HDK, komutanlarından birinin ayrılmasının ardından Sudan'ın orta kesimlerindeki kasabaları işgale başladı

HDK, Kuzey Darfur'da bir İlyuşin 76 uçağının düşürüldüğünü duyurdu

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)
TT

HDK, komutanlarından birinin ayrılmasının ardından Sudan'ın orta kesimlerindeki kasabaları işgale başladı

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)
Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) milisleri (Arşiv - Reuters)

Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK), Tümgeneral Ebu Akile Kikel ve kuvvetlerinin HDK'den ayrılarak eyaletteki ordu saflarına katılmasının ardından Sudan'ın orta kesimindeki El Cezire eyaletinin doğusunda yer alan bir dizi şehir ve kasabayı işgal etti.

Şarku’l Avsat’a konuşan yerel kaynaklar, HDK milislerinin pazar akşamı Tambul şehrine saldırmaya başladığını, en az beş kişinin öldüğünü ve birçok kişinin yaralandığını ve şehrin pazarındaki birçok dükkânın tahrip edildiğini söyledi. Bir Tambul sakini, kentin kontrolünü tamamen ele geçiren HDK'nin ilerleyişi karşısında ordunun geri çekilmesinin ardından durumun çok zor olduğunu bildirdi.

Aynı kaynaklara göre HDK, çoğunluğu ülkenin merkez ve doğusundaki Butana bölgesinden olan Komutan Kikel'e bağlı onlarca kuvveti gözaltına aldı. Kikel'in orduya katılmasının ardından HDK Sözcüsü el-Fatih Kureşi şunları söyledi: “Tambul bölgesinin kontrolünü ele geçirmek için büyük bir takviye düşman gücü onlara katıldı. Bu durum karşısında güçlerimiz düşman güçleriyle kararlı bir şekilde mücadele ederek onları ortadan kaldırdı ve 200'den fazla kişiyi öldürerek ve 45 aracı tüm ekipmanlarıyla birlikte ele geçirerek kayıplar verdirdi. Ardından düşman unsurlarını şehrin dışına kadar geri çekilmeye zorladı.”

DS
Savaş binlerce kişiyi El Cezire'den komşu eyaletlere kaçmak zorunda bıraktı. (AFP)

Kureşi sözlerini şöyle sürdürdü: “Komutan Kikel'in aile üyeleriyle birlikte saklanmasının ardından şüpheli hareketlerini izledik. Öyle ki kardeşi tarafından el-Gedarif ve Port Sudan şehirlerinde yapılan bir dizi toplantıyla, askeri ve istihbarat çalışmaları karşılığında Burhan'ın milislerine teslim olma pazarlığıyla sonuçlanan bir anlaşmayla satın alındı.”

HDK Komutanı’nın Danışmanı İbrahim Muhayyer ise Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, Kikel'in ordu güçleri tarafından öldürülen Mavi Nil Bölgesi Komutanı Abdurrahman el-Bişi'nin yerini ifşa etmek de dahil olmak üzere ihlallere karıştığı ve emirleri ihlal ettiği gerekçesiyle soruşturma altında olduğunu söyledi. Muhayyer, Kikel'in operasyonların gidişatını etkileyebilecek hiçbir askeri bilgiye sahip olmadığını ve birkaç araba ve kişisel korumasıyla birlikte orduya teslim olduğunu belirtti.

El Cezire eyaletinin en büyük kentlerinden biri olan Rifaa'daki Halk Direniş Komiteleri, ordu güçlerinin Tambul kentinden çekildikten sonra eyaletin doğusuna sızmaya çalıştığını söyledi. Yapılan açıklamada, HDK’nin El Cezire eyaletinin doğusundaki Cüneyd el-Hille, el-Azibe, el-Ak, eş-Şerafa Berekat ve el-Bivada gibi kasabaların yanı sıra Rifaa kentine de saldırdığı ve siviller arasında ölüm ve yaralanmaların meydana geldiği bildirildi. Açıklamanın devamında, “Çatışmanın iki tarafı olan ordu ve HDK'yi bölge vatandaşlarının emniyet ve güvenliğinden sorumlu tutuyor ve silahsız vatandaşların askeri ve siyasi hesaplaşmalar ve çekişmeler için canlı kalkan olarak kullanılmasını reddediyoruz” denildi.

HDK dün (Pazartesi) Sudan'ın batısındaki Darfur bölgesinin kuzeyinde yer alan el-Malha bölgesinde bir savaş uçağının düşürüldüğünü ve altı kişilik mürettebatının öldüğünü duyurdu. Kureşi, HDK üyelerinin uçağın düşürülmesinden sonra enkazının görüntülerini, mürettebatın kimliklerini ve nereden geldiklerini ortaya koyan pasaportlarının fotoğraflarını belgelediklerini söyledi. Kureşi, “Bu uçak çok sayıda sorti gerçekleştirdi ve Sudan'ın çeşitli şehirlerinde masum sivillerin kafalarına varil bombaları attı” ifadesini kullandı.

HDK Komutanı Korgeneral Muhammed Hamdan Daklu'nun Siyasi Danışmanı el-Başa Tubeyk, X platformundaki hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, uçağın bir İlyuşin 76 olduğunu belirtti. Tubeyk ayrıca, HDK'nin kontrolü altındaki hava sahasında uçan herhangi bir uçağı vurabilecek güdümlü füzelere sahip olduğunu doğruladığı için devasa uçağın düşürülmesini önemli bir gelişme olarak nitelendirdi.



İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
TT

İsrail Şam'ı bombaladıktan sonra Ahmed Eş-Şara'yı mı hedef alıyor?

Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)
Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş Şara (Arşiv)

İsrail, çarşamba günü Suriye'ye yönelik saldırılarını artırarak başkent Şam'ı hedef aldı. Newsweek, olayı, İsrail'in Süveyda'da artan mezhepsel şiddet ortamında operasyonlarını yoğunlaştırdığı bir dönemde, Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'nın yedi aylık görev süresi boyunca karşı karşıya kaldığı en ciddi kriz olarak nitelendirdi.

Suriye Devlet Başkanı ABD Başkanı Donald Trump'ın beğenisini kazanmış olabilir ama yakında İsrail'in hedef listesine girebilir.

İsrail'in operasyonları, devrik Cumhurbaşkanı Beşşar Esed rejiminin yıkılmasının hemen ardından İsrail ordusunun askeri hedeflere yönelik geniş çaplı bir saldırı kampanyası başlatarak daha güneydeki toprakları ele geçirmesinden sonra Suriye'deki en yoğun operasyonlar oldu.

Görsel kaldırıldı.İsrail hava saldırılarının hedef aldığı Şam'daki Savunma Bakanlığı binası (AFP)

"İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun söylemleri, Şara'nın gerilimi azaltma çağrılarına rağmen tırmanırken, yeni Suriye cumhurbaşkanı, Tel Aviv'in Şara’nın da karşı olduğu İran yanlısı "direniş ekseni" ile son 21 aydır süren çatışmasında İsrail'in birçok önemli düşmanının başına geldiği gibi, hedef haline gelebilir.  

İsrail'in eski büyükelçilerinden ve şu anda Yahudi Dürzi örgütünün CEO'su olan Rida Mansur Newsweek'e şunları söyledi: “İsrail son zamanlarda, eski Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, İranlı askeri komutanlar ya da Hamas lideri gibi belirli bir liderin, ulusal güvenliğine açık bir tehdit oluşturduğunu hissettiğinde harekete geçeceğini gösterdi.”

Mansur şöyle devam etti: "Bu bir gerçek. Son iki yıl içinde yaşandı. Bu, İsrail'in ilk tercihi olmayacaktır. İsrail Suriye'de kaosu tetikleyebileceğinin farkına varabilir ama bu, kaosu en başta onun başlatıp başlatmadığına bağlı, o zaman başka liderlere de şans verilmeli."

Mansur, son günlerde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu yüzlerce Suriyeli Dürzi'nin, Suriye güvenlik güçleri tarafından desteklendiği iddia edilen ve aralarında yabancı ve yerel milislerin de bulunduğu Bedevi aşiretleri tarafından öldürüldüğüne dair haberler üzerine İsrail askeri müdahalesi çağrısında bulunan İsrail Dürzi toplumunun önde gelen isimleri arasında yer alıyor.

Şam'ın Dürzilerin çoğunlukta olduğu güney banliyölerinde şubat ayında Suriye güçleri ve milisler arasında yaşanan kanlı çatışmalar, Netanyahu'nun bu azınlığın kaderiyle ilgili ilk büyük tehditlerini savurmasına yol açtı. Nisan ayında yeniden su yüzüne çıkan şiddet, İsrail'in daha sert uyarılarına neden oldu ve mayıs ayında bir süreliğine yatışmış gibi görünse de son günlerde yeniden su yüzüne çıktı. İsrailli yetkililer böylece, ülkelerini bölgedeki azınlık haklarının koruyucusu olarak gösterme fırsatını yakaladı.

İsrail'in ABD Büyükelçiliği'nde diplomat olarak görev yapan Sevsen Natur Hassun, dün Newsweek'te yayınlanan yazısında, “Suriye sınırının tamamen silahsızlandırılmasını sağlayarak, ortak değerlerimiz ve azınlık gruplarının korunması için hareket ederek, rejimin Dürzilere zarar vermesini engellemeye kararlıyız. Herkes bilmelidir ki, Suriye Dürzileri, Arap çoğunluklu bölgede, çoğulculuğun ve azınlık çeşitliliğinin son sembolüdür” ifadelerini kullandı.

Eş Şara, Dürzileri korumanın hükümeti için bir “öncelik” olduğunu açıkladı ve İsrail'i “Suriye'yi savaşa ve bölünmeye sürüklemeye çalışmakla” suçladı.

Mansur şöyle devam etti: "İsrail, Suriye'nin güneyinin Lübnan ya da Gazze'ye dönüşmesine izin veremez. Harekete geçmek için çok uzun süre tereddüt ettiğimiz o yerlerden çok acı bir ders aldık. Çok uzun süre bekledik ve çok yüksek bir bedel ödedik. Dolayısıyla İsrail'in şu anki ruh hali, 7 Ekim 2023'teki Hamas saldırısı senaryosunun tekrarlanmasını önlemek için elimizden gelen her şeyi yapmaktır."

Bu strateji, Netanyahu'nun dünkü konuşmasında da vurguladığı gibi, Şam'dan Golan Tepelerine kadar Suriye'nin güneyinde, Suveyda'yı da içine alan bir “tampon bölge” kurulmasını içeriyor.

Mansur, “Şara güneydeki Dürzilerin haklarını savunmayı taahhüt etmezse, iç savaşın ilk yıllarında kuzeydoğuda kurulan ABD destekli Kürt güçlerine benzer fiili bir özerk bölgenin oluşturulmasıyla karşı karşıya kalabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Mansur, “Dürzilere özerklik verilmesi İsrail'in Suriye'nin güneyinde istikrarı sağlamasına yardımcı olacaktır ki, bence bu herkes için faydalı olacaktır. Bu İsrail için de iyi, Dürziler için de iyi. Şam hükümeti ülkeyi birleştirmenin önemini anlamazsa, izlediği politikanın bedeli bu olacaktır" şeklinde görüşünü dile getirdi.

Görsel kaldırıldı.ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara arasında Riyad'da görüşme (Arşiv-AP)

ABD, İsrail'in son saldırılarına desteğini çekmenin yanı sıra, Suriye'nin birliğini ve toprak bütünlüğünü de savundu ki bu mesaj, Beyaz Saray'ın Kürt müttefiki Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) merkezi hükümete entegre olmasını öngören ve şu anda durmuş olan anlaşmanın müzakere edilmesindeki rolüyle pekiştirildi.

Şarku'l Avsat'ın edindiği bilgiye göre Trump Netanyahu'ya yakın dururken, ABD lideri aynı zamanda mayıs ayında kendisini Suriye'ye yönelik yaptırımları kaldırmaya ikna ettiği belirtilen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de yakın ilişkiler kurdu.

Erdoğan dün yapılan kabine toplantısında, Suriye'nin bölünmesine yönelik iddiaları sert bir dille eleştirerek şunları söyledi: "Suriye'nin bölünmesine dün de razı olmadık, bugün de yarın da asla razı olmayacağız. Ülkenin toprak bütünlüğü pahasına Suriye'nin güneyi ile kuzeyi arasında bir koridor oluşturmayı hayal edenler asla amaçlarına ulaşamayacaklar."

"Suriyeli kardeşlerimizle dayanışma içinde bunlara engel olacağız ama İsrail ile soruna bulaşanlar er ya da geç büyük bir hesap hatası yaptıklarını anlayacaklardır."