İsrail ve Hizbullah ve hikayenin sonu

Ortadoğu'nun kaderi gerilimden gerilime, bir raunttan diğerine geçmek

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv
TT

İsrail ve Hizbullah ve hikayenin sonu

Fotoğraf: Reuters_Arşiv
Fotoğraf: Reuters_Arşiv

İbrahim Hamidi

Lübnan'da, Gazze'de ve bölgede ateşkes ve sükuneti sağlamak için çalışan, İsrail ile Hizbullah arasında “kontrollü” bir askeri gerilimin tırmanmasını ümit eden herkes, esas veya değiştirilmiş angajman kurallarından çok fazla sapmadığı için son rauntta istediğini bulacaktır. Volkanın ağzında uzun süre kalmaktan ve geniş çaplı bir bölgesel savaştan korkan herkes de, son gerilimde ve ardından gelen açıklamalar ile Tel Aviv'e atılan bir Hamas füzesi dahil eylemlerde  kendisini endişelendirecek bir şey bulacaktır.

Bu her iki yönde de okunabilecek bir askeri raunttu ve hem İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hem de Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah pazar günkü saldırı ve hava saldırılarının ardından bunu yaptılar.

İsrail anlatısına göre, Hizbullah'ın hedeflerine ulaşmasını engellemek için önleyici hava saldırıları düzenlendi. Hizbullah’ın üst düzey askeri komutanı Fuad Şükür’e düzenlenen suikasta yanıt olarak İsrail topraklarına yönelik düzenlediği saldırının “büyük bir bölümü” engellendi. İsrail ordusu, yaklaşık 100 savaş uçağının Güney Lübnan'da Hizbullah'a ait binlerce platformu hedef aldığını ve imha ettiğini söyledi. İsrail anlatısı, Hizbullah'ın “planlanan” daha büyük bir saldırının parçası olarak kuzey İsrail'e binlerce füze fırlatmayı planladığını, planı önemli ölçüde engellemeyi başardığı için yüzlerce füze ve insansız hava aracı fırlattığını da içeriyordu.

Hizbullah'ın hikayesine gelince, askeri operasyonun bu aşamasının “gerçekleştirildiği ve tamamlandığı” ve yaklaşık 340 Katyuşa füzesinin İsrail'in kuzeyindeki ve işgal altındaki Suriye Golan Tepeleri'ndeki 12 kışlayı ve askeri mevzileri hedef aldığı belirtildi. Suikastlardan sorumlu Birim 8200'i de içeren Tel Aviv yakınlarındaki Glilot Askeri İstihbarat (Aman) üssüne silahlı insansız hava araçlarının ulaşmasını kolaylaştırmak için İsrail kışla ve mevzilerinin füzelerle hedef alındığından bahsetti ve SİHA’ların “planlandığı gibi hedefe ulaştığına” dikkat çekti.

Gerilim raundunun sona erdiği kanaatini güçlendiren husus, diplomatların İsrail ile Hizbullah'ın gerilimi daha da tırmandırmamak amacıyla dün mesaj alışverişinde bulunduklarını söylemeleriydi.

Dolayısıyla her iki taraf da zaferini deklare edebilir. Nitekim ister savunma ister saldırıda olsun her iki tarafın müttefikleri de zaferlerini deklare ettiler. Bu raundun “sınırlı ve kontrollü” olduğunu düşündürebilecek husus, Şükür'ün 30 Temmuz'daki suikastından bu yana geçen haftalarda, bir dizi diplomatik temas ve özellikle ABD'nin askeri seferberliğinin ardından gelmesi. Bu seferberlik, Amerikan askeri birliklerinin Ortadoğu'ya gelişini, Gazze'de ateşkes ve rehine takası için Kahire'de Amerikan İstihbarat Teşkilatı (CIA) direktörünün önderliğinde müzakerelerin yeniden başlamasının arifesinde, Genelkurmay Başkanı Charles Brown'un, güven vermek ve Hizbullah saldırısını kontrol altına almak için Tel Aviv'i ziyaretini de içeriyordu.

Temaslar ve yığınaklar, Hizbullah'ın Şükür'e ve yaklaşık 400 savaşçısına düzenlenen suikasta yanıt olarak bir misillemede bulunmasını sağladı. İsrail’in de işler kontrolden çıkmadan ve bölgesel olarak daha geniş bir gerilime yol açmadan önleyici saldırılar gerçekleştirmesini temin etti. Bu okumayı pekiştiren husus, diplomatların İsrail ile Hizbullah'ın gerilimi daha da tırmandırmamak amacıyla dün mesaj alışverişinde bulunduklarını söylemeleriydi. Hizbullah sivil değil askeri bölgeleri, şehirleri değil suikastlardan sorumlu merkezleri hedef aldı. Tel Aviv de şehirleri değil füze platformlarını hedef aldı.

İntikam hikâyesinin ilk raundunun ardından bölgede ve dünyada pek çok insan rahat bir nefes aldı. Bir anlatı İsrail’den, bir anlatı da Hizbullah’tan geldi ama bunlar hikayenin sonu değil

Öte yandan pazar günkü rauntta endişe verici bir durumda da vardı. ABD, iştahları dizginlemek ve maceraları kontrol altında tutmak için iki uçak gemisi Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln'ü bölgede tuttu. Zira Hizbullah, “ilk yanıt” kapsamında saldırısını “bu gün” tamamladığını söyledi, bu da saldırının nihai veya tam olmadığını, intikamının uzun vadeli olduğunu söylemek istediği anlamına geliyor. Aynı zamanda bu yanıtın sadece Hizbullah’ın yanıtı olduğu, İran'ın ya da vekillerinin Hamas Siyasi Bürosu başkanı İsmail Heniyye'ye düzenlenen suikasta verecekleri yanıt ile ilgili olmadığı anlamı da taşıyor. İran Dini Lideri Hamaney de “intikam” sözü verdi ve daha sonra Hamas Tel Aviv'i hedef aldı.

Kaygı verici olan ise Netanyahu'nun, yükselen tansiyonun ardından yapılan kabine oturumunun başında İsrail'in pazar günkü saldırılarıyla “son sözünü” söylemediğini belirtmesiydi. Netanyahu, Hizbullah ve İran’ı yanıtın “kuzeydeki durumu değiştirmeye ve bölge sakinlerini güvenli bir şekilde evlerine döndürmeye yönelik yeni bir adım” olduğu konusunda uyardı. Pazar günkü saldırının hikayenin sonu olmadığını söyledi ve askeri liderler de bunu tekrarladı.

Pek çok kişi intikam hikayesinin ilk raundundan sonra rahat bir nefes aldı. Ancak kaygılar dinmedi, çabalar durmadı, Lübnan'da “yeni bir cephe açılması” ve bölgenin ateşe verilmesi ile ilgili uyarılar azalmadı. Şimdi ateşkes ve takas görüşmelerinin sonuçlarını öğrenmek için tüm gözler Kahire'ye yönelmiş durumda.

Bu, gerilimden gerilime, bir raunttan diğerine geçen Ortadoğu'nun kaderi. Bir anlatı İsrail’den, bir anlatı da Hizbullah’tan geldi ama bunlar hikayenin sonu değil.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.