Suikasttan sağ kurtulan Burhan müzakere koşullarını belirledi

Cubeyt askeri bölgesine düzenlenen İHA saldırısının arkasında kimin olduğuna ilişkin sorular

TT

Suikasttan sağ kurtulan Burhan müzakere koşullarını belirledi

Suikasttan sağ kurtulan Burhan müzakere koşullarını belirledi

Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, kendisine yönelik bir suikast girişiminden kurtulduktan sonra Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ile müzakereler için hükümet tarafından tanınma ve orduya bağlı silahlı hareketlerin müzakerelere katılması gibi yeni koşullar belirledi.

Ordu tarafından yapılan resmî açıklamaya göre, Burhan'ın konvoyunun doğudaki askeri bölge Cubeyt'te katıldığı askerî geçit törenini hedef alan kimliği belirsiz insansız hava araçları (İHA) tarafından saldırıya uğraması sonucu sekiz kişi hayatını kaybetti.

Ordu Sözcülüğü yaptığı kısa açıklamada kara, hava ve deniz harp okullarının mezuniyet töreni alanını hedef alan iki düşman İHA’nın uçaksavarlarla engellendiğini ve operasyonun beş kişinin ölümüne ve çok sayıda hafif yaralanmalara neden olduğunu belirtti. Kaynaklar, ikisi uçaksavarlarla engellenen dört İHA’nın askeri alana düştüğünü ve beş askerin hemen öldüğünü, üçünün de daha sonra aldıkları yaralar nedeniyle öldüğünü bildirdi.

Burhan: Bizim şartlarımızla müzakere

Ülkenin doğusunda, HDK kontrolündeki bölgelerden 500 kilometreden daha uzak bir alanda, Nisan 2023 ortalarında savaşın başlamasından bu yana türünün ilk örneği olan İHA saldırısı, kimin başlattığı, nereden geldiği ve HDK tarafından mı yoksa ordu komutanını ortadan kaldırma girişimine dahil olan üçüncü bir taraftan mı geldiği konusunda soru işaretleri yarattı.

Olaydan sonra Burhan, ‘isyancılar’ (yani HDK) ortadan kaldırılıncaya kadar çatışmaların devam edeceğini, ordunun teslim olmayacağını, geri çekilmeyeceğini ve ‘müzakere etmeyeceğini’ yineledi.

Bununla birlikte, müzakere etmeyi şartlı olarak kabul ederek şu ifadeleri kullandı: “İtirazımız yok ve barış isteyen herkese şunu söylüyoruz ki, hepimiz barış istiyoruz. Savaşın bugün yarından önce durmasını istiyoruz, ancak sadece başımız dik ve muzaffer olarak... Düşman insanların evlerindeyken ve onları öldürürken; El-Faşir, Babanusa ve El Cezire köylerini kuşatırken, savaş durmayacak. Savaşı sona erdirmek isteyenler önce onları el-Cuneyne'den, El Cezire'den, el-Faşir çevresinden ve insanların evlerinden çıkarmalı.”

Burhan, planlanan müzakerelere katılım koşullarının Sudan hükümeti ile ve orduya sadık silahlı hareketlerin katılımıyla olacağını belirterek şunları söyledi: “Müzakereler olduğunu duyduk, memnuniyetle karşılıyoruz. Ancak davet edilmesi gereken taraf hükümettir, tek başına ordu değil. Çünkü vatandaşlar ve Cuba Anlaşması’nı imzalayan hareketler ordunun görüşü ve istişaresi ile HDK’yla savaşıyor.”

Burhan ayrıca, “Kimse bizi onları dinlemeye ya da bize talimat ve direktif vermeye zorlayamaz. Biz hayatta olduğumuz sürece direktifler bizimdir, başkasının değil” dedi.

Lamamra'ya uyarı

Burhan aynı zamanda Birleşmiş Milletler (BM) Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra'yı ‘isyancıların vizyonu’ olarak adlandırdığı vizyonu benimsememesi konusunda uyararak şu ifadeyi kullandı: “Lamamra'ya diyoruz ki, eğer doğru yolda yürümek istiyorsanız, isyancıların vizyonunu benimsemeyin. Herhangi bir inisiyatif sunmadan önce anlamak için bize gelin, hatta inisiyatif sunmak isteyen ülkeler bile bize gelmeli.”

scdfvrbt
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan, ocak ayında BM Sudan Özel Temsilcisi Ramtane Lamamra'yı kabul etti. (SUNA)

HDK'ye kararlı bir yanıt verme sözü veren Burhan, “Onlara yanıt vereceğiz ve çok yakında yanıtımızı göreceksiniz. Bu ordu büyük bir ordu ve kadim bir kurumdur. Onu korumak için canımızı ve hayatımızı vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Burhan'a yönelik saldırı, operasyonun kendisini hedef alan bir ‘suikast’ girişimi mi, savaşta yeni bir gelişme mi, yoksa kendisinden kurtulmak ve ABD'nin girişimine yanıt olarak Cenevre görüşmelerine gitmesini engellemek isteyen üçüncü bir taraf mı olduğu sorularını gündeme getirdi.

HDK yalanlıyor

HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu’nun (Hamideti) Siyasi Danışmanı el-Başa Tubeyk Şarku’l Avsat'a yaptığı kısa açıklamada, ‘Burhan'a suikast girişimi’ olarak tanımladığı girişime karıştıklarını reddetti.

El-Başa, Burhan’ın Cubeyt'te bir İHA tarafından maruz kaldığı ‘suikast girişimini’, ‘Ulusal Kongre Partisi içindeki savaş hareketinden ve Ali Karti liderliğindeki İslami hareketten gelen açık bir mesaj’ olarak değerlendirdi. El-Başa ayrıca, ordu içinde liderleri hedef alan daha fazla tasfiye ve suikast beklediğini belirtti.

Askeri uzman: Üçüncü bir taraf var

Adının açıklanmasını istemeyen bir askeri Uzman Cubeyt'te yaşananları, arkasında HDK'nin mi yoksa üçüncü bir tarafın mı olduğu konusunda bir ‘ikilem’ olarak nitelendirdi. Uzman, “Eğer operasyonun arkasında HDK varsa, bu, uzun mesafeler kat eden ve hedeflerini tam isabetle vuran modern İHA’lara sahip olduğu anlamına gelir” dedi.

Uzmana göre bu girişimin arkasında, İslamcılar ve Ulusal Kongre Partisi üyeleri tarafından sosyal medya üzerinden kendisine yöneltilen tehditler ve HDK ile müzakere etmesini engellemek için maruz kaldığı yıldırma kampanyaları olabilir. Sözde üçüncü bir tarafın Burhan'a açık bir tehdit mesajı göndermiş olması da muhtemel.

zxcsdvfrbt
Cubeyt askeri üssünde (doğu) yeni subayların mezuniyet töreninden (Sudan Egemenlik Konseyi X hesabı)

Sudan üniversitelerinde siyaset sosyolojisi profesörü olan Dr. Abdunasır Ali el-Feki de aynı görüşte. El-Feki, “Son birkaç gündür bu adama karşı halkın tutkusunu harekete geçiren ve seferber eden kim?” diye sordu.

Burhan'ın yardımcısı Yasir el-Ata'nın ülkelere ve siyasi taraflara yönelik tehditlerine ve bu tehditlerin İslamcı tugaylar aracılığıyla devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir rejiminin geri gelmesini amaçlayan kışkırtıcı söylemlerle örtüşmesine atıfta bulunan el-Feki, “Savaş kampında çatışmalar şiddetleniyor ve Dışişleri Bakanlığı ile ordu arasındaki pozisyonlar çatışıyor” dedi.

Gazeteci Osman Fadl ise Facebook sayfasında, yaşananların bir güvenlik zafiyeti ya da Burhan’ın koruma çevrelerinde bir danışıklı dövüş olduğunu ve bunun da törenin güvenliğinin sağlanamamasında kendini gösterdiğini yazdı. Fadl, “Ordu açıklamasında İHA’lara karşı koymaktan bahsediliyordu, ancak videolar açıklamanın tam tersini doğruluyor. Hiçbir uçaksavar sesi duyulmadı, bu da ihmal ve komplo teorisini destekliyor. İHA'nın yakın ya da uzak bir yerden fırlatıldığını varsayarsak, hedefine ulaşmak için sınırı nasıl geçti?” ifadelerini kullandı.

Fadl, Burhan'ın hedef alınmasının, olayın savaş kampındaki çatlaklardan kaynaklanan bir iç ihlal olduğu da dahil olmak üzere tüm yorumlara açık olduğu sonucuna vardı. Fadl, HDK'nin saldırıyı kendi mevzilerinden ya da yakınlardaki bir bölgede bulunan uyuyan hücreler aracılığıyla gerçekleştirmiş olma ihtimalini de göz ardı etmedi.



Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
TT

Irak'ta seçimlerin boykotu iktidar koalisyonunu karıştırdı

Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)
Bağdat'ta düzenlenen Koordinasyon Çerçevesi toplantısından (X)

Eski Başbakan Haydar el-İbadi Irak'ta ‘seçim sisteminin reforme edilmesi’ çağrısında bulunurken, Koordinasyon Çerçevesi’nin Mukteda es-Sadr'ın Kasım 2025'te yapılması planlanan seçimleri boykot etme kararına karşı tavır alması bekleniyor.

El-İbadi liderliğindeki Zafer Koalisyonu, seçim sisteminin ‘yolsuzluk’ suçu işleyen kişilerin seçime katılmasını engellemesi gerektiğini bildirdi. Koalisyon tarafından bugün yapılan basın açıklamasında, “Ülkenin karşı karşıya olduğu zorluklar, özellikle de bu tarihi anda, sistemin siyasi tabanını genişletmeyi, herkesi dahil etmeyi ve seçim sürecini yolsuzluğa bulaşmış kişilerden ve manipülatörlerden korumayı gerektiriyor” denildi.

Koalisyon, ‘herhangi bir devletin çöküşünün üstesinden gelmenin, halkın çıkarlarını ve devletin varlığını koruyarak iç siyasi ve sosyal birlikle başarılabileceğini’ vurguladı. Açıklamada, “Ulusal bir reform vizyonu temelinde aday olmamak, çıkarlar nedeniyle başkalarının seçimlere katılmasına izin vermemekten temelde farklıdır” ifadesi yer aldı.

Koordinasyon Çerçevesi’nin ana bileşenlerinden biri olan el-İbadi'nin koalisyonu, Sadr'ın benzer bir açıklama yapmasından bir gün sonra seçimleri boykot ettiğini duyurdu.

 Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)Eski Irak Başbakanı Haydar el-İbadi (X)

Koordinasyon Çerçevesi'nin pozisyonu

Koordinasyon Çerçevesi, Sadr ve el-İbadi'nin kararları ve bunların bir sonraki parlamentoda Şii temsiliyeti üzerindeki etkileri konusunda hemen bir görüş bildirmedi. Bilgi sahibi kaynaklar, “Sadr ve el-İbadi'nin kararlarını ele alma konusunda Şii meclisi içinde anlaşmazlıklar var” dedi.

Şarku’l Avsat'a konuşan kaynaklar şu ifadeleri kullandı: “Bedir Örgütü lideri Hadi el-Amiri ve Hikmet Hareketi lideri Ammar el-Hekim'in başını çektiği bazı Şii liderlerin durumu kontrol altına alma çabaları var. Yaşananlara uyum sağlamak için uzlaşmacı bir çözüm arayışının yanı sıra Sadr'a seçimlere katılması ve boykotu tersine çevirmesi için davette bulunma ve Bağımsız Yüksek Seçim Komisyonu'nu birkaç günlüğüne adaylık kapısını yeniden açmaya davet etme olasılığı da var… Koordinasyon Çerçevesi içinde farklı görüşler var, ancak Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki'nin tutumunun Sadr'ı boykotu kırmaya ve seçimlere katılacağını açıklamaya davet etme eğiliminde olduğu dikkat çekiyor.”

Sadr, Kasım ayında yapılması planlanan parlamento seçimlerini boykot etme kararından dönmek için zorlu koşullar öne sürdü.

Sadr X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda, “Yolsuzluk var olduğu sürece hiçbir seçime katılmayacağım. Doğruluk ancak kontrolsüz silahların teslim edilmesi, milislerin dağıtılması ve ordunun güçlendirilmesiyle tesis edilecektir” ifadelerini kullandı.

Yerel platformlarda, Sadr Hareketi liderleri ile aralarında Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin de bulunduğu Şii liderler arasında seçimlere katılma amacıyla temaslar kurulduğuna dair sızıntılar dolaşıyor.

Şarku’l Avsat'a konuşan siyasi bir kaynak, ‘Sadr Hareketi ile geri dönme olasılıkları konusunda şu ana kadar görüşmelerin durmadığını’ söyledi.

Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr (Sadr Hareketi medyası)

Seçimlerin meşruiyeti

Son dönemde izlenen çeşitli göstergelere göre seçimlerin meşruiyetine ilişkin endişeler bulunuyor. Boykotun kırılgan bir bölgesel ve uluslararası ortamda diğer kesimler tarafından da tekrarlanması, özellikle silah taşıyan ya da geçmişte silah taşımış olanlar başta olmak üzere pek çok Şii gücün, İran'ın hedef alınmasının ardından ABD ve İsrail tarafından hedef alınabilecekleri korkusunu taşımaya devam ettikleri bir dönemde, siyasi sistemin meşruiyetini etkileyebilir.

Aynı bağlamda araştırmacı Seyf es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı: “Irak'taki siyasi sınıf, boykot eden çoğunluğun seçimlere katılma güvenini yeniden tesis edecek olgun bir seçim sistemi sunamadı. Bunun nedeni, seçim yasasının her seçim döneminde, oy veren halkın gerekçeleri dikkate alınmaksızın, büyük geleneksel partilerin ölçülerine uyacak şekilde değiştirilmesidir… Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr ve iki eski başbakan Haydar el-İbadi ve Mustafa el-Kazımi'nin boykotu, seçimlere giden sürecin ciddiyetinin bir göstergesidir.”

Ancak es-Saadi, ‘seçim bölgesi sistemi, Sainte Lague sistemi ve benimsenen yüzde ile her seçimde sorunlara neden olan sonuç hızlandırma cihazlarına ilişkin doğru istatistiklere dayanan olgun bir yasanın çıkarılması yoluyla Irak'taki seçim sisteminde reform yapılabileceğini’ düşünüyor.