Hizbullah, İsrail'in kuzeyinden daha fazla yerleşimciyi yerinden etmekle tehdit ediyor

Büyük bir hava savunma üssü de dahil olmak üzere yoğun operasyonlar sürüyor

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah, İsrail'in kuzeyinden daha fazla yerleşimciyi yerinden etmekle tehdit ediyor

İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in Güney Lübnan'a düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Hizbullah, Tel Aviv'in ‘Güney Lübnan'daki köy ve kasabalara yönelik bombardıman çemberini genişletmeye’ karar vermesi halinde, daha fazla yerleşimciyi İsrail'in kuzeyinden çıkarmakla tehdit etti.

Hizbullah'ın tehditleri, İsrail'in Lübnan'a yönelik geniş çaplı operasyon hazırlıklarına ilişkin tehditlerinin arttığı bir dönemde geldi.

Ortadoğu ve Körfez Askeri Analiz Merkezi (ENİGMA) Başkanı Riyad Kahveci, Hizbullah'ın yerleşim yerlerini derinlemesine bombalayarak daha fazla İsraillinin yerinden edilmesine yol açacağı yönündeki tehditlerini ‘gözdağı verme ve psikolojik savaş’ çerçevesinde değerlendirdi. Kahveci’ye göre Hizbullah, İsrail derinliklerindeki operasyonlarını genişletmesi halinde Tel Aviv'in Lübnan'ın daha derinlerine ineceğinin ve bunun da Hizbullah’ın istemediği savaşı genişletme hedefine ulaşmasına yardımcı olacağının farkında.

Derinliğe değil, genişliğe yayılma

Kahveci, Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada “Hizbullah'ın çoğu 5 kilometre derinlikte olan bombardıman operasyonlarını genişlettiği ve şimdi 20 ve 25 kilometre sınırlarına ulaştığı doğru. Ancak yayılma derinlikte değil genişlikte gerçekleşti ve daha çok Golan'a doğru ilerledi. Çünkü derinlemesine genişlemenin Hayfa ve Tel Aviv'e ulaşmak anlamına geleceğinin farkında. İsraillilerin de Sayda, Sur, Beyrut ve diğerleri gibi geniş Lübnan bölgelerine doğru genişleyeceği biliniyor. Ayrıca Bekaa Vadisi’ni bombalayarak 100 kilometre derinliğe ulaştıkları, Hizbullah'ın İsrail içindeki en büyük genişlemesinin ise 40 kilometre derinliği geçmediği biliniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Kahveci, Lübnan ve İsrail sınırlarındaki iki durumu karşılaştırdığımızda, İsrail'in ateş gücü ile Hizbullah'ın ateş gücü arasında büyük bir fark olduğu için Güney Lübnan'daki durumun, yıkımın boyutu, ölü ve yerinden edilmiş insan sayısı ve ekonomik yansımaları açısından çok daha kötü olduğuna şüphe olmadığını vurguladı.

İsrail'in kuzeyindeki durum

Ekim 2023'te askeri operasyonların başlamasıyla birlikte İsrail makamları Lübnan sınırı yakınlarındaki onlarca yerleşim yerinden yaklaşık 80 bin İsrailliyi tahliye etti. İsrail ordusu Lübnan sınırından 4 kilometre mesafeye kadar uzanan alanı, orta ve iç bölgelere yerleştirilen yerleşimcilerin girmesinin yasak olduğu ‘kapalı askeri bölge’ ilan etti.

İsrail içinde yapılan son anketler, tahliye edilen nüfusun yaklaşık yüzde 40'ının savaşın sona ermesinin ardından evlerine dönmek istemediğini ve tahliye edilmeyenlerin yüzde 10'unun kuzeyi kalıcı olarak terk etme arzusunu dile getirdiğini gösterdi.

Yeni yerleşim yerlerinin hedeflenmesi

Hizbullah, temmuz ayında ‘Lübnanlı sivillere yönelik her türlü saldırıya yeni İsrail yerleşimlerinin bombalanmasıyla karşılık verileceğini’ duyurdu.

Hizbullah Yürütme Konseyi Başkan Yardımcısı Şeyh Ali Damuş dün (Cuma) yaptığı açıklamada, “Düşmanın suikastlarda ısrar etmesi, sivilleri öldürmesi ve güneydeki köy ve kasabalara yönelik bombardıman çemberini genişletmesi ne yerleşimcileri evlerine geri döndürecek ne de Netanyahu'yu içinde bulunduğu çıkmazdan kurtaracak; aksine direnişi daha fazla yerleşimciyi yerinden etmeye itecek. Çünkü direniş yeni kasabalara yönelik her saldırıya, yeni yerleşimleri hedef alarak karşılık vermeye kararlı” uyarısında bulundu.

Direnişe Sadakat Bloğu üyesi Milletvekili Hasan İzzeddin ise İsrail'in Lübnan'a yönelik savaşı genişletme tehditlerini hayata geçirmeyeceğinden emin. İzzeddin, “Bugün duyduğumuz tehditler, etkili rolü ve geçici varlık üzerindeki etkileri nedeniyle direnişe karşı gözdağı verme bağlamında geliyor. Direniş, 110 kilometre uzunluğunda ve 10 kilometreden fazla derinliğe sahip cephede bir yıl boyunca onu kurutarak stratejik olarak yenilgiye uğratmayı başardı” ifadelerini kullandı.

Askeri operasyonların yoğunlaştırılması

Hizbullah, İsrail'in Kafr Cuz'ün güneyine düzenlediği bombardımanda biri çocuk üç kişinin ölmesi ve üç kişinin de yaralanmasının ardından dün askeri operasyonlarını yoğunlaştırdı. Hizbullah, ‘Kuzey Komutanlığı'nın Beria Kışlası’ndaki ana hava ve füze savunma üssünün Katyuşa füzeleriyle bombalandığını ve işgal altındaki Safed kentinin güneydoğusunda bulunan Filon Üssü’ne subay ve askerlerinin mevzilerini hedef alan bir sürü insansız hava aracıyla (İHA) hava saldırısı düzenlendiğini’ duyurdu.

Hizbullah'ın dünkü operasyonları arasında el-Merc bölgesi, Zebdin Kışlası ve Birkat Rişa bölgesindeki bir askeri gücün de yer aldığı belirtilirken, ‘bir düşman aracının yakıldığı, ölü ve yaralıların olduğu’ bildirildi.

Öte yandan İsrail, Bint Cubeyl, Kafr Şuba, Tayr Harfa'nın dış mahalleleri, el-Cebin ve Hanin kasabasına baskınlar düzenlerken, Hizbullah, ‘İsrail'in geniş çaplı operasyonları beklentisiyle, güney kasabalarının sakinlerinden buraları boşaltmalarını istediği’ yönündeki haberleri yalanladı.



Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

Polis şiddeti iddiası Tunus sokaklarını karıştırdı

Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)
Başkent Tunus'ta Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'in politikalarına karşı düzenlenen protesto gösterisinden bir kare (EPA)

Tunus’ta bir adamın polis kovalamacasının ardından ailesinin ifadesine göre kendisine uygulanan şiddet sonucu hayatını kaybetmişti. Reuters'a konuşan görgü tanıkları, Tunus polisi ile bir kişinin uğradığı şiddet sonucu hayatını kaybetmesini protesto eden öfkeli gençler arasında dün gece üst üste ikinci kez çatışmaların çıktığını söylediler.

Tunus’taki bu tür şiddetin karıştığı protesto gösterileri, ülkede 2011 yılındaki Arap Baharı ayaklanmalarını tetikleyen devrimin yıl dönümü yaklaşırken yetkililer arasında protestoların diğer bölgelere de sıçrayabileceği endişesini artırıyor.

Tunus, çeşitli alanlarda artan protestolar ve grevlerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası'nın gelecek ay ülke çapında grev çağrısı yapmasıyla birlikte, siyasi ve sosyal gerilimin tırmandığı bir dönemden geçiyor.

Son haftalarda, binlerce protestocu, ülkenin güneydeki Gabes kentinde hava kirliliğinin başlıca kaynağı olduğunu söyledikleri bir kimya fabrikasının kapatılması talebiyle protesto gösterisi düzenledi.

Öte yandan polis şiddeti sonucu öldüğü iddia edilen adamın yakınları, şahsın ehliyetsiz motosiklet sürerken polis tarafından takibe alındığı, dövüldüğü ve hastaneye kaldırıldığını, ancak daha sonra hastaneden kaçtığını, ancak dün kafasındaki bir kanama nedeniyle hayatını kaybettiğini söyledi.

Olayla ilgili henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Yerel kaynaklar ve basın, Kayravan Valisi’nin durumu yatıştırmak amacıyla, dün hayatını kaybeden kişinin ailesini ziyaret ettiğini ve hangi şartlarda öldüğünü belirlemek ve sorumluları tespit etmek için soruşturma açma sözü verdiğini bildirdi.

İnsan hakları örgütleri, Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said'i muhaliflerini bastırmak için yargı ve polisi kullandığını iddia ediyor. Ancak Cumhurbaşkanı Said, hakkındaki bu suçlamaları kategorik olarak reddediyor.


(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
TT

Hamas: Gazze’ye ve işgal altındaki topraklara her türlü vesayeti reddediyoruz

Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)
Gazze şehrinin doğusundaki El-Tuffah mahallesinde yıkılmış bir bina (EPA)

Hamas, bugün (pazar) yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi üzerinde her türlü vesayet ve manda uygulamasını reddettiğini duyurdu. Hareket, yayımladığı bildiride, “Gazze’ye yönelik her türlü vesayet ve mandayı reddediyoruz. İşgal altındaki topraklarımızın herhangi bir karışı üzerinde de vesayeti kabul etmiyoruz; zorla yerinden etme girişimleri ve Gazze’nin yeniden mühendisliğine yönelik çabalarla uyumlu adımlara karşı uyarıyoruz” ifadelerini kullandı.

Açıklamada, “Ulusal birliğin sağlanması ve ulusal uzlaşı inşa edilmesi için seferber olunması, işgalin ve onu destekleyenlerin planlarıyla yüzleşmenin tek yoludur” denildi.

Hamas, arabuluculara ve ABD yönetimine de çağrıda bulunarak, İsrail’e baskı yapılmasını, anlaşmanın maddelerini uygulamaya zorlanmasını ve anlaşmaya yönelik süregelen ve sistematik ihlallerinin kınanmasını talep etti.

gth
Trump'ın planına göre Gazze'den çekilmenin aşamalarını gösteren harita (Beyaz Saray)

Öte yandan dün İsrailli yetkililer, ABD yönetiminin Gazze’de savaşı sona erdirmeyi hedefleyen planın ikinci aşamasını şekillendirmek üzere çalıştığını ve çok uluslu uluslararası bir gücün gelecek aydan itibaren Gazze’de göreve başlamasının planlandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İsrail Kamu Yayın Kurumu’ndan (Kan 11) aktardığı habere göre Amerikalı yetkililer bu bilgileri son günlerde yapılan görüşmelerde İsrailli muhataplarına iletti.

ABD planına göre, barış komitesinin başkanlığını Birleşmiş Milletler’in eski Orta Doğu Özel Temsilcisi Nikolay Mladenov’un üstlenmesi, Gazze’de konuşlandırılması öngörülen uluslararası gücün komutasının ise bir ABD’li general tarafından yürütülmesi öngörülüyor.

Amerikalı yetkililere göre söz konusu gücün; güvenlik istikrarının korunması, geçiş sürecinin güvence altına alınması ve askeri operasyonların durmasının ardından Gazze’de yeni siyasi ve idari düzenlemelere zemin hazırlanması gibi görevler üstlenmesi planlanıyor.