Suriye'nin kuzeyindeki ed-Dadat Sınır Kapısı’nın kapatılması Lübnan'dan geri dönenler için krizi derinleştiriyor

Geçici Hükümet bunu Avn Meydanı'ndaki ‘ahlak dışı davranışlar’ ile gerekçelendirdi

Halep vilayetindeki bölgelere yön gösteren bir ana yol levhası (arşiv)
Halep vilayetindeki bölgelere yön gösteren bir ana yol levhası (arşiv)
TT

Suriye'nin kuzeyindeki ed-Dadat Sınır Kapısı’nın kapatılması Lübnan'dan geri dönenler için krizi derinleştiriyor

Halep vilayetindeki bölgelere yön gösteren bir ana yol levhası (arşiv)
Halep vilayetindeki bölgelere yön gösteren bir ana yol levhası (arşiv)

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Koalisyonu Geçici Hükümeti’ne bağlı polisin pazartesi günü Avn ed-Dadat Sınır Kapısı’nı geri dönenlere kapattığını duyurmasının ardından Suriye'nin kuzeydoğusundaki Özerk Yönetim, sınır kapısının kapatılmasının Lübnan'da devam eden savaştan kaçan yerinden edilmiş insanların acılarını daha da arttıracağını söyledi.

Önde gelen bir Kürt yetkili, sınır kapısının Özerk Yönetim tarafından kapatıldığını yalanlarken, bölgelerinin ve geçitlerin topraklarına dönmek isteyenlere açık olduğunu söyledi. Bu esnada Suriye Sivil Savunma ambulansları Avn Meydanı’na geldi ve Lübnan'dan gelen hastalar ve yaşlılar da dahil olmak üzere bir dizi kişi taşındı.

Geçici Hükümet pazartesi günü resmi internet sitesinde yayınladığı bir açıklamayla sınır kapısının bir sonraki duyuruya kadar kapalı olduğunu belirtti. Geçici Hükümet bu kararına gerekçe olarak bölgedeki güvenlik durumunu ve Suriye Demokratik Güçleri (SDG) unsurlarının Avn ed-Dadat Meydanı’nda kendi kontrolü altındaki bölgelerden ve Suriye rejiminin kontrolü altındaki bölgelerden gelenlere yönelik ahlak dışı davranışları gerekçe gösterdi.

Özerk Yönetim, 53'ü Lübnanlı olmak üzere 18 binden fazla yerinden edilmiş Suriyelinin Lübnan'dan Suriye'nin kuzeydoğusunda rejim kontrolündeki bölgelere geçtiğini duyurdu. Geri dönenlerin bir kısmı Cerablus ve Azez ilçeleri ile kırsalındaki bölgelerine gitmek için Avn ed-Dadat Sınır Kapısı’nı kullanıyor. Söz konusu sınır kapısı, Halep vilayetinin kuzeydoğusundaki Münbiç ilçesinin kırsalında yer alıyor ve Türkiye'nin kontrolü altındaki Fırat Kalkanı harekât bölgesinde Suriye Geçici Hükümeti'ne bağlı Suriye Milli Ordusu birliklerinin kontrolündeki bölgelerle bağlantı sağlıyor.

xssvd
Yüzlerce aile Cerablus ve Münbiç arasındaki Avn ed-Dadat Sınır Kapısı’ndan geçerek Suriye'nin kuzeybatısına sığınıyor. (Facebook)

Zorlu ve riskli bir yolculuğun ardından onlarca güvenlik kontrol noktasından geçerek Lübnan'dan dönen Suriyeliler için Avn ed-Dadat Sınır Kapısı’nın kapatılması üzerine Özerk Yönetim Yerinden Edilmiş Kişiler ve Mülteciler Ofisi Başkanı Şeyhmus Ahmet Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada sınır kapılarının yönetim tarafından açıldığını söyledi. Ahmet, “Suriyeli mültecilerin Lübnan'dan döndüğü ilk günden bu yana yönetim, acil insani kriz karşısında diğer bölgelere geçmek isteyenler için Suriye rejimi ve Türkiye yanlısı silahlı grupların bulunduğu bölgelerle olan tüm sınır kapılarını açtı” ifadesini kullandı.

Ahmet, idareye bağlı iç güvenlik güçlerinin geri dönenleri taşıyan onlarca grup ve aracı eskortlarla koruduğunu ve geçişlerini kolaylaştırdığını belirtti. Geri dönenlerin Halep'in kuzey kırsalındaki bölgelerine gitmek üzere geçiş noktasına götürüldüğünü söyleyen Ahmet, “Geçiş için gerekli tüm kolaylıkları sağladıktan sonra binden fazla vatandaşımız bölgemizden Türkiye'nin nüfuzu altındaki topraklarına geçiş yaptı” dedi.

xcdvfg
Lübnan'dan gelen yerinden edilmiş Suriyeliler Rakka kırsalındaki Tabka Sınır Kapısı’na akın ediyor. (Şarku’l Avsat)

Aslen Halep'in kuzeydoğu kırsalındaki Cerablus’tan olan ve Avn Meydanı'nda bekleyen 52 yaşındaki Suriyeli kadın Rim, 12 yılını Lübnan'da geçiren ailesi, kocası ve çocuklarının ülkelerine geri dönmelerinden duyduğu korkuyu dile getirdi. Rim, “İsrail'in ağır bombardımanı nedeniyle değil ama en büyük oğlum askerlik çağında olduğu için korkuyu her ayrıntısıyla yaşadık. Rejimin ve SDG'nin kontrol noktalarından korkuyordum. Bugün de girişimizi engellediler. Burada kaldığım her an korkum artıyor” şeklinde konuştu.

Sınır kapısının kapatılması kaçakçılığı artırdı

Geçtiğimiz günlerde Suriyelilerin Lübnan'dan büyük ölçüde göç etmesinin ardından Özerk Yönetim yetkilileri ve Suriye Milli Ordusu birlikleri, ülkenin kuzeyindeki bölgelerine dönmek isteyen binlerce kişinin Avn ed-Dadat Sınır Kapısı’ndan geçmesine izin verdi. Geri dönmek isteyenler aynı gün ya da ertesi gün onay almak üzere polise talepte bulundu. Talepleri reddedilenler ise kaçakçılara 400 dolara kadar ödeme yapmaları karşılığında yasadışı yollara başvuruyor.

sdvdf
Avn ed-Dadat Sınır Kapısı’nda mahsur kalan insanlar (sosyal medya siteleri)

Ahmet, polisin geçişi kapatma kararının ardından pazartesi günü yolcu yüklü üç otobüsün geçiş noktasına geldiğini ifade etti. Bölgelerine geçmek için gerekli onay alındıktan sonra gelen yasak kararına şaşırdıklarını ve geçişi kontrol eden taraflarca gözaltına alınmakla tehdit edildiklerini dile getiren Ahmet, insani trajedilerin ağırlaşmasına rağmen kaçakçılık yöntemleriyle içeri girebilmek için mali şantaja maruz kaldıklarını kaydetti.

Güvenlik nedeniyle adının açıklanmasını istemeyen bir tanık ise sınır kapısının kapalı kalmaya devam etmesinin kaçakçılık rotalarını canlandıracağını ve Lübnan'dan gelen ve geçiş sahasında sıkışıp kalan pek çok aileyi Fırat Kalkanı bölgelerine girmek için kaçakçılara para ödemeye iteceğini söyledi. Tanık, “Birkaç kişiyi aradım ve bize her bir kişi için 250 ila 400 ABD doları arasında ödeme yapmamızı söylediler. 12 yaşındaki bir çocuk bile aynı miktarda para talep ediyor” ifadelerini kullandı.

Yerel sayfalar ve haber siteleri, Suriye Sivil Savunma Örgütü’ne ait araçların dün (Salı) sınır kapısına ulaştığını ve hasta, yaşlı ve hamile kadınlar gibi bir dizi vakayı tahliye ettiğini bildirdi. Örgüt, resmi Facebook sayfasında, savaştan kaçarak Lübnan'a sığınan Suriyeli aileler için yeni bir zulüm yolculuğunda, çoğu kadın, çocuk ve yaşlı olmak üzere bin 700 sivilin Ann ed-Dadat Sınır Kapısı’ndan kuzeybatı Suriye'ye giriş yaptığını doğruladı.



Londra, Sudan'daki savaşı durdurmaya yönelik uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak

İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
TT

Londra, Sudan'daki savaşı durdurmaya yönelik uluslararası konferansa ev sahipliği yapacak

İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)
İngiliz Dışişleri Bakanı David Lammy (AP)

Savaşan tarafları ateşkese ve barış sürecine zorlayacak bir baskı koalisyonu oluşturmak amacıyla yaklaşık 20 ülkenin dışişleri bakanlarının ve birçok uluslararası kuruluşun katılımıyla Sudan krizini sona erdirmenin yollarını görüşmek üzere salı günü Londra'da üst düzey bir uluslararası konferans düzenlenecek.

Tarihi Lancaster House'da 15 Nisan'da düzenlenecek olan konferans, Birleşmiş Milletler raporlarına göre Sudan'ı dünyanın en kötü insani krizine dönüştüren iç savaşın patlak vermesinin ikinci yıldönümünde yapılacak. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Sudan’da nüfusun yarısı (yaklaşık 25 milyon kişi) gıda güvensizliği yaşarken, 11 milyondan fazla kişi de ülke içinde yerinden edilmiş durumda.

Tartışmalı dışlama

Alışılmadık bir hareketle, konferansın düzenleyicileri olan İngiltere, Almanya ve Fransa, “koşulların henüz doğrudan müzakereler için hazır olmadığını” savunarak, çatışmanın iki ana tarafının (Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri -HDK) temsilcilerini dışlamaya karar verdi. Bunun üzerine Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf, İngiliz mevkidaşı David Lamy'ye bir protesto mektubu göndererek, dışlanmanın “barış çabalarını baltaladığını” savundu. Yusuf ayrıca Çad ve Kenya gibi ülkelerin davet edilmesini de eleştirerek, bu ülkeleri çatışmanın “taraflı tarafları” olarak nitelendirdi.

asdefrt
Sudan Dışişleri Bakanı Ali Yusuf, hükümetinin Londra toplantısından dışlanmasını kınadı (SUNA)

Sivilleri Koruma Örgütü'nden Kate Ferguson, konferansta savaşan taraflara destek veren ülkelere baskı yaparak ateşkesi zorlayacak mekanizmaların müzakere edileceğini, ABD ve Avrupa'nın yardım kesintilerinin ardından daha da kötüleşen insani felaketin ele alınacağını ve BM'nin “açlığın bir silah olarak” kullanıldığına dair raporlarının ardından savaş suçları ve kasıtlı aç bırakma konusunun görüşüleceğini belirtti. İnsan hakları aktivistleri, katılımcıları sivillerin korunmasına odaklanmaya çağırırken, Sivilleri Koruma Örgütü'nden Kate Ferguson şunları söyledi: "Sudanlılar eş zamanlı üç felaketle karşı karşıya: "Savaş, mezhepsel şiddet ve kıtlık. Yardım örgütleri iletişimdeki aksaklıkların yardım ve bilgilendirme çalışmalarını engellediğine dikkat çekiyor.

Konferans, aylardır Sudan'daki krizi ele almaya yönelik ilk büyük diplomatik girişimi temsil ederken, sahada çatışmaların devam etmesi çıkmazı kırma kabiliyetine dair şüphe oluşturuyor.