Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Bu saldırıların Lübnan’a ciddi yansımaları olabilir

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?
TT

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Hizbullah'a yönelik çağrı cihazı saldırısıyla ilgili en büyük soru: Neden şimdi?

Colin P. Clarke

Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde salı günü gerçekleştirilen eş zamanlı bir saldırıda, Lübnan’daki Hizbullah Hareketi tarafından kullanılan yüzlerce çağrı cihazı peş peşe patladı. Saldırıda en az 10 kişi öldü, binlerce kişi yaralandı.

Birçok kişi saldırının neden şimdi düzenlendiğini ve saldırının zamanlamasının daha geniş bir anlamı olup olmadığını merak ediyor.

İsrail, ABD'nin daha geniş çaplı bir operasyonun, bölgede topyekûn bir savaşa yol açabileceği yönündeki uyarılarına rağmen, Hizbullah’ın saldırılarını önlemenin savaştaki hedeflerinden biri olduğunu açıkladı. Çağrı cihazı saldırısı İsrail'in Lübnan'da Hizbullah'a karşı yürüteceği uzun vadeli bir askeri harekatın başlangıcı olabileceği gibi, İsrail ile İran'ın vekilleri arasında uzun süredir devam eden gölge savaşının son gizli operasyonu da olabilir. İsrail, saldırıyı fark edilmeden gerçekleştirilebileceği zaman aralığı sınırlı olduğu için de böyle bir saldırı düzenlemiş olabilir.

İsrail'in istihbarat servisi Mossad için bu saldırı, 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırısında yaşanan başarısızlıklar nedeniyle ciddi şekilde zedelenen itibarını iyileştirme yolunda atılan sağlam bir adım olabilir. Saldırı aynı zamanda bir casus romanından fırlamış gibi görünüyor. Mossad'ın böylesine büyük ve dramatik bir operasyonu nasıl gerçekleştirebildiğine dair çok sayıda hipotez ortaya atıldı. Patlayıcıların çağrı cihazlarına üretim aşamasında mı yoksa tedarik süreci sırasında mı yerleştirilmiş olabileceğini henüz bilmiyoruz.

Hizbullah, İsrail'in siber saldırılarına karşı önlem amacıyla çağrı cihazları gibi eski iletişim araçlarını kullanıyordu. Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın alternatif iletişim araçları kullanmaya çağırdığı Hizbullah üyeleri 7 Ekim saldırısının ardından cep telefonu kullanmaktan büyük ölçüde kaçındılar.

Bazı kişiler cihazlara sızan kötü amaçlı yazılımın pillerin aşırı ısınmasına ve sonunda patlamasına neden olduğunu düşünüyor. Oysa saldırı titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi. Saldırının anlık etkisi ne olursa olsun, ortaya çıkan tablo Hizbullah'ın paranoyasını arttıracak ve Mossad'ın gelecekte yapabileceklerine karşı daha fazla temkinli olmasına yol açacak. Hizbullah'ın bu saldırının ardından iç güvenlik aygıtında bir revizyona gidebilir, operasyonel güvenliğindeki boşlukları gözden geçirebilir ve üyelerinin yeteneklerini arttırmaya çalışabilir. Tüm bunlar aynı zamanda Hizbullah içinde kan dökülmesine yol açabilir ve içeride bir casus avı başlayabilir. Bu da İsrail istihbaratı için bir başka kazanç olacaktır.

Saldırı, titiz bir planlama ve ayrıntılara gösterilen özenle dikkatlice organize edildi.

Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’ye geçtiğimiz temmuz ayı sonlarında Tahran'da düzenlenen suikastta olduğu gibi çağrı cihazı saldırısının arkasındaki nedenlerden biri de Mossad'ın prestijini yeniden kazanma konusundaki kararlılığıydı. İsrail istihbaratı 7 Ekim 2023 saldırısından önce her şeye gücünün yetebileceği yönünde güçlü bir imaja sahipti. Mossad efsaneleri, Steven Spielberg yönettiği Münih ve Netflix yapımı Kaos gibi popüler casusluk filmleriyle ekranlara taşınmıştı.

İsrail'in hedef odaklı suikastlarında, geçtiğimiz ocak ayında Beyrut'ta Hamas'ın Siyasi Büro Başkan Yardımcı Salih el-Aruri, temmuz ayı sonlarında yine Beyrut'ta Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından Fuad Şükür ve Şükür’den kısa bir süre sonra da İsmail Heniyye öldürüldü.

dfv fdev
Patlayan çağrı cihazlarından birinden geri kalanlar Beyrut'ta sergilendi, 18 Eylül (AFP)

İsrail'in gizli operasyonlarının Mossad'ın imajını iyileştirmenin yanı sıra daha pratik bir etkisi de var. Saldırı büyük olasılıkla Hizbullah'ın komuta ve kontrol merkezini yok etti. Bu da öngörülebilir gelecekte Hizbullah için büyük iletişim sorunlarına yol açacak. Dahası, salı günü gerçekleşen saldırıda yüzlerce Hizbullah üyesi yaralandı. Bazılarının parmaklarının ya da ellerinin koptuğu ya da geçici de olsa sahadan uzaklaşmalarına neden olan başka yaralanmalar gibi fiziksel bozukluklara sebep olduğu şüphesiz.

Yemen'deki Husiler, Irak ve Suriye'deki milisler ve İran'ın diğer vekilleri daha fazla önlem almaya başlayacaktır. Bu durum söz konusu grupların birbirleriyle iletişim kurma şekillerinde değişikliklere yol açarak koordinasyon düzeylerini doğrudan etkileyebilir ve saldırı düzenleme kabiliyetlerini engelleyebilir.



Ebu Rudeyne: Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ne yönelik geniş çaplı bir savaş hiç kimse için güvenlik ve istikrar sağlamayacak

İşgal altındaki Batı Şeria'da devam eden İsrail askeri operasyonunda Tulkerim Mülteci Kampı’na yapılan saldırıda yükselen dumanlar (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da devam eden İsrail askeri operasyonunda Tulkerim Mülteci Kampı’na yapılan saldırıda yükselen dumanlar (AFP)
TT

Ebu Rudeyne: Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ne yönelik geniş çaplı bir savaş hiç kimse için güvenlik ve istikrar sağlamayacak

İşgal altındaki Batı Şeria'da devam eden İsrail askeri operasyonunda Tulkerim Mülteci Kampı’na yapılan saldırıda yükselen dumanlar (AFP)
İşgal altındaki Batı Şeria'da devam eden İsrail askeri operasyonunda Tulkerim Mülteci Kampı’na yapılan saldırıda yükselen dumanlar (AFP)

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, “İşgal güçleri Batı Şeria'da, özellikle Cenin vilayeti ve kampı ile Tulkerim vilayeti ve kampında halkımıza ve topraklarımıza yönelik kapsamlı savaşını sürdürerek daha fazla öldürme, yerinden etme ve mülkleri tahrip etme suçu işliyor” uyarısında bulundu.

Şarku’l Avsat’ın Filistin resmi haber ajansı WAFA’dan aktardığına göre Ebu Rudeyne, “İşgal güçleri sistematik bir şekilde evleri yıkma ve vatandaşları yerlerinden etme kampanyası yürütüyor. İşgal güçlerinin Gazze Şeridi'nde işlediği soykırım suçlarının devamı niteliğindeki ırkçı ilhak ve genişleme planlarına yönelik uluslararası sessizlik, onlarca vatandaşın şehit olmasına, yüzlercesinin de yaralanmasına yol açtı” ifadelerini kullandı.

Ebu Rudeyne, ‘İsrail'in Filistin halkına ve topraklarına yönelik süregelen saldırganlığını durdurmak için ABD yönetiminin müdahalede bulunması ve durumun kontrol edilemez bir şekilde patlamasına yol açacak olan ve bedelini herkesin ödeyeceği saldırganlığında ısrar etmesini teşvik etmemesi’ çağrısında bulundu.

Ebu Rudeyne, ‘Filistin halkının ister yerinden edilme ister alternatif vatan olsun, hiçbir planı kabul etmeyeceğini; Filistin halkını tehdit etmenin kimseye fayda sağlamayacağını, aksine burada veya bölgede geniş çaplı yıkıma yol açacağını’ vurguladı.

Ebu Rudeyne ayrıca, işgal makamlarının Efrat yerleşiminde 974 yeni yerleşim birimi inşa etmek üzere ihale açmasını da kınadı ve bunu, ‘işgalin bir oldu bitti politikası dayatma planlarının bir uzantısı’ olarak nitelendirdi.

Söz konusu yerleşimlerin yasadışı olduğunu vurgulayan Ebu Rudeyne, ‘yerleşimlerin genişletilmesinin doğrudan İsrail apartheid sisteminin sürdürülmesine yol açtığına ve uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi uyarınca barışa ulaşma şansını baltalamak için tek taraflı ve yasadışı önlemlerin uygulanması çerçevesine girdiğine’ dikkat çekti.