Filistin Devlet Başkanlığı: İsrail'in Batı Şeria'daki saldırganlığı tehlikeli bir gerilim arz ediyor

Filistin Devlet Başkanlığı: İsrail'in Batı Şeria'daki saldırganlığı tehlikeli bir gerilim arz ediyor
TT

Filistin Devlet Başkanlığı: İsrail'in Batı Şeria'daki saldırganlığı tehlikeli bir gerilim arz ediyor

Filistin Devlet Başkanlığı: İsrail'in Batı Şeria'daki saldırganlığı tehlikeli bir gerilim arz ediyor

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne bugün (Çarşamba) yaptığı açıklamada, “İsrail, Batı Şeria'daki Cenin, Tulkerim, Tubas ve diğer Filistin şehirlerine, köylerine ve kamplarına yönelik savaşı tırmandırıyor. İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki bu imha savaşı, bedelini herkesin ödeyeceği korkunç ve tehlikeli sonuçlara yol açacak” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Ebu Rudeyne, “Bugün şafak vakti Batı Şeria'nın kuzeyinde başlayan saldırı, halkımıza, topraklarımıza ve kutsal mekânlarımıza yönelik kapsamlı savaşın bir devamıdır. Bu, Filistin halkına karşı mevcut savaşını sürdürmesi için işgalcilere koruma ve destek sağlayan yetkililerin ve Amerikan tarafının sorumluluk taşıdığı tehlikeli bir gerilimdir” dedi.

csdvfr
Batı Şeria'nın Cenin kentindeki askeri operasyon sırasında bir hastanenin önünde duran İsrail ordusuna ait araçlar (AFP)

Ebu Rudeyne'ye göre bu gerilim politikası, şehirlerin yıkılmasını ve vatandaşların öldürülmesini durdurmayacak. Tutuklamaların ve sömürgeleştirmenin kimseye güvenlik ve istikrar getirmeyeceğini gösteren bu politika, İsrail'in ‘aptallıklarının’ bedelini herkesin ödeyeceğini gösteriyor.

Amerikan tarafına derhal müdahale etmesi ve işgal yetkililerini Filistin halkına, topraklarına ve kutsal yerlerine karşı yürüttükleri kapsamlı savaşı durdurmaya zorlaması çağrısında bulunan Ebu Rudeyne, “Tüm dünya, bölgenin ve dünyanın istikrarına tehdit oluşturan bu aşırılık yanlısı hükümeti engellemek için derhal ve acilen harekete geçmelidir” ifadesini kullandı.

scdvfbt
İsrail ordusuna ait  zırhlı araç, Batı Şeria'nın Tubas kenti yakınlarındaki Faria Mülteci Kampı’na düzenlenen baskın sırasında bir yolu kapattı. (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Batı Şeria'nın kuzeyine İsrail tarafından düzenlenen askeri operasyonun ardından Suudi Arabistan ziyaretini yarıda keserek bugün ülkesine dönme kararı aldı. WAFA bu kararın İsrail'in Kuzey Batı Şeria'ya yönelik saldırısı ışığında son gelişmeleri ve olayları takip etmek amacıyla alındığını bildirdi.

Diğer yandan İsrail güçleri dün (salı) gece Batı Şeria'nın kuzeyindeki Cenin, Tubas ve Tulkerim'de şimdiye kadar 11 Filistinlinin ölümüne, diğerlerinin yaralanmasına ve önemli altyapıların tahrip edilmesine neden olan geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.

sdvf
İsrail askerleri işgal altındaki Batı Şeria'nın Tulkerim kenti yakınlarındaki Nur Şems Mülteci Kampı’na baskın düzenledi. (AFP)

İsrail'in 1967 yılından bu yana işgal altında tuttuğu Batı Şeria'da bir yılı aşkın süredir şiddet olayları artmaktaydı. Ancak 7 Ekim'de Hamas'ın İsrail'in güneyine yönelik daha önce eşi ve benzeri görülmemiş bir saldırı gerçekleştirmesinin ardından Gazze Şeridi'nde savaşın patlak vermesiyle durum daha da kötüleşti.

Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) verilerine göre o tarihten bu yana Batı Şeria'da en az 640 Filistinli, Yahudi yerleşimciler ve İsrail askerleri tarafından öldürüldü. İsrail makamlarının açıkladığı resmi rakamlara göre aynı dönemde Batı Şeria'da Filistinlilerin düzenlediği saldırılarda aralarında askerlerin de bulunduğu en az 19 İsrailli öldürüldü.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24