Beyrut'un Dahiye bölgesini hedef alan İsrail saldırıları sonucu ‘büyük yıkım’

İsrail'in 8 Ekim 2024 tarihinde düzenlediği hava saldırısının ardından Beyrut'un Dahiye bölgesinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)
İsrail'in 8 Ekim 2024 tarihinde düzenlediği hava saldırısının ardından Beyrut'un Dahiye bölgesinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)
TT

Beyrut'un Dahiye bölgesini hedef alan İsrail saldırıları sonucu ‘büyük yıkım’

İsrail'in 8 Ekim 2024 tarihinde düzenlediği hava saldırısının ardından Beyrut'un Dahiye bölgesinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)
İsrail'in 8 Ekim 2024 tarihinde düzenlediği hava saldırısının ardından Beyrut'un Dahiye bölgesinden dumanlar yükseliyor. (Reuters)

Lübnan devlet medyası dün (Salı), Hizbullah'ın ana kalesi olan Beyrut'un Dahiye bölgesinin, İsrail'in hedef alınan mahallelerin sakinlerini tahliye etmeleri konusunda uyarmasının ardından ‘büyük yıkıma’ neden olan bir dizi İsrail hava saldırısıyla vurulduğunu bildirdi. Lübnan Sağlık Bakanlığı pazartesi günü Lübnan genelinde düzenlenen İsrail saldırılarında 36 kişinin öldüğünü ve 150 kişinin de yaralandığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın Lübnan Ulusal Haber Ajansı’ndan (NNA) aktardığına göre Beyrut'un güney banliyöleri, sonuncusu Nezlet el-Kafaat'ta olmak üzere bir dizi hava saldırısına maruz kalmaya devam ediyor. Daha önce İsrail hava saldırılarında vurulduğu bildirilen Burc el-Baracne, el-Kafaat ve el-Leylaki başta olmak üzere bölgede büyük yıkım meydana geldi. İsrail'in Hizbullah'ın altyapı ve tesislerini hedef aldığını söylediği hava bombardımanı 23 Eylül'den bu yana devam ediyor.

NNA, ‘İsrail'in son hava saldırısının ardından Burc el-Baracne bölgesinde birbirine bitişik dört binanın çöktüğünü’ bildirdi, ancak saldırıda ölen ya da yaralanan olup olmadığına açıklık getirmedi. İsrail geçen hafta Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'a Beyrut'un güney banliyösü Haret Hreik'te, İsrail'in yoğun bombardımanı nedeniyle sakinlerinin çoğunun kaçtığı yoğun nüfuslu bir bölgede düzenlediği bombalı saldırıda suikast düzenlemişti.



Cezayir, AB'ye ilişkilerinde ‘ticari kâr mantığının ötesine geçme’ çağrısında bulundu

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir, AB'ye ilişkilerinde ‘ticari kâr mantığının ötesine geçme’ çağrısında bulundu

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf dün (Salı) yaptığı açıklamada, ülkesi ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki Ortaklık Anlaşması’nın ‘acil kâr mantığının ötesine geçerek tam anlamıyla sürdürülebilir kalkınmaya dayalı stratejik bir vizyona dönüşmesi gerektiğini’ söyledi.

Cezayir'in 8 Ekim 1962'de Birleşmiş Milletler'e (BM) katılmasının yıldönümü münasebetiyle başkentte bir konuşma yapan Attaf, Cezayir'in AB ile dengeli ve faydalı bir ortaklık kurmak istediğini ve bunun için çaba sarf ettiğini söyledi. Attaf, “Cezayirli yetkililerin istediği ortaklık, her iki tarafın da çıkarlarını dengeleme ilkesine tam olarak uymalı ve herhangi bir kısıtlama, koşul veya engel olmaksızın ülkemizdeki ekonomik kalkınma çabalarını desteklemeye öncelik vermelidir” şeklinde konuştu.

Attaf, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un geçtiğimiz cumartesi günü devlet televizyonunda yayınlanan bir röportajında ülkesinin ‘AB ile ortaklık anlaşmasını güven, yumuşaklık ve anlayış ortamında gözden geçirme, bu anlaşmada gerekli dengeyi sağlama ve Cezayir’in yeni ekonomik gerçekliğine ayak uydurmasını ve arzu edilen sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için etkili bir araç olarak nitelendirilmesini sağlama arzusundan’ bahsederken bu konuda söylediklerine atıfta bulundu.

Attaf sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu bağlantı alanlarında ve ötesinde Cezayir diplomasisi, Cezayir'in kardeşleri, dostları ve ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirmek ve mevcut aşamada uluslararası topluma ağır gelen büyük zorlukların üstesinden gelmek için onlarla çabalarını birleştirmek için çalışmaya devam edecektir. Söz konusu zorluklar izolasyon, içe kapanma veya kayıtsızlık eğilimine tahammül edilemeyecek kadar ciddi ve büyüktür. Herkes bu durumdan etkilenmektedir ve daha iyiye doğru değişim için herkesin çaba göstermesi gerekmektedir. Cezayir böyle bir çabada ancak aktif bir taraf olabilir.”

14 Haziran'da Avrupa Komisyonu, Cezayir'in 2021 yılında uygulamaya başladığı, ithalat lisans sistemi, otomotiv sektöründe yerel girdi kullanımına yönelik teşvikler ve ithalatçı firmalara yabancı katılımının düzenlenmesi de dâhil olmak üzere ithalatın düzenlenmesi ve yerel üretimin teşvik edilmesine ilişkin kararlara itiraz ettiğini açıkladı.

Avrupa Komisyonu, bu tedbirlerin Cezayir'e ihracatta ‘kısıtlayıcı’ olduğunu ve 19 yıldır yürürlükte olan Ortaklık Anlaşması’nın şartlarını ihlal ettiğini değerlendirdi. Komisyon, taraflardan birinin ortağının ticari taahhütlerini ihlal ettiğini tespit etmesi halinde, anlaşmada her iki tarafın da kullanabileceği bir mekanizma olarak yer alan uluslararası tahkime başvurma tehdidinde bulundu. Cezayirliler aldıkları önlemlerin ‘ülke ekonomisini çeşitlendirmek, hidrokarbonlara olan bağımlılığı azaltmak ve yerel sanayileşmeyi teşvik etmek amacıyla ithalat faturasını azaltma planı çerçevesinde olduğunu’ söylüyorlar. Bu konuyu AB'nin müdahale etmesini istemedikleri ‘egemen’ bir mantığa göre ele alıyorlar.