İran’dan Irak'taki telekulak krizini yatıştırma hamlesi

Kudüs Gücü Komutanı Kaani yetkililerden ve siyasetçilerden Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'ye yönelik eleştirilerini yumuşatmalarını istedi

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
TT

İran’dan Irak'taki telekulak krizini yatıştırma hamlesi

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani (Reuters)

Kaynaklar, İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) Kudüs Gücü Komutanı İsmail Kaani’nin, geçtiğimiz hafta Iraklı siyasetçilerden ve yetkililerden Ortadoğu'daki çatışmaların yoğunlaştığı bir dönemde Irak'ta istikrarı desteklemek amacıyla, ofisi gizli dinleme yaptığı suçlamalarıyla karşı karşıya olan Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'ye yönelik eleştirilerini yumuşatmalarını istediğini söylediler.

Aralarında liderleri Kaani ile görüşen siyasi parti üyelerinin de bulunduğu Iraklı yedi kaynağa göre Kudüs Gücü Komutanı, Bağdat ziyareti sırasında siyasilere bazı sorular sordu.

Bölgedeki bir diplomat bu açıklamayı doğrularken, tüm kaynaklar görüşmelerin özel olması nedeniyle isimlerinin açıklanmasını istemedi.

Sudani’nin zayıflatılmamasını amaçlayan bu hamle, İran'ın Irak'taki istikrarsızlıktan duyduğu endişeyi yansıttı. Tahran uzun zamandır çeşitli silahlı gruplar ve Şii siyasi partilar aracılığıyla Irak’taki nüfuzunu kullanıyor.

Tahran, yaklaşık bir yıldır devam eden Gazze savaşının ardından ve Lübnan'da Tahran'ın başlıca müttefiki olan Hizbullah üzerinde büyük baskı yaratan çatışmaların tırmandığı bir dönemde bölgesel müttefiki üzerinde daha fazla baskı oluşmasını istemiyor.

Ancak DMO ve İran Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili yorum taleplerine şimdiye kadar yanıt vermedi.

Kaani, Sudani'yi başbakanlığa seçen Şii partilerden oluşan Koordinasyon Çerçevesi’ndeki siyasi liderlerden, ofisinin Iraklı üst düzey yetkililer ve siyasetçileri gizlice dinlediği suçlamalarıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde Başbakan’ın konumunu zayıflatmamalarını istedi.

Telekulak suçlamaları geçtiğimiz ay milletvekilleri ve büyük medya kuruluşları tarafından ortaya çıkarılmış ve Irak'ta büyük bir infiale neden olmuştu. Sudani'nin danışmanları, kamuoyuna hiçbir kanıt sunulmadan yapılan suçlamaları reddetti.

2025 yılındaki parlamento seçimleri

Sudani’nin destekçileri ve bağımsız gözlemciler, Başbakan’ın siyasi muhaliflerinin, gelecek yıl yapılması planlanan parlamento seçimleri öncesinde popülaritesini zayıflatmak amacıyla bu suçlamaları gündeme getirirken, Sudani'ye muhalif partiler de suçlamaların tehlikeli olduğunu söylüyor.

Irak yargısı, Yüksek Yargı Konseyi Başkanı Faik Zeydan'ın gözetiminde konuyla ilgili bir soruşturma başlattı. Bazı Iraklı yetkililer soruşturmanın sonuçlarının Başbakan’ın geleceği üzerinde büyük bir etkisi olabileceğini düşünüyorlar.

Irak'ta onlarca yıldır süren çatışmalardan zarar gören ekonomiyi yeniden inşa etmeye çalışırken hassas bir seçim öncesi dönemde büyük zorluklarla karşı karşıya olan Sudani, aynı zamanda İran'a sadık silahlı grupların ülkedeki nüfuzunu dengelemek ve Irak'ta yıllardır konuşlu bulunan ABD askerleri de dahil olmak üzere ABD öncülüğündeki güçlerin ülkeden çıkışını müzakere etmek zorunda.

Londra'daki Chatham House Araştırma Merkezi'nden Dr. Renad Mansour, İran'ın 2025 yılında yapılması planlanan parlamento seçimleri öncesinde, iç anlaşmazlıkların sık sık şiddet olaylarına dönüştüğü Irak'taki gerilimi yatıştırmak istediği değerlendirmesinde bulundu.

İran'ın kritik bir dönemden geçtiğini belirten Dr. Mansour, çünkü İsrail'in saldırganlığına karşılık vermeye çalışırken Irak'taki grupların istikrarı bozacak şekilde savaştığını ve İran'ın şu anda en son isteyeceği şeyin Irak'ta siyasi kaos olduğunu söyledi.

Kaani, bir kriz sırasında Irak'a ilk kez müdahalede bulunmuyor. Reuters'ın haberine göre şubat ayında Irak'ın batı sınırında ABD’nin Ürdün'deki bir askeri üssüne silahlı bir grup tarafından düzenlenen saldırıda üç ABD askerinin ölmesi üzerine Irak'taki İran'a sadık silahlı gruplardan ABD güçlerine yönelik saldırıları durdurmalarını istedi ve bundan sonra birkaç ay boyunca silahlı gruplar bu tür eylemlerde bulunmadı.



Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti

Beyrut Havalimanı'ndaki yolcular (Reuters)
Beyrut Havalimanı'ndaki yolcular (Reuters)
TT

Avustralya binlerce vatandaşına Lübnan'ı terk etmelerini tavsiye etti

Beyrut Havalimanı'ndaki yolcular (Reuters)
Beyrut Havalimanı'ndaki yolcular (Reuters)

Avustralya, Beyrut havaalanının kapanma riskini ve durumun kötüleşmesi halinde çok sayıda kişinin tahliye edilmesinin zorluğunu öne sürerek, Lübnan'da ikamet eden tahminen 15 bin vatandaşını ülkeyi terk etmeye çağırdı.

İsrail dün (Çarşamba), Lübnan'a yönelik hava saldırılarını genişleterek en az 72 kişiyi öldürdü. İsrail Genelkurmay Başkanı kara saldırısının mümkün olduğunu söyledi. İngiltere, Lübnan'da mahsur kalan vatandaşların tahliyesine yardım etmeye hazır, halihazırda orada bulunan İngiliz Kraliyet Donanması'na ait iki gemiye katılmak üzere Kıbrıs'a kuvvet gönderiyor.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, hükümetinin deniz yoluyla tahliyeyi de içerebilecek acil durum planları hazırladığını söyledi, ancak ayrıntı vermeyi reddetti. Şarku’l Avsat’ın Sky News'ten aktardığına göre Albanese, "Tüm seçenekleri değerlendiriyoruz, ancak ulusal güvenlik sorunları olduğu açık" ifadelerini kullandı.

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong, New York'ta Birleşmiş Milletler Genel Kurul toplantıları sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Beyrut havaalanının uzun süre kapalı kalma riskinin bulunduğunu belirterek, Avustralyalılara derhal ayrılmaları tavsiyesinde bulundu. Wong, İngiliz mevkidaşı ile görüştüğünü ve Lübnan'da ateşkes ihtiyacını müzakere ettiğini söyledi.

Avustralya Dışişleri Bakanlığı'na göre Lübnan'da yaklaşık 15.000 Avustralyalı yaşıyor. Albanese, ABC televizyonuna yaptığı açıklamada, "Bahsettiğimiz büyük rakamlar göz önüne alındığında, bu durumu çözmek zor olacak. Dostlarımız ve müttefiklerimizle iletişim de dahil olmak üzere bu konuyla ilgili olarak ilgili kurumlar aracılığıyla belli aralıklarla toplantılar yapıyoruz" ifadelerini kullandı.

Avustralya, 2006 yılında Hizbullah ile İsrail arasındaki savaş sırasında Suriye, Ürdün, Kıbrıs ve Türkiye ile iş birliği yaparak beş binden fazla vatandaşını ve 1.200 yabancıyı Lübnan limanlarından tahliye etti. 2006 prosedürleri Avustralya tarihindeki en büyük tahliye operasyonuydu ve 17 gemi, 22 Avustralya uçağı ve 470'den fazla otobüsü içeriyordu.