Fas Kralı, aralarında gazeteciler ve bir tarihçinin de bulunduğu yüzlerce mahkûmu affetti

Tahta çıkışının üzerinden çeyrek yüzyıl geçmesi vesilesiyle

Faslı gazeteci Ömer Radi, Tiflet Cezaevi'nden af ​​sonrası çıktıktan sonra annesiyle (EPA)
Faslı gazeteci Ömer Radi, Tiflet Cezaevi'nden af ​​sonrası çıktıktan sonra annesiyle (EPA)
TT

Fas Kralı, aralarında gazeteciler ve bir tarihçinin de bulunduğu yüzlerce mahkûmu affetti

Faslı gazeteci Ömer Radi, Tiflet Cezaevi'nden af ​​sonrası çıktıktan sonra annesiyle (EPA)
Faslı gazeteci Ömer Radi, Tiflet Cezaevi'nden af ​​sonrası çıktıktan sonra annesiyle (EPA)

Fas Kralı 6. Muhammed, pazartesi akşamı, tahttaki çeyrek asrı dolayısıyla yüzlerce mahkûmun yanı sıra üç gazeteci ve bir tarihçi için de kraliyet affı çıkardı. Yıllardır hapiste olan üç gazeteci Ömer Radi, Souleyman Raysuni ve Tevfik Buaşrine ile tarihçi ve insan hakları aktivisti Meti Muncib affedildi.

Fas Adalet Bakanlığı'nın açıklamasına göre kraliyet affından 2.476 kişi yararlandı. Kraliyet affı, affedilenlerin aileleri tarafından derin bir şükranla karşılandı. Mağdurların hakları korunarak hapis cezası kaldırıldı. Fas Anayasası, Kral'a genellikle ulusal ve dini bayramlarda alınan bir karar olan affetme veya cezaları hafifletme hakkı tanıyor. Fas Adalet Bakanlığı ayrıca, Kral'ın aşırıcılık ve terörizm davalarından hüküm giymiş 16 mahkumu da "pozisyonlarını, entelektüel yönelimlerini ve aşırıcılık ve terörizmi reddetmelerini gözden geçirdikten sonra" affettiğini belirtti.



Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
TT

Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)

Gazze'deki doktorlar, yakıt kıtlığı nedeniyle tek kuvöze birden fazla bebek yerleştirmek zorunda kalıyor.

Gazze’deki El Ehli Hastanesi’nin direktörü Fadel Naim, X hesabından yaptığı paylaşımda, El Helou Hastanesi’nde çekilen ve aynı kuvöze birden fazla bebeğin yerleştirildiği bir fotoğrafa yer verdi.  

Naim, “Bu trajik durum, Gazze’deki acımasız savaşın ve sağlık sistemini felç eden kuşatmanın doğrudan bir sonucudur” ifadelerini kullandı. 

İsrail ablukasının prematüre bebekler için “rutin bakımı ölüm kalım mücadelesine çevirdiğini” söyleyen doktor, “Hiçbir çocuk, yaşamını bombalar ve ambargoların belirlediği bir dünyaya doğmamalı” dedi.

Gazze’nin kuzeyindeki El Şifa Hastanesi’nin direktörü Muhammed Ebu Silmiya da CNN’e açıklamasında, yakıt sağlanmazsa hastanenin birkaç saat içinde hizmet dışı kalacağını belirtti. 

Dr. Silmiya, aralarında 22’si kuvözde olan bebeklerin de bulunduğu yüzlerce hastanın ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Nasser Tıp Merkezi de sadece 24 saatlik yakıt kaldığını belirterek, elektriği doğum ve yoğun bakım gibi kritik bölümlere yönlendirdiklerini duyurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın medya kuruluşuyla paylaştığı bilgilere göre yakıtın yanı sıra jeneratörleri çalıştıracak yedek parçalar da bulunulamıyor. 

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gazze’de “eşi benzeri görülmemiş bir insani krizin” yaşandığını bildirerek, ateşkes çağrısı yaptı ve insani yardımın derhal artırılması gerektiğini söyledi.

New York Times’ın irtibata geçtiği Britanyalı cerrah Victoria Rose da Gazze’de gördüklerini şöyle anlatıyor: 

Hastaneye diz kapakları, ayakları ya da elleri kopmuş çocuklar getiriliyordu.

Gazze’de 21 gün gönüllü görev yaptığını belirten Dr. Rose, daha önce iki kez bölgede çalıştığını fakat bu sefer durumun daha da kötü olduğunu söylüyor. 

Rose, 1 Temmuz’da tedavi ettiği tüm hastaların, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (GHF) ait erzak dağıtım bölgelerinde vurulduğunu söylediğini aktarıyor:

İnsanlar o kadar yoksulluğa düşmüş durumda ki, bir çuval pirinç ve biraz makarna için ölmeye hazırlar.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times