İsrail'in Batı Şeria'da tırmandırdığı gerilimi reddetme konusunda Mısır-Türkiye mutabakatı

Sisi ve Erdoğan paralı askerlerin Libya'yı terk etmesi ve Sudan'da siyasi çözümün hâkim olması gerektiğini vurguladı.

Mısır ve Türkiye, Gazze Şeridi'nde ateşkes ihtiyacını vurguluyor. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye, Gazze Şeridi'nde ateşkes ihtiyacını vurguluyor. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

İsrail'in Batı Şeria'da tırmandırdığı gerilimi reddetme konusunda Mısır-Türkiye mutabakatı

Mısır ve Türkiye, Gazze Şeridi'nde ateşkes ihtiyacını vurguluyor. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır ve Türkiye, Gazze Şeridi'nde ateşkes ihtiyacını vurguluyor. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Mısır ve Türkiye, ‘Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes sağlanması ve İsrail'in Batı Şeria'daki mevcut tırmanışının reddedilmesi’ gerektiği konusunda mutabık kaldı.

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan dün (Çarşamba) Ankara'da yaptıkları görüşmede, ‘Somali'nin tehditlere karşı birliğinin korunması, paralı askerlerin Libya'dan çıkması ve Sudan'da siyasi çözümün önceliği’ konularında mutabık kaldılar. Görüşmede ayrıca Suriye krizi de ele alındı.

asdvbfrty
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi'yi Ankara Esenboğa Havalimanı'nda karşıladı. (DPA)

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şubat ayında Kahire'ye gerçekleştirdiği ziyaret sırasında yaptığı davete icabetle Türkiye'ye ilk ziyaretini gerçekleştiren Mısır Cumhurbaşkanı Sisi, Türkiye'ye gerçekleştirdiği ziyaretten ve Erdoğan ile görüşmekten duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Sisi dün resmi Facebook sayfasında yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Türkiye Cumhuriyeti'ne ilk ziyaretimden ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmemden büyük memnuniyet duyuyorum. Zira iki kadim ülke, kurucu lider Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana köklü tarihi bağlara ve güçlü siyasi ilişkilere sahiptir. Belki de benim bugünkü ziyaretim ve ondan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kahire ziyareti, Mısır ve Türkiye arasında, bölgesel ve uluslararası çevrelerdeki önemli rollerine dayalı olarak ve iki kardeş halkın arzu ve isteklerini karşılayacak şekilde yeni bir dostluk ve iş birliği dönemi başlatma yönündeki ortak iradeyi yansıtmaktadır.”

Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Ahmed Fehmi tarafından yapılan açıklamaya göre Cumhurbaşkanı Sisi'nin Türkiye'ye gerçekleştirdiği tarihi ziyaret, “Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz şubat ayında Mısır'a gerçekleştirdiği tarihi ziyaretin üzerine inşa edilen ve iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi sürecinde yeni bir kilometre taşını temsil etmekte, hem ikili hem de bölgesel düzeyde yeni bir dostluk ve ortak iş birliği aşamasını oluşturmaktadır.”

Mısır Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda resmî törenle karşılandı. Erdoğan, Sisi'yi Ankara Esenboğa Havalimanı'nda karşıladı ve beraberindeki heyetle birlikte Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne geçti.

Mısır-Türkiye ilişkileri, Ankara'nın 2013 sonundan bu yana Mısır'da yasaklı olan Müslüman Kardeşler’e (İhvan-ı Müslimin) verdiği destek nedeniyle on yıl süren kesinti ve gerginliğin ardından normalleşme yönünde artan bir eğilim gösterdi. Normalleşme süreci, Erdoğan ve Sisi'nin Katar'da düzenlenen 2022 Dünya Kupası'nın açılışında el sıkışmalarından bu yana hız kazandı. İki ülke geçen yıl Temmuz ayında diplomatik ilişkilerin büyükelçilik seviyesine yükseltildiğini duyurdu ve yakınlaşma Erdoğan'ın Kahire ziyaretiyle zirveye ulaştı.

Sisi, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ve ben başta ticaret, yatırım, turizm, ulaştırma ve tarım olmak üzere tüm alanlarda niteliksel bir sıçrama yapmayı amaçlayan Mısır ve Türkiye arasındaki Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısına başkanlık etmekten memnuniyet duyduk. Bugün iki ülke arasında iş birliği için yeni bir kurumsal çerçeve oluşturmayı amaçlayan bir dizi mutabakat zaptının imzalanmasına tanık olduk” dedi.

Sisi, Erdoğan ile birlikte düzenlediği basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Görüşmelerimizde ikili ticaretin kolaylaştırılması ve Mısır ile Türkiye arasındaki serbest ticaret anlaşmasının kapsamının genişletilmesinin önemi ele alındı. Önümüzdeki yıllarda ticaret hacminin 15 milyar dolara çıkarılmasının yanı sıra, iki ülke arasında ortak yatırımların teşvik edilmesi ve Mısır'daki seçkin yatırım ortamı ışığında Türk iş adamlarına mümkün olan kolaylıkların sağlanması hedeflendi” ifadelerini kullandı.

Sisi sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bölgemizin ve dünyanın karşı karşıya olduğu krizler, Mısır ve Türkiye arasındaki yakın koordinasyon ve iş birliğinin önemini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bölgesel krizlerin, özellikle de Gazze'deki Filistinli kardeşlerimizin neredeyse bir yıldır eşi benzeri görülmemiş bir felaketle karşı karşıya olduğu insani trajedinin ele alınmasına katkıda bulunmak üzere, koordinasyon ve birlikte çalışma yollarını görüştük. Bu bağlamda, Mısır ve Türkiye'nin acil ateşkes talebi, İsrail'in Batı Şeria'daki mevcut tırmanışını reddetme ve Filistin halkının 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız devletini uluslararası meşruiyetin ilgili kararlarına uygun olarak kurma özlemlerini gerçekleştirecek bir yol çağrısında bulunma konusundaki tutum birliğinin altını çizmek isterim. Ayrıca krizin başlangıcından bu yana, İsrail'in sürekli engellemelerine rağmen Gazze'ye insani yardım ulaştırılması için sürekli iş birliği içindeyiz.”

Sisi, Libya'daki krizle ilgili olarak ise şunları söyledi: “Libya krizi hakkında görüş alışverişinde bulunduk. Libya'da güvenlik ve siyasi istikrarın sağlanması için kurumlarımız arasında istişarelerde bulunma konusunda mutabık kaldık. Kardeş Libya'nın bölünmüşlük belirtilerini sona erdirmesi, güvenlik ve istikrara kavuşması için eşzamanlı başkanlık ve yasama seçimlerinin yapılması, yasadışı yabancı güçlerin ve paralı askerlerin ülkeden çekilmesi, silahlı milis olgusunun sona erdirilmesi suretiyle bu uzun süreli krizde yeni bir sayfa açılmasının önemini vurguladık.”

Sisi sözlerine şöyle devam etti: “Suriye'deki durumu da ele aldık. Suriye halkını eşi benzeri görülmemiş bir şekilde etkileyen bu krize çözüm bulunması yönündeki arzumuzu vurguladık. Suriye devletinin birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruyarak ve terörizmi ortadan kaldırarak, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin bu konudaki kararı uyarınca siyasi bir çözüme ulaşmayı ve Suriye halkının acılarına son vermeyi amaçladığımız için Türkiye ve Suriye'yi birbirine yakınlaştırma çabalarını memnuniyetle karşılıyorum. Ayrıca Sudan'daki krizi ve Mısır'ın çeşitli taraflarla iş birliği içerisinde ateşkesi durdurmak ve siyasi çözümü teşvik etmek için sarf ettiği çabaları ele aldık. Afrika Boynuzu'ndaki, özellikle de Somali'deki durumu enine boyuna görüştük. Somali'nin karşı karşıya olduğu tehditlere karşı birliğini, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma ihtiyacı konusunda mutabık kaldık.”

xzascdvb
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve Türk mevkidaşı Recep Tayyip Erdoğan, iki ülke arasında bir dizi anlaşmaya imza attı. (EPA)

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mısırlı mevkidaşı Abdulfettah Sisi ile Ankara'da gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Mısır ile doğalgaz ve nükleer enerji sektörlerindeki bağlarını güçlendirmek istediğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Erdoğan, Sisi ile düzenlediği ortak basın toplantısında, iki ülkenin ticaret, savunma, sağlık, enerji ve çevre dahil olmak üzere çeşitli alanlarda ilişkileri geliştirme arzusunu yinelediklerini belirtti.

Sisi ve Erdoğan dün bir dizi iş birliği anlaşması ve mutabakat zaptının imzalanmasına tanıklık etti. Mısır resmi haber ajansı MENA’ya göre iş birliği anlaşmaları ve mutabakat zabıtları arasında, yeni idari başkentte bir sanayi bölgesi geliştirmek üzere Türkiye'nin Polaris Parks şirketiyle bir mutabakat zaptı imzalanması da vardı.

Mutabakat zaptı Türkiye tarafında Polaris Parks Genel Müdürü Osman Evren Arıkan, Mısır tarafında ise Endüstriyel kalkınmadan sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Sanayi ve Ulaştırma Bakanı Kâmil el-Vezir tarafından imzalandı.



Derin bölünmeler Sudan'ın en büyük siyasi partisini vurdu

Sadık el-Mehdi (sağda) ve büyük oğlu Abdurrahman, katıldıkları dini bir etkinlikte (Arşiv – Getty Images)
Sadık el-Mehdi (sağda) ve büyük oğlu Abdurrahman, katıldıkları dini bir etkinlikte (Arşiv – Getty Images)
TT

Derin bölünmeler Sudan'ın en büyük siyasi partisini vurdu

Sadık el-Mehdi (sağda) ve büyük oğlu Abdurrahman, katıldıkları dini bir etkinlikte (Arşiv – Getty Images)
Sadık el-Mehdi (sağda) ve büyük oğlu Abdurrahman, katıldıkları dini bir etkinlikte (Arşiv – Getty Images)

Sudan Milli Ümmet Partisi içindeki anlaşmazlıklar, parti içi çekişmelerden parti kurumları arasında kamuoyuna açık bir açıklama savaşına dönüştü ve partinin genel başkanı Fadlallah Barma Nasır ile yardımcıları, asistanları ve danışmanlarının görevden alınmasına yol açtı. Görevden alınan isimlerden en önemlisi, partinin tarihi lideri ve demokratik dönemin seçilmiş son başbakanı merhum Sadık el-Mehdi'nin kızı olan Genel Başkan Yardımcısı Meryem el-Mehdi.

Parti başkanı, Meryem, Sadık İsmail, Abdullah ed-Dume ve bazı yardımcıları ile danışmanlarının görevden alınmasını öngören, parti başkanlığını yeniden şekillendiren bir karar yayınladı. Ayrıca parti lideri, İbrahim el-Emin'i başkan vekili, başta Sadık el-Mehdi'nin iki oğlu Sadık ve Büşra olmak üzere sekiz ismi başkan yardımcısı ve başta el-Hadi Nakdallah olmak üzere dört kişiyi danışman olarak atadı.

Parti başkanının 22 Şubat'ta Kenya'nın başkenti Nairobi'de partiler ve sivil toplum örgütlerinin yanı sıra Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) ve diğer silahlı hareketlerle Sudan Kuruluş Deklarasyonu’nu imzalamasının ardından tartışmalar tırmandı. Belge, Sudan halklarının kendi kaderini tayin hakkının tanınmasını ve ülkenin hükümet sisteminin laiklik ve federalizmini öngörüyordu ki partinin ‘başkanlık kurumu’ bunu kendi ilkelerinden bir sapma olarak değerlendirdi.

Geçtiğimiz şubat ayında partinin başkan yardımcıları ve danışmanlarından oluşan Başkanlık Kurumu, mevcut Genel Başkan Fadlallah Barma Nasır'ın görevden alınması ve Muhammed Abdullah ed-Dume'nin yeni başkan vekili olarak atanması yönünde bir karar yayınlamıştı.

Başkanlık Kurumu o dönemde yaptığı bir açıklamada, Barma Nasır'ın ‘kararlarını kendisini sorumlu tutma hakkına sahip olan Başkanlık Kurumu aracılığıyla almasını zorunlu kılan rızaya dayalı meşruiyete sahip bir başkan’ olduğunu söyledi. Ayrıca Nasır'ı Sudan Kuruluş Deklarasyonu toplantılarına katılmakla ve tüzüğü izin almadan ve hatta Başkanlık Kurumu’na haber vermeden imzalamakla suçladı. Başkanlık Kurumu tarafından yapılan açıklamada, “Bu tutum, partinin ilkeleriyle çelişmektedir. Ayrıca söz konusu deklarasyon, iç çatışmaların patlamasına ve Sudan'ın parçalanmasına yol açmaktadır” denildi.

vfbghyj
Milli Ümmet Partisi Genel Başkanı Fadlallah Barma Nasır, 18 Şubat 2025 tarihinde Nairobi toplantısında yaptığı konuşmada (AFP)

Partinin Siyasi Büro Başkanı Muhammed el-Mehdi Hasan ise bir açıklama yaparak, Başkanlık Kurumu kararının anayasaya aykırı olduğunu, yardımcıların ve danışmanların başkan tarafından atandığını ve onu görevden alma hakkına sahip olmadıklarını savundu. Kararları alanın tek başına Başkanlık Kurumu değil, partinin tüm kurumları olduğunu belirten Hasan, Siyasi Büro'nun partideki ilk merci olduğunu ve Merkez Komite ile Genel Konferans'ın işlevlerini yerine getirdiğini vurguladı.

Hasan, Başkanlık Kurumu’nun ‘parti tüzüğüne göre başkan yardımcıları, asistanlar ve danışmanların başkanı görevden alma veya azletme yetkisi bulunmadığını’ ve ‘başkana atfedilen suçların parti kurumları tarafından değerlendirilebilecek siyasi değerlendirmeler olduğunu’ belirtti.

Partinin tarihi başkanı Sadık el-Mehdi'nin Kasım 2020'de koronavirüse yakalanarak ani ölümünün ardından, el-Mehdi'nin birinci yardımcısı emekli General Barma Nasır, bir yıl içinde genel konferans yapılana kadar partinin başına getirildi.

Ancak 25 Ekim 2021'de gerçekleşen ve Abdullah Hamduk başkanlığındaki geçiş hükümetini deviren askeri darbe ve Nisan 2023'te patlak veren savaş, parti konferanslarının yapılmasını engelledi ve Barma Nasır partinin genel başkanı olarak kaldı.

Şu anda parti içinde üç akım var: İlki, Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan liderliğindeki Port Sudan hükümetini destekleyen ve İslamcı hareket tarafından desteklenen bir akım. Bu akım Muhammed Abdullah ed-Dume, Sıddık İsmail ve diğerlerinden oluşuyor ve perde arkasında Abdurrahman es-Sadık el-Mehdi tarafından yönetiliyor. İkinci akım, partinin genel sekreteri el-Vasık el-Berir ve Sıddık es-Sadık el-Mehdi tarafından yönetilen Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu’na (Tekaddum) yakın. Genel Başkan Barma Nasır liderliğindeki üçüncü bir akım ise Sudan Kuruluş Deklarasyonu’nu imzalayan akım.

Milli Ümmet Partisi Sudan'ın en büyük siyasi partisidir. 1985'teki son demokratik seçimlerde en büyük parlamento bloğunu kazanmış, bu da otomatik olarak partinin o zamanki genel başkanı Sadık el-Mehdi'nin 30 Haziran 1989'da Ömer el-Beşir liderliğindeki bir askeri darbe ile devrilmeden önce hükümetin başına geçmesine yol açmıştır.