Müslüman Kardeşler neden Sisi'nin Türkiye ziyareti öncesinde yeni bir af girişiminde bulundu?

Ziyaretin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktası olması bekleniyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin ziyareti Türkiye'de büyük bir merakla bekleniyor (AFP)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin ziyareti Türkiye'de büyük bir merakla bekleniyor (AFP)
TT

Müslüman Kardeşler neden Sisi'nin Türkiye ziyareti öncesinde yeni bir af girişiminde bulundu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin ziyareti Türkiye'de büyük bir merakla bekleniyor (AFP)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin ziyareti Türkiye'de büyük bir merakla bekleniyor (AFP)

Mısır’da yasaklı olan Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan-ı Müslimin), Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin 4 Eylül'de Türkiye'ye yapacağı ziyaret öncesinde yeni bir uzlaşı girişimiyle Mısır devletinden af talebinde bulundu. İhvan, tüm tutukluların serbest bırakılması karşılığında siyasi faaliyetlerini geçici olarak askıya alacağını açıkladı. Ancak bu girişimle ilgili resmi bir açıklama yapılmadı.

Türkiye'de yaşayan ve İstanbul'dan yayın yapan Müslüman Kardeşler'e ait Al Şark televizyonunda sunuculuk yapmış olan Macid Abdullah'ın aktardığına göre Londra'da yaşayan İhvan Genel Mürşidi Salah Abdulhak tarafından yardımcısı Hilmi el-Cezzar’ın YouTube kanalı üzerinden girişimi sunmak üzere görevlendirdi. Girişim çerçevesinde Mısır'da terör örgütü olarak sınıflandırılan İhvan, Mısırlı yetkililerden, 10 ile 15 yıl arasında değişen sürelerle siyasi faaliyetlerini geçici olarak askıya alması karşılığında, tüm tutuklu İhvan üyelerinin serbest bırakılacağı bir af talep etti.

İhvan’ın girişimleri

Abdullah, Cezzar’ın kendisinden İhvan'ın Mısır'daki yetkililerle ve siyasi güçlerle uzlaşmaya ve onların uzlaşı girişimlerini kabul etmeye hazır olduğunu iletmesini istediğini söyledi. Abdullah, İhvan'ın 10 ila 15 yıl arasında siyasi faaliyetlerini askıya alma ve 30 Haziran 2013 tarihindeki halk devrimiyle iktidardan düşürülmesinden bu yana geçen 11 yılda yaşananların ardından yeni bir sayfa açma sözü verdiğini belirtti.

İhvan'ın İstanbul cephesi, sosyal medya platformlarında yoğun tartışmalara yol açan ve resmiyet kazanması için şu anda feshedilmiş olan Şura Konseyi'nin onayına ihtiyaç duyan girişim hakkında herhangi bir yorumda bulunmadı.

Öte yandan bu gelişmeden sadece birkaç gün önce Mısır hapishanelerindeki İhvan üyesi mahkumlardan bazıları, tövbe edip gruptan ayrılma beyanı karşılığında beraatlerini talep eden bir mektubu yetkili makamlara göndermişlerdi.

Mektupta, İhvan liderlerinin emriyle gerçekleştirilmiş olmalarına rağmen yasaklı grubun daha önce inkâr ettiği bazı terör eylemlerine ilişkin itiraflar da yer aldı. Bunların başında 14 Ağustos 2013 tarihinde Rabia Meydanı’nda oturma eyleminin dağıtılması, eski Başsavcı Hişam Berakat'a suikast düzenlenmesi, huzursuzluk ve karışıklık yaratmak amacıyla yolların ve köprülerin kapatılması, elektrik santrallerinin havaya uçurulması, kanalizasyon kanallarının tıkanması ve toplumda bu tür sabotaj eylemlerinin arkasında devletin olduğu yanılsaması yaratılması geliyor.

xscvfbrg
Sisi ve Erdoğan geçtiğimiz yıl G20 zirvesi sırasında bir araya geldiler (Arşiv - Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)

Müslüman Kardeşler’in gençlik kolu İhvan Gençliği 2019 yılında devletle uzlaşmak için bir girişim başlattı ve Mısır hapishanelerinde bulunan bin 350 üyesi yetkililere bir mektup göndererek af talebinde bulundu. Bu bin 350 kişi, örgüte katıldıklarında benimsedikleri fikirleri gözden geçirmeye istekli olduklarını ve bu fikirlerden, şiddetten, gruba ve liderlerine olan bağlılıklarından vazgeçmeye hazır olduklarını beyan ettiler. Gelecekte hiçbir eyleme karışmayacaklarını ve siyasete katılmayacaklarını taahhüt ettiler.

Mısır ve Türkiye arasında yakınlaşma sinyallerinin ardından Müslüman Kardeşler'in son Genel Mürşit Vekili İbrahim Münir, 2021 yılının Mart ayında Ankara'nın Kahire ile ilişkileri normalleştirmek üzere diplomatik temaslara başladığını duyurmasından birkaç gün sonra yaptığı açıklamada, İhvan’ın, Mısır halkının çıkarlarına hizmet edecek her türlü teklifi kabul etmeye hazır olduğunu söyledi.

Girişimlerin hedefleri

Gözlemciler, İhvan tarafından başlatılan tüm girişimlerin amacının, saflarını yeniden düzenlemek ve gençlerle geleneksel liderler arasındaki gerginlik sürerken, Londra ve İstanbul cepheleri arasındaki bölünmeye son vermek için yeni bir ateşkese ulaşma girişimi olduğunu vurguladılar.

Ankara ve Kahire'nin ilişkilerini geliştirme sürecinde Türkiye'nin Müslüman Kardeşler’e karşı İstanbul'daki televizyon kanallarına getirilen bazı yayın yasakları gibi attığı birçok adımdan sonra, ihtilaflı konulara, özellikle de İhvan dosyasına odaklanmadıklarını savundular. Türkiye'nin Müslüman Kardeşler’e karşı attığı adımlar, bazılarının, Mısır devletine karşı kışkırtıcı söylemlerde bulunan bazı program sunucuları için bir sığınak haline gelen Londra'ya taşınmasına neden oldu.

vfbgrtny
Sisi, Ankara ziyaretine hazırlık amacıyla ağustos ayı başlarında Mısır'ı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ı kabul etti (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Bir grup gözlemci, İhvan liderlerinin yanı sıra grubun orta ve alt kademelerindeki üyelerinin birçoğunun, Türk vatandaşlığı aldığını ya da Türkiye'de yahut yurtdışında daimî ikamet hakkına sahip olduğunu belirtiyor. Ancak bu gözlemciler, siyasi ve mali olarak yurtdışında yaşamaları zorlaşmış olabileceğinden ve özellikle Türkiye ile Mısır arasındaki yakınlaşmanın dayattığı bölgesel ve uluslararası koşullar çerçevesinde Mısır'a dönmek isteyebileceklerini düşünüyor.  

Sisi'nin Türkiye ziyareti merakla bekleniyor

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin yakında gerçekleştirmesi beklenen ziyareti Türkiye'de büyük bir merakla bekleniyor. Bu ziyaret, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz'in iki önemli ülkesi arasında ‘büyük dostluğa’ doğru atılmış bir adım olarak görülüyor.

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Asır gazetesi yazarı Bülent Erandaç'a göre Sisi'nin Türkiye'ye yapması beklenen bu ilk ziyaret, büyük bir önem taşıyor. İki ülke arasında üst düzey Stratejik İşbirliği Konseyi toplantısının da yapılacağı bu ziyaret, Ankara ile Kahire arasındaki ilişkilerde ‘büyük dostluğa’ geçişin bir sembolü olarak nitelendirilebilir.

Türkiye ve Mısır’ın Doğu Akdeniz’de stratejik ölçekte birlikte hareket etmesi, ABD'nin bölgedeki ‘derin oyunlarını’ bozacağı gibi, Gazze'ye insani yardımların ulaştırılması, Sudan’da istikrarın sağlanması ve Libya'daki bölünmüşlüğün sona erdirilmesi için de birlikte çalışabileceklerini belirten Erandaç, “Ankara-Kahire ekseni geleceğe hazırlanmak anlamına geliyor” değerlendirmesinde bulundu.

thyjnu
Sisi, 14 Şubat'ta Erdoğan'ı Kahire'de ağırladı (Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı)

Gazeteci-yazar Mustafa Kemal Erdemol ise Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin Türkiye ziyaretinin 2013 yılından bu yana sorunlu olan ilişkilerde bir ‘dönüm noktası’ olacağı değerlendirmesinde bulundu. İlişkiler, Mısır ordusunun desteklediği bir halk ayaklanmasıyla iktidardan indirilen Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler'in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıkça desteklenmesinin ardından bozulmuştu.

Erdemol, Mısır’ın Türkiye ile iyi ilişkilerin gereğine inanmasına rağmen, ilişkileri geliştirmek için aceleci davranmadığını ve ilişkileri geliştirmek için inisiyatif alan tarafın Mursi krizi sırasında ağzına geleni söyleyen Erdoğan ve hükümeti olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Muhalif Halk TV internet sitesindeki makalesinden aktardığına göre Mısır'ın bunun için haklı sayılacak gerekçeleri olduğunu belirterek, “her şeyden önce iç işlerine pervasızca müdahale edilmişti Erdoğan tarafından. Müzakerelerin başlaması için Mısır’ın birtakım talepleri vardı. Bunlardan biri Türkiye’de yayın yapan muhalif Mısır medyasının durdurulmasıydı. Türkiye bunu yerine getirdi. Mısır’ın 12 maddeden oluştuğu söylenen talep listesinde hangilerinin Türkiye tarafından yerine getirildiğini uzunca bir süre bilemeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Libya, Suriye, Irak ve Doğu Akdeniz'deki deniz ihtilafları konusunda Mısır ve Türkiye, karşıt cephelerde yer alsalar da iki ülke arasındaki ilişkilerin normale dönmesi bölgenin jeopolitik dinamiklerini değiştirebilir, ‘kemikleşmiş’ meseleleri çözebilir ve en azından Libya ve Sudan'da devam eden akut krizlerin ve Doğu Akdeniz'deki ihtilafın çözümüne yol açacak sonuçları olabilir.



Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
TT

Gazze'de İç Güvenlik yetkilisi Zemzem’e suikast: İçişleri Bakanlığı soruşturma başlattı

Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)
Yarbay Ahmed Zemzem, silahlı kişilerin arabasına açtığı ateş sonucu öldürüldü (Filistin Enformasyon Merkezi)

Filistin Enformasyon Merkezi, Gazze Şeridi'ndeki İç Güvenlik Teşkilatı yetkililerinden Yarbay Ahmed Zemzem’in bu sabah Gazze Şeridi'nin orta kesiminde yer alan Megazi Mülteci Kampı’nda silahlı kişiler tarafından düzenlenen silahlı saldırıda öldürüldüğünü bildirdi.

Gazze İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan kısa basın açıklamasında, ilgili makamların Yarbay Ahmed Zemzem suikastıyla ilgili ‘derhal soruşturma başlattığı’ ve suikasta karışan şüphelilerden birini tutukladığı, diğer şüphelilerin izini sürme çabalarının ise devam ettiği belirtildi. Açıklamada olayın arkasındaki koşulları ve nedenleri ortaya çıkarmak için çalışmaların sürdürüldüğü ifade edildi.

Olay, İsrail ordusunun dün akşam Gazze şehrinin batısındaki er-Raşid Caddesi’nde bir araca düzenlenen baskında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları liderlerinden Raid Saad'ı öldürdüğünü açıklamasının üzerinden 24 saat geçmeden meydana geldi. İsrail, Saad'ın öldürüldüğü saldırıyla, Gazze'deki ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti.


Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
TT

Cezayir’de Kabiliyeliler ‘MAK’ ayrılıkçı projesine karşı birleşti

Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)
Bejaia'da ayrılıkçı projeye karşı düzenlenen miting sırasında aktivistler (Özel hesaplar)

Cezayir’de Kabiliye bölgesi, ayrılıkçı “MAK” hareketinin Fransa’da ilan etmeyi planladığı “bağımsız Kabiliye devleti” girişimine karşı dikkat çekici bir toplumsal mobilizasyona sahne oldu. Cezayir yönetiminin, ülkenin toprak bütünlüğünü hedef almakla suçladığı bu girişime karşı bölgede çeşitli protesto ve farkındalık faaliyetleri gerçekleştirildi.

Başkent Cezayir’in yaklaşık 250 kilometre doğusunda bulunan ve Kabiliye’nin en büyük kentlerinden biri olan Becaia (Bejaia) vilayetinde, vatandaşlar ve yerel aktörler ulusal birliğe zarar verecek her türlü projeye karşı olduklarını ortaya koyan çok sayıda inisiyatif gerçekleştirdi. Kent genelinde çok sayıda ev ve iş yerinin cephelerine Cezayir bayraklarının asıldığı gözlemlendi.

Becaia Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü tarafından “Cezayir tek ve bölünmezdir” sloganıyla düzenlenen, ulusal bayraklarla süslenmiş araçlardan oluşan bir konvoy, kent merkezinden hareket ederek çeşitli cadde ve köyleri dolaştı. Öte yandan Becaia Üniversitesi öğrencileri yayımladıkları bildiride, ayrılıkçı MAK hareketinin projesini reddettiklerini belirterek, “Cezayir’in birliği ve egemenliğine” olan bağlılıklarını vurguladı.


HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
TT

HDK, Güney Kordofan'daki BM karargahına saldırdı: Altı Bangladeşli asker öldürüldü

Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)
Sudan'ın kuzeyindeki bir beldede devriye gezen HDK üyeleri (Arşiv - AP)

Sudan’da Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine insansız hava aracı (İHA) ile düzenlediği bir saldırıyla şehirdeki Birleşmiş Milletler (BM) karargahını hedef aldı. Saldırıda en az altı Bangladeşli asker öldürüldü. Öte yandan şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

BM Abyei Geçici Güvenlik Misyonu (UNISFA) tarafından yapılan açıklamada, Kadugli'deki BM merkezine düzenlenen İHA’lı saldırıda ‘altı askerin öldürüldüğü ve altı askerin yaralandığı’ duyuruldu. UNISFA tüm kurbanların Bangladeşli olduğunu ekledi.

Öte yandan Bangladeş Başbakanı Muhammed Yunus, yaptığı açıklamada olaydan dolayı ‘derin üzüntüsünü’ dile getirdi.

BM Genel Sekreteri António Guterres ise Sudan'daki UNISFA askerlerine yönelik saldırıların ‘haksız ve savaş suçu niteliğinde’ olduğunu vurguladı.

Guterres, sosyal medya platformu X hesabından yaptığı paylaşımda, UNISFA askerlerini hedef alanlardan hesap sorulması çağrısında bulundu.

Sudan Egemenlik Konseyi saldırıyı kınadı

Öte yandan Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi.

Konsey tarafından yapılan açıklamada, ‘korunan bir BM tesisini hedef almanın, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanış ve suç teşkil eden bir davranış olduğu, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe saydığı’ vurgulandı.

sd
Sudan ordusu komutanı Korgeneral Abdulfettah el-Burhan (AFP)

Saldırıdan HDK’yı sorumlu tutan konsey, BM ile uluslararası topluma BM tesislerinin korunması için ‘kararlı tutumlar ve caydırıcı önlemler almaları’ çağrısında bulundu.

HDK dün, kuşatma altındaki Güney Kordofan eyaletinin yönetim şehri Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenleyerek BM karargahını hedef aldı ve en az altı sivili öldürdü. Bunun üzerine şehirdeki bazı insani yardım kuruluşları ve BM ajansları, kötüleşen güvenlik durumu nedeniyle personelini tahliye etmeye başladı.

Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi, saldırıyı ‘uluslararası insani hukukun ciddi bir ihlali ve açık bir ihlali’ olarak nitelendirdi. Konsey tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Korunan bir BM tesisini hedef almak, organize terörizme eşdeğer tehlikeli bir tırmanma ve suç teşkil eden bir davranış olup, uluslararası hukuku kasıtlı olarak hiçe sayma ve insani yardım ve uluslararası misyonların çalışmalarını doğrudan tehdit etme anlamına gelir.”

dfrgt
BM Genel Sekreteri António Guterres (Reuters)

HDK, bu saldırıyı, BM Genel Sekreteri António Guterres’in HDK’yı ‘kötü güçler’ olarak nitelendirdiği, HDK’nın ise BM'yi ‘çifte standart’ uygulamakla suçladığı açıklamasından iki sonra gerçekleşti.

Birçok kaynak, HDK'nın Kadugli şehrine İHA’lı saldırı düzenlediğini bildirdi. Şehirde dumanlar yükseldiği görüldü. Fransız Haber Ajansı AFP’ye konuşan bir sağlık kaynağı, BM karargahına düzenlenen İHA’lı saldırıda en az altı sivilin öldüğünü söyledi.

Bölge sakinleri kaçıyor

Sudan merkezli bir haber sitesi, HDK'ya bağlı Sudan Kurucu İttifakı’nın (Te’sis) perşembe günü Kadugli sakinlerine askeri çatışma ve operasyon bölgelerini terk etmeleri çağrısında bulunduğunu aktardı. Haberde, bu çağrının bölge sakinleri tarafından geniş çapta dikkate alındığı, bu göç dalgasının savaşın patlak vermesinden bu yana en büyük dalga olduğu ve bölgeden kaçanların çoğunluğunun kadınlar, çocuklar ve yaşlılar olduğu belirtildi.

Al Sudania News sitesi, Sudan Kurucu İttifakı liderinin yaptığı açıklamada, ittifakın ‘sivilleri korumaya ve Kadugli'den gönüllü tahliyeleri kolaylaştırmaya tam olarak kararlı olduğunu’ söylediğini aktardı.

İttifak lideri, ‘tüm vatandaşlara hayatlarını korumak için çatışmalardan uzak durmaları çağrısını’ yineledi.

Bu gelişmeler yaşanırken Güney Kordofan eyaletinde askeri çatışmalar daha fazla bölgeye yayılıyor ve bunların sivillerin insani durumuna etkisi konusunda endişeler artıyor.

Sudan Ordusu, Güney Kordofan eyaletindeki Kadugli, Dilling ve Abu Jubayhah olmak üzere son üç şehri kontrol ediyor.

Sudan Kurucu İttifakı, geçtiğimiz temmuz ayında, Muhammed Hasan et-Taişi liderliğinde paralel bir hükümetin kurulduğunu açıklayan HDK'nın da dahil olduğu bir siyasi ittifak.

Hartum'da kitlesel gösteriler düzenlendi

Öte yandan dün binlerce Sudanlı, başkent Hartum ve ülkenin diğer şehirlerinde kitlesel gösteriler düzenleyerek, HDK'ya karşı savaşan orduyu destekledi. HDK ise, ülkedeki savaşı sona erdirmek için gösterdiği çabaları boşa çıkarmak amacıyla uluslararası toplumun önünde vatandaşları istismar etmemesi konusunda uyarıda bulundu.

Yürüyüşler, Sudan ordusu ile birlikte savaşan silahlı gruplar ve İslamcı hareketlerle koordineli olarak Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi’nin çağrısı üzerine düzenlendi.

efrgt
Cumartesi günü Port Sudan'da ordu yanlısı yürüyüş (AFP)

Seferberlik ve Halk Direnişi Yüksek Komitesi lideri Korgenereal Beşir Mekki el-Bahi, geçtğimiz ay, Kordofan’ın tüm cephelerinde orduyu desteklemek için genel seferberlik ilan edildiğini ve bazı eyaletlerde eğitim kamplarının açıldığını duyurdu.

Bahi, komite tarafından yayınlanan açıklamasında şunları söyledi:

“Bu yaygın halk ayaklanması, Sudan halkının gerçek iradesini yansıtıyor ve ulusal devlet kurumlarının üzerinde hiçbir meşruiyet olmadığını teyit ediyor.”

Şarku’l Avsat, aralarında Hartum, Port Sudan, Medeni, Dongola, Sennar ve Halfa’nın bulunduğu, Sudan ordusunun kontrolündeki eyaletlerin başkentlerinde düzenlenen yürüyüşleri yerinde takip etti.

HDK'nın yaygın ihlallerine tanık olan El Cezire eyaletinin merkezindeki onlarca belde ve küçük köyde de dayanışma gösterileri düzenlendi.

Protestocular, Sudan ordusuna destek çağrısı yapan pankartlar açarken ‘Tek ordu, tek halk’ sloganları attı. Bazı protestocular ise HDK'nın terör örgütü olarak sınıflandırılması çağrısında bulunan sloganlar attı.

Öte yandan başta Sivil Demokratik Devrimci Güçler İttifakı (Sumud) olmak üzere savaş karşıtı güçler, ‘Barışa ve demokrasiye evet. Savaşa, askeri yönetime hayır’ sloganıyla sosyal medyada yaygın olarak paylaşımların yapıldığı bir kampanya başlattı.