Patrik Rai: Savaş bir yenilgidir, silahlar geleceği inşa edemez

Bassil tek taraflı ateşkes çağrısında bulundu

Maruni Patriği Beşara  er-Rai pazar vaazı sırasında (Ulusal Haber Ajansı)
Maruni Patriği Beşara  er-Rai pazar vaazı sırasında (Ulusal Haber Ajansı)
TT

Patrik Rai: Savaş bir yenilgidir, silahlar geleceği inşa edemez

Maruni Patriği Beşara  er-Rai pazar vaazı sırasında (Ulusal Haber Ajansı)
Maruni Patriği Beşara  er-Rai pazar vaazı sırasında (Ulusal Haber Ajansı)

Maruni Patriği Beşara er-Rai güneyde devam eden savaşı eleştirerek “savaş bir yenilgidir, silahlar geleceği inşa etmez, onu yok eder” ve “şiddet asla barış getirmez” derken, başta Özgür Yurtsever Hareketi lideri milletvekili Cibran Basil ve Meclis Başkanı Nebih Berri'ye Şiileri “eksen politikasından” çıkarması çağrısında bulunan milletvekili Strida Caca olmak üzere Hıristiyanların savaşı reddeden ve ateşkes çağrısında bulunan tutumlarına paralel olarak “şiddet asla barış getirmez” dedi.  

Patrik er-Rai pazar vaazında şunları söyledi: "Bir yıl önce nefret kıvılcımı ateşlendi ve söndürülmedi; bunun yerine, uluslararası toplumun ve büyük güçlerin silahları susturma konusundaki utanç verici acizliğinin ortasında bir şiddet sarmalına dönüştü. Savaş trajedisine son verin. Kan akıyor, gözyaşı da akıyor. Öfke ve onunla birlikte intikam arzusu da artıyor ve görünen o ki, diyalog ve barış gibi insanlara neyin fayda sağladığı ve insanlara ne istediği kimsenin umurunda değil."

Beşara sözlerine şöyle devam etti: “Savaşın bir yenilgi olduğunu, silahların geleceği inşa etmediğini, aksine yok ettiğini ve şiddetin asla barış getirmeyeceğini tekrarlamaktan ve söylemekten yorulmayacağım.”

Patrik er-Rai'nin pozisyonu savaşın durdurulması çağrısında bulunan Hıristiyan siyasi eğilimi destekliyor. Cibran Basil cumartesi gecesi “Lübnan'ın ateşkes ilan ettiği her şeyi kapsayan bir sahne ile tüm Lübnanlıların pozisyon alması” çağrısında bulundu. “Bu asla İsrail'in herhangi bir Lübnan toprağını işgal etmesini kolaylaştırmak için değil, düşmanı ifşa etmek ve toprakları işgal etmeye çalışmasını önlemek içindir” diyen Basil, ‘İsrail'in planının kuruluşundan bu yana değişmediğini’ belirtti.

“(Hizbullah'tan) hiçbir yasal dayanağı olmayan Gazze'yi destekleme savaşına dahil olmamalarını istedik, çünkü (eski) Cumhurbaşkanı (Michel) Aoun onlara Lübnan ve kendileri için korktuğunu söyledi. Basil, “Biz hala Lübnan'ın Gazze'den ayrılmasını talep ediyoruz ve altı ay önce Gazze'den ayrı bir ateşkes için BM kararı çıkarılması amacıyla çeşitli ülkelere ve Lübnanlı yetkililere yazılı bir nota verdik” dedi. Bazı Hizbullah destekçilerinin bu taleple alay ettiğini kaydeden Basil, “Lübnanlı yetkililer ve ilgili ülkeler, Ayn el Tine'deki üçlü toplantıya kadar yanıt vermedi ve hükümet aynı öneriyi talep etti” dedi.

Caca

Lübnan Güçleri tarafında ise Milletvekili Strida Caca, Meclis Başkanı Nebih Berri'ye bir mektup yazarak kendisinden “merhum İmam Seyyid Musa es-Sadr ve Yüksek Şii İslam Konseyi eski başkanı Şeyh Muhammed Mehdi Şemseddin gibi büyük Şii liderlerin izinden giderek tarihi bir duruş sergilemesini” istedi. Caca, bunu, “halkımızı felaketin kalbinden ve yaşadıkları zor acıların derinliğinden kurtaracak istisnai ve cesur bir kurtarma duruşu” olarak tanımladı.

Görsel kaldırıldı.Milletvekili Strida Caca (Ulusal Ajans)

Strida Caca,"Biz birbirimiz içiniz. Lübnan'ın gerçek tüzüğü ve altın kuralı, temeli herkesi garanti eden ve aynı zamanda koruyan devlet olan kural (ne galip ne de kaybeden) üzerinde buluşalım" dedi.

“İran'ın yaptığı tek şey, Lübnan'da yaşanan soykırıma ilişkin olayları ve gelişmeleri takip etmek, çıkarlarını korumak için gerekli mesafeyi korumaktır; üstelik olup bitenlerin arkasında, yönlendirerek ya da isteyerek değil, emirle yer aldığını herkes bilmesine rağmen.” diyen Caca, Tahran'ın ‘kendi gençleri ve vatandaşları güvenlik ve istikrarın tadını çıkarırken, sanki en iyi gençlerimiz sadece kendi savaşları için yakıt olarak görülüyormuş gibi, son Lübnanlı Şii gence kadar savaşmaya devam etmek için halkı kışkırtmaya ve örtülü emre devam etmekten utanmadığını ya da isteksiz olmadığını’ belirtti.

Caca,“Kader anlarının kader kararları gerektirdiğini ve bu kararların da cesur liderler gerektirdiğini” vurgulayarak Berri'ye ”toplumunuzu (Şii) eksen siyasetinden çıkarıp varlığın kalbine, Lübnan'ın kalbine getirme tarihi sorumluluğunu üstlenmek için inisiyatif alma çağrısında bulundu; böylece birlikte Lübnan'ı savaş ve yıkımdan istikrar ve refaha taşıyabiliriz. Biz birbirimizin teminatıyız ve devlet bizim şemsiyemizdir. Devlet ve onun anayasal kurumları, özellikle de ordusu bizim ilk ve son çaremizdir” dedi.



Gazze Şeridi'nin kuzeyinde “generallerin planı” mı uygulanıyor?

Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyinden kaçmaya çalışan Filistinliler (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyinden kaçmaya çalışan Filistinliler (Reuters)
TT

Gazze Şeridi'nin kuzeyinde “generallerin planı” mı uygulanıyor?

Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyinden kaçmaya çalışan Filistinliler (Reuters)
Dün Gazze Şeridi'nin kuzeyinden kaçmaya çalışan Filistinliler (Reuters)

İsrail dün, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yürüttüğü kara harekatının kapsamını aniden genişletti. Sekiz gün önce kara saldırıları başlattığı Cibaliye Mülteci Kampı yakınlarındaki birçok bölgenin hava bombardımanları, topçu saldırıları ve insansız hava araçlarından (İHA) açılan ateşin ortasında tahliye edilmesini emretti. Tüm bunlar daha fazla can kaybına ve yıkıma neden olurken, hedef alınan bölgede mahsur kalan yaklaşık 200 bin kişinin su, gıda ve yakıtının kesildiği bildirildi.

İsrail ordusu, Cibaliye el-Beled, Cibaliye en-Nezile ve Şeyh Rıdvan mahallelerinin (Ebu Iskender bölgesi) bazı kısımlarında yaşayanlardan buraları derhal boşaltmalarını istedi. Yaklaşık 120 binden fazla Filistinlinin yanı sıra aylardır bu mahallelere yığılmış olan binlerce yerinden edilmiş Filistinliye ev sahipliği yapan bu mahalleler korku ve endişe içinde derhal boşaltılırken tahliye, kaosa neden oldu.

Şarku’l Avsat’a konuşan Şeyh Rıdvan Mahallesi sakinlerinden Mustafa Halva (49), “Durum çok ürkütücü. Dünya Lübnan'da olanlarla meşgulken, Gazze Şeridi'nin kuzeyini işgal etmeye karar verdikleri çok açık. Gazze Şeridi'nin kuzeyinin boş kalması için bizi Gazze Şeridi'nin güneyine taşınmaya zorlamak istiyorlar” dedi.

İsrail'in kuzeydeki bu hamleleri, Beyt Lahiye'nin kuzeyinde ve batı bölgelerinde bölge sakinleri tarafından gözlemlenen diğer habersiz hareketlerle aynı zamanda gerçekleşti. Bu hamleler arasında başta el-Kerame, istihbarat karargâhı çevresi ve el-Magusi bölgeleri olmak üzere Gazze Şehri'nin kuzey bölgelerini hedef alan bombardımanlar yer aldı.

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki durum, İsrail'in Cibaliye Mülteci Kampı’nda devam eden askeri operasyonu önemli ölçüde genişlettiğini gösteriyor. Sıkılaştırılmış bir kuşatma ile kamp sakinlerinin çoğunun yardım, yakıt, içme suyu ve bazı gıda maddelerine ulaşmaları engellendi.

Görsel kaldırıldı.İsrail'in cuma gecesi Cibaliye Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında öldürülen yakınları için ağlaya Filistinli bir genç (AFP)

Bölge sakinleri, Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaşananların, özellikle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun kısa süre önce uygulanabilirliğinin araştırılması talimatı vermediği ve son günlerde İsrail basının geniş yankı uyandıran ‘generallerin planı’ adlı planının sessizce uygulanmaya konulmuş olmasından endişe ediyor.

Gazze Şehri'nde yaşayan Mervat Mansur (53) “Bizi güneye doğru itmek istedikleri açık. Bizi tamamen kuşatıyorlar, operasyonu genişletiyorlar, binaları yıkıyorlar, sığınakları hedef alıyorlar ve (kuzeyden) ayrılmamız için üzerimize broşürler atıyorlar” diye konuştu.

Başta eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Emekli General Giora Eiland olmak üzere İsrail ordusunun eski generalleri tarafından hazırlanan ve Netanyahu ile ordunun komuta kademesine sunulan ‘generaller planı’, Hamas’ın Gazze'nin kuzeyinden tamamen silinmesini, bölgenin tamamen boşaltılmasını, kapalı bir askeri bölgeye dönüştürülmesini, insani yardımların bölgeye girişinin engellenmesini ve geride kalanların ‘terörist’ olarak kabul edilerek tasfiye edilmesini öngörüyor.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a konuşan askeri bir kaynak, operasyonun amacının Hamas'ın Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yeniden toparlanmasını engellemek olduğunu söyledi.

Gazze Şeridi'ndeki İçişleri Bakanlığı, İsrail'in planı uygulamasını engellemek amacıyla kuzeyde yaşayanlara işgal güçlerinin tehditlerine ve açıklamalarına kulak asmamaları, evlerinde, yerleşim bölgelerinde ve sığınaklarında kalmaları ve buraları boşaltmamaları çağrısında bulundu.

Helva ve Mansur'un yanı sıra Şarku’l Avsat’ın görüştüğü diğer Gazzeliler de İsrail’in uyarılarına rağmen bölgelerini terk etmeyeceklerini vurguladılar.

Gazze sakinlerinden Vail en-Neccar (31) ise şunları söyledi:

“Ben burada Cibaliye’de kalıyorum. Biz öldük, her şeyimizi kaybettik. Kaybedecek hiçbir şeyimiz kalmadı. Her şeyi deniyorlar. Suyu ve yiyeceği kestiler, şimdi de bombalıyorlar. Ama ben burada ölmeye hazırım, güneyde değil.”

Dünya Gıda Programı (WFP) Gazze Şeridi'nin kuzeyine giden gıda yardımı hatlarının kesildiğini doğruladı. WFP, Gazze Şeridi'nde kıtlık riskinin ‘hala olduğunu’ belirtti.

Görsel kaldırıldı.Gazze Şeridi'nin kuzeyinden dün ayrılan bölge sakinlerinden bazıları (AFP)

WPF tarafından X platformu üzerinden yapılan açıklamada “1 Ekim’den beri Gazze'nin kuzeyine hiçbir gıda yardımı ulaşmadı” denildi. Yaşananların yansımalarının binlerce Filistinli ailenin gıda güvenliği açısından felaket olduğu vurgulanan açıklamada, devam eden bombardıman ve tahliye emirleri nedeniyle Gazze'nin kuzeyindeki gıda dağıtım noktalarının kapanmak zorunda kaldığı, faaliyet gösteren tek fırının vurulmasının ardından yandığı vurgulandı.

Gazze Şeridi'ndeki Filistin Sivil Savunma Müdürlüğü, Cibaliye Mülteci Kampı ve çevresindeki bazı bölgelerde yaşayanların yedi gündür suya ve gıdaya ulaşamadığını açıkladı.

Açıklamada, Cibaliye Mülteci Kampı ve çevresindeki 200 bin vatandaşın, İsrail’in düzenlediği bombardımanlar ve uyguladığı boğucu ablukadan kaynaklı açlık ve susuzluk nedeniyle ölüm riskiyle karşı karşıya oldukları belirtildi.

İsrail'in saldırıları hayatın her alanını etkiliyor. İsrail ordusu son günlerde Cibaliye ve Beyt Lahya'da faaliyet gösteren Kemal Advan, el-Avde ve Endonezya hastanelerindeki hastaların ve sağlık personelinin tahliye edilmesini istedi, ancak doktorlar tüm saldırılara rağmen hastaneleri boşaltmayı reddetti.

İşgalci İsrail ordusu dün sabah Cibaliye Mülteci Kampı ve çevresindeki bazı bölgelerden yaralıları kabul eden Kemal Advan Hastanesi'ne yakıt taşıyan bir kamyonun girişine izin verdi. Şifa Hastanesi Ambulans ve Acil servis Müdürü Faris Afane’ye göre yaralılar büyük zorluklarla ve ateş altında tahliye ediliyordu.

Afane, Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki evinden WhatsApp aracılığıyla gazetecilere yaptığı açıklamada, İsrail ordusuna ait askeri araçların hareketliliği ve İHA’lar tarafından rastgele ateş açılması nedeniyle ulaşamadıkları vakalar olduğunu belirtti.

Gazze şehri de dahil olmak üzere Gazze’nin kuzeyinde yaşayanlar her gün, Cibaliye Mülteci Kampı ile et-Tevam ve es-Saftavi bölgelerindeki evlerin havaya uçurulmasından kaynaklandığı tespit edilen deprem benzeri sarsıntılara neden olan büyük patlama sesleri duyuyorlar.

Cibaliye Mülteci Kampı içindeki bazı barınaklarda yaşayan ve doğrudan veya dolaylı olarak hedef alınan kamp sakinleri, kamp içinde neler olup bittiğini ayrıntılı olarak bilmiyorlar. Gazeteciler de kara harekatının başlamasından bu yana birçok kez hedef alındıkları için kampın içinde neler olup bittiğine dair net bir bilgiye sahip değiller.

Gazze şehri ve Gazze’nin kuzeyi, 370 binden fazla Filistinliye ev sahipliği yapıyor ve bu bölgelerde tam bir karmaşa hâkim.

Hamas, işgalci İsrail’in, Cibaliye Mülteci Kampı’ndaki katliamlarının, bölge sakinlerinin topraklarında kalma kararlılığı ve yerlerinden edilmelerine yönelik tüm girişimleri reddetmeleri nedeniyle cezalandırmayı amaçladığını belirtti. Fetih Hareketi (El Fetih) Merkez Komitesi ise Gazze Şeridi'nin kuzeyinin İsrail tarafından yok edilmekte olduğunu belirterek, kendilerine yönelik ‘soykırımın’ hız kazanması karşısında bölge sakinlerini kurtarmak için acil müdahale çağrısında bulundu.