İsrail saldırılarını derinleştirdikçe Lübnan’daki yıkım artıyor

Hizbullah, Haşim Safiyuddin'in yasını tuttu

Güney Lübnan'daki Sur şehrinin merkezinde İsrail'in hedef aldığı bölgeyi inceleyen Lübnanlı bir adam (Reuters)
Güney Lübnan'daki Sur şehrinin merkezinde İsrail'in hedef aldığı bölgeyi inceleyen Lübnanlı bir adam (Reuters)
TT

İsrail saldırılarını derinleştirdikçe Lübnan’daki yıkım artıyor

Güney Lübnan'daki Sur şehrinin merkezinde İsrail'in hedef aldığı bölgeyi inceleyen Lübnanlı bir adam (Reuters)
Güney Lübnan'daki Sur şehrinin merkezinde İsrail'in hedef aldığı bölgeyi inceleyen Lübnanlı bir adam (Reuters)

Güney Lübnan'daki kara çatışmaları, İsrail ordusu ile Hizbullah arasındaki vur-kaç operasyonlarının et-Taybe eksenine taşındığı ikinci sınır köyü hattının kenarlarına kadar genişledi ve güneydeki kara operasyonunun başlamasından üç hafta sonra İsrail'in en derin saldırısı gerçekleşti. Sınır köylerinin eteklerinde, özellikle de Ayta eş-Şaab ekseninde çatışmalar devam ederken, Hizbullah savaşçılarının İsrail güçlerini pusuya düşürmesinin ardından İsrail savaş uçakları şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail'in Güney Lübnan'daki tarihi Sur kentinin merkezini de hedef listesine eklemesiyle birlikte bazı kasaba ve köylerde geniş çaplı yıkım meydana geldi. Sur'a yönelik saldırılar, sahil kentinin yerleşim alanının yarısının boşaltılmasına yol açtı ve 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının tam olarak uygulanmasına bağlı kalan Lübnan'ın tutumu üzerindeki baskı dalgasını tamamladı.

Diğer yandan Hizbullah, eski Genel Sekreteri Hasan Nasrallah'ın potansiyel halefi olarak görülen Yürütme Konseyi Başkanı Haşim Safiyuddin'in yasını tuttu. Hizbullah tarafından yapılan açıklamada, yaklaşık 20 gün önce Beyrut'un güney banliyölerinde düzenlenen bir hedef alma eylemine atıfta bulunularak, “Safiyuddin, Siyonistler tarafından düzenlenen saldırıda mücahit kardeşleriyle birlikte aramızdan ayrıldı” denildi.



DEAŞ'ın sözde ‘Irak valisi’ el-Mezrui hakkında ne biliyoruz?

Hamrin Dağları yakınlarında devriye gezen Irak askerleri (X)
Hamrin Dağları yakınlarında devriye gezen Irak askerleri (X)
TT

DEAŞ'ın sözde ‘Irak valisi’ el-Mezrui hakkında ne biliyoruz?

Hamrin Dağları yakınlarında devriye gezen Irak askerleri (X)
Hamrin Dağları yakınlarında devriye gezen Irak askerleri (X)

Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, dün (Salı) ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon güçlerinin desteğiyle Irak'ın kuzeyinde düzenlenen askeri operasyonda DEAŞ’ın sözde Irak valisinin öldürüldüğünü duyurdu. Sudani, başarıyla sonuçlanan operasyon vesilesiyle Iraklıları tebrik etti.

Sudani X platformunda yaptığı paylaşımda, Irak güvenlik güçlerinin ‘Irak'taki teröristleri saklandıkları yerlere kadar takip edeceklerini ve Irak toprakları onlardan ve kötülüklerinden temizlenene kadar onları ortadan kaldıracaklarını’ söyledi.

vfgtrh
El-Mezrui'nin Bağdat'taki Ortak Operasyonlar Komutanlığı tarafından yayınlanan fotoğrafı

Sudani, kahramanca olarak nitelendirdiği operasyonun ‘Terörle Mücadele Birimi ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı tarafından Ortak Operasyonlar Komutanlığı’nın gözetiminde gerçekleştirildiğini ve teröristlerin saklandığı yerleri hedef aldığını’ bildirdi.

Sözde Irak valisi kimdir?

Medyada adı neredeyse tek fotoğrafıyla yer alan Irak'taki son DEAŞ valisi, Ebu Abdulkadir Abdulkerim olarak bilinen, Hamrin'den çok uzak olmayan Diyala vilayeti doğumlu Casim Halef Davud el-Mezrui’dir.

Ortak Operasyonlar Komutanlığı’nın açıklamasına göre, Terörle Mücadele Birimi ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı’ndan oluşan ortak bir güç, Uluslararası Koalisyon’un da yardımıyla, el-Mezrui'nin üst düzey yardımcılarından sekizini öldürmeyi başardı.

Terör örgütleri uzmanı Fazıl Ebu Ragif, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, el-Mezrui'nin Diyala vilayetinin Yesrib ilçesine bağlı el-Mezariya köyünde doğduğunu söyledi.

Ebu Ragif, “Onu ortadan kaldırma görevini iki kurum paylaştı: Terörle Mücadele Birimi ve Ulusal Güvenlik Teşkilatı. Ebu Abdulkadir Abdulkerim olarak bilinen el-Mezrui bir yıldan kısa bir süre önce Irak'a vali olarak atandı. Ancak örgüt artık liderlere değil, grup ruhu dedikleri kolektif liderliğe dayanıyor” ifadelerini kullandı.

Terör örgütleri uzmanı bunun ‘liderlerden herhangi biri öldürülürse yerine yardımcıları geçer’ anlamına geldiğini söyledi.

El-Mezrui DEAŞ'a 2014 yılında katıldı.

Bu operasyonda el-Mezrui’yi hedef almanın önemiyle ilgili olarak Ebu Ragif şunu söyledi: “Bu, Hamrin sıradağlarındaki, özellikle de Allas petrol sahalarının karşısında öldürüldüğü yerdeki operasyonların yürütülmesinde niteliksel bir değişimi temsil ediyor.”

Hamrin Kalesi

Hamrin Dağları'nın silahlı gruplar için bir kuluçka merkezine dönüştüğünü belirten Ebu Ragif, “Bölge en tehlikeli üç vadiyi içeriyor: Vadi Zuğeytun, Vadi eş-Şay ve Vadi Ummu’l Hanacir. Engebeli olan bu alanlar, hiçbir aracın, paletli aracın ya da tankın giremediği bölgeler. DEAŞ milisleri de buralarda saklanıyor ve operasyonlarını buradan yürütüyor” dedi.

DEAŞ'a yönelik askeri operasyonların 2017'de sona ermesinden bu yana Irak ve ABD güçleri, mağaralarının örgütün kalan hücreleri için bir sığınak haline geldiği bildirilen Hamrin Dağları'na odaklanan operasyonlar yürüttü.

acdvfbg
Anbar'da daha önce DEAŞ hücrelerine yönelik operasyonlar sırasında bir güvenlik konvoyu (Arşiv - Irak Ordusu)

Hamrin sıradağları Bağdat'ın doğusundaki Diyala vilayetinden Selahaddin ve Kerkük vilayetlerine kadar uzanıyor.

Irak ordusu komutanlarına göre bu bölge bir zamanlar El Kaide'nin ve daha sonra da DEAŞ'ın üst düzey liderleri için güvenli bir sığınak görevi görürken, örgüte vurulan bir dizi darbenin ardından artık böyle bir işlevi kalmadı.

Irak Başbakanı’nın danışmanlarından Hüseyin Allavi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Sözde Irak valisinin öldürülmesi, Terörle Mücadele Birimi, Ulusal Güvenlik Teşkilatı ve Ortak Operasyonlar Komutanlığı tarafından yapılan büyük bir planlamanın ardından gerçekleşti” dedi.

Allavi, “Başkomutan Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin terör örgütünün (DEAŞ) birinci derecedeki liderlerini kurutmak ve terörist liderleri öldürüp Irak topraklarındaki varlıklarına son vererek istikrar ve kalkınmayı destekleme planının bir parçası olarak, Ortak Operasyonlar Komutanlığı bünyesindeki Ortak Hedefleme Hücresi tarafından da özenli bir çalışma yürütüldü” ifadesini kullandı.