açıklamaları ve İsrail ordusunun 19 yıl önce çekildikten sonra geçtiğimiz mayıs ayında kontrolünü yeniden ele geçirdiği Gazze Şeridi’nin Mısır'la olan güney sınırındaki Philadelphia (Salahaddin) Koridoru’ndan çekilme niyetinin olmaması, İsrail’in daha uzun yıllar boyunca buranın kontrolünü elinde tutmaya ve burada kalmaya devam edeceğine işaret ediyor. İsrail, 15 Ağustos 2005 tarihinde dönemin eski Başbakan Ariel Şaron liderliğindeki Tel Aviv hükümetinin tek taraflı olarak aldığı Gazze Şeridi'nden çekilme kararıyla Gazze’deki 21 yerleşim biriminin yanı sıra Batı Şeria'daki 4 yerleşim birimini boşaltmış, İsrailli yerleşimcileri başka yerlere taşımış ve askeri üsleri lağvetmişti. Ancak İsrail, Gazze Şeridi'ne asker konuşlandırmadan kara, deniz ve hava kontrolünü sürdürdü.

Eylül ayı başlarında düzenlediği bir basın toplantısında Philadelphia Koridoru’ndan çekilmek gibi bir niyetinin olmadığını vurgulayan ve 2005 yılındaki çekilmeyi stratejik bir hata olarak nitelendiren Netanyahu, “Biz ayrıldığımızda, İran'ın himayesi altında silah, silah üretiminde kullanılan malzeme ve tünel kazma ekipmanlarının akışının önünde hiçbir engel kalmamıştı. Hiçbir engel olmadığı için Gazze, İsrail için büyük bir tehdit haline geldi” dedi.

Basın toplantısında İsrail'in Philadelphia Koridoru’nu kontrol etmesinin Hamas'ın askeri kabiliyetlerini ortadan kaldırmak ve İsrailli rehineleri kurtarmak gibi savaş hedeflerine ulaşması için gerektiğini belirten Netanyahu, Hamas'ın silah ve militan kaçakçılığını engellemek için Philadelphia Koridoru’nun kontrolünü ele geçirdiklerini söyledi. Gazze Şeridi'nin yönetimini devralmak istemedikleri açıklamasını yineleyen İsrail Başbakanı, “Hamas'ın askeri kabiliyetlerini yok etmeye çok yakınız. Tünellerini yok ediyoruz. Gazze Şeridi'ni yönetmek istemiyorum, ama Hamas'ın yeniden Gazze Şeridi'nde iktidara gelmesini engellemeye çalışıyorum” şeklinde konuştu.

Al Majalla’ya konuşan Filistinli İsrail işleri uzmanı İsmet Mansur, İsrail’in savaşla ilgili açıkladığı hedeflerin ve Gazze'de yürüttüğü savaşın bahanesi olarak kullanıldığı Hamas yönetiminin zayıflatılması ve tehdit edilmesinin ötesinde İsrail'in hem siyasi hem de askeri hamlelerinin ve attığı son adımların çok daha geniş kapsamlı hedefleri olduğunu söyledi.

İsrail, Gazze Şeridi'nden öylece çekilip güvenlik meselesini Filistinli ya da uluslararası herhangi bir tarafın inisiyatifine bırakmaz.

Netzarim Koridoru’nun oluşturulmasının ve periyodik ve sürekli olarak genişletilip geliştirilmeye çalışılmasının sadece geçici bir ayrım koridoru olmadığını, aksine uzun vadeli bir kolonyal yapı olduğuna işaret ettiğini vurgulayan Mansur, “Gazze Şeridi'nin doğu ve kuzey sınırları boyunca uzanan tampon bölgenin ve İsrail'in iddia ettiği üzere kaçakçılığı önlemek ve Hamas’ı zayıflatmak için uygulanan güvenlik planının önemli bir parçası olan Philadelphia Koridoru’nda kalmaktaki ısrarı, Gazze’de yıllarca kalmak istediğini ve varlığının geçici olmadığını gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.

vdfbgnr
İsrail’in Gazze şehrinin merkezindeki Rimal Mahallesi’nde yerinden edilen Filistinlilerin kaldığı bir okula düzenlediği saldırının ardından binayı inceleyen Filistinli kadınlar, 20 Ağustos (AFP)

İsrail'in Gazze Şeridi üzerinde işgalci kontrolünü dayatacağını düşünen Mansur, “En azından İsrail ordusu, Gazze Şeridi üzerinde uzun bir süre güvenlik kontrolüne sahip olacak” dedi. İsrail'in, güvenlik dosyasını ister Filistinli isterse uluslararası olsun hiçbir tarafın inisiyatifine bırakmayacağı için Gazze Şeridi'nden çekilmeyeceğini vurgulayan Mansur, “Bence İsrail, Filistin meselesini yeniden tasarladı. Gazze'ye yönelik ana proje bu” diye konuştu.

“İnsani yardım çalışmaları koorinatörü”

Netanyahu'nun Philadelphia Koridoru’ndan çekilme niyetinde olmadığına dair son açıklamalarından önce İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth geçtiğimiz ağustos ayı sonlarında yayınladığı bir haberde İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ndeki ‘insani yardım çalışmaları koordinatörü’ olarak adlandırılan ve görevi Gazze Şeridi'ndeki insani çalışmaları yönetmek ve sivil meseleleri koordine etmek olan yeni bir pozisyon oluşturma kararını aktarmıştı. Siyaset uzmanları, bu pozisyonun oluşturulmasını, Gazze Şeridi'ndeki işgali uzun süre istikrara kavuşturmayı amaçlayabilecek bir hamle olarak değerlendirdi.

Bu yeni pozisyona Tuğgeneral Elad Goren'in getirileceğini aktaran gazetenin haberine göre insani yardım çalışmaları koordinatörü görevi, Filistinlileri yönetmek ve Filistin Yönetimi’ne bağlı bazı kurumlarla koordinasyon sağlamaktan sorumlu olan Batı Şeria'daki İsrail Sivil İdaresi başkanıyla aynı düzeyde. Gazete, Tuğgeneral Goren'in, yerlerinden edilen bir milyon Filistinlinin Gazze Şeridi'nin kuzeyine geri dönmeleri olasılığının takibinden, yeniden inşa projelerinden, insani yardım kuruluşlarıyla koordinasyondan ve yardımların halka ve yerlerinden edilenlere aktarılmasından sorumlu olacağını bildirdi.

Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne bir insani yardım koordinatörü ataması kararını, askeri operasyonun artık sadece askeri bir operasyon olmadığı, insani yönleri ve Gazze'deki halk ve toplumla ilişkisi olan uluslararası ve yerel kurumlarla ilişkilerin yönetilmesiyle ilgili yönleri de olduğu değerlendirmesinde bulunan Mansur, “Bu, askeri operasyonun daha fazla boyut kazandığının kanıtı. Bu hamlede hedefin Batı Şeria'da yıllardır olduğu gibi, yaşamın tüm yönleri üzerinde doğrudan kontrol uygulamak olacağına inanıyorum” dedi.

Mansur, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Belki Gazze Şeridi'nde Filistinlilerin işlerini yürütmesi için bir Filistin yönetimi oluşturulabilir, ama İsrail'in güvenlik kontrolü olmadan tek taraflı olarak bir güvenlik kontrolüne sahip olmayacak.”

Mansur, bu durumun ABD'nin İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki projelerini, Gazze Şeridi’ne yayılmasını ve kontrolünü ne derece benimseyeceğine bağlı olduğunu ve bunun yakın gelecekte netleşeceğini sözlerine ekledi.

Uluslararası insani yardım kuruluşlarının sahadaki çalışmaları ile İsrail ordusunun çalışmalarını arasında koordinasyonu sağlamak üzere insani yardım koordinatörü olarak atanan Tuğgeneral Goren, örneğin Gazze Şeridi'nin orta kesimlerinde bulunan Deyr el-Belah'ta ilk çocuk felci vakasının görülmesinin ardından eylül ayı başlarından bu yana WHO ve UNICEF ekiplerinin Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde on yaşın altındaki çocukları çocuk felcine karşı aşılama çalışmalarının denetlenmesi ve koordine edilmesi gibi süreçleri yönetecek.

Yediot Aharonot gazetesi, Tuğgeneral Goren'i bu göreve, İsrail hükümetinin halen Gazze’deki savaşın ertesi günü için net bir stratejik vizyon geliştiremediği, ordunun ise İsrail'in Gazze'deki günlük yaşama dair sorumluluğunun önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini ve hatta artacağını, bunun da İsrail’in Gazze’yi yeniden işgal etmesini gerektireceğini anladığı bir dönemde atadığına dikkati çekti. Gazetenin aktardığına göre İsrailli bir güvenlik yetkilisi, insani yardım koordinatörlüğü pozisyonunun sınırlı bir projeyi yönetmek için değil, uzun bir süre için tasarlandığını söyledi. Yetkili, Goren için ‘Gazze’nin baş sorumlusu’ tanımını kullandı. Gazete, Goren’in iki milyon Filistinlinin işlerini yöneteceğini, bunun da İsrail'in planına göre Gazze'nin birkaç yıl boyunca işgal altında tutulmasını simgelediğini ve orduya kıtlık ya da insani kriz gibi insani boyutlardan etkilemeden Gazze'deki savaşı sürdürmesi için uluslararası meşruiyet kazandırmayı amaçladığını vurguladı.

Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.