Sudan ordusu, el-Faşir'e yönelik HDK saldırısını püskürttüğünü duyurdu

Sudan'daki savaşı sona erdirmek için siyasi güçlerle Afrika istişareleri başladı

Darfur bölgesindeki el-Faşir kentinde Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında daha önce yaşanan çatışmaların ardından yoğun duman yükseliyor. (DPA)
Darfur bölgesindeki el-Faşir kentinde Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında daha önce yaşanan çatışmaların ardından yoğun duman yükseliyor. (DPA)
TT

Sudan ordusu, el-Faşir'e yönelik HDK saldırısını püskürttüğünü duyurdu

Darfur bölgesindeki el-Faşir kentinde Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında daha önce yaşanan çatışmaların ardından yoğun duman yükseliyor. (DPA)
Darfur bölgesindeki el-Faşir kentinde Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında daha önce yaşanan çatışmaların ardından yoğun duman yükseliyor. (DPA)

Sudan ordusu dün (cumartesi) Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından Kuzey Darfur eyaletinin başkenti el-Faşir'e düzenlenen büyük bir saldırıyı püskürttüğünü açıklarken, yerel kaynaklar kentteki Suudi hastanesine çok sayıda yaralının getirildiğini bildirdi.

Sudan Ordu Sözcüsü Nebil Abdullah, ordu güçlerinin HDK'nin el-Faşir'e düzenlediği büyük bir saldırıyı bastırdığını ve onlara ağır kayıplar verdirdiğini söyledi. Geçtiğimiz birkaç gün içinde HDK, ordunun 6’ncı Piyade Tümeni komutanlığına yakın bir yerde savunma siperleri kurarak şehre girmeye başlamıştı.

Görgü tanıkları, bir yandan Sudan ordusu ve müttefik gruplar, diğer yandan da HDK milisleri arasında şiddetli çatışmaların patlak verdiğini belirterek, “Çatışmaların yoğunluğu ve ayrım gözetmeksizin açılan ateş çok sayıda sivilin ölümüne ya da yaralanmasına neden oldu” dediler.

En şiddetli saldırı

Adının açıklanmasını istemeyen bir el-Faşir sakini, yaşanan gerilimi kentte savaşın başlamasından bu yana yaşanan ‘en şiddetli saldırı’ olarak nitelendirerek, “Ağır silah ve mühimmat sesleri el-Faşir'in her yerinden duyulduğu için bugün kent sakinleri için çok zor geçti” dedi.

Orduya bağlı silahlı gruplardan oluşan ortak güç, ‘HDK tarafından düzenlenen hain bir saldırıyı püskürttüğünü ve çok sayıda aracı imha etmeyi başardığını, binlerce kişinin öldüğünü ve yaralandığını’ duyurdu. Yapılan açıklamaya göre saldırı yaklaşık 2 bin asker ve 87 savaş aracıyla gerçekleştirildi.

Sudan Kurtuluş Ordusu Hareketi ise ‘HDK’nin topçu ateşi eşliğinde bir kara saldırısı başlatarak el-Faşir şehrini dört yönden işgal etmeye çalıştığını, ancak güçlerinin onları püskürttüğünü’ bildirdi.

xsdefrg
El-Faşir'deki hastanelerin hedef alınması şehirdeki sağlık hizmetlerinin kötüleşmesine sebebiyet veriyor. (Sınır Tanımayan Doktorlar internet sitesi)

Darfur Bölgesi Başkanı Minni Arko Minavi liderliğindeki hareket tarafından yapılan açıklamada, dört eksendeki çatışmaların aralıksız altı saat sürdüğü belirtilerek, “Ortak güçlerimiz saldıran tüm unsurları yenmeyi başardı ve yüzlerce HDK mensubunu öldürdü” denildi.

Açıklamanın devamında, “Kara saldırısının başarısızlığa uğramasının ardından milisler şehir dışından yoğun topçu ateşine başvurarak yerlerinden edilmiş insanların barınaklarını, hastaneleri ve hizmet tesislerini hedef aldı” ifadesi yer aldı. HDK’ye bağlı platformlar, güçlerinin ilerlemeye devam ettiğini ve şehri her yönden tamamen kuşattığını bildirdi.

Resmi istatistikler son dört aydır kentte devam eden çatışmalarda 2 binden fazla sivilin öldüğünü ve yaralandığını gösteriyor.

Addis Ababa istişareleri

Afrika Birliği (AfB), Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ve Sudanlı sivil siyasi güçler arasındaki istişarelerin ilk turu, ülkedeki savaşı sona erdirmeye ve sürdürülebilir bir barış inşa etmeye katkıda bulunacak bir Sudan diyaloğuna ulaşmak amacıyla dün Etiyopya'nın başkenti Addis Ababa'da resmen başladı.

Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) Genel Sekreterliği Raportörü Halid Ömer Yusuf, dün resmi Facebook sayfasında yaptığı açıklamada, Tekaddum, Abdulaziz el-Hilu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N), Abdulvahid Muhammed Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/AM), Muhammed el-Hasan el-Mirgani liderliğindeki Demokratik Birlik Partisi ve Ali el-Hac Muhammed liderliğindeki Halk Kongresi Partisi'nin katıldığı görüşmelerin dün sabah resmen başladığını duyurdu.

asdcfvrgt
Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu’nun (Tekaddum) Addis Ababa'da Afrika mekanizması yetkilileriyle yaptığı önceki bir toplantıdan (Tekaddum Facebook sayfası)

Yusuf'a göre istişarelerin amacı, ‘savaşı sona erdirmeye ve Sudan’da sürdürülebilir barışı inşa etmeye katkıda bulunacak bir siyasi diyaloğa ulaşmak; Sudan'ı savaşların, siyasi istikrarsızlığın ve yoksulluğun esiri haline getiren, 15 Nisan 2023'te savaşın patlak vermesiyle sonuçlanan ve Sudan halkının bir yıldan fazla bir süre devam etmesi için ağır bedel ödediği ana konuları ele almaktır.’

İstişarelerin, Sudan halkının bu ayın 14'ünde ABD'nin girişimi ve Suudi Arabistan'ın himayesinde ordu ile HDK arasında yapılacak Cenevre müzakerelerine yönelik arzularıyla örtüştüğünü belirten Yusuf şu ifadeleri kullanı: “Bu müzakerelerin, çatışmaların durdurulması, insani yardım yollarının açılması ve sivillerin korunmasına yönelik ciddi düzenlemelerin yanı sıra gerekli izleme mekanizmalarının sağlanmasıyla taçlandırılmasını umuyoruz. Ülkemiz barışı hak ediyor. Bu yüzden açık kalpler ve zihinlerle ona yönelelim ve ülkemize yalnızca yıkım getirecek savaş ve nefret seslerini reddedelim.”

Savaşın durdurulmasından yana olan güçlerin, AfB öncülüğünde düzenlenen ve askeri güç yanlısı güçlerin katıldığı bir önceki oturuma katılmayı reddetmesi üzerine taraflar, sivil güçlerin siyasi sürece ve siyasi sürece katılan güçlere ilişkin vizyonlarını sunmalarının beklendiği kapalı bir oturuma girdi.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."