Yardım kuruluşları Sudan'daki ‘tarihi’ açlık krizi konusunda uyardı

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te bir yardım kuruluşu tarafından halka temiz su dağıtılıyor, 30 Ağustos 2024. (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te bir yardım kuruluşu tarafından halka temiz su dağıtılıyor, 30 Ağustos 2024. (AFP)
TT

Yardım kuruluşları Sudan'daki ‘tarihi’ açlık krizi konusunda uyardı

Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te bir yardım kuruluşu tarafından halka temiz su dağıtılıyor, 30 Ağustos 2024. (AFP)
Sudan'ın doğusundaki el-Gadarif'te bir yardım kuruluşu tarafından halka temiz su dağıtılıyor, 30 Ağustos 2024. (AFP)

Sudan'da faaliyet gösteren üç büyük yardım kuruluşu, ülkede ‘tarihi’ boyutlarda bir açlık krizi yaşandığı uyarısında bulunarak, birçok ailenin yaprak ve böcek yemek zorunda kaldığını belirtti. Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre kuruluşlar, uluslararası toplumun ‘kayıtsız’ tutumunu kınadı.

Norveç Mülteci Konseyi (NRC), Danimarka Mülteci Konseyi (DRC) ve Sudan'da çalışan bir insani yardım kuruluşu olan Mercy Corps tarafından dün (salı) yapılan ortak açıklamada, “Sudan tarihi boyutlarda bir açlık krizi yaşıyor. Ancak dünyanın sessizliği kulakları sağır ediyor ve insanlar her gün açlıktan ölüyor” ifadeleri yer aldı.

“Uluslararası toplumu acilen ülkedeki büyük açlık krizini ele almaya çağırıyoruz” diyen kuruluşlar, ‘uluslararası ilgi ve eylemin çok az ve çok geç olduğunu ve şu ana kadar insani müdahale planının yalnızca yüzde 41’inin finanse edildiğini’ kaydetti.

Açıklamanın devamında “Sudan halkının son aylarda katlandığı acının düzeyini kelimelerle ifade etmek mümkün değil... Bu kayıtsızlık sona ermeli” denildi.

Sudan'da 25 milyondan fazla insanın -ülke nüfusunun yarısından fazlası- akut gıda güvensizliğinden mustarip olduğunu belirten kuruluşlar, birçok ailenin ‘ağaç yaprakları ya da böcek yemek zorunda kaldığını’ belirtti.

Sudan, Nisan 2023'ten bu yana Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki ordu ile eski yardımcısı Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasında devam eden savaşa tanıklık ediyor.

Söz konusu savaş on binlerce kişinin ölümüyle sonuçlandı. Çatışmanın gerçek bilançosu net olmamakla birlikte 150 bin kadar yüksek olduğu tahmin ediliyor.

Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre, çatışmaların başlamasından bu yana 10 milyondan fazla insan Sudan içinde yerinden edildi ya da komşu ülkelere sığındı. Çatışmalar ülkenin altyapısında geniş çaplı tahribata yol açtı ve sağlık tesislerinin dörtte üçünden fazlası hizmet dışı kaldı.

Yardım kuruluşları dün yaptıkları açıklamada, Sudan'daki savaşın tarım ve hayvancılık sektörlerini neredeyse yok ettiğini bildirdi.

Açıklamaya göre yardım ekipleri, çatışmanın her iki tarafının kontrolündeki bölgelerde ‘gıdanın silah olarak yaygın bir şekilde kullanıldığına’ da tanık oldu.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Sudan'daki ekiplerimiz aşırı şiddetin neden olduğu büyük can kayıplarından söz ettiler. Şimdi de bize kıtlığın daha da fazla ölümle sonuçlanabileceğini söylüyorlar.”

Bu ayın başlarında BM destekli bir kuruluş, Kuzey Darfur eyaletinin başkenti olan kuşatma altındaki el-Faşir kenti yakınlarında bulunan Zemzem Kampı’nda kıtlık yaşandığını belirten bir rapor yayınladı.

BM kuruluşları tarafından kullanılan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması raporu, ‘Temmuz 2024'te Zemzem Kampı’nda kıtlık yaşandığı ve halen yaygın olduğu’ sonucuna vardı. Raporda, “Zemzem Kampı’ndaki kıtlığın ana sebepleri çatışma ve insani yardım erişiminin olmaması” denildi.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24