Halid Meşal: 7 Ekim İsrail'i tekrar “sıfır noktasına” getirdi

Aksa Tufanı “çatışmada büyük bir değişimi” temsil ediyor

Hamas lideri Halid Meşal (ortada) Doha'daki konuşması sırasında (Arşiv -Reuters)
Hamas lideri Halid Meşal (ortada) Doha'daki konuşması sırasında (Arşiv -Reuters)
TT

Halid Meşal: 7 Ekim İsrail'i tekrar “sıfır noktasına” getirdi

Hamas lideri Halid Meşal (ortada) Doha'daki konuşması sırasında (Arşiv -Reuters)
Hamas lideri Halid Meşal (ortada) Doha'daki konuşması sırasında (Arşiv -Reuters)

Hamas hareketinin yurtdışındaki lideri Halid Meşal bugün (Pazartesi) televizyonda yayınlanan bir konuşmasında, hareketin bir yıl önce İsrail'e karşı başlattığı 7 Ekim 2023'teki saldırının Yahudi devletini "sıfır noktasına" döndürdüğünü söyledi. Saldırının birinci yıl dönümü 7 Ekim: “Mescid-i Aksa seli işgali sıfır noktasına getirdi ve varlığını tehdit etti.”

Hareketin siyasi bürosunun eski başkanı Meşal, “Aksa Tufanı” saldırısının, “tutuklulara yönelik kötü muamele suçlarının, Gazze ve Batı Şeria'daki Filistinlilere uygulanan kısıtlamaların artmasının bir sonucu olduğunu” vurguladı. Meşal, “Tufandan önce Mescid-i Aksa yıkılmanın eşiğindeydi, Yahudileştirme Kudüs'ü kuşatıyordu ve Batı Şeria halkını Ürdün'e sürme planları hızlanıyordu” ifadelerini kullandı.

Kuala Lumpur Düşünce ve Medeniyet Forumu'nda konuşma yapan Meşal, 7 Ekim saldırısının “(İsrail ile) çatışmada yeni bir aşamayı ve büyük bir değişimi temsil ettiğini, tufanın kazanımlarının ve sonuçlarının çatışmanın gidişatı üzerinde derin bir stratejik etkiye sahip olduğunu” söyledi.

Hamas liderliğindeki Filistinli grupların savaş sırasında üst düzey liderlerini takdim ettiklerini belirten Meşal, İsmail Heniyye ve Salih el-Aruri “bu tufana tam olarak katıldıklarını gösteriyor” dedi.

Meşal konuşmasında İsrail'in uluslararası desteğini yavaş yavaş kaybettiğini ifade ederek, “Düşman bir yıl boyunca Gazze'deki direnişe karşı hedeflerine ulaşamadı, bu yüzden Lübnan ve bölgeye saldırarak krizini ihraç etmeye çalıştı; 7 Ekim'den beri Gazze'de paramparça olan caydırıcılık imajını geri kazanmayı umuyor” ifadelerini kullandı.

Meşal, "Güneydeki camilerin yıkılması da dahil olmak üzere Lübnan'daki saldırı ve suçların, Gazze'den Batı Şeria ve Lübnan'a kadar tüm cephelerdeki (direnişi) caydıramadığına" dikkat çekti.

Yurtdışındaki Hamas hareketinin lideri, "Hasan Nasrallah'ın liderliğinde, özellikle Lübnan, İran, Yemen ve Irak'ta Gazze'yi silahlarla destekleyen herkesi" selamladı.

Hamas 7 Ekim 2023'te, 1948'de Yahudi devletinin kurulmasından beri İsrail'in güneyine yönelik en büyük saldırıyı gerçekleştirdi.  Şarku’l Avsat’ın AFP'nin İsrail rakamlarına dayandırdığı verilerden aktardığına göre, Gazze Şeridi'nde tutulurken ölen ya da öldürülen rehineler de dâhil olmak üzere, saldırıda çoğu sivil bin 205 kişi hayatını kaybetti.

Saldırı sırasında 251 kişi kaçırıldı, bunlardan 97'si halen alıkonuluyor, 33'ünün ise ordu tarafından öldüğü belirtiliyor.

Filistinli militanlar askeri üslere, Kibbutz Reim'deki bir müzik festivaline saldırdı. İsrailli yetkililere göre sadece Nova müzik festivalinde en az 370 kişi öldürüldü.

Gazze'deki Sağlık Bakanlığı'na göre İsrail, Gazze Şeridi'nde geniş çaplı yıkıma, 40 binden fazla insanın ölümüne, yaklaşık 100 bin kişinin yaralanmasına ve çok sayıda kişinin kaybolmasına yol açan kanlı bir savaş başlattı.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.