Kral Abdullah: Ürdün savaş alanı olmayacak ve halkının tehlikeye atılmasına izin vermeyecek

Ürdün Kralı 2. Abdullah (Arşiv - DPA)
Ürdün Kralı 2. Abdullah (Arşiv - DPA)
TT

Kral Abdullah: Ürdün savaş alanı olmayacak ve halkının tehlikeye atılmasına izin vermeyecek

Ürdün Kralı 2. Abdullah (Arşiv - DPA)
Ürdün Kralı 2. Abdullah (Arşiv - DPA)

Ürdün Kralı 2. Abdullah bugün (pazar), İran ile İsrail arasında askeri bir gerilim korkusu yaşanırken ülkesinin ‘bir savaş alanı olmayacağını ve halkının hayatının tehlikeye atılmasına izin vermeyeceğini’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre Kral 2. Abdullah, Amman'daki Hüseyiniye Sarayı'nda ABD’den gelen bir heyetle ‘bölgedeki güncel gelişmeleri’ görüştü. Ürdün Kraliyet Sarayı'ndan yapılan açıklamada, Kral Abdullah’ın “Ürdün bir savaş alanı olmayacak ve halkının hayatının tehlikeye atılmasına izin vermeyecektir” dediği aktarıldı.

Kral Abdullah, ‘Bölgedeki durumu yatıştırmak ve bölgesel bir savaşa sürüklenmemek için kapsamlı bir ateşkese varmak üzere azami çaba sarf edilmesi gerektiğini’ vurguladı.

Kral Abdullah, “Gazze'ye yönelik savaş devam ettiği sürece bölge, istikrarını tehdit eden çatışma çemberinin genişlemesine karşı savunmasız kalacak. Bu da acil ve kalıcı bir ateşkese ulaşarak savaşı durdurmak için uluslararası çabaların yoğunlaştırılmasını gerektirmektedir” dedi.

Diğer yandan Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi dün (cumartesi) akşam Al Arabiya’ya verdiği demeçte, “Ürdün, İran ve İsrail'e açık ve net bir şekilde hiç kimsenin krallığın semalarını ihlal etmesine ve Ürdünlülerin hayatını tehlikeye atmasına izin vermeyeceğini söyledi” ifadesini kullandı.

Safadi sözlerini şöyle sürdürdü: “Ürdün semalarında bulunan her türlü hedef vurulacak. Amman yönetimi, hava sahasının kullanılmasına izin vermeyecek ve Ürdün hava sahası üzerinden geçen ve Ürdünlülere tehlike oluşturduğuna inanılan her unsura müdahale edilecek. Ürdün, temelde İran ile İsrail arasında bir eylem ve tepki olan çatışmalarda hiçbir taraf için bir savaş alanı olmayacak. İki taraf arasındaki çatışmalar işgali sona erdirmeyecek, Filistin'i özgürleştirmeyecek ve çatışmayı sona erdirmeyecek. Çatışmaların yapacağı tek şey bölgede gerginliği, tırmanışı ve yıkımı arttırmak olacak.”

Safadi geçtiğimiz hafta pazar günü Tahran'ı ziyaret ederek, Kral 2. Abdullah’ın mesajını İran’a iletmişti.

Ortadoğu’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Tahran'da öldürülmesine İran'ın karşılık verme sözü vermesinin ardından bölgesel gerilim korkusu artıyor.

Nisan ayı ortasında İran, Şam'daki konsolosluğuna yapılan saldırıya karşılık olarak İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı (İHA) ve füze fırlatmıştı.

Ürdün o dönemde, İran'ın İsrail'e saldırısı sırasında hava sahasını ihlal eden ‘uçan cisimleri’ engellediğini doğrulamış ve ‘hangi yönden gelirse gelsin’ her türlü tehdide karşı koyma sözü vermişti.



Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)
TT

Hizbullah'ın çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

Çağrı cihazı (Reuters)
Çağrı cihazı (Reuters)

Hizbullah, Gazze Şeridi'ndeki Filistin direniş hareketlerine destek vermek amacıyla 8 Ekim'de İsrail ile çatışmaya girmesinden bu yana belki de en güçlü darbeyi, ülkenin farklı bölgelerinde üyeleri tarafından kullanılan çağrı cihazlarının patlatılmasıyla aldı.

Peki çağrı cihazları hakkında ne biliyoruz?

BBC'de verilen bilgilere göre çağrı cihazı, cep telefonlarının yaygınlaşmasından önce kısa metin mesajları ve bildirimler göndermek yahut almak için yaygın olarak kullanılan küçük bir kablosuz cihazdır. Bu cihazlar çoğunlukla güvenlik personelleri, hastaneler ve şirketler tarafından kullanılır.

BBC, bu cihazların iki türü olduğunu belirtti: Birincisi mesaj ya da bildirim alan, ancak cevap verme ya da mesaj gönderme özelliği olmayan cihazlar. İkincisi ise aynı anda hem kısa mesaj gönderebilen hem de alabilen cihazlar.

Financial Express gazetesine göre, bu cihazlar 1980'lerde yaygınlık kazanmış, ancak akıllı telefonların ortaya çıkmasından sonra kullanımları önemli ölçüde azalmış. Bugün halen dünya çapında çok sınırlı bir grup insan tarafından kullanılıyor. Hizbullah üyeleri de bu cihazların başlıca kullanıcılarından.

Techlusive adlı teknik internet sitesi, telefon şebekesinin zayıf olduğu durumlarda da çağrı cihazlarının faydalı olabileceğini ve bu cihazların güvenilir bir alternatif sunduğunu belirtti.

Ayrıca Techlusive, çağrı cihazlarının kullanımının ve bakımının basit olduğunu, birçok şirket ve kurum için modern iletişim teknolojilerine kıyasla maliyet açısından etkili bir çözüm olduğunu doğruladı.

Hizbullah neden özellikle bu tür cihazları kullanıyor?

CNN'e göre Hizbullah uzun zamandır gizliliği askeri stratejisinin temel taşı olarak benimsiyor ve İsrail ile ABD casus programlarının sızmasını önlemek için yüksek teknolojili cihazlardan kaçınıyor.

Ortadoğu'daki diğer devlet dışı aktörlerin aksine, Hizbullah birimlerinin bir iç iletişim ağı üzerinden haberleştiğine inanılıyor. Bu, bazı ülkeler tarafından uzun süredir devlet içinde devlet olarak faaliyet göstermekle suçlanan güçlü örgütün temel yapı taşlarından biri.

Yılın başında Hizbullah lideri Hasan Nasrallah, İsrail güçleriyle sınır ötesi çatışmaların yoğunlaştığı Güney Lübnan'daki üyelerine ve ailelerine, İsrail'in İran destekli örgütün hareketlerini bu tür cihazlar aracılığıyla izleyebileceğine inandıkları için cep telefonlarından kurtulmaları çağrısında bulundu.

Nasrallah şubat ayında şöyle demişti: “Telefonları kapatın, gömün, demir bir kutuya koyun. Bunu güvenlik için, insanların kanını ve onurunu korumak için yapın. İsraillilerle iş birliği yapan, elinizde taşıdığınız, eşinizin ve çocuklarınızın elindeki cep telefonudur. Bu telefon hem işbirlikçi hem de katildir.”

Hizbullah cep telefonları yerine telsiz kullanma yoluna gitti, ancak dünkü saldırıların da gösterdiği gibi bu seçenek bile risksiz değil.