Gazze iskelesi fiyaskosunun perde arkası: "Biden uyarıları göz ardı etti"

Yüzer iskeledeki faaliyetler temmuzda sonlandırılmıştı (AP)
Yüzer iskeledeki faaliyetler temmuzda sonlandırılmıştı (AP)
TT

Gazze iskelesi fiyaskosunun perde arkası: "Biden uyarıları göz ardı etti"

Yüzer iskeledeki faaliyetler temmuzda sonlandırılmıştı (AP)
Yüzer iskeledeki faaliyetler temmuzda sonlandırılmıştı (AP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın Gazze'de, fiyaskoya dönen yüzer iskeleye tüm uyarılara rağmen onay verdiği bildiriliyor.

Federal hükümetin sivil dış yardım çalışmalarını yönetmekle sorumlu bağımsız bir kuruluş olan ABD Ulusal Kalkınma Ajansı'nın (USAid) dün yayımladığı raporda, Biden'ın projenin başarısız olabileceğine dair uyarıları göz ardı ettiği belirtiliyor.

Raporda, Gazze'ye yüzer iskele inşasının, İsrail'i karadan yardım hatlarını açması için ikna etme girişimlerini zayıflatacağına dair uyarılar yapıldığı da ifade ediliyor. 

Biden, Gazze'de yüzer iskele inşa edileceğini martta açıklamıştı. Amerikan ordusunun 230 milyon dolarlık projesi kapsamında tasarlanan iskele, kötü hava koşulları nedeniyle birden fazla kez parçalanmış ve tamir edilmişti. 

Washington yönetimi yüzer iskeleyi kullanarak 90 günde 1,5 milyon Filistinliye gıda ve insani yardım ulaştırmayı hedeflemişti. Ancak yaklaşık 20 gün kullanılabilen iskeleden toplamda 450 bin kişiye yetecek yardım karaya ulaştırılabilmişti.

Proje kapsamında Birleşmiş Milletler'e bağlı Dünya Gıda Programı (WFP) çalışanları da iskelede görev yapmıştı. Fakat İsrail ordusunun iskeleye yakın bir bölgede düzenlediği ve 300 Filistinlinin öldürüldüğü rehine kurtarma operasyonunun ardından WFP, görevlilerinin can güvenliğinin sağlanması için projeden çekilmişti. 

USAaid'in raporunda, ABD'nin WFP'ye verdiği taahhütleri yerine getirmediği de iddia ediliyor. 

Washington yönetimi, iskelenin daha fazla yardıma ihtiyaç duyulan Gazze Şeridi'nin kuzeyinde, WFP tarafından belirlenen bir bölgeye kurulmasını ve BM üyesi bir ülkenin iskelenin güvenliğini sağlaması gibi koşulları kabul etmişti. 

Ancak Pentagon, bunun yerine iskeleyi Gazze'nin merkezine yerleştirmişti. Amerikan ordusunun, hem iskelenin hem de görevlilerin daha iyi korunacağını düşündüğü için bu noktayı seçtiği belirtiliyor. 

Buna ek olarak ABD'nin iskelenin güvenliğini sağlayacak tarafsız bir BM ülkesi bulamaması nedeniyle görevi İsrail ordusunun üstlendiği aktarılıyor. 

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Sean Savett ise dünkü açıklamasında Gazze'deki yüzer limanın "somut bir etki yarattığını" savunarak şunları söylemişti: 

Neticede, Gazze'deki insani durumun ne kadar vahim olduğu göz önüne alındığında, ABD daha fazla yardım ulaştırmaya yönelik tüm imkanları seferber etti ve yüzer iskele de bu hedefte kritik bir zamanda kilit bir rol oynadı.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Washington Post 



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24