Suriye'nin 22. Astana görüşmelerindeki delegasyonunun başkanı Eyman Raad, dün (Salı) Kazakistan'ın başkentindeki görüşmelerin bitiminde düzenlediği basın toplantısında, Şam'ın ‘Astana sürecinin’ sonuçlarının ‘Suriye'nin birliğinin ve toprak bütünlüğünün korunmasına’ katkıda bulunduğunu belirterek, ‘terörün ortadan kaldırılması’ ve topraklarının ‘ABD ve Türk işgalinden’ kurtarılması konusunda daha fazla sonuç elde etme arzusunu dile getirdiğini söyledi.
Rusya, İran ve Türkiye tarafından yayınlanan ortak bildiride, ‘Ankara ve Şam arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesine yönelik çabaların devam ettiği’ vurgulanmasına rağmen Raad'ın Şam ile Ankara arasındaki yakınlaşmaya değinmekten kaçınması dikkat çekti.
Raad, “Siyonist varlığın Filistin ve Lübnan halklarına yönelik saldırganlığı, soykırım suçları, Suriye topraklarına yönelik tekrarlanan saldırıları, silahsız sivilleri hedef alması, Suriye vatandaşlarının terörize edilmesi, yerleşim alanlarının bombalanması, sivil tesislerin tahrip edilmesi ve devam eden diğer uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukuk ihlalleri nedeniyle bölgemiz son derece tehlikeli bir durumdan geçmektedir” dedi.
Toplantılarda uluslararası ekonomik yaptırımların Suriye halkı üzerindeki ‘yıkıcı etkilerinin’ vurgulandığını belirten Raad, acıları arttırdığı, insani yardım çalışmalarını engellediği ve mültecilerin ülkelerine geri gönderilmesi çabalarını aksattığı için yaptırımların ‘derhal ve koşulsuz olarak kaldırılması’ çağrısında bulundu. Ayrıca, istikrarın yeniden tesis edilmesinde ve Suriye halkının çektiği acıların üstesinden gelmesinde önemli bir etkiye sahip olan erken toparlanma projelerinin güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması ihtiyacı da vurgulandı.
Erken iyileşme
İsrail'in Lübnan'a yönelik savaşının başlamasından bu yana, 23 Eylül'den Kasım ayının başına kadar, 361 bini geri dönen Suriyeli mülteci ve çoğu kadın ve çocuk 177 bin 864 Lübnanlı olmak üzere yarım milyondan fazla insan Suriye'ye geldi. Her iki ülkenin de zor ekonomik koşullardan mustarip olduğu bir dönemde Suriye, Birleşmiş Milletler (BM), Suriye Arap Kızılayı ve sivil toplum kuruluşlarıyla koordinasyon ve iş birliği içerisinde sınırlarını açtı ve bu kişileri kabul etmek üzere kolaylıklar sağladı.
Bu ayın başlarında BM Suriye'de beş yıllık bir ‘erken toparlanma stratejisi’ başlattı ve Suriye'deki istikrarsızlığın dünya üzerindeki etkileri, DEAŞ'ın yeniden canlanması ve Suriyeli mültecilerin ülkelerine dönmelerinin engellenmesi konusunda uyarıda bulunarak donör ülkeleri bu stratejiyi desteklemek üzere özel bir fonu finanse etmeye çağırdı.