Bir İnsani yardım merkezi Husi saldırılarını 'yönetiyor'

İsviçre'deki soruşturma perde arkasını ortaya çıkardı

Husilerin geçtiğimiz günlerde Kızıldeniz'de hedef aldığı bir petrol tankerinde yangın çıktı (Reuters)
Husilerin geçtiğimiz günlerde Kızıldeniz'de hedef aldığı bir petrol tankerinde yangın çıktı (Reuters)
TT

Bir İnsani yardım merkezi Husi saldırılarını 'yönetiyor'

Husilerin geçtiğimiz günlerde Kızıldeniz'de hedef aldığı bir petrol tankerinde yangın çıktı (Reuters)
Husilerin geçtiğimiz günlerde Kızıldeniz'de hedef aldığı bir petrol tankerinde yangın çıktı (Reuters)

İsviçreli bir sivil toplum kuruluşunun yaptığı araştırma, Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırılarını yönetmek amacıyla geçtiğimiz şubat ayında kurduğu sözde "İnsani Operasyonlar Koordinasyon Merkezi"ne ışık tutuyor.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre In Pact organizasyonu tarafından yapılan bir soruşturmada, merkezin, gemilerinin Yemen sınırındaki su yollarından geçmesine izin verilen şirketlerin seçimini kontrol ettiğini ve "büyük olasılıkla hedeflerin ve saldırıların belirlenmesinde rol oynadığı" bildirildi.

Örgüt, Husiler tarafındanm mart ayında BM'nin Uluslararası Denizcilik Örgütü'ne (IMO) gönderilen ve İsrail, ABD ya da İngiltere'nin sahip olduğu, işlettiği ya da yönettiği gemilerin transit geçişini yasaklayan bir e-posta yayınladı.



Cezayir, AB'ye ilişkilerinde ‘ticari kâr mantığının ötesine geçme’ çağrısında bulundu

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
TT

Cezayir, AB'ye ilişkilerinde ‘ticari kâr mantığının ötesine geçme’ çağrısında bulundu

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)
Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf (Cezayir Dışişleri Bakanlığı)

Cezayir Dışişleri Bakanı Ahmed Attaf dün (Salı) yaptığı açıklamada, ülkesi ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki Ortaklık Anlaşması’nın ‘acil kâr mantığının ötesine geçerek tam anlamıyla sürdürülebilir kalkınmaya dayalı stratejik bir vizyona dönüşmesi gerektiğini’ söyledi.

Cezayir'in 8 Ekim 1962'de Birleşmiş Milletler'e (BM) katılmasının yıldönümü münasebetiyle başkentte bir konuşma yapan Attaf, Cezayir'in AB ile dengeli ve faydalı bir ortaklık kurmak istediğini ve bunun için çaba sarf ettiğini söyledi. Attaf, “Cezayirli yetkililerin istediği ortaklık, her iki tarafın da çıkarlarını dengeleme ilkesine tam olarak uymalı ve herhangi bir kısıtlama, koşul veya engel olmaksızın ülkemizdeki ekonomik kalkınma çabalarını desteklemeye öncelik vermelidir” şeklinde konuştu.

Attaf, Cumhurbaşkanı Abdulmecid Tebbun'un geçtiğimiz cumartesi günü devlet televizyonunda yayınlanan bir röportajında ülkesinin ‘AB ile ortaklık anlaşmasını güven, yumuşaklık ve anlayış ortamında gözden geçirme, bu anlaşmada gerekli dengeyi sağlama ve Cezayir’in yeni ekonomik gerçekliğine ayak uydurmasını ve arzu edilen sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak için etkili bir araç olarak nitelendirilmesini sağlama arzusundan’ bahsederken bu konuda söylediklerine atıfta bulundu.

Attaf sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm bu bağlantı alanlarında ve ötesinde Cezayir diplomasisi, Cezayir'in kardeşleri, dostları ve ortaklarıyla ilişkilerini güçlendirmek ve mevcut aşamada uluslararası topluma ağır gelen büyük zorlukların üstesinden gelmek için onlarla çabalarını birleştirmek için çalışmaya devam edecektir. Söz konusu zorluklar izolasyon, içe kapanma veya kayıtsızlık eğilimine tahammül edilemeyecek kadar ciddi ve büyüktür. Herkes bu durumdan etkilenmektedir ve daha iyiye doğru değişim için herkesin çaba göstermesi gerekmektedir. Cezayir böyle bir çabada ancak aktif bir taraf olabilir.”

14 Haziran'da Avrupa Komisyonu, Cezayir'in 2021 yılında uygulamaya başladığı, ithalat lisans sistemi, otomotiv sektöründe yerel girdi kullanımına yönelik teşvikler ve ithalatçı firmalara yabancı katılımının düzenlenmesi de dâhil olmak üzere ithalatın düzenlenmesi ve yerel üretimin teşvik edilmesine ilişkin kararlara itiraz ettiğini açıkladı.

Avrupa Komisyonu, bu tedbirlerin Cezayir'e ihracatta ‘kısıtlayıcı’ olduğunu ve 19 yıldır yürürlükte olan Ortaklık Anlaşması’nın şartlarını ihlal ettiğini değerlendirdi. Komisyon, taraflardan birinin ortağının ticari taahhütlerini ihlal ettiğini tespit etmesi halinde, anlaşmada her iki tarafın da kullanabileceği bir mekanizma olarak yer alan uluslararası tahkime başvurma tehdidinde bulundu. Cezayirliler aldıkları önlemlerin ‘ülke ekonomisini çeşitlendirmek, hidrokarbonlara olan bağımlılığı azaltmak ve yerel sanayileşmeyi teşvik etmek amacıyla ithalat faturasını azaltma planı çerçevesinde olduğunu’ söylüyorlar. Bu konuyu AB'nin müdahale etmesini istemedikleri ‘egemen’ bir mantığa göre ele alıyorlar.