İsrail'in Batı Şeria baskınları, Ürdün'de endişe yarattı: "Varoluşsal bir tehdit"

"Netanyahu, Philadelphia Koridoru meselesini siyasi malzeme haline getirdi"

Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana IDF ve İsrailli yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinli sayısı 670'e yükseldi (AFP)
Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana IDF ve İsrailli yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinli sayısı 670'e yükseldi (AFP)
TT

İsrail'in Batı Şeria baskınları, Ürdün'de endişe yarattı: "Varoluşsal bir tehdit"

Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana IDF ve İsrailli yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinli sayısı 670'e yükseldi (AFP)
Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana IDF ve İsrailli yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinli sayısı 670'e yükseldi (AFP)

Ürdün, İsrail'in Batı Şeria'ya düzenlediği baskınlar yüzünden Filistinlilerin ülkeye göç etmesinden endişeleniyor. 

Times of Israel, Ürdünlü yetkililerin İsrail saldırıları sonucu Filistinlilerin ülkeye kaçması nedeniyle güvenlik riskinin artabileceğini düşündüğünü aktarıyor.

Kimliğinin açıklanmamasını isteyen bir Ürdünlü güvenlik yetkilisi şunları söylüyor: 

Batı Şeria'da yaşayanların yerlerinden edilmesi Ürdün için varoluşsal bir tehdit oluşturacaktır ve bu durum Ürdün ve Filistin halkı tarafından kesinlikle kabul edilemez.

Ayrıca Ürdünlü yetkililerin, Filistinlilerin Batı Şeria'yı terk etmesiyle İsrailli yerleşimcilerin bu topraklara el koyabileceğinden endişelendiği de bildiriliyor. 

Adının paylaşılmasını istemeyen Ürdünlü bir analist de böyle bir durumun iki devletli çözüme dair tüm siyasi süreci imkansız hale getireceğine dikkat çekiyor.

Ürdün'de endişeler, İsrail'in Batı Şeria'da son 20 yılın en büyük baskınlarını düzenlemesiyle daha da arttı.  

İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF), Batı Şeria'daki 4 kente çarşamba günü harekat başlattı. İsrail işgali altındaki Batı Şeria, Kudüs'ün doğusunda ve Ürdün Nehri'nin batısında yer alıyor.

Cenin, Tulkarim, Nablus ve Tubas'a düzenlenen baskınlarda şu ana dek 21 Filistinli öldürüldü. Gazze savaşının başladığı 7 Ekim'den bu yana İsrail askerleriyle Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında öldürülen Filistinli sayısıysa 670'e yükseldi.

Ayrıca Filistin Kızılayı, biri gönüllü doktor olmak üzere üç sağlık görevlisinin İsrail askerlerinin saldırılarında yaralandığını bildirdi.

Cenin'in doğusundaki Filistinliler, IDF'nin saldırıları nedeniyle yiyecek ve su sıkıntısı yaşıyor ve bölgeyi terk etmek zorunda kalıyor.

IDF'nin Batı Şeria'daki mülteci kamplarına dozerlerle girdiğini söyleyen Filistinli Naif Elacime, şu ifadeleri kullanıyor: 

Burası da Gazze'ye dönüştü, özellikle de mülteci kamplarında durum böyle.

İsrail'in Gazze ve Batı Şeria'daki saldırıları sürerken, ateşkes müzakerelerinde ilerleme kaydedilemedi. 

Arabulucular, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze-Mısır sınırındaki Philadelphia Koridoru'ndan askerleri çekmemesinin süreci tıkadığını söylüyor. 

İsrail ordusunun buradaki mevcudiyeti, Savunma Bakanı Yoav Gallant'la Netanyahu'nun arasındaki gerginliği de artırıyor. Bu haftaki kabine toplantısında Gallant, Netanyahu'yu koridordan asker çekmeyerek ateşkesi engellemekle suçlamıştı. 

Tel Aviv yönetimi, Hamas'ın bu koridordan silah kaçakçılığı yaptığını savunarak bölgeden birlikleri çekmeyi reddediyor. Kahire ise iddiaları yalanlayarak, IDF'nin sınırda bulduğu yeraltı tünellerinin Mısır tarafından uzun süre önce kapatıldığını ve Hamas'ın bunları kullanamadığını öne sürüyor.

Times of Israel'e konuşan Arap, İsrailli ve Amerikalı kaynaklar, Netanyahu'nun koridor meselesini "siyasileştirdiğini" savunarak, Kahire ve Tel Aviv arasındaki gerilimin Gazze ateşkes müzakerelerine olumsuz yansıdığını bildiriyor.

Independent Türkçe, Times of Israel, Axios



Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
TT

Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde, İsrail'in Gazze'de işlediği ‘soykırım suçları’ kınandı. Zirveye katılan liderlerin ‘İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarındaki üyeliğinin dondurulması için uluslararası destek toplanması’ yönünde çalışmalara başlanması kararı aldıkları açıklandı.

Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride katılımcılar, Filistin’in BM’ye tam üyeliği için uluslararası destek toplama yönünde çalışma kararı aldılar. Tüm ülkeleri İsrail'e silah ve mühimmat ihracatını ya da transferini yasaklamaya çağıran katılımcılar, BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) İsrail'in bölgedeki barışı ve güvenliği tehdit eden yasadışı politikalarını durdurması için bağlayıcı bir karar alması çağrısında bulundular.

Ortak bildiride, İsrail’in Lübnan'a karşı ‘ısrarla sürdürdüğü saldırganlığı’ şiddetle kınanarak, derhal ateşkes çağrısında bulunuldu. İsrail ordusunu Gazze'de Hamas hareketine karşı yürüttüğü savaşında ‘soykırım’ yapmakla suçlayan ortak bildiri, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki toplu mezarlar, işkence suçu, sahada gerçekleşen infazlar, zorla kaybetmeler, yağmalama ve etnik temizliğe atıfta bulunarak, Filistinlilere karşı işlenen ‘korkunç ve çarpıcı suçları’ kınadı.

Zirvede ‘Filistin halkına ve Filistin Devletine tam destek ve uluslararası koruma sağlanması, Filistin ulusal birliğinin sağlanması ve Gazze Şeridi de dâhil olmak üzere, işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerindeki sorumluluklarını etkin bir şekilde üstlenmesi ve Kudüs şehri de dâhil olmak üzere, Batı Şeria ile birleştirilmesi’ çağrısında bulunuldu. ‘Filistin Devleti’nin, ebedi başkenti olan işgal altında bulunan Doğu Kudüs üzerindeki tam egemenliğine’ olan bağlılığın bir kez daha vurgulandığı ortak bildiride, Mescid-i Aksa’nın ‘kırmızı çizgi’ olduğu vurgulandı.

İsrail'in ‘Kudüs şehrindeki İslam dininin ve Hıristiyanlığın kutsal mekânlarını hedef alan ve şehrin kimliğini değiştiren saldırgan uygulamalarını’ kınayan ortak bildiri, uluslararası toplumu, bu uygulamaları durdurması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.