Libya'daki aktif Fransız diplomatik hareketi ne amaçlıyor?

Analistler, Paris'in krizi çözmek için ‘net bir siyasi vizyona sahip olmadığı’ görüşünde

Fransa Cumhurbaşkanı'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler, Trablus'ta Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüştü. (Fransız Büyükelçiliği)
Fransa Cumhurbaşkanı'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler, Trablus'ta Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüştü. (Fransız Büyükelçiliği)
TT

Libya'daki aktif Fransız diplomatik hareketi ne amaçlıyor?

Fransa Cumhurbaşkanı'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler, Trablus'ta Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüştü. (Fransız Büyükelçiliği)
Fransa Cumhurbaşkanı'nın Libya Özel Temsilcisi Paul Soler, Trablus'ta Libya Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi ile görüştü. (Fransız Büyükelçiliği)

Fransa'nın Libyalı taraflar arasındaki diplomatik çabaları, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Libya Özel Temsilcisi Paul Soler ve Fransa'nın Libya Büyükelçisi Mustafa Mihrac tarafından yürütülen bir dizi toplantı ile ekim ayı boyunca yoğunlaştı.

Libya'da soru işaretlerinin arttığı Fransız diplomatik faaliyeti, analistler tarafından ‘net bir siyasi vizyona sahip olmayan Fransa'nın, Afrika Sahel ülkelerini kasıp kavuran darbe dalgasının ardından bu ülkelerdeki yokluğunu ve bunun terörizm ve düzensiz göç konularındaki yansımalarını telafi etme çabası’ olarak görülüyor.

Macron'un Libya Özel Temsilcisi Soler, ülkenin batısında eylül sonu ve ekim başında Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, yardımcıları Abdullah el-Lafi ve Musa el-Koni, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ve Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Stephanie Khoury ile görüşmelerde bulundu.

xscdfvbg
Fransa'nın Libya Büyükelçisi Mustafa Mihrac, Bingazi'deki Güvenlik Çalışma Grubu toplantısında Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkan Vekili Stephanie Khoury'nin yanında. (UNSMIL)

Soler’in hareketleri üç yıl önce görevine başlamasından bu yana durmadı. Libyalı araştırmacı ve siyasi analist Abdulhakim Fennuş bu hareketleri ‘mevcut ya da öngörülen yetkilileri etkileme olasılığını araştırmak üzere Libyalı aktörlerin bir sonraki aşamaya ilişkin algılarını ve uyumlarını keşfetme’ girişimlerine dahil etti.

Soler'in bu ayın başından beri Libyalı aktörlerle yaptığı görüşmelerde taşıdığı Fransız mesajlarının içeriği, ‘Fransa'nın kaygılarında Libya dosyasının önceliği’ ve ‘Libya'nın siyasi çıkmazdan kurtulmasına ve seçimlere gitmesine yardımcı olmak için çaba gösterilmesi’ ile sınırlıydı.

dcfrgth
Fransa'nın Libya Büyükelçisi Mustafa Mihrac, Bingazi'de Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ile görüştü. (Fransız Büyükelçiliği)

Macron'un Libya Özel Temsilcisi, son ziyaretinde ülkenin doğusundaki aktörleri ziyaret etmedi. Ancak Fransa'nın Libya Büyükelçisi Mihrac bu ayın sonlarında Libya Ulusal Ordusu (LUO) Komutanı Mareşal Halife Hafter ve Libya Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih ile görüşmelerde bulundu. Büyükelçi, Hafter ve Salih ile Libya krizinin seçimler yoluyla sona erdirilmesi konusunu ele aldı.

Libya konusunda uzman olan Fransız araştırmacı Virginie Collombier, Soler ve Mihrac’ın bir başka hedefine dikkat çekti. Bu hedef şöyle özetlenebilir: Seçimlere gitmeden önce ülkenin kurumlarının yeniden bir araya getirilmesi ve yeni bir birleşik yürütme otoritesine ulaşmaya yönelik uygulanabilir yolların belirlenmesi.

Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada ne Soler'in ne de Mihrac'ın bunu başarmak için net bir planı olmadığını belirten Collombier, birleşik bir hükümet kurulması ve Libya kurumlarının birleştirilmesi olasılığına da atıfta bulundu.

Libya'da net bir siyasi yolun yokluğunda Soler ve Mihrac son aylarda güvenlik konularına odaklandı. Collombier’a göre söz konusu iki Fransız diplomat, güvenlik dosyasının bir ilerleme sağlamak için daha olumlu bir fırsat sunduğu ve ülkenin doğusundaki LUO güçleriyle olan ilişkilerinden eleştirilere yol açmadan faydalanabilecekleri varsayımlarında bulundu.

Collombier, Fransa'nın güvenlik ve terörle mücadele konularına olan ilgisini Paris yönetiminin Sahel bölgesinde yaşadığı başarısızlıkları telafi etme arzusuna bağlıyor. Fransız araştırmacı ayrıca, iki askeri grup arasında bir anlaşmayı desteklemeyi, Libya'nın güney sınırlarını güvence altına almaya yardımcı olabilecek bir Fransız vizyonu olarak görüyor.

Burkina Faso, Nijer ve Mali gibi ülkelerde meydana gelen darbelerin ardından Fransa'nın Afrika'daki, özellikle de Sahel ülkelerindeki nüfuzunda önemli bir düşüş yaşandı. Tüm bunlar bölgedeki Fransız varlığının sona erdirilmesi arzusuna dayanıyor.

Libyalı araştırmacı Abdulhakim Fennuş daha spesifik olarak Fransa'nın Libya'nın doğusunda güney sınırlarını kontrol eden LUO güçleriyle ilişkilerini güçlendirme çabalarına işaret etti.

Fennuş aynı zamanda Paris yönetiminin, LUO’nun Sahel ülkeleriyle olan etkili ilişkilerinden kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde yararlanma konusundaki iddiası üzerinde de durdu. Fennuş, sınırlardan düzensiz göç akışını kontrol etmenin yanı sıra, Libya sınırında faaliyet gösteren, Sahel ülkelerindeki yerleşik otoritelere karşı olan aşırılık yanlısı gruplardan veya güçlerden gelen tehditlerle bağlantılı sınır sorunlarına atıfta bulundu.

Fransa daha önce 2014-2019 yılları arasında Bingazi, Derne ve orta bölgede terörle mücadelede LUO Genel Komutanlığı’na verdiği destek nedeniyle Batılı müttefiklerinin eleştirilerine maruz kalmıştı.

Ancak Libya konusunda uzman araştırmacı Muhammed el-Carıh'ın da aralarında bulunduğu Kuzey Afrika gözlemcileri, ABD'nin yanı sıra İtalya ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinden gelen heyetlerin çok sayıda ziyaretine atıfta bulundu. Gözlemciler, yıllardır Bingazi'deki LUO Genel Komutanlığı’nı destekleyen pozisyonunun geçerliliğini ve gücünü hissettikten sonra Paris yönetiminin bir derece daha güven kazandığına inanıyor.

Ancak Collombier'e göre Soler ve Mihrac, Fransa'nın Hafter güçlerine verdiği uzun vadeli desteğin olumsuz etkisini telafi etmek için büyük çaba sarf etti.

Bu arada Libya'daki gelişmeleri gözlemleyenler, Fransa'nın son çabalarının Moskova ve Paris arasındaki rekabet bağlamından soyutlanamayacağı görüşünde ısrar ediyor. 2020 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hazırlanan gizli bir rapora göre Libya'da Rus paralı asker grubu Wagner’e bağlı yüzlerce paralı asker bulunuyor.

Libya Desk'in yönetici ortaklarından el-Carıh, “Fransız pozisyonu, Bingazi ve genel olarak Sirenayka'daki LUO ile ilişkilerde Rusya gibi diğer taraflarca doldurulabilecek bir boşluk bırakmama fikrini benimsiyor” dedi.

“Paris, ülkenin batısındaki Türk varlığı ile doğusundaki Rus varlığının aynı mekanizma ve düzeyde ele alınması için bastırıyor” diyen el-Carıh, Paris'in görüşünün ‘Türk varlığının Rus varlığı için bir gerekçe olduğu ve bunun tersinin de geçerli olduğu ve bu gerekçeyi sona erdirmenin tek yolunun her iki tarafın da gitmesi olduğu’ şeklinde olduğunu açıklıyor.

Buna paralel olarak Fransa'nın Libya'daki hamlelerinin gündeminde de ekonomik nedenler yer alıyor. Soler'in bu ay UBH Başbakanı Abdulhamid Dibeybe ile yaptığı görüşmelerin gündeminde ‘kalkınma ve altyapı projelerinde iş birliği fırsatları’ vardı.

El-Carıh, “Fransız Total şirketi Libya'da petrol ve gaz sektöründe faaliyet gösterdiği için Fransa Libya’ya ekonomik açıdan büyük ilgi gösteriyor. Fransız şirketlerinin Libya'da en önemlisi yeniden inşa sektörü olmak üzere çeşitli sektörlere katılma arzusu var” ifadelerini kullandı.

Dokuz Fransız şirketinin temsilcilerinden oluşan bir Fransız heyeti, haziran ayı başında Mareşal Halife Hafter'in oğlu Belkasım Hafter liderliğindeki Kalkınma ve Yeniden İmar Fonu'nun daveti üzerine doğu bölgesini ziyaret etmişti.



Yeni Gazze haritası: Kantonlar ve koridorlar

İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
TT

Yeni Gazze haritası: Kantonlar ve koridorlar

İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)
İsrail yeni eksenler oluşturarak Gazze Şeridi’ndeki idari bölgeleri birbirinden izole ediyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İzzeddin Ebu Ayşe

İsrail’in Gazze Şeridi'nde yürüttüğü ve Gazze’nin haritasını tamamen değiştirdiği savaşın son aşaması çok yavaş ilerliyor. Kuzeyde toz dumana karışırken artık Gazze’yi kendi sakinleri bile tanıyamıyor.

Savaşın başlamasının üzerinden yaklaşık 15 ay geçerken Gazze Şeridi bambaşka bir coğrafi alana dönüştü. Bölgelerin ve sokakların şekilleri değişti. Özellikle İsrail ordusunun mühendislik birimlerinin çalışmalarını tamamlamasının ardından bölgenin yeni görünümü şekillenmeye başladı.

Gazze Şeridi'ndeki idari bölgeler

Gazze Şeridi beş idari bölgeden oluşuyor. Bunlar Beyt Hanun, Beyt Lahiya, Cibaliye, bazı küçük köyleri kapsayan Kuzey Gazze ve Gazze şehri ile Bureyc, Megazi ve Nuseyrat mülteci kamplarının yer aldığı Deyr el-Beleh ile el-Karara semtini içeren Han Yunus ve Refah şehirleri.

Bu beş idari bölge savaştan önce birbirlerine bağlıydı. Herhangi bir engelle, doğal faktörlerle ve hatta caddelerle dahi ayrılmamışlardı. Gazzeliler herhangi bir şehrin coğrafi sınırlarını tanımakta zorlanırdı, çünkü bu bölgeler bir şekilde üst üste biniyordu. Ne buranın sakinleri ne de devlet kurumları bu bölgeleri birbirinden ayırmakla ya da sınırlarını belirlemekle ilgilenirdi.

Fakat aylardır devam eden ve halkın üzerinde ağır bir yük oluşturan savaş, Gazze Şeridi’nin çehresini tamamen değiştirdi. İsrail, Gazze Şeridi'ndeki idari bölgeleri arasındaki hatları coğrafi ayrım ilkesi çerçevesinde yeniden çizdi. Gazze, İsrail güçleri tarafından kontrol edilen yeni eksenler oluşturularak küçük kantonlara bölündü.

Meflasim Koridoru

İsrail ordusu Kuzey Gazze ile Gazze şehri arasında büyük bir askeri operasyon gerçekleştirdi. Ardından mühendislik birimleri bölgede büyük bir çalışma yürüttü. Bu birimler, doğuda Gazze-İsrail sınırından batıda Gazze Denizi'ne uzanan ve Meflasim Koridoru olarak adlandırılan bir yol inşa etti.

sadcefrg
Gazze kantonlara ayrıldı (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İsrail ordusu, İsrail’i Gazze’den ayırmak için Meflasim Koridoru’ndaki tüm binaları yıktı ve Gazzelilerin sadece yeni adıyla bildiği bir yolu asfaltlamak için mühendisler gönderdi. Ardından burayı kontrol altına alarak askeri üsler kurdu.

Herhangi bir vatandaşın Gazze şehrinden kuzeye ya da kuzeyden Gazze Şehri’ne geçebilmesi için Meflasim koridorundan geçmesi gerekiyor. İsrail, koridoru iki vilayeti birbirinden kopardığı ve kuzey bölgesini izole edilmiş ve kuşatılmış bir kanton haline getirdiği için alternatif bir güzergah ya da yan yol yok.

cdfvegrthy
İsrail şehirleri izole etmenin saldırıları önlediğine inanıyor (Independent Arabia - Meryem Ebu Dakka)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nin merkezi ile Deyr el-Belah’ı birbirinden ayıran bir operasyon gerçekleştirdi. Mühendislik birimlerinin burada Netzarim Koridoru’nu inşa etmesinin ardından buranın kontrolünü ele geçirdi. Askeri ve güvenlik noktaları oluşturdu. Burayı bir komuta ve kontrol karargahına dönüştürdü.

İsrail ordusu, bununla yetinmedi. İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN, ordunun üçüncü bir  koridor daha kurmayı planladığını bildirdi. KAN’ın aktardığına göre Kissufim Koridoru olarak adlandırılan bu koridor, Deyr el-Belah’ı Han Yunus şehrinden ayıracak. İsrail Kissufim Koridoru için plan yapmış olsa da inşasına henüz başlamadı. Savaşın değişkenlerine göre uygulamayı bekliyor, çünkü ordu halen insani bölge olarak sınıflandırılan Deyr el-Belah’ta karadan herhangi bir operasyon düzenlemedi.

Gazze’nin yeni haritasına göre Han Yunus ve Refah coğrafi olarak birbirine bağlı kalmaya devam edecek. Ancak İsrail ordusu, Gazze Şeridi'ni Mısır’dan tamamen izole eden ve Refah bölgesini yarıdan daha az bir büyüklüğe indiren Philadelphia Ekseni'ni kontrolü altına aldı.  Bu yüzden Refah’ı Han Yunus'tan ayırmayı planlamıyor.

Özetle İsrail, Meflasim Koridoru ile Kuzey Gazze'yi geriye kalan bölgelerden izole ederken, Netzarim Koridoru ile Gazze şehrini Deyr el-Belah'tan ayırdı. Kissufim Koridoru ile de Deyr el-Belah ile Han Yunus'u birbirinden ayıran İsrail, Philadelphia Ekseni ile Gazze’nin güneyini tüm dünyadan izole etti.

Plan daha önce Batı Şeria’da uygulandı

Gazze'deki idari bölgelerin birbirinden izole edilmesi, şehirlerin ve mülteci kamplarının birbirinden izole edildiği Batı Şeria'da denenmiş eski bir İsrail planıdır. Tel Aviv'in bir bölgedeki herhangi bir güvenlik olayını mümkün olan en kısa sürede kontrol altına alabilmesi, çevreleyebilmesi, frenleyebilmesi ve sona erdirebilmesi için güçler, yolların ana girişlerindeki demir kapılar ve kontrol noktaları aracılığıyla her an buraları kapatabilir ve kuşatabilir.

Tel Aviv'in bir bölgede meydana gelen herhangi bir güvenlik olayını mümkün olan en kısa sürede kontrol altına alabilmesi, dizginleyebilmesi ve sona erdirebilmesi için yolların ana girişlerindeki demir kapılar ve kontrol noktaları her an kapatabilir ve İsrail askerleri tarafından kuşatılabilir.

İsrail aynı planı güvenlik gerekçesiyle Gazze Şeridi'ne de taşımış görünüyor. Başbakan Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'nde kurulan merkezlerin güvenlik ihtiyacı gerektirdiği sürece yerinde kalacağını söyledi.

Her şeyin kontrol edilmesi

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre İsrail ordusu sözcülerinden Albay Nadav Shoshani, tüm bunların operasyonel nedenlerle alınan önlemler olduğunu, bazı binaların genişleme amacıyla yıkıldığını, İsrail'in Gazze'de uzun süre kalmaya hazırlandığını ve kaosun yayılmasını engellemeyi kolaylaştıracak şekilde bölgeler üzerindeki kontrolü sıkılaştırmaya çalıştığını söyledi.

Arap Araştırmaları Derneği Harita ve Coğrafi Bilgi Sistemleri Bölümü Direktörü Halil el-Tüfekci Gazze Şeridi'nin koridorlar oluşturularak parçalanmasının İsrail'in güvenlik, ekonomik, sağlık ve coğrafi olmak üzere günlük yaşamın tüm yönleri üzerindeki kontrolünü sıkılaştırma çabasının bir parçası olduğunu söyledi. Tufekci’ye göre İsrail, bunu yaparak aynı zamanda demografik, idari ve eğitimsel açıdan da köklü değişiklikler getirmeyi amaçlıyor.

Tufekci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Gazze'nin bölünmesi, İsrail ordusunun Gazze'yi yeniden şekillendirmek ve buradaki varlığını kalıcı hale getirmek için planladığı büyük bir projenin parçası. Gazze'deki sahne, idari ve coğrafi olarak kelimenin tam anlamıyla yeni bir Gazze'ye yol açacak bir geçiş aşamasıyla karşı karşıya. İsrail kuzeyde meydana gelebilecek olayları kuşatmaya ve güneye yayılmasını engellemeye çalışıyor. Aynı zamanda bunun tersi de geçerli. Böylece kuzeyden güneye ancak İsrail'in izniyle hareket edilebiliyor. Ayrıca bu koridorlar aracılığıyla Gazze Şeridi'ndeki ekonomik hareketliliği de kontrol ediyor.”

Filistin Yönetimi’nden ABD'ye kınama ve acil müdahale çağrısı

Siyasi analistler, İsrail'in Gazze'de attığı askeri adımların önümüzdeki yıllarda orada kalıcı bir askeri bir varlık oluşturacağını düşünüyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da bunu kabul ederek söz konusu koridorların asıl amacının Hamas Hareketi’nin Gazze Şeridi’nde yeniden iktidara gelmesini engelleyerek İsrail güçlerine Gazze Şeridi'nde stratejik kontrol sağlamak olduğunu söyledi.

Öte yandan Filistin Yönetimi, Gazze Şeridi'nin yeniden şekillendirilmesini kınadı. Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki yaptığı açıklamada, “İsrail'in Gazze Şeridi'nde koridorlar inşa etmesinin amacı, Gazze’deki işgalini sürdürmek ve içinde Filistinlilerin olmadığı yeni bir gerçeklik dayatmaktır” ifadelerini kullandı.

Buna karşın ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, ülkesinin Gazze Şeridi'nin coğrafi statüsünün ihlal edilmesini kabul etmediğini açıkladı. Blinken, açıklamasında, “ABD İsrail'in yaptıklarını reddediyor, ancak savaşı sona erdirmek için geçici düzenlemeler gerekiyorsa bu farklı bir konu ve bunların geçici olduğundan emin olmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.