Yok olan evlatlar: Gazze'de savaş kurbanları nasıl buharlaşıyor?

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, bombardıman sonrası bin 760 cesedin eridiğini kayıtlara geçirirken bunun tek açıklaması uluslararası anlaşmalar uyarınca yasaklanan termobarik bomba.

Gazze'de cesetlerin buharlaşması bir metafor değil, sıkça yaşanan bir olaydır (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de cesetlerin buharlaşması bir metafor değil, sıkça yaşanan bir olaydır (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)
TT

Yok olan evlatlar: Gazze'de savaş kurbanları nasıl buharlaşıyor?

Gazze'de cesetlerin buharlaşması bir metafor değil, sıkça yaşanan bir olaydır (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)
Gazze'de cesetlerin buharlaşması bir metafor değil, sıkça yaşanan bir olaydır (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

İzzettin Ebu Ayşe

Gazze Şeridi’nde İsrail savaş uçaklarının evini bombaladığı Sufyan, hemen ambulansı ve acil yardım ekiplerini aradı. Sivil Savunma ve Kızılay ekipleri hızla olay yerine ulaşarak cesetleri çıkarma ve yaralıları kurtarma çalışmalarına başladı.

Kurbanlardan bir iz bulunamadı

Enkazda saatler süren çalışmalarının ardından kurtarma ekipleri enkaz altında ceset bulamazken, İsrail saldırısından önce çocuklarına yiyecek almak için evinden çıkan Sufyan, “Üç çocuğum ve eşim içeride, hepsi de yatak odasındaydı” diyerek gözyaşları içinde Sivil Savunma ekiplerine tüm aile üyelerinin evde olduğunu üstüne basa basa anlatmaya çalışıyordu. Sufyan, yatak odasının bulunduğu yeri gösterdi ve Sivil Savunma ekipleri olay yerinde gayretle çalıştı, ancak enkaz altında Sufyan’ın aile üyelerinden hiçbir iz bulamadı.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Mahmud Basal, orta büyüklükte bir buldozerin üzerinden inerek elleriyle enkazı kazmaya başladı. Bir saatin sonunda Basal, Sufyan'a seslenerek “Cesetler buharlaşmış. Onlara merhametle muamele edilmesi için dua edin” dedi.

dscf
Sivil Savunma ekipleri bu cesetlerin akıbetine ilişkin hüküm veremez (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

Gazze'de Sivil Savunma Müdürlüğü, İsrail'in Gazze'ye karşı yürüttüğü şiddetli savaşta yaklaşık bin 760 cesedin buharlaştığını kayıtlara geçirdi. Ancak cesetlerin buharlaşması fikri Sufyan'ın zihninde açıklayamadığı bir şok etkisi yarattı.

Aile üyelerinin cesetlerinin kaybolmasını protesto eden Sufyan, buna bir açıklama getirilmesini talep ederek “Nereye kayboldular?” diye sordu.

Sivil Savunma Müdürlüğü Sözcüsü Basal, Sufyan’ın önüne geçip bunun sadece onun aile üyelerine olmadığını izah etmeye çalışarak “Ekiplerimizin hedef alınan birçok binada insanları kurtarmaya gittiğinde uzun aramalardan sonra kurbanlardan bir ize rastlayamadığı oldu. Ceset sahiplerinin verilerini özel devlet kayıtlarına geçirmediğimiz bin 760 vaka var” ifadelerini kullandı.

Basal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Cesetlerin buharlaşmasının ardındaki nedenin İsrail ordusunun savaşta garip silahlar kullanması olduğuna inanıyoruz. Ekiplerimiz silahların ve füzelerin türünü tespit edebilecek kapasiteye sahip değil. Ancak yaptığımız incelemelerde cesetleri eriten ve buharlaştıran silahlar olduğu sonucuna vardık.”

Sivil Savunma ekiplerinin bu cesetlerin akıbetine ilişkin hüküm veremeyeceğini belirten Basal, fakat Gazze Şeridi'nde yaşananların etnik temizlik olduğunu, çünkü insanlık tarihinde cesetlerin eritilip buharlaştırılmasının daha önce hiç yaşanmadığını vurguladı.

Tıbbi açıklama

Sufyan Sivil Savunma Müdürlüğü’nden aile üyelerine ne olduğuyla ilgili net bir cevap alamadı. Evi bombalandığında cesetlerin nasıl olup buharlaştığını anlayamayan acılı babanın sakinleştirilmesi için hastaneye götürülmesi gerekti.

El Aksa Şehitleri Hastanesi'nin acil servis ve kabul bölümü başkanı Dr. Muhammed Reyyan, konuyla ilgili olarak “Cesetlerin buharlaşması, sadece bu savaşta fark ettiğimiz yaygın bir olay. Sağlık çalışanları, hastanelere gelen ve daha önce hiç karşılaşmadığımız türden yaralanmalardan bunu çıkardılar, çünkü yaralılar üzerinde garip etkiler olduğunu gördük” ifadelerini kullandı.

Dr. Reyyan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hastalar, yaralanma bölgesinden duman çıkaran garip yanıklarla geliyor. Yaralanmanın üzerinden saatler geçse bile dumanlar yükselmeye devam ediyor ve yaralanmadan sonraki gün vücut erimeye ve buharlaşmaya, yanan bölge genişlemeye başlıyor. Yaralılarda görülen bu durum, İsrail’in kullandığı bombaların cesetlere yaptığı şey olabilir. Zira bombalar patladığında 7 bin santigrat dereceye varan muazzam bir ısı ortaya çıkıyor, bu da cesetlerin eriyip buharlaşmasına neden oluyor.”

Acılı baba Sufyan, buharlaşan cesetlere ilişkin tıbbi değerlendirmeyle nispeten ikna olmuş gibi görünse de aynı deneyimi yaşamış insanların tanıklıklarını dinlemeyi de istiyordu. Independent Arabia sahada konuyla ilgili tanıklıkların belgelenmesine yardımcı olarak İsrail'in Gazze Şeridi’nde düzenlediği bombardımanda ailesinden 15 kişiyi kaybeden Amir Benat'ı dinledi.

Amir, yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Sivil savunma ekipleri ve aile üyeleri kurbanların cesetlerini çıkarmak için yoğun çaba sarf etti, ama aynı yerde olmalarına rağmen üçünü bulamadık. Uzmanlara sorduğumuzda cesetlerin patlamanın yaydığı sıcakla buharlaştığını söylediler.”

Ailesinden çok sayıda kayıp veren bir başka Gazzeli adam İman el-Beravi ise şunları söyledi:

“Ailemin yedi üyesi öldürüldü. Kızım Şeyma’nın cesedini bulmak için yapılan tüm girişimler başarısız oldu. Buharlaştığı anlaşıldı. Onu kendi ellerimle gömmeyi isterdim, ama cesedini kucağıma alamadım bile.”

Tüm bu tanıklıkların yanında Sivil Savunma Müdürlüğü, geçtiğimiz nisan ayında Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta bulunan Nasır Tıp Kompleksi'nde bulunan bir toplu mezarda kurbanların cesetlerinin buharlaşarak küle dönüştüğünü belgeledi.

Askeri açıklama

Sufyan, aile fertlerinin cesetlerinin buharlaştığına inansa da teoriyi bilimsel olarak anlamaya çalışıyordu. Askeri bilimler uzmanı emekli Tümgeneral Cemil eş-Şeyh, “Belgelere göre İsrail dört tür uluslararası yasaklı mühimmat kullandı: fosfor, bölünebilir, vakum ve tükenmiş uranyum” dedi.

Cesetlerin termobarik bombaların kullanıldığı için buharlaştığını belirten Şeyh, “Bu tür bombalar patlatıldıklarında yoğun ısı üreten termobarik silahlar. Patlayıcı güçleri kurbanların kemik ve dişleri de dahil olmak üzere vücutlarının tamamen ayrışmasına ya da erimesine yol açar” diye açıkladı.

Yüksek derecede yanıcı parçacıklar ve damlacıklardan oluşan bir bulut üretmek için küçük geleneksel patlayıcılarla üretilen termobarik bombalar, önce bu damlacıkları dağıtır ardından ikinci bir patlamayla yanıcı madde bulutunu ateşler.

cvfbfrgb
Sivil Savunma Müdürlüğü, bir toplu mezarda cesetlerin buharlaşarak küle dönüştüğünü belgeledi (Independent Arabia – Meryem Ebu Dakka)

Patlamadan kaynaklanan sıcaklık oranlarının 2 bin 500 santigrat dereceye kadar ulaşabileceğini belirten Şeyh, “Boşluktaki basınç inç kare başına 400 ya da 500 kilopaskal kadar yüksek olabilir, bu yüzden patlama, cisimleri buharlaştıracak ya da erime noktasına getirecek kadar sıcaklık yayabilir” ifadelerini kullandı.

Acılı baba Sufyan, duydukları karşısında o kadar dehşete düştü ki, ailesini tehlikeli ve yasak silahlarla öldürdüğü için İsrail'e dava açma kararı aldı. Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi Gazze Şube Başkanı Rami Abduh, bu davanın hukuki durumuyla ilgili olarak “Uluslararası insancıl hukuk, termobarik bombaların sivillerin yaşadığı bölgelerde sivilleri hedef almak üzere kullanılmasını yasaklıyor. Lahey ve Cenevre sözleşmelerine göre bu bombaların kullanımı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) statüsünü içeren Roma Anlaşması uyarınca bir savaş suçudur” değerlendirmesinde bulundu.

Öte yandan İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ndeki hedeflerine karşı kullandığı bomba türlerini açıklamayı reddediyor. İsrail Ordu Sözcü Daniel Hagari, ‘savaş kurallarına ve uluslararası insancıl hukuka uygun olarak hedeflerle orantılı güç kullandıklarını, bunun ötesine geçmediklerini ve Hava Kuvvetlerinin her saldırıda hedefle orantılı güç kullandığını’ söylediği bir açıklamada bulundu.



Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.