Şarku'l Avsat’a konuşan kaynaklar: Hamas, Sinvar'ın halefinin kimliğini gizlemek için harekete geçti... Sinvar'ın yerine geçebilecek 5 muhtemel aday var

Hamas'ın liderliğini gizleme uygulaması, Yasin ve Rantisi'nin öldürülmesinden sonra hareketin başvurduğu ‘eski bir taktik’

TT

Şarku'l Avsat’a konuşan kaynaklar: Hamas, Sinvar'ın halefinin kimliğini gizlemek için harekete geçti... Sinvar'ın yerine geçebilecek 5 muhtemel aday var

Yahya Sinvar’ın 21 Ekim 2011 tarihinde Gazze Şeridi'nde çekilen bir fotoğrafı (AP)
Yahya Sinvar’ın 21 Ekim 2011 tarihinde Gazze Şeridi'nde çekilen bir fotoğrafı (AP)
İsmail Heniyye'nin Tahran'da öldürülmesinin üzerinden üç ay geçmeden İsrail'in Gazze Şeridi'nde Yahya Sinvar'ı öldürmesinin ardından Hamas yeni siyasi büro başkanının kimliğini gizlemek için harekete geçti.
Şarku’l Avsat'a konuşan Hamas kaynakları hareket içinde bu konuda tartışmalar olduğunu söyledi. Kaynaklar ayrıca, “Hareketin liderliği, siyasi bürosunun yeni başkanının kim olacağı konusunda istisnai bir karar verme eğiliminde. Hamas’ın karşı karşıya olduğu güvenlik sorunları nedeniyle bu ismi gizli tutması muhtemel” ifadelerini kullandı.
Kaynaklar, hareketin liderliği içinde, hem hareketin içinde hem de dışında bu konuda neredeyse oybirliği olduğunu açıkladılar.
Bu hamlenin amacının yeni yetkiliye çalışmak için daha fazla alan sağlamak ve hareketin liderlerinin çoğuna suikast düzenlemeye çalışan İsrail'in işini zorlaştırmak olduğunu vurguladılar.
Bu hamle aynı zamanda ‘çalışmaların daha sorunsuz bir şekilde yürütülmesine, hareket içindeki genel düzen ve uyumun korunmasına ve hiyerarşinin muhafaza edilmesine olanak tanıyor.’
 
Jxjdj
Yahya Sinvar’ın 21 Ekim 2011 tarihinde Gazze Şeridi'nde çekilen bir fotoğrafı (AP)

Hamas, Gazze Şeridi'nde ateşkes ve esir değişimi müzakerelerinin yeniden başlaması halinde kararları kimin alacağı konusunda İsrail'in kafasını karıştırmak istiyor.

Sinvar'ın resmi ölüm ilanının duyurulduğu cuma gününden bu yana Hamas liderliği yerine geçecek kişinin kim olacağını ve kimliğinin kamuoyuna açıklanıp açıklanmayacağını tartışıyor.
Sinvar'ın yaklaşık üç ay önce Hamas'ın liderliğine seçilmesinde birkaç neden vardı. Sinvar yaklaşık üç ay önce İsrail'e meydan okuyan bir mesaj vermek ve Hamas'ın Aksa Tufanı Operasyonu’na bağlılığını göstermek için atanmıştı. Sinvar'ın seçilmesi aynı zamanda, İsrail'in tehditleri, arabulucuların siyasi baskısı ve ev sahibi ülkelerin Hamas liderlerini sınır dışı etme çağrılarıyla karşı karşıya olan örgütün dış liderliği üzerindeki baskıyı azaltmayı amaçlıyordu.
 
Muhtemel adaylar...
‘Gölge adam’ Derviş
Sinvar'ın yerine geçecek birkaç potansiyel aday var. Ancak Heniyye'nin 31 Temmuz'da Tahran'da öldürülmesinin ardından siyasi büro başkanlığı için kimse Sinvar'la yarışmadı.
Şu anda tüm gözler Muhammed Derviş'in (Ebu Ömer Hasan) üzerinde. Derviş, Hamas'ın Şura Konseyi Başkanı olarak görev yapıyor. Bilinmeyen bir figür olarak kabul edilen Derviş, Heniyye'nin suikastından sonra ön plana çıktı. Bazıları şansının çok yüksek olduğuna inanıyor. Son zamanlarda birçok resmi toplantıda hareketin tarihi liderlerinin önünde yer aldı.
Bir Hamas kaynağı, ‘gölge adam’ olarak görülen Derviş'in hareket içinde üst düzey bir yetkili olarak görünmeye başladığını söyledi. Derviş, son zamanlarda gelen ziyaretçileri Hamas adına kabul ediyor.
Derviş hayatını yurtdışında geçirdi. İç tüzüğünde değişiklik yapmadan önce Hamas'ın da içinden çıktığı Müslüman Kardeşler ile yakından bağlantılıydı. Daha sonra Hamas, Müslüman Kardeşler ile bağlarını kopardı.
 
Xkkxkk
Halil el-Hayye Hamas'a liderlik edecek adaylardan biri (AP)

Sinvar'ın yardımcısı Halil el-Hayye

Derviş'in yanı sıra Halil el-Hayye'nin ismi de öne çıkıyor. El-Hayye resmi olarak Sinvar'ın yardımcısı görevini yürütüyordu. Sinvar'ın şehadetinin ardından el-Hayye hareketin sembolü haline geldi.
El-Hayye, Gazze Şeridi'nde uzun süredir siyasi bir yetkili konumunda. Gazze Şeridi’nin yönetiminde Sinvar'ın yardımcısı ve ona yakın bir isimdi. Ardından Hamas'ın Gazze'deki yetkilisi oldu. Şimdi savaşı durdurmak ve takas anlaşmasını tamamlamak için müzakere ekibine liderlik ediyor. El-Hayye hareket adına birden fazla önemli olayda boy gösterdi. 7 Ekim saldırısının yıldönümünde yaptığı ve Sinvar'ın yasını tuttuğu, kendisinin Aksa Tufanı’nın lideri olduğunu söylediği son konuşması da bu önemli olaylar arasında. El-Hayye o konuşmada şu hususların altını çizdi: “Direniş, halkımızın kapsamlı kurtuluş özlemleri gerçekleşene kadar kurucu liderlerin ve şehitlerin ahdiyle devam edecek. Başkenti Kudüs olan tüm Filistin toprakları üzerinde bir Filistin devletinin kuruluşu gerçekleşene kadar direniş sürecek.”
El-Hayye ayrıca şu ifadeleri kullandı: “Direnişin elindeki esirler, Gazze Şeridi'ne yönelik saldırganlık durdurulmadıkça geri dönmeyecek. İşgalciler Gazze Şeridi'nden çekilmeden esirler iade edilmeyecek. Kahraman tutsaklarımız işgalcilerin hapishanelerinden serbest bırakılmadıkça esirler geri dönmeyecek.”
Hamas'ın siyasi şahinlerinden biri olarak kabul edilen el-Hayye, İran'la ittifakın önemi konusunda Sinvar'la hemfikirdi.
 
Dkkdkd
 Hamas lideri Halid Meşal Doha'da yaptığı bir konuşma sırasında (Arşiv - Reuters)

Halid Meşal... Müslüman Kardeşler'e İran'dan daha yakın

El-Hayye ve Derviş'in yanı sıra Halid Meşal, Musa Ebu Merzuk ve Muhammed Nazzal da harekete liderlik etmek için öne sürülen isimler arasında yer alıyor.
Meşal yaklaşık 21 yıl boyunca Hamas Siyasi Büro Başkanlığı görevini yürüttü ve halen Hamas'ın yurtdışı sorumlusu olarak görev yapıyor. Heniyye'nin öldürülmesinden sonra sağlık koşulları ve mevcut durumun doğasıyla ilgili diğer nedenlerden dolayı Heniyye'nin görevini devralmadığı düşünülüyor. Meşal'in Sinvar'dan sonra hareketin liderliğini üstlenme konusundaki mevcut pozisyonu bilinmiyor.
Meşal siyasi olarak tanınan bir isim ve Müslüman Kardeşler'e İran'dan daha yakın duruyor.
 
Hamas'ın şahinlerinden Muhammed Nazzal
Son seçimlerde ortaya çıkan Muhammed Nazzal'ın gücü de göz ardı edilemez.
Batı Şerialı olan Nazzal, Ürdün'ün başkenti Amman'da doğup büyüdükten sonra Kuveyt'te eğitim gördü. Hamas'a kuruluşunun ilk yıllarında katılan Nazzal, 1996'da Siyasi Büro üyeliğine seçildi ve bugüne kadar da bu görevi sürdürdü. Nazzal, Hamas'ın şahinlerinden biri olarak kabul ediliyor.
 
Xjkxkx
Hamas Siyasi Büro Üyesi Musa Ebu Merzuk (Reuters)

Ebu Merzuk... Siyasi Büro'nun ilk başkanı

 
Önerilen isimler arasında 1987'de Hamas'ın kurucularından biri ve siyasi bürosunun ilk başkanı olan Musa Ebu Merzuk da yer alıyor. Halen hareketin yurtdışındaki başkan yardımcısı olan Ebu Merzuk, 1951 yılında Refah'taki bir mülteci kampında doğdu (ailesi Remle bölgesindeki bir köyden göç ettirilmişti).
Her halükârda, Sinvar'dan sonra Hamas liderinin Gazze Şeridi'ndeki herhangi birileri arasından değil, bu kişiler arasından seçilmesi bekleniyor. Gazze'deki siyasi büronun bazı liderleriyle iletişimin kopması da bunu destekliyor.
Hamas'ta boşalan herhangi bir pozisyona halef seçmek için dahili bir sistem bulunuyor.
 
Jxjxjx
Hamas'ın kurucusu Ahmed Yasin (solda) 2002 yılında eski Hamas lideri İsmail Heniyye ile konuşurken (Reuters)

Hamas liderinin kimliğini gizleme taktiği

Hamas, İsrail'in 22 Mart'ta kurucusu Ahmed Yasin'i, 17 Nisan'da da halefi Abdulaziz Rantisi'yi öldürmesinin ardından 2004 yılında liderinin kimliğini gizlemeye başladı.
Hamas, İsrail'in kovuşturmasından kaçınmak için hareketin Filistin'deki liderinin adını uzun süre açıklamadı.
Sinvar'ın 17 Ekim'de öldürülmesi, eski siyasi büro başkanı İsmail Heniyye'nin Tahran'da suikasta kurban gitmesinden sadece üç ay sonra Hamas için büyük bir gerileme oldu.
Sinvar'ın öldürülmesi hareketi, mevcut çatışma ve ateşkes müzakerelerine ilişkin gelecekteki politikasını etkilemesi beklenen geniş istişareler başlatmaya zorladı.
Sinvar'ın vefatı Hamas'ta karar alma mekanizmasını ağırlık merkezi olan Gazze Şeridi'nden dışarıya kaydırdı.
Etkili tarihi liderlerin yokluğunda, gelecekteki kararların daha geniş bir kolektif tartışmaya tabi olması muhtemel.
Burada söz konusu olan Hizbullah'a benzer bir kolektif liderlik değil, kolektif istişarenin daha geniş bir şekilde yerleşmesidir.
Hamas'ın 1987'de kurulmasından bu yana siyasi büroya dört kişi başkanlık etti: 1992'den 1996'ya kadar siyasi büronun ilk başkanı olarak görev yapan Musa Ebu Merzuk, 1996'dan 2017'ye kadar Halid Meşal, 2017'den bu yıl öldürülene kadar Meşal'in yerine geçen İsmail Heniyye ve son olarak Yahya Sinvar. Beşinci başkanın da önümüzdeki günlerde seçilmesi bekleniyor.


SDG: Tişrin Barajı yakınlarındaki çatışmaları durdurmak için Uluslararası Koalisyon Türkiye ile aramızda arasında arabuluculuk yapıyor

Suriye'nin kuzeyindeki Halep kırsalında bulunan Tişrin Barajı (Arşiv)
Suriye'nin kuzeyindeki Halep kırsalında bulunan Tişrin Barajı (Arşiv)
TT

SDG: Tişrin Barajı yakınlarındaki çatışmaları durdurmak için Uluslararası Koalisyon Türkiye ile aramızda arasında arabuluculuk yapıyor

Suriye'nin kuzeyindeki Halep kırsalında bulunan Tişrin Barajı (Arşiv)
Suriye'nin kuzeyindeki Halep kırsalında bulunan Tişrin Barajı (Arşiv)

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Danışmanı Bedran Çiya Kurd, Halep vilayetinin doğu kırsalındaki Ayn el-Arap (Kobani) kenti üzerindeki kuşatmanın kaldırılması, Tişrin Barajı civarındaki gerilimin azaltılması ve askeri çatışmaların yatıştırılması için Türkiye ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında Uluslararası Koalisyon öncülüğünde arabuluculuk yapıldığını açıkladı.

Bedran Çiya Kurd, DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu’nun Türkiye ile SDG arasında ateşkes sağlanması için arabuluculuk yaptığını ve son dönemde iki taraf arasında diplomatik mesaj alışverişinde bulunulduğunu söyledi. Kürt yetkili pazar günü Rudaw Radyo’da yayınlanan Üçüncü Göz podcast programında ‘Uluslararası Koalisyon’un SDG liderliği ile Türk hükümeti arasında mesaj taşıdığını’ belirtti.

Dün Suriye televizyonuna konuşan özel bir kaynak, SDG ve Suriye hükümetinin, ülkenin kuzeyindeki çatışmaları durdurmak için Suriye hükümetiyle koordinasyon halinde olan Türk-Amerikan mutabakatının bir parçası olarak Tişrin Barajı'nın yönetimini merkezi hükümete devretme konusunda anlaşmaya vardığını söyledi.

Türkiye uzun zamandır SDG'yi PKK’nın Suriye kanadı olarak görüyor ve Uluslararası Koalisyon’a liderlik eden ABD'ye defalarca desteğini sonlandırması çağrısında bulunarak yeni askeri saldırılar düzenleme tehdidinde bulunuyor. Bu gelişme, Ankara'nın, Mazlum Abdi'nin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şera ile SDG ve yönetim kurumlarının devlet yapılarına entegrasyonunu ve Şam'ın petrol ve enerji sahaları ile sınır geçişlerinin kontrolünü yeniden ele geçirmesini öngören tarihi bir anlaşma imzaladığı SDG'ye yönelik politikasındaki büyük değişimin bir parçası.

gthyju7ı8
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Danışmanı Bedran Çiya Kurd

Bedran Çiya Kurd, Uluslararası Koalisyon liderliğinin Ankara ile SDG arasında dolaylı diplomatik mesajlar ilettiğine dikkat çekerek, “Sorunları diplomatik ve siyasi olarak çözme çabalarının bir parçası olarak hem Şam hem de Türkiye ile tüm sorunların çözüleceğini umuyoruz. Amacımız Suriye'nin tüm bölgelerine, özellikle de ülkenin kuzeyine ve doğusuna yönelik tüm saldırıların durdurulması” ifadelerini kullandı.

Önceki rejimin devrilmesi ve Beşşar Esed'in geçen yılın sonunda ülkeyi terk etmesinden bu yana, Halep'in doğu kırsalındaki Tişrin Barajı yakınlarındaki bölge top, roket ve hava saldırıları için sıcak bir cephe haline geldi. Zira burası Türkiye yanlısı Suriye Milli Ordusu (SMO) grupları ile Uluslararası Koalisyon’un desteklediği SDG güçlerinin kontrolündeki bölgeler ve sınırlar arasında bir temas noktası. Aynı bölgedeki Münbiç kentinin DEAŞ'dan kurtarılmasının ardından 2016 ortasından bu yana SDG'nin kontrolünde olan bölge, Halep ve Rakka vilayetlerinin büyük bölümüne temiz su ve elektrik sağlıyor.

yujı8o9
Ankara'ya sadık Suriyeli grupların bir üyesi Türkiye'nin Tişrin Barajı eksenine yönelik bombardımanını izliyor. (AFP)

Çiya Kurd, Rudaw Radyo’da yayınlanan podcast programında “Türkiye her şeyin Şam'a teslim edilmesini istiyor ve Şam'ın bu konuda bazı adımlar atmasını bekliyor… Hem Şam ile hem Türkiye ile hem de diğer gruplarla tüm sorunları diyalog yoluyla çözmeliyiz” ifadelerini kullandı. Türkiye ile aralarında doğrudan bir müzakere olmadığını kaydeden Kürt siyasetçi, “Uluslararası Koalisyon’daki müttefiklerimiz mektupları götürüp getiriyor” dedi.

Kürt siyasetçi, Şam hükümeti ile SDG liderliği arasında bu ayın 3'ünde imzalanan Halep'in Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahalleleri arasındaki anlaşmaya göre önümüzdeki günlerde SDG ile Suriye hükümeti arasında yeni bir mahkûm grubunun takas edileceğini doğruladı. Çiya Kurd, Halep mahalleleri anlaşmasının Afrin kentindeki durumun normalleşmesi ve yıllar süren diaspora ve zorlu seyahatlerin ardından yerinden edilen insanların geri dönmesi için bir başlangıç olması çağrısında bulundu.

xcdfgthy
SDG ile Suriye hükümeti arasındaki mahkûm takası için Halep'in Eşrefiye mahallesinin girişinde bekleyen Suriyeliler (Şarku'l Avsat)

Halep vilayeti Genel Güvenlik Dairesi Müdürü Muhammed Abdulgani, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte, Suriye hükümeti ile SDG arasındaki hapishane boşaltma sürecinin 3 Nisan'da her iki taraftan 450 kişilik ilk grup tutuklunun serbest bırakılmasıyla fiilen başladığını, kalan tutukluların da askeri güçlerin çekilmesini takiben gruplar halinde serbest bırakılacağını ve söz konusu anlaşmanın Halep'in geri kalanında benzer kapsamlı anlaşmaların sahada uygulanması için ilk pratik adım olduğunu söyledi.

Şam ve Tişrin Barajı yönetimi için ortak çalıştaylar

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Başkanı İlham Ahmed de Halep mahalleleri anlaşmasını destekledi. Şarku'l Avsat'a özel açıklamalarda bulunan Ahmed, ‘Halep'teki siviller arasında olumlu bir atmosfer ve memnuniyet yarattığı ve bazı temel noktalar üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra tüm bölge sakinlerine hizmet edeceği için’ bu anlaşmaya olumlu baktığını söyledi. Ahmed, bu politikayı ‘yeni, adem-i merkeziyetçi ve çoğulcu bir Suriye çerçevesinde’ Şam hükümeti ile yönetim arasında gelecekte oluşabilecek mutabakatların başlangıcına açılan bir kapı olarak değerlendirdi.

Sivil mahallelerin ve sakinlerinin taraflar arasında meydana gelen çatışma ve anlaşmazlıklardan arındırılması çağrısında bulunan Ahmed, “Halep şehrinden sorumlu güvenlik makamlarından ve iki mahallede bulunan iç güvenlik güçlerinden, sivillerin ve Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin korunması için garanti isteniyor” dedi. Bu anlaşmaların tüm Suriye coğrafyasını kapsayacak şekilde genişletilmesi gerektiğine dikkat çeken Ahmed, ‘böylece bu mutabakatların yeni çatışmalara dahil olmamayı garanti altına alacağını ve Afrin şehrini de kapsayacak şekilde genişletilebileceğini, çünkü yerinden edilenlerin bölgelerine geri dönmelerinin elzem olduğunu’ söyledi.

Pazar günü bakım ekipleri Münbiç kırsalındaki Tişrin Barajı’na girerek barajın yeniden faaliyete geçmesi için arızaları onarmaya başladı. Özerk Yönetimin Barajlar Dairesi’nden bir yetkiliye göre Suriye hükümetinden uzman ekipler, tesisin tam olarak hazır olmasını sağlamak için yönetimin baraj onarım ekiplerinin yanında yer aldı. Şu anda aktarma istasyonunda bakım çalışmaları devam ediyor ve yeniden çalışmaya başlaması için bir takvim yok. Ancak bakım işlemlerinin bu hafta tamamlanması bekleniyor.