İran'ın ‘direniş ekseni’ İsrail saldırılarının ağırlığı altında çöküyor mu?

Aralık 2023'te Suriye'de öldürülen üç yoldaşları için Beyrut'un güney banliyösünde düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah milisleri (AFP)
Aralık 2023'te Suriye'de öldürülen üç yoldaşları için Beyrut'un güney banliyösünde düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah milisleri (AFP)
TT

İran'ın ‘direniş ekseni’ İsrail saldırılarının ağırlığı altında çöküyor mu?

Aralık 2023'te Suriye'de öldürülen üç yoldaşları için Beyrut'un güney banliyösünde düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah milisleri (AFP)
Aralık 2023'te Suriye'de öldürülen üç yoldaşları için Beyrut'un güney banliyösünde düzenlenen cenaze törenine katılan Hizbullah milisleri (AFP)

İsrail'in Hizbullah ve İran'ın diğer müttefiklerine yönelik son saldırılarına dikkat çeken NBC, İsrail'in İran'ın ‘direniş eksenine’ eşi benzeri görülmemiş bir zarar verdiğini ve Tahran'ın bir ikilemle karşı karşıya olduğunu söyledi.

İran onlarca yıldır ilk savunma hattı olarak Hizbullah'a ve diğer vekil güçlerine güveniyordu. Ancak ABD'li eski istihbarat yetkilileri ve analistler, Hizbullah'ın üst düzey liderlerini ortadan kaldıran ve iç güvenliğini paramparça eden İsrail hava saldırılarının, İran'ın vekil güçleri aracılığıyla Ortadoğu'da nüfuz ve güç sahibi olma projesine yönelik yıkıcı bir darbe olduğunu belirtti.

Birkaç hafta içinde İran ve onun en önemli vekil gücü Hizbullah, feci güvenlik zaafları yaşadı. İsrail, Hizbullah'ın iletişim ağına sızarak çağrı cihazlarını imha etti, birçok üst düzey yetkilisini ortadan kaldırdı ve en önemlisi de Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ı öldürdü.

ABD'li yetkililer, İsrail hava saldırılarının Hizbullah liderlerinin çoğunu öldürdüğünü ve silah depolarını imha ederek daha önce görülmemiş bir hasara yol açtığını söyledi.

İran rejimi Hizbullah'ı, Tahran'ın ‘direniş ekseni’ olarak adlandırdığı İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) tarafından finanse edilen ve eğitilen silahlı vekil güçlerle askerî açıdan üstün rakipleri kuşatma stratejisinin temel taşı olarak görüyordu.

İran, Gazze Şeridi, Irak, Suriye ve Yemen'deki diğer gruplarla birlikte Hizbullah'a da roket ve füze cephaneliği sağlayarak İsrail ve ABD'yi zayıflatabileceğini ve kazanamayacağı doğrudan bir çatışmadan kaçınırken kaslarını esnetebileceğini iddia etti. Ancak İran'ın stratejisi, İsrail'in 7 Ekim'deki Hamas saldırısına ve Hizbullah'ın roket ateşine nasıl karşılık vereceğini hafife aldı.

xsz xs
Tahran'da Nasrallah’ın görselinin yer aldığı büyük bir poster (AFP)

Eski ABD istihbarat görevlileri ve terörle mücadele analistleri, Tahran'ın vekil ağının gücünü de abarttığını söylüyor.

Georgetown Üniversitesi'nden terörizm uzmanı Bruce Hoffman, İsrail istihbarat servislerini gafil avlayan Hamas saldırısına atıfta bulunarak, “Hesapları tamamen yerle bir oldu. İsrail için bu, neredeyse bir yıl önceki olaylardan çarpıcı bir geri dönüş. İsrail istihbaratı Ekim'deki felaketten sonra kaybettiği caydırıcılık havasını yeniden kazandı” ifadelerini kullandı.

İsrail geçtiğimiz yıl Gazze Şeridi'nde Hamas'a ağır kayıplar verdirdikten sonra dikkatini Hizbullah'a çevirdi.

Hizbullah son günlerde amansız bir saldırıya maruz kaldı. NBC’ye göre İran, Lübnan'daki müttefiklerini koruyamadığını ve belki de korumak istemediğini kanıtladı.

Eski istihbarat ve savunma yetkilileri bu durumun İran'a bağlı gruplardaki bazı savaşçılar arasında Tahran'ın güvenilir bir destekçi olup olmadığı konusunda soru işaretleri yaratabileceğini söyledi.

Londra merkezli Kraliyet Birleşik Hizmetler Enstitüsü (RUSI) Askeri Bilimler Direktörü Matthew Saville, Tahran'ın vekil ağının İsrail'in İran'a yönelik doğrudan bir saldırısına karşı caydırıcı bir rol oynaması gerektiğini, ancak son olayların İran'ın stratejisinin ‘kalbindeki zayıflığı ortaya çıkardığını’ belirtti.

Saville, “İran kendini savunmak için ortaklarını kullanacak olsa da, bunun tersi mümkün değil. İran’ın ortaklarından birini kurtarmak için İsrail ile savaşa girmesi pek olası değil” dedi.

Eski bir üst düzey CIA yetkilisi olan Glenn Corn da Saville ile aynı görüşte. Corn, “İran vekil güçlerini desteklemek için henüz kayda değer bir şey yapabilmiş değil” ifadesini kullandı.

Corn ve diğer eski istihbarat görevlileri, İsrail'in Hizbullah'ın yakın çevresini başarılı bir şekilde vurabilmesinin, İsrail'in Nasrallah'ı öldürmeyi ve grubu kalıcı olarak yenilgiye uğratmayı denediği ve başarısız olduğu 2006 yılından bu yana yıllarca süren istihbarat çalışmalarının ardından geldiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın NBC’den aktardığına göre İsrail'in başarılı operasyonları İran ve Hizbullah'ı can sıkıcı bir soruyla yüzleşmek zorunda bıraktı: Daha fazla aksilik yaşamadan nasıl ve ne zaman karşılık verilecek?

İran ya da Hizbullah şimdi İsrail'e roket ve füze yağdırmayı seçerse, İsrail'in büyük bir misilleme yapacağı ve Tahran'ın kazanacak donanıma sahip olmadığı topyekûn bir savaş riski doğar.

Ayrıca İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı (İHA) ve füze fırlattığı nisan ayında olduğu gibi bölgedeki İsrail ve ABD güçlerinin füzelerin çoğunu düşürme riski de var.

Hükümetinin Batı ile nükleer diplomasiyi canlandırmaya hazır olduğunu söyleyen yeni İran cumhurbaşkanı için İsrail ile artan çatışma, müzakere şansını ya da İran ekonomisini canlandırmak için gereken yaptırımların hafifletilmesini torpilleyecektir.

Ancak Tahran karşılık vermemeyi seçerse, İsrail karşısında zayıf ve geri çekilen bir ülke olarak görülecek.

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'nda kıdemli araştırmacı olan analist Karim Sadjadpour, Dini Lider Ali Hamaney'in ‘şimdi kendi yarattığı bir ikilemle karşı karşıya olduğunu, güçlü bir karşılık vermeyerek itibarını kaybetmeye devam ettiğini ve çok güçlü bir karşılık vererek de kellesini kaybedebileceğini’ söyledi. Sadjadpour, “Bu aşağılamalar Tahran'da haleflik tartışmalarını körükleyecek” dedi.

Eski yetkililer, İran ve Hizbullah için bir başka seçeneğin de yurtdışında saldırılar düzenlemek ve dünya çapında İsrail ve ABD ile ilişkili daha savunmasız hedeflere yönelmek olduğunu belirtti.

Eski bir CIA yetkilisi olan Marc Polymeropoulos, “Tek endişemiz eski tip terör operasyonlarına, İsrail ya da Amerikan elçilikleri gibi kolay hedeflere saldırılması… Bu senaryo kesinlikle daha olası” ifadelerini kullandı.

sxcdsdvsd
Beyrut'un güney banliyösündeki bir binada asılı Nasrallah görselleri (EPA)

Eski istihbarat subaylarına göre İsrail'in Lübnan'a daha önceki askeri saldırıları, en son 2006 yılında olduğu gibi geri tepti. Şimdi de İsrail birliklerinin Lübnan topraklarında görülmesi Hizbullah'ın güçlerine ve davasına büyük bir destek sağlayabilir.

Corn, Hizbullah içindeki kaosun ve güçlü bir liderin yokluğunun Beyrut'ta bir boşluk yaratacağını ve Lübnan hükümetinin yıllarca Hizbullah'ın hakimiyetinde kaldıktan sonra yeniden kendini göstermeye çalışıp çalışmayacağının belirsiz olduğunu söyledi.

Corn şu ifadeleri kullandı: “Bu boşluğu kim dolduracak? Lübnan devleti mi, DEAŞ mı, başka bir grup mu? Asıl soru Lübnan silahlı kuvvetlerinin devreye girip ülkelerinin kontrolünü ele almaya hazır olup olmadığı, ki bunu şimdiye kadar yapamadılar. Çünkü Hizbullah Lübnan'ın bir numaralı askeri ve siyasi gücü oldu.”

CIA'de 34 yıl çalışmış ve İran'a yönelik istihbarat operasyonlarını yönetmiş olan Norman Roule, İran'ın ilk görevinin Hizbullah'ı ve diğer vekil güçlerini yeniden inşa etmek olacağını ifade etti. Roule, büyük hasara rağmen ‘grupların halen hayatta olduğunu, coğrafi bölgeleri üzerindeki kontrollerinin hayatta kalmalarını şüpheye düşürecek kadar azalmadığını ve İran'ın öncelikli hedefinin bu grupların hayatta kalmasına ve toparlanmasına yardımcı olmak olacağını’ söyledi.

Roule, “İsrail bir dizi Hizbullah liderini ortadan kaldırdı. İsrail saldırıları devam ederse Hizbullah'ın karar alma süreci kargaşa içinde olacak. Ancak grup halen büyük bir güç. Hâlâ onlarca, hatta yüzlerce alt ve orta düzey lider ve çoğu silahlı binlerce destekçi var” ifadelerini kullandı.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.