Mısır’ın Etiyopya'yı diplomatik ve askeri yönlerden kuşatan ittifakları

Kahire, Afrika Boynuzu'ndaki istikrarsızlığa karşı Eritre, Somali ve Cibuti ile iş birliğini yoğunlaştırdı

Mısır, Somali ve Eritre dışişleri bakanları New York'ta bir araya geldiler (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır, Somali ve Eritre dışişleri bakanları New York'ta bir araya geldiler (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Mısır’ın Etiyopya'yı diplomatik ve askeri yönlerden kuşatan ittifakları

Mısır, Somali ve Eritre dışişleri bakanları New York'ta bir araya geldiler (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır, Somali ve Eritre dışişleri bakanları New York'ta bir araya geldiler (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İbrahim Mustafa

Mısır, Somali ve Eritre dışişleri bakanları birkaç gün önce ABD’nin New York şehrindeki Birleşmiş Milletler Genel Kurul görüşmeleri oturum aralarında el ele tutuşmuş ve gülümseyen yüzlerle objektiflere poz verdiler. Üç ülke de son aylarda çeşitli nedenlerle Etiyopya ile gerginlikler yaşadı. Üç ülkenin dışişleri bakanları, Addis Ababa'nın bu yılın başlarında ayrılıkçı Somaliland bölgesi ile imzaladığı, yoğun tartışmalara ve anlaşmazlıklara yol açan anlaşmaya atıfla bölgede istikrarı korumak ve Somali'nin toprak bütünlüğüne saygı göstermek için çalışma konusunda hemfikir olduklarını belirttiler.

Görüşme, Mısır'ın son haftalarda Etiyopya’nın komşu ülkeleriyle iş birliğine yönelik diplomatik ve askeri hamleleri çerçevesinde gerçekleşirken Afrika Boynuzu’ndaki güvenlik sorununu gündeme getirmek için büyük uluslararası güçlere ulaşıldı. Bu da Etiyopya'yı öfkelendirdi.

Kahire ve Addis Ababa arasındaki ilişkiler, Mısır'ın ‘bekasına yönelik bir tehdit’ olarak gördüğü, Etiyopya’nın ise kalkınma hakkını kullandığına inandığı Nil Nehri üzerindeki Büyük Etiyopya Rönesans Barajı konusunda bir anlaşmaya varılamaması nedeniyle yıllardır gergin. İki ülke arasındaki gerginlik, ayrılıkçı Somaliland bölgesi ile Etiyopya hükümeti arasındaki anlaşma karşısında Mısır'ın Somali hükümetine tam destek vermesinin ardından daha da tırmandı.

Mısır’ın Etiyopya ile geçmişte gergin ilişkileri olan bir diğer komşu ülke Eritre ile yakın iş birliği, Mısır Genel İstihbarat Başkanı Abbas Kamil ve Dışişleri Bakanı Bedir Abdulati’nin eylül ayı ortalarında Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'den Eritreli mevkidaşı İsaias Afwerki'ye bir mesaj iletmek ve Afrika Boynuzu’ndaki gelişmeleri görüşmek üzere Asmara'ya yaptıkları ziyarette açıkça görüldü.

Basın tarafından ortaya çıkarılan, ancak Kahire tarafından yorum yapılmayan bir sevkiyatın Mogadişu'ya ulaştığı haberlerinin ardından Mısır Dışişleri Bakanlığı, 24 Eylül'de Somali ordusunu desteklemek üzere Mogadişu'ya bir askeri yardım sevkiyatı yapıldığını resmen duyurdu. Sevkiyatlar iki ülke arasında kısa bir süre önce Kahire'de imzalanan askeri iş birliği anlaşmasının ardından gerçekleşti. Mısır, Mogadişu hükümetinin Etiyopya güçlerinin görev süresini uzatmayı reddetmesinin ardından Somali'deki Afrika barış gücüne katılmayı planlıyor.

BM nezdindeki hamleler

Mısır Dışişleri Bakanı Abdulati'nin BM koridorlarında 50'den fazla ülkenin dışişleri bakanlarıyla yaptığı görüşmelerin gündeminde Afrika Boynuzu'nun güvenliği vardı. Bu konuya öncelik verilmesi alışılagelmişin dışında bir hareket olsa da Etiyopya'nın geçtiğimiz ocak ayında Somaliland ile yaptığı anlaşmadan bu yana Mısır'ın bölgede artan rolüyle son derece uyumluydu.

Etiyopya, Mısır'ın hamlesinden duyduğu memnuniyetsizliği, Mısır'ın adını vermeden BM'de dile getirdi. Etiyopya Dışişleri Bakanı Taye Atske Selassie, adını açıklamadığı tarafları Afrika Boynuzu'ndaki ‘sorumsuzca eylemlerine derhal son vermeye’ ve uluslararası toplumu ise bu sorumsuz eylemlerin yarattığı tehlikenin farkına varmaya çağırdı.

Mısır'ın mesajı

Mısır'ın Afrika İşlerinden Sorumlu eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Mona Omar, Mısır'ın son hamlelerini, son olarak da Somali'ye silah sevkiyatını, Kahire'nin yanında bulunma kabiliyeti konusunda Etiyopya'ya bir “mesaj” olarak görüyor. Mısır'ın hamleleri için ‘geç kaldığını’ bunun bir süre önce yapılmış olması gerektiğini, ancak Mısır'ın ulusal çıkarlarını korumak ve Afrika ile bağlarını vurgulamak için hamlelerine şimdi başlamış olmasının önemli olduğunu belirtti.

sfrgbn
Büyük Etiyopya Rönesans Barajı (AFP)

Kahire'nin Addis Ababa'nın ısrarlı tek taraflı hamleleri karşısında tek taraflı hareket etmemesinin Mısır'ın ‘yüceliğinden’ ve Afrikalı kardeşleriyle ilişkilerine gösterdiği hassasiyetten kaynaklandığını söyleyen Omar, “Ancak Mısır'ın ulusal güvenliğinin yanı sıra diplomatik ve kalkınma açısından bekası da tehdit altındaysa tepki verebilir” dedi.

Mısır'ın Etiyopya'nın tepkisini hesaba katmadan Mogadişu'daki varlığını, Somali'nin kardeş bir Arap ve Afrika ülkesi olması nedeniyle Kahire için bir ‘görev’ olarak nitelendiren Omar, Mısır'ın Somali hükümetine verdiği desteğin aksine, Etiyopya'nın Somali'ye yönelik başka niyetleri olduğunu ve egemenliğini ihlal ettiğini söyledi. Omar, “Etiyopya’nın tek taraflı eylemleri bir bütün olarak bölgeye zarar veriyor” diye konuştu.

“Faydalı bir hamle”

Etiyopya'nın Kahire'nin hamlelerinden duyduğu rahatsızlığın Addis Ababa'nın Somaliland'a silah sağlama kararına yansıması nedeniyle Mısır'ın hamlesinin faydalı olduğunu belirten Omar, ancak bunu Mısır'ın eylemlerine kayıtsız kaldıklarını göstermek için yapmamaları gerektiğini vurguladı.

Etiyopya ve ayrılıkçı Somaliland bölgesi arasında 1 Ocak'ta Addis Ababa'nın 50 yıl boyunca bölgenin 20 kilometrelik sahil şeridini kullanma hakkını alacağı ve bunun karşılığında Somaliland Cumhuriyeti'ni resmen tanıyacağı bir mutabakat zaptı imzalandı. Ancak Addis Ababa hükümeti, 1991 yılındaki Somali’den ayrılmasından bu yana hiçbir ülke tarafından tanınmayan Somalilandı tanımayı planladığını açıklamadı. Sadece Somaliland'ın uluslararası tanınma çabaları konusunda bir pozisyon almak amacıyla derinlemesine bir değerlendirme yapacağını belirtti.

Eritre ve Cibuti gibi ülkelerle ortak siyasi ve ekonomik çıkarların ilişkileri güçlendirmek için en iyi temel olduğunun altını çizen Omar, zira çıkarlar devam ettiği sürece ittifakların da devam edeceğine dikkati çekti.

Etiyopya'nın sömürgeci politikaları

Afrika uzmanı Muhammed Abdulkerim, Mısır'ın Afrika ilişkilerindeki stratejik gecikmesine, Eritre de dahil olmak üzere birçok ülkeyle bağlarını kaybetmesine ya da dondurmasına yol açan yıllara nihayet son verdiğine ve şimdi kıta ile olan geçmişteki ilişkisi çerçevesinde hareket ettiğine inanıyor. Bununda Mısır’ın Afrika'daki en etkili ülkelerden biri olarak doğal ve tarihi rolünü canlandırdığını söyleyen Abdulkerim, bu gelişmelerin sadece Etiyopya ile yaşanan gerilimle değil, Mısır'ın hamlesi Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed yönetiminin başta Eritre olmak üzere birçok komşusuyla yaşadığı krizlerle aynı döneme denk geldiğinin altını çizdi.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Abdulkerim, Etiyopya’nın politikaları karşısında iş birliklerinin ve ittifakların birçok ülkenin çıkarına olduğunu, çünkü Etiyopya’nın Cibuti limanları üzerinden yaptığı ticari faaliyetlerden elde ettiği gelirleri kaybetme endişesi taşıdığını söyledi. Cibuti, Addis Ababa'nın limanlarından birini tamamen kontrol etmesini reddederken Somali, Etiyopya'nın ayrılıkçı Somaliland ile anlaşarak egemenliğini ihlal ettiğini söylüyor. Eritre ise Etiyopya'nın kıyılarındaki hırsları nedeniyle tehdit altında. Tüm bunlar, Mısır'ın söz konusu ülkelerle koordinasyon sağlamaktan daha fazlasını yapabileceği anlamına geliyor. Abdulkerim’e göre, Etiyopya'nın komşu ülkelerine yönelik ‘sömürgeci’ politikasına karşı benzersiz bir kolektif nefret söz konusu.

Somali Savunma Bakanı Abdulkadir Muhammed Nur, Mısır’dan ülkesine silah sevkiyatıyla ilgili X hesabından yaptığı açıklamada, Somali’nin başka ülkelerden talimat alma ve kiminle iş birliği yapacağına dair başkalarının onayını bekleme döneminin bittiğini söyledi. Etiyopya'nın son yirmi yıldır ülkesi üzerindeki nüfuzuna atıfta bulunan Somalili bakan, “Çıkarlarımızı biliyoruz ve müttefiklerimiz ile düşmanlarımız arasında seçim yapacağız” ifadelerini kullandı.

Addis Ababa'nın caydırılması

Abdulkerim, Mısır'ın Etiyopya'nın komşularıyla koordinasyon içinde hareket etmesinin, yurtdışındaki krizleri körükleyerek iç siyasi meselelerini görmezden gelmeye çalışan Abiy Ahmed hükümetinin politikalarına karşı ‘caydırıcı olabileceğini’ söyledi.

Kahire Üniversitesi Afrika Çalışmaları Fakültesi'nde akademisyen olan Hiba el-Beşbişi, Etiyopya'nın Mısır'ın kendisine karşı bir komplo kurduğu iddialarını reddett. Mısır'ın Afrika meseleleriyle büyük bir hassasiyetle ilgilendiğini belirten Beşbişi, Mısır’ın Somali'de asker bulundurma amacının Afrika’daki rolünü en üst düzeye çıkarmak olduğunu vurguladı.

Mısır'ın kıtadaki en önemli ülkelerden biri ve ordusunun tüm senaryolarla başa çıkabilecek kapasitede olması nedeniyle tüm Afrika meselelerinde ve Ortadoğu'yu zorlayan diğer gelişmelerde aktif rol oynadığını ifade eden Beşbişi, Mısır'ın geçmişten beri yaptığı gibi herhangi bir Afrika ülkesinin yardıma ihtiyacı olması durumunda hiç düşünmeden yardım elini uzattığını belirtti. Beşbişi, Etiyopya'nın Somali üzerinden Kızıldeniz'e güç kullanarak erişmeye ihtiyacı olduğu sürece Mısır’ın da güvenliği ve çıkarları tehdit altında olan bir Afrika ülkesine yardım etmek için her türlü adımı atma hakkına sahip olduğunu söyledi.



İran'ın nükleer tesisleri tehdit ediliyor… İsrail, Tahran'ın füze saldırısına karşılık vermeyi düşünüyor

TT

İran'ın nükleer tesisleri tehdit ediliyor… İsrail, Tahran'ın füze saldırısına karşılık vermeyi düşünüyor

(foto altı) İran tarafından ateşlenen füzelerden bazıları Kudüs semalarında görüldü. (AFP)
(foto altı) İran tarafından ateşlenen füzelerden bazıları Kudüs semalarında görüldü. (AFP)

New York Times'ın bugünkü (Çarşamba) haberine göre İsrail hükümeti, İran'ın dün (salı) gerçekleştirdiği füze saldırısına nasıl karşılık vereceğini düşünüyor.

Gazetenin İsrailli güvenlik analistleri ve eski yetkililere dayandırdığı haberine göre, İsrail'in son dönemde Hizbullah'a verdiği zarar, Tahran'ın daha büyük çaplı bir İsrail saldırısına karşı caydırıcılığını büyük ölçüde ortadan kaldırdı.

Analistler ve yetkililer, İsrail'in şu anda İran'ın füze saldırısına güçlü bir şekilde karşılık verme konusunda, bir önceki İran saldırısına verdiği yanıtın İran'daki bir hava savunma tesisine yönelik büyük ölçüde sembolik bir saldırı olduğu nisan ayına kıyasla daha fazla özgürlüğe sahip olduğunu da belirttiler.

İran konusunda uzman emekli bir İsrail istihbarat subayı olan Danny Citrinowicz, nisan ayında İsrail'in, çok güçlü bir tepkinin İran'ı, başta Hizbullah olmak üzere vekil güçlerine geniş çapta yanıt verme emri vermeye sevk edeceğinden endişe duyduğunu söyledi.

Ancak geçen hafta Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah ve diğer liderlerin öldürüldüğü operasyonun ve salı gecesi gerçekleştirilen kara harekatının ardından İsrail, Hizbullah'ı zayıflatmış ve İran'ın geniş çaplı bir İsrail saldırısına karşı caydırıcı gücünü büyük ölçüde elinden almış oldu.

Citrinowicz, “Artık Hizbullah'tan gelen ek bir tehdit olmadığı için İsrail, nisan ayına kıyasla daha fazla özgürlüğe sahip. ABD yönetimi İsrail'i tepkisini dizginlemeye teşvik edebilir, ancak başkanlık seçimleri hızla yaklaşırken, ABD'li yetkililer muhtemelen çatışmayı tırmandıracak bir saldırıdan kaçınmak için benzer şekilde baskı yaptıkları nisan ayına göre daha az baskı gücüne sahip olacaklar. Bu, sonunu tahmin etmenin zor olduğu bir gerilim ve İsrail'in eyleminin İran'ın yeni bir tepkisini tetikleyeceği kesin. Görünüşe göre İranlılarla aramızda şiddetli bir çatışmanın başlangıcındayız” ifadelerini kullandı.

cs6m6
İran tarafından ateşlenen füzelerden bazıları Kudüs semalarında görüldü. (AFP)

Başbakan Binyamin Netanyahu'nun ulusal güvenlik danışmanlığını yapmış olan emekli General Yaakov Amidror, İran'ın yaklaşık yarım saat süren bir saldırıda 180 kadar füze ateşlemesinin ardından İsrail'in karşı karşıya kaldığı sorunun İran'a saldırıp saldırmamak olmadığını söyledi. Amidror’a göre asıl soru şu: Verilecek karşılık ne kadar güçlü olacak?

“Onların bize verebileceği zarara kıyasla biz onlara ne kadar zarar verebiliriz?” diye soran Amidror, İsrail'in Hizbullah'a verdiği zararın İran'ın vekil güçlerinin yarattığı tehdidi en aza indirdiğine inandığını söyledi.

Amidror, “Tahran'ın nükleer silah elde etmesinden korkan İsrail için uzun zamandır bir korku kaynağı olan İran'ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırı bile dikkate alınmalıdır” dedi.

Diğer yandan eski İsrail Başbakanı Naftali Bennett sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail'in ‘bölgenin çehresini değiştirmek için son 50 yılın en büyük fırsatına’ sahip olduğunu söyledi.

Bennett İran hakkında ise şunları söyledi: “Nükleer projesini yok etmek, ana enerji tesislerini yıkmak ve bu terörist rejimi kararlı bir şekilde vurmak için şimdi harekete geçmeliyiz. Bu ahtapot ciddi şekilde yaralandı ve şimdi kafasına nişan alma zamanı.”