Suriye TV: İsrail'in Şam'a düzenlediği saldırıda bir kadın gazeteci öldürüldü

İsrail'in Şam'ın banliyölerini bombalaması (Arşiv-Reuters)
İsrail'in Şam'ın banliyölerini bombalaması (Arşiv-Reuters)
TT

Suriye TV: İsrail'in Şam'a düzenlediği saldırıda bir kadın gazeteci öldürüldü

İsrail'in Şam'ın banliyölerini bombalaması (Arşiv-Reuters)
İsrail'in Şam'ın banliyölerini bombalaması (Arşiv-Reuters)

Suriye resmi televizyonu, bugün (Salı) başkent Şam ve çevresini hedef alan bir dizi hava saldırısında bir gazetecinin öldürüldüğünü duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Suriye Radyo ve Televizyon Kurumu, "İsrail'in başkent Şam'a yönelik hain saldırısı sonucunda onurlu yayıncı Safaa Ahmed'i şehit olduğunu" duyurdu.

Suriye resmi haber ajansı SANA, Suriye hava savunmasının bugün başkentin yakınında "düşman saldırılarını engellediğini" duyurdu.

Ajans, son dakika haberinde, Suriye bölgelerinin İsrail saldırılarına maruz kaldığını belirtirken genellikle kullandığı "hava savunma araçlarımızın Şam civarındaki düşman saldırılarını engellediği" ifadesini geçti.
Buna karşılık Alman Haber Ajansı (DPA), Suriye başkenti yakınlarına "füze ​​saldırısı" yapıldığını ve "patlama seslerinin duyulduğunu" bildirdi.



Filistin'in Başkenti Suriye'de... Dava'nın Kurbanı

Kampın içindeki yıkım Gazze'deki savaş sahnelerini andırıyor (Şarku'l Avsat)
Kampın içindeki yıkım Gazze'deki savaş sahnelerini andırıyor (Şarku'l Avsat)
TT

Filistin'in Başkenti Suriye'de... Dava'nın Kurbanı

Kampın içindeki yıkım Gazze'deki savaş sahnelerini andırıyor (Şarku'l Avsat)
Kampın içindeki yıkım Gazze'deki savaş sahnelerini andırıyor (Şarku'l Avsat)

1957 yılında Şam'ın eteklerinde kurulan ve “Suriye'nin Filistin başkenti” olarak tanımlanan Yermuk, bir zamanlar büyük bir ticari pazardı. Yaklaşık 1,5 milyon Suriyeli, Filistinli ve bazı Iraklılara ev sahipliği yapıyordu, ancak UNRWA'nın tahminlerine göre kampta şu anda sadece yaklaşık 8.000 kişi yaşıyor.

Şarku'l-Avsat gezdiği kampta, Gazze'dekine benzer bir yıkımla karşılaştı.

Bölge sakinleri, akıbetlerini, kayıp yakınlarının akıbetini, evlerinin akıbetini ve bir sonraki yaşanacak aşamada genel durumlarını bilmedikleri için tam bir ihmalden muzdaripler. Ancak onlar için en zor olan şey, sanki bir anda eski rejimin, silahlı grupların, devrimin ve kurtuluşun yetimleri olmuşlar gibi, hiçbir sosyal hizmet veya siyasi otorite olmaksızın, kaybolup kaderlerine terk edildiklerine dair tekrarlanan şikayetleri.