Libya Başkanlık Konseyi ile Temsilciler Meclisi arasındaki anlaşmazlık neden tırmandı?

Libya’da siyasi krizin tarafları arasındaki görüş ayrılıkları derinleşiyor

Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlık binasında daha önce yapılan bir toplantıdan (soldan sağa) Akile Salih, Halife Hafter ve Muhammed el-Menfi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlık binasında daha önce yapılan bir toplantıdan (soldan sağa) Akile Salih, Halife Hafter ve Muhammed el-Menfi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
TT

Libya Başkanlık Konseyi ile Temsilciler Meclisi arasındaki anlaşmazlık neden tırmandı?

Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlık binasında daha önce yapılan bir toplantıdan (soldan sağa) Akile Salih, Halife Hafter ve Muhammed el-Menfi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)
Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlık binasında daha önce yapılan bir toplantıdan (soldan sağa) Akile Salih, Halife Hafter ve Muhammed el-Menfi (Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı)

Libya'daki siyasi kriz, Temsilciler Meclisi'nin (TM) Başkanlık Konseyi ve Abdulhamid Dibeybe başkanlığındaki Ulusal Birlik Hükümeti’nin görevlerine son verdiğini açıklamasıyla daha da karmaşık bir hal alırken, gözlemciler özellikle Başkanlık Konseyi ile TM arasında ortaya çıkan anlaşmazlığın nedenlerini sorgulamaya başladı.

Libya Ulusal Meclis Partisi lideri Esad Ziyu, TM’nin Başkanlık Konseyi ile ilişkisinin başından beri ‘uyuyan gerilim’ olarak tanımlanabilecek bir şekilde karakterize edildiğini ve ‘bunun aralarında sınırlı toplantı ve iletişime dönüştüğünü’ düşünüyor.

Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamalarda iki taraf arasındaki bu gergin ilişkinin geçmişine değinen Ziyu, “Gerilimi tırmandıran ana neden, Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi'nin, TM’nin ‘geçersiz’ ve hatta Başkanlık Konseyi'nin Cenevre Anlaşması'nda öngörülen yetkilerini ‘aştığı’ gerekçesiyle reddettiği bir ‘Referandum ve Ulusal Soruşturma Komisyonu’ kurma kararı oldu” dedi.

x cvdf
Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi (UBH)

“Referandum ve Ulusal Soruşturma Komisyonu’nun ilk görevi TM'yi feshetmek için bir referandum düzenlemek ya da 2017'den beri ertelenen anayasa taslağı için bir referandum düzenlemek olacaktı” diyen Ziyu, ‘doğruluğuna dair herhangi bir kanıt olmamasına rağmen bu görüşmelerin parlamentoda rahatsızlık yaratmış olabileceğini’ belirtti.

Bazı Libyalı çevreler, anayasa taslağına ilişkin referandum hamlesinin, her zaman seçimlere hazır olduğunu beyan eden parlamentonun direktifleriyle çeliştiğini ve konunun birleşik bir hükümetin kurulmasına bağlı olduğunu, zira iki hükümet varken referandumun yapılmasının mümkün olmadığını düşünüyor.

xcsdvf
Mareşal Halife Hafter, Abdullah Bathiliy ve Akile Salih ile Bingazi'de daha önce yaptığı bir görüşmede (Libya Ulusal Ordusu)

Libya Ulusal Ordusu Genel Komutanlığı, Ordu Başkomutanlığı statüsü ve yetkilerinin TM Başkanı’na verilmesi kararını memnuniyetle karşıladı.

Başkanlık Konseyi üyesi Musa el-Koni TM’nin kararını yorumlarken ‘Ordu Başkomutanı statüsünün sembolik olduğunu ve Başkanlık Konseyi'ne savaşı önlemek için verildiğini’ ifade etti. El-Koni, Başkanlık Konseyi'nin bu makamın yetkilerini kullanmadığını çünkü ‘Libya'nın doğusundaki güçlerin emirlerine itaat etmeyeceğini, batısında ise kaprislerle yönetilen gruplar olduğunu’ fark ettiğini belirtti.

Libyalı siyasi analist Ferec Ferkaş ise Başkanlık Konseyi ile TM arasındaki çatışmaya neden olan şeyin ‘Başkanlık Konseyi'nin Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir'i görevden alma kararı aldığına dair yerel basında çıkan haberler’ olduğuna inanıyor.

sd vsdvdsfe
Libya Merkez Bankası Başkanı Sıddık el-Kebir ve ABD Büyükelçisi Richard Norland (UNSMIL)

Ferkaş Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, Libyalı bazı çevrelerin artık el-Kebir'in TM’nin müttefiki olduğuna ve parlamentonun Dibeybe hükümetine mali abluka uygulayarak onu görevden alma çabalarını desteklediğine inandığını söyledi. Ferkaş, “Bu tür haberler, Referandum ve Ulusal Soruşturma Komisyonu'nun kurulmasına ilişkin Başkanlık Konseyi kararına ek olarak, TM’nin Başkanlık Konseyi'nin Dibeybe hükümetiyle aynı çizgide olduğu ve tarafsız olmadığı yönündeki temel görüşünü derinleştirmiş olabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan TM Üyesi İsam el-Cuheni, TM'nin Başkanlık Konseyi'ne yönelik tutum değişikliğinin, Başkanlık Konseyi'nin defalarca ‘yetkilerini aşma’ girişiminde bulunmasından kaynaklandığını doğruladı. “TM’nin Başkanlık Konseyi tarafından bir referandum komisyonu kurulmasından duyduğu rahatsızlığa ilişkin bazılarının söylediklerinde doğruluk payı yok” diyen el-Cuheni, bu eylemin ‘söz konusu konseyin yetkilerine aykırı olduğunu ve yasama organı olarak parlamentonun yetkilerine bir saldırı olduğunu’ belirtti.

El-Cuheni Başkanlık Konseyi’ni eleştirerek şunları söyledi: “Devlet bütçesine boşu boşuna bir sürü masrafa mal oluyor ve konseyin sorumluluğu üstlenmesinden bu yana yürüttüğü ulusal uzlaşı dosyasında hiçbir şey elde edemedi.”



Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
TT

Ateşkes öncesinde bir yangın seli yaşandı

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın suikasta kurban gittiği Beyrut'un güney banliyösünde yıkım (AFP)

İsrail, bugün Beyrut ve Tel Aviv saatiyle (TSİ 02:00) 04:00'te yürürlüğe giren Hizbullah ile arasındaki ateşkes anlaşmasının ilanını bir “ateş seli” ile karşıladı ve başta başkent Beyrut olmak üzere Lübnan'ın birçok bölgesine ve Suriye içlerine yönelik en ağır saldırılarını yaptı. Hizbullah ise İsrail'in kuzey ve orta kesimlerine doğru düzinelerce roketle karşılık verdi.

ABD Başkanı Joe Biden dün İsrail ve Lübnan'ın anlaşma şartlarını kabul ettiğini ve ülkesinin “Fransa ile iş birliği içinde Lübnan'da ateşkesin uygulanmasını sağlamak için destek vereceğini” açıkladı. Şarku'l Avsat Lübnan, İsrail ve UNIFIL'in yanı sıra Fransa'nın da dahil olduğu ABD liderliğindeki beş üyeli komitenin, Hizbullah'ın güney bölgelerinden tahliyesinin “ilki batı sektöründen başlamak üzere her biri 20 günden oluşan 3 aşamada” uygulanmasını denetleyeceğini ve anlaşmanın seçilmiş Başkan Donald Trump'ın onayını aldığını öğrendi. Biden anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Beyrut ve Tel Aviv saatiyle sabah 4:00'ü belirledi.
Lübnan Başbakanı Necib Mikati, Biden'dan bir telefon aldı, mevcut durum ve ateşkes kararı hakkında istişarede bulundu.

Ateşkes anlaşmasının dün akşam kabinesine sunulmasından saatler önce İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu “herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğini” duyurdu. Netanyahu televizyonda yayınlanan konuşmasında, “Anlaşmayı uygulayacağız ve herhangi bir ihlale güçlü bir şekilde karşılık vereceğiz. Zafere kadar birlikte çalışmaya devam edeceğiz” diyerek sözlerine şöyle sürdürdü: “Ateşkes arayışının üç nedeni var: İran'a odaklanmak, tükenen silah stoklarını yenilemek, orduya bir mola vermek ve son olarak Hamas'ı izole etmek.” Lübnanlılar dün, gerilimin başladığı 23 Eylül'den bu yana en şiddetli günü terör ve korku içinde yaşadı.

İsrail'in ateş topu Suriye'ye de sıçradı ve Hizbullah'ın yoğun olarak faaliyet gösterdiğine inanılan Humus vilayetinin el Kuseyr bölgesindeki köprü ve yolların bombalandığı bildirildi.