Heniyye'nin öldürülmesinin ateşkes müzakereleri üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

İsmail Heniyye (AFP)
İsmail Heniyye (AFP)
TT

Heniyye'nin öldürülmesinin ateşkes müzakereleri üzerinde nasıl bir etkisi olacak?

İsmail Heniyye (AFP)
İsmail Heniyye (AFP)

Hamas Hareketi’nin bugün yaptığı bir açıklamayla Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin bu sabah İran'da öldürüldüğünü duyurması, bölgede çatışmaların yayılacağı endişelerini artırdı.

Heniyye, 2017 yılında Hamas Siyasi Büro Başkanı seçildikten sonra kuşatma altındaki Gazze Şeridi'ne uygulanan seyahat kısıtlamalarından kaçınmak amacıyla Türkiye ile Katar'ın başkenti Doha arasında gidip geldi. Böylece ateşkes müzakerelerine katılabildi ve Hamas'ın müttefiki İran'la görüşmeler gerçekleştirdi.

Ancak Heniyye'nin öldürülmesi, yakın zamanda İsrail ile Hamas Hareketi arasında varılması beklenen olası ateşkes anlaşmasını tehlikeye atacak gibi görünüyor.

Gazeteci Bobby Ghosh, CNN'e yaptığı açıklamada, Heniyye'nin öldürülmesinin sadece Hamas için değil, aynı zamanda olayın kendi topraklarında gerçekleşmesinden derin bir utanç duyması gereken başlıca destekçisi İran için de büyük bir şok olduğunu söyledi.

Ghosh, şöyle devam etti:

“İsrail'in İran'da çeşitli hedefleri bombalayabilecek kabiliyete sahip olduğunu görmüştük, ancak bugün olanlara kıyasla öncekiler daha az önemli hedeflerdi. Bu kez şimdiye kadarki en büyük, en önemli ve en etkili bombalama olayıydı. Bu Hamas için büyük bir darbe. Bunun aynı zamanda Gazze'de ateşkes ve İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasına ilişkin müzakereleri uzun süre olumsuz etkileyeceğine ve sekteye uğratacağına inanıyorum.”

xscdvfegr
Heniyye, 2017 yılında Hamas'ın liderliğini devraldı (AFP)

Öte yandan Ürdün Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler profesörü olan Dr. Abdulhakim el-Karale, şunları söyledi:

“Heniyye'nin Tahran'da öldürülmesi, bölgede gerilimi daha da tırmandıracak ve daha geniş çaplı bir çatışmaya yol açacak. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun temsil ettiği aşırı sağın küstahlığının ve çılgınlığının boyutlarını yansıtan bu olay, Hizbullah'ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür'ün Beyrut'un güney banliyölerinde öldürülmesinden birkaç saat sonra meydana geldi. Bu olay, Gazze'deki savaşı geçici olarak durduracak bir esir takası ve ateşkes anlaşması için aylardır sürdürülen tüm arabuluculuk çabalarını önemli ölçüde sekteye uğratabilir.”

Dr. Karale, Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmesinde sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu sekte, her zaman erteleme ve sürüncemede bırakma yöntemini benimseyen ve ateşkes çabaları çerçevesinde her türlü ilerlemenin önüne engeller koyan Netanyahu'nun isteklerine hizmet ediyor. Netanyahu, özellikle İsrail savaş makinesinin başarısızlığından ve savaş sırasında Gazze'de aylar önce gerçek bir kazanım elde edememesinden sonra savaşı uzatarak siyasi kariyerini sürdürmeyi amaçlayan kendi hedeflerine ulaşmak için bölgeyi topyekûn bir savaşa sürüklemek istiyor. Netanyahu her zaman sözde bir zafer arayışında olduğundan suikast politikası izliyor.”

Filistin direnişiyle ilgili olarak ise Heniyye'nin öldürülmesinin direnişi daha güçlü ve kararlı kılacağına inanan Dr. Karale, Filistin direnişinin birkaç gün içinde İsrail savaş makinesine büyük kayıplar verdirerek niteliksel bir misillemede bulunacağına işaret etti.

İran'a gelince Dr. Karale İran'ın doğrudan karşılık vermek yerine, Heniyye'nin kendi topraklarında öldürülmesine yanıt olarak Suriye, Lübnan, Irak, Yemen ve bölgedeki araçlarını kullanacağını düşünüyor.

ABD'li emekli General Cedric Leighton, CNN'e Heniyye'nin öldürülmesinin ateşkes ile ilgili müzakereler üzerindeki etkisini yorumladı. Leighton, “Hamas'ın Katar, Mısır ve Roma'daki müzakerelere katılan Başmüzakerecisi’nin öldürülmesi, en azından kısa süreliğine de olsa bu diplomatik çabaları etkili bir şekilde durdurdu. Hamas'ı lidersiz bıraktı ve Hamas üzerindeki baskıyı arttırdı. Şu an Hamas içinde iktidarı sağlamlaştırma çabalarının artmasını bekliyoruz. Bu elbette onlar için çok zor olacak” ifadelerini kullandı.

Heniyye'nin ölümüne verilmesi beklenen tepkiyle ilgili değerlendirmede bulunan Leighton, şöyle konuştu:

“Burada İsrail'e daha büyük saldırılar düzenlenmesi olasılığı görüyoruz. Bu saldırıların bazıları İran'dan, İran Devrim Muhafızları Ordusu’ndan (DMO) gelebilir. Çünkü Heniyye'nin Tahran'da öldürülmesiyle İran'ın egemenliği ihlal edilmiş oldu. Dolayısıyla bu olay sadece Hamas ile İsrail arasında değil, İran ile İsrail arasında da gerilimin tırmanmasına yol açacak.”

Diğer yandan Reuters’ın bir kaynaktan aktardığı bilgilere göre İran'ın üst düzey güvenlik yetkilileri, Heniyye'nin Tahran’da öldürülmesi karşısında İran'ın izleyeceği stratejiyi belirlemek üzere bir araya geldi.

İsmail Heniyye, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri operasyonlarının onuncu ayının sonuna yaklaştığı, Ortadoğu'yu sarsan çatışmaların sona ereceğine dair hiçbir işaretin olmadığı ve daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşme tehdidiyle karşı karşıya olduğu bir dönemde öldürüldü.

Bunun yanında cumartesi günü Golan Tepeleri'nde bir Dürzi köyünde 12 çocuğun ölümüne yol açan roketli saldırı ve Hizbullah'ın üst düzey komutanı Fuad Şükür'ün öldürülmesinin ardından İsrail ile Hizbullah arasındaki savaş riski daha da güçlendi.



Gazze’deki ateşkesin ilk aşamasının uzatılması için Hamas'a silahsızlanması baskısı yapılabilir

Gazze Şeridi’ndeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın kuzeyinde İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda yakınları öldürülen Filistinli kadınlar (AFP)
Gazze Şeridi’ndeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın kuzeyinde İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda yakınları öldürülen Filistinli kadınlar (AFP)
TT

Gazze’deki ateşkesin ilk aşamasının uzatılması için Hamas'a silahsızlanması baskısı yapılabilir

Gazze Şeridi’ndeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın kuzeyinde İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda yakınları öldürülen Filistinli kadınlar (AFP)
Gazze Şeridi’ndeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nın kuzeyinde İsrail tarafından düzenlenen bombardımanda yakınları öldürülen Filistinli kadınlar (AFP)

Gazze Şeridi’nde savaşan İsrail ile Hamas Hareketi arasında Katar’ın başkenti Doha’nın ev sahipliğinde gerçekleşen ilk doğrudan görüşmenin ardından ABD’nin ‘Hamas'ı silahsızlandırma’ söylemi giderek daha fazla dillendirilmeye başladı. Ateşkes anlaşmasının ilk aşamasının uzatılmayıp ikinci aşamasının başlatılmasında ısrar eden Hamas, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’ın müzakerelere katılmasına itiraz ederken reddederken, gözler Witkoff’ın katılımına çevrilmiş durumda.

Filistinli sağlık kaynakları dün Mısır'da yayın yapan El-Kahire el-İhbariye kanalına yaptıkları açıklamada Gazze Şeridi'nde son 24 saat içinde İsrail’in düzenlediği bombardımanlar sonucu 10 Filistinlinin öldüğünü söylediler.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, ateşkesin birinci aşamasının uzatılmasının ardından, birtakım garantiler ve koşullarla Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını içeren ikinci aşamaya ilişkin müzakerelerin ya da Gazze Şeridi'nde savaşın yeniden başlaması gibi senaryoları göz ardı etmiyor.

İsrail televizyonu Kanal 13'ün aktardığına göre müzakereciler dün, İsrailli heyetin de katılımıyla Doha’daki görüşmelerin yeni turuna başladılar. Kanal 13, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun mizakere heyetine savaşı sona erdirmek için herhangi bir yetkisi ya da görevi olmayan Witkoff'un önerisine odaklanmasını tavsiye ettiğini bildirdi.

İsrail gazetesi Times of Israel'in pazartesi günü yayınladığı bir habere göre İsrail’in desteklediğini açıkladığı ‘Witkoff planı’ müzakereler sırasında masaya yatırıldı ve Hamas'ın 60 günlük ateşkes karşılığında ABD-İsrail çifte vatandaşı Aidan Alexander’ın da aralarında bulunduğu halen hayatta olan 10 rehinenin serbest bırakılmasını içeriyor.

Times of Israel'in dünkü bir haberine göre bugün Doha'da olması beklenen Witkoff, daha önce Fox News'e yaptığı bir açıklamada, ‘Hamas'ın silahsızlanmak ve Gazze'yi terk etmekten başka alternatifi olmadığını’ söylemiş “Eğer (Hamas Gazze’den) ayrılırlarsa, müzakere edilmiş bir barış için her şey masada olacak” diye eklemişti.

ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler'in Hamas'la ayrı ve doğrudan görüşmelerde bulunmasının ardından pazar günü CNN'e söylediklerini tekrarlayan Witkoff, geriye kalan tüm rehinelerin serbest bırakılması için ‘birkaç hafta içinde’ bir anlaşmaya varılabileceğini ve ‘çok yakında uzun vadeli bir ateşkese varılabileceğini’ söyledi.

Bu durum pazar günü ABD merkezli haber portalı Axios'a konuşan kaynakların, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin mart ayı başlarında sona eren ateşkesin ilk aşamasını Ramazan ayı ve Paskalya Bayramı’nın ötesine ve muhtemelen savaşı sona erdirebilecek uzun vadeli bir ateşkese ulaştırmaya çalıştığı yönündeki açıklamalarıyla da örtüşüyor.

Öne sürülen senaryolar

Filistinli siyasi analist Dr. Eymen er-Rakab, konuyla ilgili yaptığı değerlendirmede Witkoff'un katılacağı müzakerelerde ya esir takası karşılığında ateşkesin ilk aşamasının uzatılacağını ya da ikinci aşamanın İsrail'in tamamen çekilmesine izin vermeyecek şekilde değiştirileceğini söyledi.

Dr. Rakab, Washington'ın ‘Hamas'ın silahsızlandırılması’ koşuluyla uzun vadeli bir ateşkes yapılabileceğine ilişkin açıklamaların, bağımsız bir Filistin devletinin kurulması fikri varsa dışlanmayacağını, ancak bu olmadan baskıdan öteye geçemeyeceğini belirtti.

Mısır Dış İlişkiler Konseyi üyesi ve İsrail meseleleri konusunda uzman bir akademisyen olan Dr. Ahmed Fuad Enver’e göre bu mesele, Witkoff planının uzatılması ihtimali çerçevesinde Washington'dan gelen baskıdan daha fazlası. Çünkü müzakerelerde ilerleme kaydedildiğine dair birtakım sinyaller taşıyor. ABD ise bunu Amerikan kamuoyuna ‘Hamas'ın büyük bir bedel ödeyeceği’ şeklinde pazarlamaya çalışıyor.

Mısırlı stratejist ve askeri uzman Tümgeneral Samir Ferec, ABD müzakerelerinin ateşkesin ilk aşamasını potansiyel olarak uzatmak için değil, her şeyi sona erdirmek için bir baskı olarak görülebileceğini söyledi.

Tümgeneral Ferec, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ancak bu Hamas'a, koşullarına ve talep ettiği garantilere bağlı. Çünkü İsrail, Hamas silahlarına sahip olmaya devam ederken herhangi bir yeniden inşa sürecini kabul etmez ve savaşa dönmek için silah bırakmayı reddetmesinden faydalanabilir.”

Hamas'tan bazı kaynaklar, dün Şarku’l Avsat'a Hamas’ın silahsızlanmayı kabul edeceğine dair herhangi bir tarafa taahhütte bulunmadığını ve bunu bir Filistin meselesi olarak gördüğünü söyledi. Kaynaklar, bunun ancak bir Filistin devletinin kurulmasına olanak tanıyacak açık bir siyasi yol bulunması halinde kabul edilebileceğini de sözlerine ekledi.

“Müzakerelerin yapılması için yapılan müzakereler”

Hamas'ın Boehler ile yaptığı son görüşmeleri ‘olumlu’ olarak nitelendiren kaynaklara göre görüşmelerin başarılı olması için daha fazla zamana ihtiyaç var. Kaynaklar, Boehler'e beş yıldan az olmamak kaydıyla 10 yıla kadar ya da daha uzun süreli bir ateşkesi kabul etme fikrini sunanların Hamas liderleri olduğunu da belirttiler.

Öte yandan dün Times of Israel'e konuşan kaynaklara göre İsrail, Boehler'in ABD'nin ‘İsrail'in ajanı olmadığı’ yönündeki sözlerinin ardından Beyaz Saray yetkilileriyle de görüşmelerde bulundu. İsrail, Boehler’in kendisine özel bir mesaj vermeyi amaçladığını düşünüyor.

fergty6u7
ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler, 6 Mart'ta Washington'da bir konuşması sırasında (AFP)

Washington'ın Hamas'la yürüttüğü müzakerelerin, özellikle de Trump'ın ‘Gazze Şeridi’nin Filistinlilerden arındırılması’ vaadinin ardından gelmesinin İsrail'de şok etkisi yarattığını belirten Mısırlı akademisyen Enver, ‘müzakerelerin karmaşık olduğunu ve İsrail'in Ramazan ayını atlatmak ve ardından savaşa dönmek için sonuçsuz müzakerelerle zaman öldürme çabası çerçevesinde hiçbir çözüme ulaşılamayacağını’ kaydetti.

Herkesin bunu beklediğini söyleyen Enver, “Washington'ın anlaşmayı devam ettirmek ya da uzatabilmek için her yolu deneyeceği olasılığı daha yüksek” ifadelerini kullandı.

ABD'nin Hamas'la doğrudan görüşmeler yapmanın önemine inanmasının, ilerlemek istediğine dair açık bir mesaj olduğunu düşünen Dr. Rakab ise ‘Netanyahu’nun eğer bir şekilde uzun vadeli bir anlaşmaya ulaşmak istiyorsa Trump'a karşı çıkmayacağını’ belirtti.

Mevcut müzakerelerin nasıl bir anlaşmayla sonuçlanacağını ya da İsrail'in ne gibi engeller çıkarabileceğini kesin olarak söylemek mümkün değil. Bu yüzden Tümgeneral Ferec, Doha’daki müzakere turunun en olası sonucunun Ramazan ayının sonu için iki haftalık bir uzatmanın görüşülmesi ve ardından savaşın sona erdirilmesi ve yeniden inşanın başlatılması için daha uzun vadeli bir yol üzerinde görüşmelere başlanması olduğunu söyledi.