İstanbul'daki Haniye yürüyüşü Batı basınında: "Binlerce Filistin destekçisi sokağa indi"

Protestocular İsrail aleyhinde sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)
Protestocular İsrail aleyhinde sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)
TT

İstanbul'daki Haniye yürüyüşü Batı basınında: "Binlerce Filistin destekçisi sokağa indi"

Protestocular İsrail aleyhinde sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)
Protestocular İsrail aleyhinde sloganlar atarak yürüyüş düzenledi (AFP)

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye'nin suikastla öldürülmesinin ardından İstanbul'da yapılan protesto yürüyüşü yabancı basında yer buldu. 

Fatih Camii'nde Haniye için dün akşam kılınan gıyabi cenaze namazının ardından birçok kişi İsrail karşıtı sloganlar atarak yürüyüş düzenledi. 

Çeşitli sivil toplum kuruluşlarına üye gruplar, "Milyonlarca şehitle Kudüs'e yürüyoruz" yazılı pankartlar açarak Beyazıt Meydanı'na yürüdü.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, "binlerce Filistin destekçisinin İstanbul sokaklarında yürüyerek Haniye'nin öldürülmesini protesto ettiğini" yazıyor. 

Fatih ilçesindeki yürüyüşte eylemcilerin "Katil İsrail, Filistin'den defol" ve "İstanbul'dan Gazze'deki direnişe binlerce selam" sloganları atarak Türk ve Filistin bayrakları açtığı belirtiliyor.

Hamas ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan dün yapılan açıklamalarda, Haniye'nin İran'ın başkenti Tahran'da düzenlenen saldırıda öldürüldüğü duyurulmuştu. 

Haberde, İran ve Hamas'ın suikasttan İsrail'i sorumlu tuttuğu ancak Tel Aviv yönetiminin olayla ilgili açıklama yapmayı reddettiği hatırlatılıyor. 

Reuters, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Haniye'ye düzenlenen suikastı kınadığını da anımsatıyor. 

Fransız haber ajansı AFP ise Filistin'e destek yürüyüşünde bir İsrail bayrağının yakıldığını öne sürdü. 

Ajansın görüştüğü protestoculardan Mehmet, "İsrail, Filistin halkının temsilcisini şehit ettiği için buradayım" diyor.

Soyadı paylaşılmayan 44 yaşındaki eylemcinin şu sözleri de aktarılıyor: 

Büyük güçlerin burada oynaması gereken önemli bir rol var. Eğer bu katliamları engellemezlerse tarih bizi seyirci kalmakla suçlayacaktır.

Haberde, Katar'da sürgünde yaşayan Haniye'nin, 7 Ekim'deki Aksa Tufanı operasyonundan önce Türkiye'de çok zaman geçirdiği ve nisanda İstanbul'a gelerek Erdoğan'ı ziyaret ettiği hatırlatılıyor.

Ayrıca ajans; Hamas'ın ABD, Avrupa Birliği ve İsrail tarafından terörist bir örgüt olarak görülürken, Erdoğan'ın Hamas'ı "bir kurtuluş hareketi" olarak tanımladığını anımsatıyor.

İsrailli haber sitesi Times of Israel ise ajanslardan derlediği haberini "Erdoğan'ın Haniye'nin 'kalleşçe' öldürülmesini eleştirmesinin ardından, İstanbul'da Hamas yanlısı yürüyüş düzenlendi" başlığıyla okurlarına servis etti.

Erdoğan, olaya ilişkin Twitter hesabından yaptığı açıklamada "Bu kalleş suikastı şiddetle kınıyor ve lanetliyorum" demişti.

Independent Türkçe, Reuters, AFP, Times of Israel



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.