Hizbullah: Düşman hâlâ angajman kuralları dahilinde

Hizbullah, artan kayıp sayısına tepki olarak yoğun operasyonlar başlattı.

Güney Lübnan'da İsrail sınırında bulunan Mercuyun ovasındaki tarım arazileri İsrail bombardımanı nedeniyle alev aldı. (AFP)
Güney Lübnan'da İsrail sınırında bulunan Mercuyun ovasındaki tarım arazileri İsrail bombardımanı nedeniyle alev aldı. (AFP)
TT

Hizbullah: Düşman hâlâ angajman kuralları dahilinde

Güney Lübnan'da İsrail sınırında bulunan Mercuyun ovasındaki tarım arazileri İsrail bombardımanı nedeniyle alev aldı. (AFP)
Güney Lübnan'da İsrail sınırında bulunan Mercuyun ovasındaki tarım arazileri İsrail bombardımanı nedeniyle alev aldı. (AFP)

Güney Lübnan cephesinde 24 saatten kısa bir süre içinde sekiz Hizbullah militanının yanı sıra çok sayıda sivilin öldürülmesine yol açan büyük bir gerilim yaşandı. İsrail, Hizbullah'ın güneydeki ve Bekaa bölgesindeki (doğu) silah depolarına yönelik saldırılarını yoğunlaştırdı. Hizbullah Şeriat Kurulu Başkanı Şeyh Muhammed Yazbek dün (cumartesi) yaptığı açıklamada, ‘düşmanın halen angajman kuralları içinde olduğunu’ ifade ederek “Düşman savaşı genişletirse biz de genişletiriz. Kapsamlı bir savaş isterse biz de buna hazırız” dedi.

Yazbek ayrıca, Hizbullah'ın üst düzey lideri Fuad Şükür'e düzenlenen suikastın intikamının ‘kaçınılmaz olarak alınacağını, ancak şehitlerin ya da esirlerin kanı yerde bırakılmayacağı için doğru zamanın belirleneceğini’ ifade etti.

Hizbullah operasyonlarını yoğunlaştırıyor

Şarku’l Avsat’ın Lübnan resmi haber ajansı NNA’dan aktardığına göre, Bint Cubeyl bölgesindeki Aytarun ve Marun er-Ras kasabalarının dış mahalleleri topçu ateşine maruz kaldı. İsrail’e ait bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) da Bint Cubeyl bölgesindeki Ayta eş-Şaab kasabasında bir evi hedef alan güdümlü füze ile hava saldırısı düzenledi. Buna karşılık Hizbullah operasyonlarını yoğunlaştırdı ve cuma günkü 15 saldırının ardından dün öğleden sonra itibariyle sekiz operasyona ulaştı ki bu Hizbullah'ın sınır ötesi saldırılarının en yüksek seviyelerinden biriydi. Hizbullah dün Hermon'da bir askeri mevziyi SİHA’yla vurduğunu, ayrıca Miskvam ve Hadab Yaron civarında da birer asker mevziyi hedef aldığını duyurdu. Hizbullah ayrıca bir SİHA’yla er-Rahib'deki casusluk teçhizatının hedef alındığını ve Yaara yerleşiminin güneyindeki yeni Batı Tugayı karargâhına bir SİHA’yla hava saldırısı düzenlendiğini açıkladı.

Dün öğleden sonra İsrail'e ait bir SİHA güdümlü bir füzeyle Lübnan'ın güneyindeki Ayta eş-Şaab kasabasında bir evi hedef aldı.

Cuma gecesi boyunca ve cumartesi sabahına kadar İsrail keşif uçakları ve insansız hava araçları (İHA) Güney Lübnan'ın batı ve orta kesimlerindeki köylerin üzerinde, güneydeki Sur şehrinin dış mahallelerine kadar yoğun bir şekilde uçtu. İsrail güçleri ayrıca, Güney Lübnan'daki Sur ve Bint Cubeyl bölgelerinin köyleri üzerinde işaret fişekleri ateşledi.

Lübnan'ın güneyindeki Tulin kasabasından yaralı İbrahim Hasan Fadıl'ın hayatını kaybetmesiyle savaşın başından bu yana öldürülen Hizbullah üyesi sayısı 458'e yükseldi.

Netanyahu kötü bir performans sergiledi

Bu arada İsrail'in Kanal 12 televizyonu tarafından yapılan bir anket, İsraillilerin yüzde 75'inin Binyamin Netanyahu hükümetinin kuzeyde Hizbullah ile savaşı ‘çok kötü’ yönettiğine inandığını gösterdi. Cuma günü yayınlanan sonuçlar, ankete katılanların sadece yüzde 18'inin hükümetin savaşı ‘iyi’ yönettiğine inandığını ortaya koyarken, katılımcıların yüzde 7'si ‘kararsız’ olduğunu belirtti.



Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
TT

Esad’ın kuzeni Rami Mahluf: Suriye'nin kıyı bölgelerinde 150 bin kişiden oluşan özel silahlı gruplar kurduk

Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)
Şam'daki 4. Tümen karargahında devrik Devlet Başkanı Beşar Esad ve kardeşi Mahir'in portresinin yanında yeni Suriye güçlerinin bir üyesi (Reuters)

Devrik Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın kuzeni ve işadamı Rami Mahluf, Rusya'ya yakınlığıyla bilinen eski rejim özel kuvvetler komutanı “Kaplan” lakaplı Süheyl el-Hasan ile işbirliği içinde  özel kuvvetler kurduklarını açıkladı.

Mahluf, bu güçlerin amacının intikam almak olmadığını, kıyı bölgelerinde yaşayan halkı korumayı hedeflediğini söyledi. Suriye hükümetinden “ülkeyi korumak için işbirliği yapmasını” isteyen Mahluf, "Kıyı şeridinde yaşayan halkı katliam, öldürme, kaçırma ve esaretten koruyamadılar" dedi.

Mahluf'a atfedilen ve hala kırmızı, beyaz ve siyah renklerden oluşan eski bayrağın yer aldığı Facebook hesabından yapılan açıklamada Mahluf, “kıyı bölgesinin” korunması için destek çağrısında bulundu.

Mahluf, 150 bin kişilik bir özel kuvvetler tümeninin yanı sıra aynı sayıda bir yedek kuvvetin ve yaklaşık bir milyon kişilik halk komitelerinin kurulduğunu açıkladı ve bu oluşumlar üzerinde Süheyl el Hassan ile işbirliği içinde çalıştığını söyledi.

Kıyı bölgesi halkı onurlu ve barış içinde yaşayamayacağı herhangi bir çözümü reddettiğini açıklayan Mahluf, "Rusya'daki dostlarımız” olarak tanımladığı uluslararası topluma “Suriye kıyı bölgesini” desteklemeleri çağrısında bulundu.

Tüm ekonomik, askeri ve halk potansiyelimizi uluslararası toplumun gözetimi altına koyduklarını ifade eden Mahluf, Putin'den ortak bir çalışma mekanizması için formüller bulmak üzere Şam hükümetiyle temasa geçmelerini istedi.

Mahluf rejimin çöküşü ile ilgili olarak şunları söyledi: “Eğer Esad kukla olsaydı Suriye düşmezdi.” Kaplan'ın önderliğinde kendisinin ve adamlarının askeri, ekonomik, sosyal ve idari destek sağladığını ve eski rejimin ordusunun “savaş boyunca çökmesini” engellediğini belirten Mahluf, Beşar Esad ve adamlarını ülkeyi adaletsizliğe ve yolsuzluğa sürükleyen “çocuklar” olarak tanımladı.

9 Mart'ta kıyıdaki olayları değerlendiren Rami Makhlouf, 4. Tümen Tuğgenerali Gıyas Dalla ve askeri güvenlik şefini yaşanan katliamların sorumlusu olmakla, halkının kanının ticaretini yapmakla, sivilleri töhmet altında bırakmakla ve onların para ihtiyacını sömürmekle suçladı.