İsrail'in Suriye sınır kapısı yakınlarındaki bombardımanında 7 İran yanlısı militan yaralandı

Yerlerinden edilmiş Lübnanlılar Suriye sınır kapısına gidiyor. (EPA)
Yerlerinden edilmiş Lübnanlılar Suriye sınır kapısına gidiyor. (EPA)
TT

İsrail'in Suriye sınır kapısı yakınlarındaki bombardımanında 7 İran yanlısı militan yaralandı

Yerlerinden edilmiş Lübnanlılar Suriye sınır kapısına gidiyor. (EPA)
Yerlerinden edilmiş Lübnanlılar Suriye sınır kapısına gidiyor. (EPA)

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail savaş uçaklarının dün (Pazar) gece yarısından hemen sonra Suriye-Lübnan sınırındaki Şam kırsalında bulunan Yabus Sınır Kapısı civarında bir binayı bombaladığını açıkladı.

SOHR yaptığı açıklamada, şiddetli bir patlama sesi duyulduğunu ve bombardımanda ‘beşi Suriyeli olmayan yedi İran yanlısı unsurun yaralandığını’ belirtti.

SOHR, Yabus Sınır Kapısı’nın iki ülke arasındaki ana geçişlerden biri olduğunu ve İsrail'in Lübnan'a yönelik saldırılarının başlangıcından bu yana on binlerce yerinden edilmiş Lübnanlı ve Suriyelinin buradan giriş yaptığını doğruladı. Sınır kapısının hedef alınması, İsrail'in Hizbullah'a giden ikmal yollarını kesmek için Suriye-Lübnan sınırında sürdürdüğü operasyonların bir parçası olarak gerçekleşti.

İsrail ordusu 23 Eylül'den bu yana Lübnan'la sınır ötesi çatışmalar nedeniyle yerlerinden olan kuzey İsrail sakinlerini evlerine geri döndürmek amacıyla Hizbullah'a yönelik bombardımanlarını yoğunlaştırdı.

İsrail ordusu hava saldırılarında Hizbullah'ın birçok üst düzey liderini öldürdü. Söz konusu saldırılar Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın Beyrut'un güney banliyölerinden Haret Hreik'teki bir yeraltı karargahına düzenlenen saldırıda öldürülmesiyle doruğa ulaştı.

İsrail son günlerde Lübnan ile Suriye arasındaki sınır kapılarına yakın noktaları hedef almayı yoğunlaştırdı. İsrail ordusu cuma günü savaş uçaklarının ‘Hizbullah'ın Suriye'den Lübnan'a savaş araçlarını aktarmak için kullandığı Suriye-Lübnan sınırındaki altyapıyı’ bombaladığını duyurdu ve Hizbullah'ın bunları İsrailli sivillere karşı kullandığını söyledi.

SANA cuma günü askeri bir kaynağa dayandırdığı haberinde İsrail saldırısında beş Suriye askerinin öldüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre İsrail'in perşembe günü Suriye'nin el-Kuseyr bölgesini Lübnan'ın Hermel bölgesine bağlayan Mutreba Sınır Kapısı’nı hedef alan saldırısında bir Suriye askeri öldü. Diğer taraftan Suriye ile Lübnan arasındaki en büyük geçiş noktası olan Cdeidet Yabus Sınır Kapısı, İsrail'in Lübnan'a yönelik ağır hava saldırılarından kaçan binlerce Suriyeli ve Lübnanlı mülteciyle günlerdir büyük bir yoğunluk yaşıyor.

Hizbullah'ın kalesi olan Beyrut'un güney banliyölerinin defalarca bombalanması ve Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın cuma günü öldürüldüğünün açıklanmasının ardından Suriye'ye kaçanların sayısı arttı.

Birleşmiş Milletler (BM) bugün (pazartesi) yaptığı açıklamada, şu ana kadar yaklaşık 100 bin kişinin Lübnan'dan Suriye'ye kaçtığını duyurdu.

SOHR'a göre bombardıman, İsrail'e ait bir insansız hava aracının (İHA) Lübnan sınırı yakınlarındaki Yafur kasabası yakınlarında Suriye Devlet Başkanı'nın kardeşi General Mahir Esed'in komuta ettiği Suriye ordusunun 4. Tümenine ait bir merkezi ‘yüksek patlayıcılı füzelerle hedef almasından’ saatler sonra gerçekleşti. SOHR'a göre söz konusu karargâh, Hizbullah ve İran Devrim Muhafızları Ordusu'ndan (DMO) komutanların uğrak yeriydi.

Suriye'de çatışmaların başladığı 2011 yılından bu yana İsrail, Suriye ordusu mevzileri ile İran ve Hizbullah hedeflerini hedef alan yüzlerce hava saldırısı düzenledi.

SOHR'a göre saldırılar 7 Ekim'de Gazze Şeridi'nde İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından bu yana artarken, nisan ayında Şam'daki İran büyükelçiliğine ait bir binanın bombalanmasından bu yana azaldı.

İsrail saldırıları nadiren doğruluyor, ancak İran'ın Suriye'de askeri varlık kurma girişimlerine karşı olduğunu yineliyor.



Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
TT

Caca: Hizbullah Lübnan’ın en büyük sorunudur

Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)
Lübnan Kuvvetleri Partisi lideri Samir Caca, partinin 2025 genel konferansına katıldı (LK)

(Maruni Hristiyan) Lübnan Kuvvetleri Partisi (LK) lideri Samir Caca, Hizbullah'ın askeri kanadının Lübnan'ın en büyük sorunu olduğunu söylerken Hizbullah’ın askeri yapısının tasfiyesini geciktirmek için hiçbir neden olmadığını savunuyor.

Caca, LK’nin ilk genel konferansında, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam'a açık bir mesaj göndererek şunları söyledi:

“Hizbullah'ın askeri kanadının, yaşadığımız büyük sorunun merkezinde olduğu artık açıkça ortada. Herkes, bu sorunun çözülmesinin mali durumu hafifletmek için bir ön koşul olduğu konusunda hemfikir.”

Caca ayrıca, önümüzdeki bahar için planlanan parlamento seçim yasası ile ilgili olarak Meclis Başkanı Nabih Berri'ye bir mesaj gönderdi. Ona, iç düzenlemelerin uygulanmak için oluşturulduğunu, partizan amaçlara ulaşmak, parlamentonun işleyişini bozmak ve parlamento seçimlerini sekteye uğratmaya çalışmak için kullanılmak üzere oluşturulmadığını söyledi.


Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
TT

Hamas yetkilisi: Silahların "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazırız

İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının yol açtığı yıkımdan, (AP)

Hamas'tan üst düzey bir yetkili dün yaptığı açıklamada, hareketin İsrail ile varılan ateşkes anlaşması kapsamında silah cephaneliğinin "dondurulması veya depolanması" konusunu görüşmeye hazır olduğunu belirtti. Yetkili, böylece ABD arabuluculuğundaki anlaşmanın en karmaşık konularından birini çözmek için olası bir formül önerdiğini söyledi.

Hareketin siyasi büro (karar alma organı) üyesi Basem Naim'in açıklamaları, tarafların anlaşmanın ikinci ve daha karmaşık aşamasına geçmeye hazırlandığı bir zamanda geldi.

Naim, hareket liderlerinin çoğunun bulunduğu Katar'ın Doha kentinde Associated Press'e (AP) verdiği demeçte, "Daha fazla gerilimi veya daha fazla çatışma veya patlamayı önlemek için kapsamlı bir yaklaşım benimsemeye açığız" ifadelerini kullandı.

Naim, Hamas'ın "direnme hakkını" koruduğunu, ancak hareketin Filistin devleti kurma sürecinin bir parçası olarak silah bırakmaya hazır olduğunu ifade etti. Naim, bunun nasıl uygulanacağı konusunda ayrıntı vermese de müzakerelere olanak sağlamak için beş ila on yıllık uzun vadeli bir ateşkes önerdi.

Naim, "bu sürenin ciddi ve kapsamlı bir şekilde kullanılması gerektiğini" vurgulayarak, Hamas'ın silahlarıyla ilgili mevcut seçeneklere "çok açık" olduğunu belirtti. Naim, "Filistin'in ateşkes veya müzakere süresince silahların hiçbir şekilde kullanılmayacağına dair garanti vermesiyle, silahların dondurulması, depolanması veya imha edilmesi hakkında konuşabiliriz" ifadesini kullandı.

Ateşkes, ABD Başkanı Donald Trump'ın ekim ayında sunduğu ve "garantör devletler" olarak hareket eden uluslararası tarafların da katılımıyla hazırlanan 20 maddelik bir plana dayanıyor. Naim, "planın çok fazla açıklığa kavuşturulması gerektiğini" belirtti.

Uluslararası bir istikrar gücünün konuşlandırılması şu anda en acil endişeler arasında.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre en önemli konulardan biri, bu gücün Hamas'ı silahsızlandırmaktan sorumlu olup olmayacağı.

Naim, bunun Hamas için kabul edilemez olduğunu ve hareketin, söz konusu gücün anlaşmanın uygulanmasını izlemesini beklediğini vurguladı. Naim, "Ateşkes anlaşmasını izlemek, ihlalleri bildirmek ve olası bir gerilimi önlemek için sınıra yakın bir BM gücünün bulunmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi. "Ancak, bu güçlere Filistin topraklarında silahsızlanma veya bu tür eylemlerde bulunma yetkisi verilmesini kabul etmiyoruz" diye ekledi.

Naim, ilerlemenin bir işareti olarak, Hamas ve rakibi Filistin Yönetimi'nin, Gazze'deki günlük işleri yönetecek yeni teknokrat komiteyi kurma konusunda ilerleme kaydettiğini açıkladı.

Yönetim ve Hamas'ın, Batı Şeria'da ikamet eden ancak aslen Gazzeli olan Filistin hükümetinden bir bakanın komiteye başkanlık etmesi konusunda anlaştıklarını söyledi.


Netanyahu, ikinci aşamanın Hamas iktidarının sona ermesine bağlı olduğunu ileri sürüyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)
TT

Netanyahu, ikinci aşamanın Hamas iktidarının sona ermesine bağlı olduğunu ileri sürüyor

Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)
Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria'nın el Halil kentinde dün İsrail tarafından öldürülen bir işçinin cenazesini taşıyor (AFP)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze'deki ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına geçişin yakın olduğunu öngörmesine rağmen, bunu Hamas'ın iktidarının sona ermesine bağladı.

Netanyahu, dün İsrail'de Almanya Başbakanı Friedrich Merz ile düzenlediği basın toplantısında, "Kimse Trump'ın rehineleri serbest bırakması için Hamas'a baskı yapmasını beklemiyordu ama başardık. Şimdi ikinci aşama, Hamas'ı ve Gazze'yi silahsızlandırmak" ifadelerini kullandı.

Merz'in İsrail ziyareti, Netanyahu'nun Gazze Savaşı'nın ardından yaşadığı göreceli Avrupa izolasyonuna son verdi. Merz, Tel Aviv'in yanında durmanın "Almanya politikasının ayrılmaz ve temel bir parçası olduğunu ve öyle kalacağını" belirtti, ancak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'de işlendiği iddia edilen savaş suçları nedeniyle çıkardığı tutuklama emrine atıfta bulunarak, Netanyahu'ya Berlin'i ziyaret daveti göndermeyi reddetti.