İsrail istihbaratı Batı Şeria'da tam anlamıyla bir intifada yaşanabileceği uyarısında bulundu

En kötü senaryo 7 Ekim saldırısına benziyor... Filistin Yönetimi birimleri de sürecin içinde olabilir

rail'in dün (Salı) Batı Şeria'nın Tamun köyüne düzenlediği saldırının ardından bir dükkânda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (EPA)
rail'in dün (Salı) Batı Şeria'nın Tamun köyüne düzenlediği saldırının ardından bir dükkânda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (EPA)
TT

İsrail istihbaratı Batı Şeria'da tam anlamıyla bir intifada yaşanabileceği uyarısında bulundu

rail'in dün (Salı) Batı Şeria'nın Tamun köyüne düzenlediği saldırının ardından bir dükkânda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (EPA)
rail'in dün (Salı) Batı Şeria'nın Tamun köyüne düzenlediği saldırının ardından bir dükkânda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinliler (EPA)

Tel Aviv'de pazar günü meydana gelen bombalı saldırı, güvenlik güçlerinin askeri istihbaratın Batı Şeria'da intifadaya dönüşebilecek bir gerilim beklendiği yönündeki uyarılarını ciddiye alma motivasyonunu güçlendirdi.

Yediot Aharonot askeri analisti Ron Ben-Yishai'ye göre tüm göstergeler, İsrail'in yakında kendisini yeni ve şiddetli bir savaş cephesinin içinde bulabileceğini gösteriyor.

Gazetenin istihbarat departmanı, güvenlik birimlerini Batı Şeria'da gerilimin artmasının beklendiği ve hatta İsrail'de intihar eylemleri de dahil olmak üzere, intifada ölçeğinde olabileceği konusunda uyaran  bir değerlendirmeden alıntı yaptı.

Görsel kaldırıldı. Pazar günü Tel Aviv'deki patlama olayının gerçekleştiği yerdeki güvenlik personeli (AP)

Yediot Aharonot, iki gün önce Tel Aviv'de bir sinagog yakınında meydana gelen saldırıyı, uyarının ciddiye alınması gerektiğine dair birçok işaretten biri olarak değerlendirdi.

Güçlü bir patlayıcı taşıyan saldırgan pazar günü Tel Aviv'e geldi. Görünüşe göre burada büyük bir bombalama eylemi gerçekleştirecekti, ancak bomba erken saatlerde taşıyıcısında iken patladı. Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İslami Cihad Hareketi'nin silahlı kanadı Kudüs Seriyyeleri ile iş birliği içinde, saldırının arkasında olduklarını ve İsrail'de bombalama eylemlerine devam edeceklerini açıkladı. Bu olay birçok düzeyde büyük ilgi çekti.

Görsel kaldırıldı.İsrail güçlerinin Batı Şeria'daki Cenin Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırı sırasında silahlı bir Filistinli (EPA)

Sorumluların daha fazla tehdit savurduğu operasyon, Filistinlilerle çatışma bağlamında İsraillilerin neredeyse unuttuğu bir sürecin geri dönmesi korkusunu uyandırdı. 2000 yılında, yani neredeyse çeyrek asır önce, Hamas liderliğindeki Filistinli hareketlerin savaşçıları, İsrail şehirlerinin kalbinde kendilerini havaya uçurarak intihar eylemlerini yoğunlaştırmıştı. Ayrıca yollarda, ulaşımda, pazarlarda, restoranlarda ve süpermarketlerde İsraillileri öldüren bir dizi operasyonla İkinci İntifada’yı başlatmışlardı.

Yediot Aharonot, 2022 ve 2023 yıllarında Yeşil Hat içinde Filistinlilerin patlayıcı saldırıları olduğunu, ancak pazar günü kullanılan patlayıcıların başka özellikler taşıdığını bildirdi. Gazeteye göre söz konusu patlayıcılar, ‘yüksek mukavemetli, yerel olarak üretilmiş ve büyük olasılıkla İkinci İntifada'da intihar bombacıları tarafından kullanılan türdendi.’

Görsel kaldırıldı.İsrail askeri araçları Batı Şeria'nın Nablus kentine girerken (Arşiv - Reuters)

Filistinlileri sokaklara döken spesifik olaylar sonucunda kendiliğinden gelişen halk patlamaları olan intifadaların aksine mevcut gerilim, her seferinde yeni unsurlar ekleyerek kademeli olarak gelişiyor.

Ben-Yishai, “Aslında gerilim 7 Ekim'den önce başladı. Savaşın başlamasından bu yana değişen şey, patlayıcıların yaygın kullanımı ve belki de Gazze'deki savaşın bir sonucu olarak mülteci kamplarındaki gençler arasında artan motivasyondur” değerlendirmesinde bulundu.

Görsel kaldırıldı.Batı Şeria'da El Halil yakınlarındaki Dura'da İsrail saldırısında öldürülen 18 yaşındaki Filistinli gencin cenaze töreninden (Reuters)

Ben-Yishai sözlerini şöyle sürdürdü: “El yapımı patlayıcı kullanımı 7 Ekim'den önce de vardı, ancak savaş sırasında nicelik ve nitelik olarak çarpıcı bir şekilde arttı. Artan motivasyon, Batı Şeria'daki neredeyse her Filistinli ailenin Gazze Şeridi'nde akrabaları olmasından kaynaklanıyor. Bu, savaşın devamı ve İsrail ordusunun gücünün farklı cepheler arasındaki dağılımına ilişkin değerlendirmelerde göz ardı edilemeyecek bir motivasyon nedenidir. Bir de Yahudi terörizmi var ki, bu sadece bölgede huzursuzluk yaratmakla kalmıyor, aynı zamanda Filistinli silahlı grupların örgütlenmesini güçlendiriyor ve saldırganların eylemlerinin uluslararası yankı uyandırması nedeniyle İsrail devletine doğrudan zarar veriyor.”

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre ‘Söz konusu eylemleri gerçekleştirenler, işsiz oldukları ve İsrail'de iş bulamadıkları için Hamas ve İslami Cihad'ın kendileri için çalışmak isteyen herkese ödediği paraya ihtiyaçları var. İsrail Filistinlilerin kendi topraklarında çalışmasına izin vermiyor. Bu da zor bir ekonomik duruma ve işsizliğe yol açıyor. Birçok genç psikolojik ve ekonomik sorunlarına Hamas ve İslami Cihad hareketlerinde çözüm arıyor.”

Görsel kaldırıldı.İsrail güçleri geçtiğimiz mart ayında Batı Şeria'da Ramallah yakınlarındaki bir Filistin kampına baskın düzenledi. (AFP)

İsrail ordusu Batı Şeria'da yaklaşık 15 silahlı grubun konuşlandığını tahmin ediyor ve bunların İsrail'e geçmesinden korkuluyor.

Şarku’l Avsat’ın Yediot Aharonot’tan aktardığına göre ‘güvenlik birimlerinin en büyük endişesi, (birinci ve ikinci intifadalarda olduğu gibi kitlesel ayaklanmalar yaşanmasa da) çok sayıda silahlı çatışmanın yaşanacağı tam anlamıyla bir intifada.’

Güvenlik birimlerini endişelendiren senaryo, Filistinli tugayların 7 Ekim'de Hamas'ın yaptığına benzer şekilde, Filistin güvenlik birimlerinin de katılımıyla Batı Şeria'nın kuzeyindeki yerleşim yerlerine ya da korumasız bireysel çiftliklere organize bir saldırı düzenlemesi.

İsrail ordusunda buna ‘rol değişimi senaryosu’ deniyor. Zira Filistin Yönetimi güvenlik servisleri şimdiye kadar silahlı tugaylar olgusunu en aza indirmeye çalışıyordu. İsrail güvenlik birimleri, saldırganların patlayıcıları gelişigüzel kullanmayı nasıl öğrendiklerini izliyor. Çünkü bunların Gazze'deki İsrail ordusu askerleri arasında kayıplara yol açtığını gördüler.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, tehlikeli patlayıcı madde sevkiyatının Ürdün sınırındaki çitlerde açılan gediklerden yapıldığını belirterek, ‘güvenlik birimlerinin zihninde, patlayıcı maddelerin Ürdün sınırındaki çitlerde açılan gediklerden geçirilerek Batı Şeria'daki terör örgütlerinin eline ulaştığına dair artık hiçbir şüphe kalmadığını’ yineledi.

Ordunun Ürdün sınırından silah ve mühimmat kaçakçılığını engellemek için faaliyetlerini yoğunlaştırmasına rağmen İsrail ordusu, engellenen kaçakçılık operasyonlarında ele geçirilen silah ve mühimmatın Batı Şeria'daki Filistinli silahlı unsurlara ulaşan silah ve mühimmatla karşılaştırıldığında ‘okyanusta bir damla’ olduğunu tahmin ediyor.

İsrail güvenlik birimleri Gazze Şeridi'ndeki savaşı sona erdirecek bir anlaşmaya varılmasını umuyor. Zira Batı Şeria'da gerilimin artmasını önlemenin tek yolu bu.

İsrailliler Batı Şeria'yı İsrail'in şu anda karşı karşıya kalabileceği en tehlikeli cephe olarak görüyor.



Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas’a yakın kaynak: Doha'da gerçekçi yaklaşımlar tartışılıyor ve anlaşma Washington'un elinde

Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
TT

Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas’a yakın kaynak: Doha'da gerçekçi yaklaşımlar tartışılıyor ve anlaşma Washington'un elinde

Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)
Zikim Sınır Kapısı yakınlarındaki bir dağıtım noktasından yardım almaya çalışırken öldürülen bir adamın cesedini taşıyan Filistinliler (AFP)

Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir Hamas kaynağı dün Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Ateşkes müzakerelerinde şu anda önerilen gerçekçi yaklaşımlar var, ancak anlaşma esas olarak İsrail'e baskı yapma araçlarına sahip olan ABD'nin tutumuna bağlı” dedi.

Kaynak, “İsrail tarafından sunulan ve Morag Koridoru’yla ilgili önceki haritalardan geri adım atılmasını içeren yeni haritaların olumlu bir adım olduğunu ve bir anlaşmaya varmak için siyasi ortamın hazırlanmasına katkıda bulunabileceğini düşünüyorum. Ancak halen birçok ayrıntı ve koşulun öne sürüldüğü hassas bir müzakere aşamasında olduğumuza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Görsel kaldırıldı.
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği saldırıda hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “Hamas saldırganlığı sona erdirmek ve soykırımı durdurmakla ilgileniyor. Bu aşamada on kişiyle başlayabilecek bir takas anlaşmasında bir dizi esirin serbest bırakılmasını içeren kapsamlı bir anlaşmaya doğru giden net bir vizyona sahip ve bu anlaşmanın başarılı olması için çok çalışıyor… Herhangi bir gerçek ilerleme İsrail'in Gazze Şeridi'nden net bir şekilde çekilmesine dayanmalıdır ve bu atlanamayacak bir ön koşuldur. Gerçekçi yaklaşımlar var ve bir anlaşmaya yakın olabiliriz, ancak bu esas olarak İsrail işgaline baskı yapma araçlarına sahip olan ABD'nin tutumuna bağlı.”

Doha bir haftadan uzun bir süredir, üçüncü bir ateşkes anlaşmasına (ilki Aralık 2023, ikincisi Ocak 2025) varmak üzere Mısır, Katar ve ABD'nin arabuluculuğunda Hamas ve İsrail arasında dolaylı görüşmelere sahne oluyor.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalının salı günü bildirdiğine göre, insani yardımların Gazze Şeridi'ne girişi, hastaların çıkışı ve mahsur kalanların geri dönüşüyle ilgili ayrıntıları görüşmek üzere Kahire'de yapılan Mısır-Katar-İsrail görüşmelerinde ilerleme kaydedildi. Kanal, Mısır İstihbarat Başkanı Hasan Mahmud Reşad'ın Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Filistin ve İsrail taraflarından heyetlerle anlaşmanın önündeki ‘engellerin aşılması’ için görüşmeler yaptığını bildirdi.

İsrail daha önce kuvvetlerinin Refah kenti yakınlarındaki Mısır sınırı boyunca uzanan üç kilometre genişliğindeki tampon bölge ve Refah'ı Gazze Şeridi'nin ikinci büyük kenti olan Han Yunus'tan ayıran Morag Koridoru da dâhil olmak üzere nispeten geniş bir alanda kalmasında ısrar etmişti.

Filistin ve İsrail basınında yer alan haberlere göre Hamas, İsrail güçlerinin Mart ayındaki son ateşkesin çökmesinden önce konuşlandıkları mevzilere geri çekilmesini talep ediyor. Bu mevziler, İsrail’in son dönemde kontrol ettiği yeni bölgeleri ve ‘insani yardım şehri’ olarak bilinen, Gazze Şeridi’nin yaklaşık 365 kilometrekarelik toplam alanının yüzde 40’ını kapsayan izole edilmiş bölgeyi kapsamıyor. Söz konusu bölgenin yaklaşık 600 bin Gazzeliyi barındırması öngörülüyor, ayrıca ileride daha fazla kişiyi yerinden etmeye uygun şekilde planlanmış. Bu şehir, Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki coğrafi bağlantıyı da ortadan kaldırıyor.