Hamas'ın yeni lideri Halid Meşal mi?

Meşal, 1997 yılında İsrail'in suikast girişiminden kurtulmuş, 2004 yılından 2017 yılına kadar Hamas Siyasi Büro Başkanlığı görevini üstlenmişti

Halid Meşal (AP)
Halid Meşal (AP)
TT

Hamas'ın yeni lideri Halid Meşal mi?

Halid Meşal (AP)
Halid Meşal (AP)

Hamas Hareketi’in yeni lideri olmaya aday olan Halid Meşal, 1997 yılında Ürdün'ün başkenti Amman'da bulunan ofisinin önündeki bir sokakta İsrailli ajanların kendisine karşı zehir enjekte ederek düzenledikleri başarısız suikast girişiminden sağ kurtulmasının ardından tüm dünyada tanındı.

Dönemin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun talimatıyla Filistinli hareketin üst düzey isimlerinden biri olan Meşal’e düzenlenen suikast girişimi, Ürdün Kralı Hüseyin'i o kadar öfkelendirdi ki, Meşal’e enjekte edilen zehrin panzehri Amman'a ulaştırılmadığı takdirde suikastçıları asmakla ve İsrail ile barış anlaşmasını feshetmekle tehdit etti.

İsrail istenileni yaptı. Bunun yanında Hamas Hareketi’nin kurucu lideri Şeyh Ahmed Yasin'i serbest bırakmayı da kabul etti. Ancak serbest bıraktıktan yedi yıl sonra onu Gazze'de düzenlediği suikastla öldürdü.

İsrailliler ve Batılı ülkeler, İran tarafından desteklenen Hamas Hareketi’ni ‘İsrail'i yok etmeyi amaçlayan bir terör örgütü’ olarak görüyor. Hamas, İsrail'de intihar saldırıları düzenlemekle ve İsrail'e karşı birçok operasyon gerçekleştirmekle suçlanıyor.

Filistinliler ise Meşal’i ve Hamas’ın diğer üst düzey liderlerini, Filistin topraklarının İsrail işgalinden kurtarılması için mücadele eden ve uluslararası diplomasinin başarısız olduğu bir dönemde, davalarını canlı tutan savaşçılar olarak görüyorlar.

Meşal, (68) İsrail'in suikast girişiminden bir yıl önce Hamas'ın yurt dışındaki lideri oldu. Bu görev ona, İsrail'in Hamas’ın diğer yetkililerine uyguladığı katı seyahat kısıtlamalarına maruz kalmadan dünyanın dört bir yanında ülkelerin hükümetleriyle yapılan toplantılarda Hamas Hareketi’ni temsil etme olanağı sağladı.

Hamas kaynakları, Meşal'in çarşamba sabahı İran’ın başkenti Tahran’da uğradığı suikast sonucu öldürülen İsmail Heniyye'nin yerine seçilmesinin beklendiğini söylediler. Heniyye suikastının ardından hem Tahran’dan hem de Hamas’tan ‘bunun karşılıksız kalmayacağına’ dair açıklamalar geldi.

Gazze'deki savaşta ateşkese varılması için İsrail ile dolaylı olarak yapılan müzakerelerde Hamas heyetine başkanlık eden Hamas Siyasi Büro Üyesi Halil el-Hayye de İran ve İran’ın bölgedeki müttefiklerinin gözdesi olması ve Katar'da bulunması nedeniyle Hamas’ın liderliğini devralabilir.

Meşal'in İran ile ilişkileri, 2011 yılında Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'e karşı Sünnilerin öncülüğünde başlatılan ayaklanmaya verdiği destek nedeniyle gerilmişti.

İsrail, 1987 yılında İsrail'in Batı Şeria’yı ve Gazze'yi işgaline karşı Filistinlilerin başlattığı ilk ayaklanmada yani Birinci İntifada sırasında Hamas Hareketi’nin kurulmasından bu yana birçok Hamas liderine ve üyesine suikast düzenledi ya da suikast girişiminde bulundu.

Meşal, 1990'lı yılların sonlarından bu yana Hamas liderliğinin en tepesindeki isim olsa da İsrail Gazze'de Hamas'ın diğer üst düzey isimlerine suikast planları yaparken o çoğunlukla yurt dışında, görece güvende olduğu bir yerde çalışmalarını sürdürdü.

İsrail, Hamas’ın kurucu lideri Şeyh Ahmed Yasin'i 2004 yılının mart ayında Gazze'de düzenlediği bir hava saldırısında öldürülmesinden bir ay sonra halefi Abdulaziz Rantisi'yi  de öldürdü. Bunun üzerine Meşal, Hamas'ın liderliğini tamamen üstlendi.

Meşal, tıpkı diğer Hamas liderleri gibi bağımsız bir Filistin devleti kurulması için İsrail'e karşı daha pragmatik bir yaklaşım benimsemenin mi yoksa Hamas’ın 1988 tarihli tüzüğünde İsrail'in yok edilmesi çağrısı yapıldığı için savaşmaya devam etmenin mi daha iyi olacağı gibi hassas bir meseleyle karşı karşıya kaldı.

İsrail'e karşı tutumunu yumuşattı

Meşal, İsrail ile kalıcı bir barış anlaşması yapmaya karşı olsa da 1990'lı yılların sonu ve 2000'li yılların başında İsrail'e intihar bombacıları gönderen Hamas'ın uzun vadeli bir ateşkes karşılığında Batı Şeria, Gazze Şeridi ve Doğu Kudüs'ü kapsayan bağımsız bir Filistin devletini kabul edebileceğini söyledi.

Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde İsrail'e düzenlediği saldırı, hareketin önceliklerini ortaya koydu. Şarku'l Avsat'ın İsrail kaynaklarından elde ettiği rakamlara göre saldırıda bin 200 kişi öldü, 250'den fazla kişi de rehin alındı.

İsrail, Hamas’ın bu saldırısına Gazze Şeridi’ne savaş açarak karşılık verdi. İsrail’in Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşta şimdiye kadar 39 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti, yoğun bir nüfusa sahip olan Gazze’nin büyük bir kısmını enkaza dönüştü.

Meşal, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırısının Filistin davasını yeniden dünyanın ilgi odağı haline getirdiği açıklamasında bulunmuştu. Araplara ve Müslümanlara İsrail'e karşı savaşa katılma çağrısında bulunan Meşal, Hamas'ı savaştan sonra Gazze Şeridi'nin yönetiminden uzaklaştırmak isteyen İsrail ve ABD'ye karşı, mevcut savaşın sona ermesinden sonra Gazze'yi kimin yöneteceğine sadece Filistinlilerin karar verebileceğini söyleyerek rest çekti.

Müslüman Kardeşler’e katılması

Meşal, hayatının büyük bölümünü Filistin toprakları dışında geçirdi. Batı Şeria'nın Ramallah kenti yakınlarındaki Silvad kasabasında doğan Meşal, henüz çocukken ailesiyle birlikte Kuveyt'e taşınmıştı.

Meşal, 15 yaşındayken Ortadoğu'daki en köklü İslami grup olan Müslüman Kardeşler’e (İhvan-ı Müslimin) katıldı. Müslüman Kardeşler, 1980'li yılların sonunda İsrail işgaline karşı başlayan Birinci İntifada sırasında Hamas'ın kurulmasında etkili oldu.

Hamas'ın diğer liderleri uzun süreler İsrail hapishanelerinde çürürken Meşal, uzun yıllar öğretmen olarak çalıştı ve ardından yurt dışından Hamas'a destek toplamaya başlamadı. Suikasttan kıl payı kurtulduğunda Ürdün'de Hamas için yabancı ülkelerden bağış toplama işlerinden sorumluydu.

Netanyahu, 1997 yılında 16 kişinin öldüğü ve Hamas'ın sorumlu tutulduğu Kudüs'teki bir pazara düzenlenen bombalı saldırıya misilleme olarak İsrail İstihbarat Servisi Mossad ajanlarına Meşal'i öldürme talimatı verdiğinde tesadüfen Meşal'in konumunu sağlamlaştıran önemli bir rol oynadı.

Ürdün polisi, Meşal'e sokak ortasında zehir enjekte edilerek suikast girişiminde bulunan şüphelileri yakaladı. Bunun üzerine dönemin İsrail Başbakanı Netanyahu Meşal’in tedavisi için Ürdün’e panzehri göndermek zorunda kaldı. Bu olay, Meşal'i Filistin direnişinin bir kahramanı haline getirdi.

Ürdün sonunda Hamas’ın Amman'daki ofisini kapattı ve Meşal'i Katar'a sınır dışı etti. Meşal, 2001 yılında Suriye'ye taşındı.

Hamas'ı 2004 yılından 2012 yılının başlarına kadar Şam'dan yöneten Meşal, Suriye Devlet Başkanı Esed'in rejime karşı ayaklanmaya katılan Sünnilere yönelik acımasız uygulamaları nedeniyle ülkeyi terk etti. Meşal, şu an Doha ve Kahire arasında gidip geliyor.

Meşal’in Suriye'den ani şekilde ayrılmak zorunda kalması başlarda Hamas içindeki konumunu zayıflattı. Çünkü Hamas için büyük önem taşıyan Şam ve Tahran ile ilişkileri ona güç veriyordu. Bu bağlar zedelendikçe ya da koptukça rakipleri Gazze'de otorite kurmaya başladı.

Meşal, bu gelişmenin Hamas'ın başlıca finansman ve silah kaynağı olan İran ile ilişkileri etkilediğini söyledi. Bu arada İsrail, iddialı nükleer programı nedeniyle varlığına yönelik en büyük tehdidi İran'ın oluşturduğuna inanıyor.

Gazze Şeridi'ni ilk kez 2012 yılı sonlarında ziyaret eden ve Hamas'ın 25. yıldönümü kutlamalarının açılış konuşmasını yapan Meşal, 11 yaşındayken Batı Şeria'dan ayrıldığından beri Filistin topraklarını hiç ziyaret etmemişti.

O yurt dışındayken, Hamas 2007 yılında laik görüşlü rakibi Fetih Hareketi’ni (El Fetih) kısa süren bir iç savaşta yenilgiye uğrattı. Gazze Şeridi’nin yönetimini, İsrail ile barış görüşmelerine açık olan Batı destekli Filistin Yönetimi'nin başı Mahmud Abbas'ın liderliğindeki El Fetih’ten aldı.

Meşal ile Gazze'deki Hamas liderleri arasında, Abbas ile uzlaşı girişimleri konusunda görüş ayrılığı ortaya çıktı.

Meşal daha sonra bu anlaşmazlık nedeniyle istifa etmek istediğini açıkladı. Ardından 2017 yılında yerine Gazze'deki Yardımcısı İsmail Heniyye, Hamas Siyasi Büro Başkanı olarak seçildi.  Meşal de çalışmalarını yurt dışından sürdürmeye devam etti.

Meşal, 2021 yılında Hamas'ın yurt dışı sorumlusu olarak seçilmişti.



Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
TT

Trablus, sınırların güvenliğini sağlama ve eğitim konusunda Türkiye’nin uzmanlığından yararlanmayı düşünüyor

UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)
UBH İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, pazartesi günü Libya'nın başkenti Trablus’ta Türk mevkidaşı Ali Yerlikaya'yı ağırlarken (İçişleri Bakanlığı)

Libya Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) İçişleri Bakanı İmad et-Trabelsi, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile iki ülke arasındaki güvenlik iş birliğini güçlendirmenin yollarını görüştü.

Libya İçişleri Bakanlığı tarafından dün yapılan açıklamada, başkent Trablus'ta düzenlenen ve çok sayıda güvenlik yetkilisinin katıldığı toplantıda ‘karşılıklı çıkar alanlarında ortak koordinasyonun yönlerinin’ ele alındığını belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantı sırasında ‘hedefli eğitim ve yeterlilik programları ile Libya İçişleri Bakanlığı personelinin yeteneklerinin geliştirilmesinin’ yanı sıra ‘düzensiz göçle mücadele, sınırların güvenliği ve Türkiye'nin uzmanlığından yararlanma ile ilgili konulara’ değinildiği belirtildi.

fvg
Dün başkent Trablus'ta Libya ve Türkiye heyetleri arasında yapılan toplantı (İçişleri Bakanlığı)

İçişleri Bakanı Yerlikaya’nın Trablus ziyareti, General Halife Hafter'in oğlu ve Libya Ulusal Ordusu (LUO) Genel Komutan Yardımcısı Orgeneral Saddam Hafter’in geçtiğimiz hafta sonu Türkiye'nin başkenti Ankara'da siyasi ve askeri düzeyde gerçekleştirdiği toplantıların ardından geldi.

Libya İçişleri Bakanı Trablusi, bakanlığının ‘ülkenin son yıllarda karşılaştığı zorluklara ve bunların güvenlik durumuna etkisine rağmen büyük çaba sarf ettiğini’ söyledi.

Gidişatı iyileştirmek için çalışmaların sürdüğünü ve bir dizi olumlu sonucun elde edildiğini vurgulayan Trablusi, bakanlığın, Avrupa Birliği (AB) ve Afrika ülkeleriyle doğrudan iletişim kanalları aracılığıyla yasadışı göç konusuna ‘özel önem’ verdiğini kaydetti.

Trablusi, Libya İçişleri Bakanlığı’nın güvenlik planının, sınırların güvenliğini sağlamaktan başlayarak, ardından çöl ve şehirlerin, son olarak da kıyıların güvenliğini sağlamayı içeren aşamalı bir yaklaşım benimsediğini, ayrıca göçmenler için gönüllü geri dönüş programını uyguladığını ve insan kaçakçılığına karışan organize suç çetelerini takip ettiğini de sözlerine ekledi.

Libya İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada Bakan Yerlikaya’nın Libya İçişleri Bakanlığı’nın çabalarını övdüğünü ve Türkiye’nin düzensiz göçle mücadeledeki deneyimini ve son yıllarda elde ettiği olumlu sonuçları paylaştığını aktardı. İçişleri Bakanlığı, bu toplantının, istikrarı artırmak ve güvenlik alanındaki kurumsal çalışmaların konsolidasyonunu desteklemek amacıyla dost ülkelerle etkili iş birliği olanakları oluşturma yönündeki devam eden çabaları çerçevesinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Saddam Hafter, birkaç gün önce Ankara'da Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve Savunma Bakanı Yaşar Güler ile bir araya geldi.

LUO Genel Komutanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ankara’daki görüşmelerde uluslararası sahnedeki son gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunulduğu belirtilirken, “Savunma Bakanı Güler ile iki ülke arasındaki askeri iş birliğini güçlendirerek bölgedeki güvenlik sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ve güvenlik ve istikrar çabalarını destekleyecek yollar tartışıldı” denildi.

Öte yandan UBH Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile İngiltere'nin Libya’daki yeni Büyükelçisi Martin Reynolds arasında yapılan toplantıda düzensiz göç konusu başlıca gündem maddesi oldu.

İngiltere’nin Libya (Trablus) Büyükelçiliği tarafından sosyal medya platformu X üzerinden görüşmeye ilişkin yapılan kısa açıklamada, Büyükelçi Reynolds'un Libya'daki diplomatik görevinde ilk kez görüşmesini Dibeybe ile gerçekleştirdiği ve ‘yapıcı bir toplantı’ olduğu belirtildi. Açıklamada ayrıca toplantıda düzensiz göç, güvenlik ve ekonomik büyüme alanlarında ortak önceliklerin ele alındığı belirtildi.


HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
TT

HDK, Sudan'da tek taraflı olarak üç aylık insani ateşkes ilan etti

Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)
Sudan ordusu ile HDK arasında devam eden çatışmalardan kaçarak kısa süre önce Faşir’den gelen ve Çad'ın doğusundaki bir kampta yerde oturan Sudanlı mülteciler, 23 Kasım 2025 (Reuters)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, Sudan Ordusu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan'ın uluslararası taraflarca sunulan ateşkes önerisini reddettiğini açıklamasının ardından, üç ay sürecek tek taraflı bir insani ateşkes ilan etti.

HDK Komutanı Muhammed Hamdan Dagalu, ses kaydı olarak yayınlanan konuşmasında şunları söyledi:

“Ulusal sorumluluğumuz ve başta ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimi ve Uluslararası Dörtlü ülkelerinin (Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve ABD) çabaları olmak üzere uluslararası çabalar doğrultusunda üç aylık bir süre için saldırıların durdurulmasını ve uluslararası bir izleme mekanizmasının oluşturulmasını içeren insani bir ateşkes ilan ediyoruz.”

Dagalu konuşmasına şöyle devam etti:

“Radikal İslamcı terörist hareket Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) ve Ulusal Kongre Partisi dışında herkesin katıldığı bir siyasi sürece bağlıyız. Zira bu gruplar halkımızın son otuz yılda çektiği tüm acılardan sorumlu.”

Sudan iç savaşının her iki tarafı da son iki yıl içinde, tüm ateşkes anlaşmalarını ihlal ederek müzakere çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasına neden oldu. Orgeneral Burhan daha önce geçiş dönemi veya Sudan'ın geleceği ile ilgili herhangi bir anlaşma yoluyla HDK'yı muhafaza edecek veya iktidar ortaklığına geri getirecek herhangi bir çözümü reddettiğini vurgulamıştı. Orgeneral Burhan, ABD'nin Afrika Kıdemli Danışmanı Massad Boulos'u HDK lehine önyargılı olduğu gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirdi. Ayrıca, savaşı durdurmak için kendilerine sunulan ‘en kötü kart’ olarak gördüğü Uluslararası Dörtlü’nün girişimine olan güvensizliğini dile getiren Orgeneral Burhan, Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) Uluslararası Dörtlü’ye katılımını eleştirerek HDK'yı desteklemekle suçlarken, Suudi Arabistan'ın rolünü ve ABD Başkanı Donald Trump'ın girişimini övdü.

Orgeneral Burhan'ın açıklamaları, 12 Eylül'de açıklanan ve ABD, Suudi Arabistan, BAE ve Mısır'ın yer aldığı Uluslararası Dörtlü ülkelerinin girişimi etrafındaki tartışmaları yatıştırdı. En önemli özelliği üç aylık bir insani ateşkes olan girişim, Sudan'daki krizi çözmek için bir yol haritası içeriyor. Bunu, kalıcı bir ateşkes ve sivil bir hükümete giden kısa bir geçiş dönemi izliyor. Girişimde, askeri bir çözümün olmadığına ve savaş sonrası dönemde İslamcıların siyasi sahneden uzaklaştırılacağı vurgulanıyor.

Şiddet devam ediyor

HDK, 7 Kasım'da insani ateşkes önerisini kabul ettiğini açıkladı, ancak ertesi gün ordunun kontrolü altındaki Hartum ve Atbara'yı bombaladı. Bunu HDK üyelerinin ‘büyük kalabalıklar’ halinde Batı Kordofan'daki Babnusa şehrine ulaşarak oradaki ordu karargahını ele geçirmeye çalıştığı, ancak Güney Kordofan'daki Kadugli ve Dilling şehirlerini kuşatmaya devam ettiği yönünde bir açıklama izledi.

HDK kasım ayı ortalarında Sudan'ın kuzeyindeki Merowe Barajı'nı birkaç kez insansız hava araçları (İHA) ile hedef aldı ve şehirdeki ordu karargahını bombaladı.

Sudan ordusu 26 Ekim'de Sudan'ın batısını tamamen kontrol altına alan HDK’nın uzun süren kuşatmasının ardından Faşir’i kaybetti.

Çatışmalar Darfur bölgesinden, başkent Hartum’u batı Sudan'a bağlayan petrol zengini komşu eyalet Kordofan’a sıçradı.

Faşir'in HDK’nın kontrolüne geçmesinden bu yana, toplu katliamlar, etnik şiddet, kaçırma ve cinsel saldırıların yaşandığına dair haberler gelirken, insan hakları örgütleri HDK'nın kontrolündeki bölgelerde etnik katliamlar yaşandığını bildirdi.

Uluslararası Göç Örgütü'ne (IOM) göre geçtiğimiz ayın sonundan bu yana, Kuzey Kordofan'dan yaklaşık 40 bin yerinden edilmiş kişinin yanı sıra 100 binden fazla sivil Faşir'den komşu şehirlere kaçtı. ABD Başkanı Donald Trump geçtiğimiz hafta, Washington'da Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yaptığı görüşmede, Veliaht Prensin talebi üzerine Sudan'daki ‘zulmü’ sona erdirme niyetini açıkladı.

HDK ve BAE, Trump’ın açıklamasını memnuniyetle karşıladı ve Burhan, savaşı sona erdirmek için Washington ve Riyad ile iş birliği yapmaya hazır olduğunu teyit etti.

İki yıldan fazla süredir devam eden Sudan savaşında on binlerce kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 12 milyon kişi yerinden edildi, bu durum milyonlarca sivili tehdit eden ciddi bir açlık krizine yol açtı.


Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
TT

Irak'taki Sünniler siyasi olarak birleşiyor

Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)
Ulusal Siyasi Konsey'i oluşturan partilerin ve güçlerin liderleri (Ulusal Siyasi Konsey basın ofisi)

Irak’ta 11 Kasım’da yapılan parlamento seçimlerinde 65'ten fazla sandalye kazanan başlıca Sünni güçler ve partiler, ‘siyasi ve sosyal istikrarı korumak, anayasal hakları güvence altına almak ve devlet kurumlarında temsiliyeti güçlendirmek için çabaları birleştirmek ve ortak bir vizyonla çalışmak’ amacıyla ‘Ulusal Siyasi Konsey’in kurulduğunu duyurdu.

Konseyde eski Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi, milletvekili Musenna es-Samarrai liderliğindeki Azim Partisi, Hamis el-Hancer liderliğindeki Egemenlik İttifakı, mevcut Savunma Bakanı Sabit el-Abbasi liderliğindeki Ulusal Hasim İttifakı ve mahkeme kararıyla parlamento seçimlerine katılmaktan men edilen eski milletvekili Ahmed el-Cuburi'nin liderliğindeki Ulusal Cemahir Partisi yer alıyor.

Bazıları bu adımı memnuniyetle karşılarken, Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, sorunun Sünni partilerin ve isimlerin Türkiye, Ürdün, bazı Körfez ülkeleri ve İran dahil olmak üzere çok sayıda bölgesel destekçisinin bulunması ve buna karşın Şii tarafındaki herkesin (Koordinasyon Çerçevesi) Tahran ile ittifak halinde olmasından kaynaklandığını söyledi.