Tunus'ta Nahda Hareketi Genel Sekreteri tutuklandı

Nahda Hareketi’nden yapılan açıklamada, tutuklulara yönelik suçlamaların ‘siyasi bir karar için sadece bir kılıf’ olduğu belirtildi

Nahda Hareketi Genel Sekreteri el-Acmi el-Verimi (Şarku’l Avsat)
Nahda Hareketi Genel Sekreteri el-Acmi el-Verimi (Şarku’l Avsat)
TT

Tunus'ta Nahda Hareketi Genel Sekreteri tutuklandı

Nahda Hareketi Genel Sekreteri el-Acmi el-Verimi (Şarku’l Avsat)
Nahda Hareketi Genel Sekreteri el-Acmi el-Verimi (Şarku’l Avsat)

Tunus Terörle Mücadele Birimi, 13 Temmuz'da gözaltına alınan İslamcı Nahda Hareketi Genel sekreteri el-Acmi el-Verimi’yi tutukladı. Verimi, Nahda Hareketi’nin Şura Konseyi Üyesi Muhammed el-Ganudi ve siyasi aktivist Musab el-Garbi ile birlikte, seyahat ettikleri özel bir ulaşım aracının güvenlik güçleri tarafından durdurularak gözaltına alınmıştı. Haklarında soruşturmalara ilişkin herhangi bir bilgi verilmedi.

Tutuklamaların, mali yolsuzluk ve devlet güvenliğine karşı komplo davalarını soruşturmak üzere daha önce tutuklanan Nahda Hareketi’nin (partinin lideri Raşid Gannuşi de dahil) üst düzey isimlerine ve muhalif siyasetçilere uygulanan baskı stratejisinin bir parçası olduğu kaydedildi. Nahda Hareketi tarafından yapılan açıklamada, gözaltına alınanlara yönelik suçlamaların ‘siyasi muhalifleri kuşatma, taciz etme ve özellikle yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili olanlar olmak üzere kamusal ulusal meselelere katılımlarını engellemeye çalışmakla ilgili olarak onları hedef almaya yönelik siyasi bir kararın ve öncelikli (niyetlerin) sadece bir kılıfı olduğu’ vurgulandı. Tunus yargısı, ikisi cezaevinde olmak üzere en az üç cumhurbaşkanı adayı hakkında çeşitli davalardan soruşturmalar yürütüyor.

Tunus’ta cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken mevcut Cumhurbaşkanı Kays Said, ikinci dönem için adaylığını açıkladı. Kays, adaylığını duyurduğu konuşmasında ‘ulusal kurtuluş savaşını’ sürdürmek için çalıştığını söyledi. Ancak muhalifleri onu ‘demokrasinin temellerini sarsmakla’ suçluyor.



Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.