İsrailli rehinelerin Gazze'de tutulmasına ilişkin talimatlar değişti mi?

Cesetleri bulunan altı rehine, varılacak esir takası anlaşmasının bir parçası olarak serbest bırakılacaktı. Bu kişilerin öldürülmesi Hamas için de bir kayıp oldu

Gazze'deki rehinelerin derhal iade edilmesi talebiyle Kudüs'teki Başbakanlık ofisi önünde düzenlenen gösteriye katılan bir kişiyi uzaklaştırmaya çalışan İsrail polisi (Reuters)
Gazze'deki rehinelerin derhal iade edilmesi talebiyle Kudüs'teki Başbakanlık ofisi önünde düzenlenen gösteriye katılan bir kişiyi uzaklaştırmaya çalışan İsrail polisi (Reuters)
TT

İsrailli rehinelerin Gazze'de tutulmasına ilişkin talimatlar değişti mi?

Gazze'deki rehinelerin derhal iade edilmesi talebiyle Kudüs'teki Başbakanlık ofisi önünde düzenlenen gösteriye katılan bir kişiyi uzaklaştırmaya çalışan İsrail polisi (Reuters)
Gazze'deki rehinelerin derhal iade edilmesi talebiyle Kudüs'teki Başbakanlık ofisi önünde düzenlenen gösteriye katılan bir kişiyi uzaklaştırmaya çalışan İsrail polisi (Reuters)

Cesetleri Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta bir tünelde bulunan İsrailli altı rehinenin öldürülmesi ve İsrail ile Hamas'ın sorumluluğu karşılıklı olarak birbirlerine atmaları, İsrailli rehinelerin tutulduğu koşullara ve onları korumakla görevli olanlara verilen talimatların niteliğine ışık tuttu.

İsrail, ölen rehinelerin bir iki gün öncesine kadar hayatta olduklarını ve kendilerini alıkoyanlar tarafından vurularak öldürüldüklerini açıklarken Hamas, İsrailli rehinelerin İsrail ordusu tarafından düzenlenen bombardıman nedeniyle öldüklerini savunuyor.

İsrail, Hamas'ı rehineleri öldürmekle ilk kez suçlamıyor. Bu suçlamalar, Hamas’ın belirli koşullarda rehineleri öldürme kararı alıp almadığı konusunda birçok soru işaretini gündeme getirdi. Hamas, özellikle silahlı kanadı İzzettin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde'nin savaşın başlarında 9 Ekim'de, Gazze'de işgalci İsrail tarafından işlenen her katliam için bir sivil rehinenin infaz edileceğini açıkladı. Bu açıklamanın yol açtığı tepkiler üzerine saatler sonra yayınlanan video kaydının kaldırılmak zorunda kalınmasından sonra Hamas’a karşı karadan ve havadan düzenlenen operasyonların yoğunlaşmasıyla belirli koşullar altında rehineleri öldürme kararı almış olabilir.

cvf
İzzettin el-Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde (Arşiv - Reuters)

Şarku’l Avsat’a konuşan Gazze'deki Hamas kaynakları, Hamas içinde mahkumların öldürülmesine yönelik bir karar ya da talimat olmadığını ve Ebu Ubeyde'nin önceki açıklamalarının resmi talimatlar çerçevesine girmediğini söylediler. O dönemde olup bitenlerin gerçek yüzünü anlamak için Hamas yönetimiyle temasa geçen tüm arabulucular, ülkeler ve kuruluşlar, bu konuda herhangi bir talimat verilmediği ve verilmeyeceği konusunda bilgilendirildiler.

Birkaç gün öncesine kadar İsrailli rehinelerle ilgili verilmiş yeni bir talimatın olmadığını söyleyen kaynaklara göre kesin talimatlar, rehinelerin hayatlarını korumak doğrultusunda, çünkü yaşayan her rehine farklı bir bedeli de beraberinde getirecektir.

cdvfbg
İsrail savaş uçaklarının Deyr el-Belah’teki evleri bombalamasının ardından aralarında çocukların da bulunduğu yaralılar hastaneye taşınıyor (WAFA)

Ancak bu açık talimatlara rağmen mesele tam olarak kontrol altına alınmış gibi görünmüyor. Yakın zamanda yaşanan bir olay bu konuda şüphe uyandırdı. Ebu Ubeyde, 12 Ağustos'ta yaptığı bir açıklamada, bazı rehineleri korumakla görevli iki unsurun olay yerinde bir rehineyi vurarak öldürdüğünü ve iki rehineyi de ağır yaraladığını açıkladı. Birkaç gün sonra da iki unsurun bunu talimatlara karşı gelerek yaptıklarını ve unsurlardan birinin İsrail’in katliamlarından birinde iki çocuğunun ölüm haberini aldıktan sonra misilleme amacıyla eylemi gerçekleştirdiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’a konuşan bir kaynak, olayın kasıtlı olmadığını ve muhafız birliğinde görevli askerlerin görevden alındığını söyledi.

Kaynaklar, İsrailli rehineleri korumakla görevli kişilere verilen talimatlarda, kesinlikle hiçbir değişikliğin olmadığını belirttiler.

Kaynaklar, Refah'ta altı rehinenin başına tam olarak neyin geldiğini teyit edemediler.

Kaynaklar, rehinelerin tünele ulaşan işgalci İsrail güçleri tarafından öldürülmüş ya da onları koruyan bazı direnişçilerin, İsrail askerlerinin onları canlı ele geçirerek gerçek bir başarı elde etmesini engellemek amacıyla onları öldürmeye zorlanmış olabileceklerini düşünüyorlar.

Bu dosyadan sorumlu olanların, olayın detaylarını öğrenmek için rehineleri tutan grupla temas kurduklarını belirten kaynaklar, “Onları korumakla görevli olanlar tarafından öldürülmüşlerse tüm seçenekler daralmıştır ve İsrail’in onları canlı ele geçirerek herhangi bir başarı elde etme fırsatı vermek istememişlerdir” değerlendirmesinde bulundular.

xcdvfbg
Pazar günü Kudüs'teki bir okulda ABD asıllı İsrailli rehine Hirsch Goldberg-Polin için ayrılan panoya mesaj yazan bir kadın (EPA)

Gazze'deki gruplardan sahadaki diğer kaynaklar, eylemin doruk noktasında İsrail güçlerinin rehinelerden herhangi birini canlı olarak geri almasına hiçbir şekilde izin vermeyeceklerini ve bu hedefe ulaşılmasını engellemek için kuşatılmaları halinde cesur davranacaklarını vurguladılar. Kaynaklar, bunun rehinelerin öldürülmesine izin vermek anlamına gelip gelmediğine ise açıklık getirmediler.

x cdv
İsrail ordusu tarafından Gazze Şeridi'nde cesetleri bulunan altı rehine (AP)

Cesetleri bulunan altı rehine, varılacak esir takası anlaşmasının bir parçası olarak serbest bırakılacaktı. Bu kişilerin öldürülmesi Hamas için de bir kayıp oldu. Bu olay, müzakerelerin gidişatını etkileyebilir.

Savaşın başından bu yana Hamas, rehineleri İsrail ordusunun gözünden uzak tutmak için bir yerden bir yere, yeraltından yerüstüne ya da yerüstünden yeraltına taşıyor. Ancak ordunun son zamanlarda rehinelerin tutulduğu tünellerin çoğuna erişmeye başlaması, bu savaştaki en önemli kozunu kaybetmekte olan Hamas üzerinde baskı oluşturuyor.

Mevcut savaşın başlangıcından bu yana Hamas, Filistinli mahkumları İsrail hapishanelerinden kurtarma hedefine ulaşmasını sağlayacak bir esir takası anlaşmasına varmaya çalışıyor, ancak Hamas'ın kaçırdığı birçok rehineyi kaybetmesiyle bu hedef giderek imkânsız görünmeye başladı.

Rehinelerin önemli bir kısmı Gazze'de öldürüldü. 7 Ekim'de Hamas tarafından kaçırılan 251 rehineden 97'sinin Gazze'de olduğuna inanılıyor. Bunlar arasında, öldükleri İsrail ordusu tarafından teyit edilen en az 33 kişinin cesedi de bulunuyor.



Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
TT

Riyad’daki zirvede “soykırım” kınanırken İsrail'in BM Genel Kurulu'na katılımının dondurulması için girişim başlatıldı

İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)
İslam İşbirliği Teşkilatı - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’ne katılan liderler toplu fotoğraf çektirdi (DPA)

Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'da dün düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) - Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nde, İsrail'in Gazze'de işlediği ‘soykırım suçları’ kınandı. Zirveye katılan liderlerin ‘İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarındaki üyeliğinin dondurulması için uluslararası destek toplanması’ yönünde çalışmalara başlanması kararı aldıkları açıklandı.

Zirve sonrası yayımlanan ortak bildiride katılımcılar, Filistin’in BM’ye tam üyeliği için uluslararası destek toplama yönünde çalışma kararı aldılar. Tüm ülkeleri İsrail'e silah ve mühimmat ihracatını ya da transferini yasaklamaya çağıran katılımcılar, BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) İsrail'in bölgedeki barışı ve güvenliği tehdit eden yasadışı politikalarını durdurması için bağlayıcı bir karar alması çağrısında bulundular.

Ortak bildiride, İsrail’in Lübnan'a karşı ‘ısrarla sürdürdüğü saldırganlığı’ şiddetle kınanarak, derhal ateşkes çağrısında bulunuldu. İsrail ordusunu Gazze'de Hamas hareketine karşı yürüttüğü savaşında ‘soykırım’ yapmakla suçlayan ortak bildiri, özellikle Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki toplu mezarlar, işkence suçu, sahada gerçekleşen infazlar, zorla kaybetmeler, yağmalama ve etnik temizliğe atıfta bulunarak, Filistinlilere karşı işlenen ‘korkunç ve çarpıcı suçları’ kınadı.

Zirvede ‘Filistin halkına ve Filistin Devletine tam destek ve uluslararası koruma sağlanması, Filistin ulusal birliğinin sağlanması ve Gazze Şeridi de dâhil olmak üzere, işgal altındaki tüm Filistin toprakları üzerindeki sorumluluklarını etkin bir şekilde üstlenmesi ve Kudüs şehri de dâhil olmak üzere, Batı Şeria ile birleştirilmesi’ çağrısında bulunuldu. ‘Filistin Devleti’nin, ebedi başkenti olan işgal altında bulunan Doğu Kudüs üzerindeki tam egemenliğine’ olan bağlılığın bir kez daha vurgulandığı ortak bildiride, Mescid-i Aksa’nın ‘kırmızı çizgi’ olduğu vurgulandı.

İsrail'in ‘Kudüs şehrindeki İslam dininin ve Hıristiyanlığın kutsal mekânlarını hedef alan ve şehrin kimliğini değiştiren saldırgan uygulamalarını’ kınayan ortak bildiri, uluslararası toplumu, bu uygulamaları durdurması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.