Berri Şarku'l Avsat'a konuştu: Amerikan belgesi İsrail'in veya NATO güçlerinin hareket özgürlüğünü içermiyor

Lübnan Meclis Başkanı: 1701 sayılı BM kararını izleyecek yeni bir komiteyi reddettik... ancak atmosfer olumlu

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, perşembe günü ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmede (Lübnan Temsilciler Meclisi)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, perşembe günü ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmede (Lübnan Temsilciler Meclisi)
TT

Berri Şarku'l Avsat'a konuştu: Amerikan belgesi İsrail'in veya NATO güçlerinin hareket özgürlüğünü içermiyor

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, perşembe günü ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmede (Lübnan Temsilciler Meclisi)
Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, perşembe günü ABD Büyükelçisi ile yaptığı görüşmede (Lübnan Temsilciler Meclisi)

Lübnan'da İsrail ile Hizbullah arasında süregelen çatışmayı çözme çabaları, Meclis Başkanı Nebih Berri'nin yazılı bir ABD önerisi almasının ardından Amerikalılar ve daha önce Berri'ye müzakere yetkisi veren Hizbullah ile yapılan görüşmeler sonrasında, savaşın genişlemesinden bu yana ilk kez müzakere belgeleri aşamasına girdi.

Beyrut'taki diplomatik kaynaklar Şarku'l Avsat'a, ABD belgesinin yaklaşık 13 maddeden oluştuğunu, bunlardan en tartışmalı olanının her iki tarafa da ‘meşru müdafaa hakkı’ veren ve Lübnan'ın İsrail tarafından talep edilen ve Lübnan tarafından reddedilen ‘hareket özgürlüğüne’ dönüşmesinden korktuğu bir madde olduğunu söyledi. Ayrıca 2006'daki savaşı sona erdiren ve Litani Nehri'nin güneyinde militanlardan arındırılmış bir bölge oluşturulmasını öngören 1701 sayılı Birleşmiş Milletler (BM) kararının uygulanması için bir izleme komitesi kurulmasını öngören bir madde de yer alıyor. Kaynaklar, Lübnan'ın Washington'un başkanlığını yapmak istediği bu komitenin yapısına itiraz ettiğini ve Berri'nin İngiltere ve Almanya'ya itiraz etmesinin ardından Lübnanlı müzakerecilerin daha önce mevcut komitenin ABD ve Fransa'yı da kapsayacak şekilde genişletilmesini önerdiklerini belirtti.

Lübnan'ın ABD belgesine ‘çok yakında’ Lübnan tarafının görüşlerini içeren yazılı bir belgeyle yanıt vermesi bekleniyor. Meclis Başkanı Berri Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada, ABD'nin teklifinin kendisine ulaştığını doğruladı. Teklifin İsrail ordusuna Lübnan'da herhangi bir hareket serbestisi içerdiğini reddeden Berri, “Amerikalılar ve diğerleri bunun kabul edilemez olduğunu, prensipte tartışılamayacağını ve egemenliğimize yönelik herhangi bir ihlali kabul edemeyeceğimizi biliyorlar” dedi. Berri ayrıca teklifin Lübnan'da NATO ya da başka güçlerin konuşlandırılmasını içerdiğini de reddetti.

Berri, söz konusu teklifin ‘Lübnan için kabul edilemez’ bir hüküm içerdiğini, yani 1701 sayılı BM kararının uygulanmasını denetlemek üzere bir dizi Batılı ülkenin de yer aldığı bir denetleme komitesi kurulmasını içerdiğini açıkladı. 2006 savaşından sonra çıkarılan kararın uygulanmasını denetleyen ve Güney Lübnan'da faaliyet gösteren uluslararası güce atıfta bulunan Berri, “Önerilen alternatif mekanizma hakkında devam eden bir tartışma var ve biz buna katılmayacağız. Çünkü aktif hale getirmekte sorun yaşamadığımız açık bir mekanizma var” ifadelerini kullandı.

Berri, bu detaylar üzerinde ‘görüşmelerin halihazırda devam ettiğini, çalışmaların sürdüğünü, atmosferin olumlu olduğunu ve en önemli şeyin sonuç olduğunu’ belirtti. Berri ayrıca, ABD Özel Temsilcisi Amos Hochstein'ın Lübnan'a gelişinin ‘müzakerelerin gelişimine ve ilerlemesine bağlı olduğunu’ vurguladı.

İsrail'in Güney Lübnan'daki memleketi Tibnin'i ve Berri'yi destekleyen el-Gubeyri, eş-Şiyah ve Burc el-Baracne bölgelerini hedef almasıyla ilgili bir soruya cevaben Meclis Başkanı şunları söyledi: “İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu birinden taviz istediğinde ona karşı sert davranabileceğini düşünüyor gibi görünüyor... Ancak görünen o ki kiminle uğraştığını bilmiyor ve bu işler bizimle iyi gitmiyor.”

Adının açıklanmaması şartıyla Reuters’a konuşan üst düzey bir diplomat, ateşkese varmak için daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu ve ateşkese varılabileceğini umduğunu söyledi. Yedioth Aharonoth’ta yayınlanan bir yazıda ise “Hizbullah'ın savaşı sürdürebileceği ve çözüm önerisini kabul etmekte acele etmeyeceği yönünde İsrail'de bir değerlendirme var. İsrail'in değerlendirmesine göre Hizbullah ve Lübnan hükümeti ihlal durumunda İsrail'in hareket serbestisini kabul etmeyecek” ifadeleri yer aldı.

İsrail Yayın Kurumu dün, İsrail ile Lübnan arasındaki anlaşma taslağının her iki tarafın da 1701 sayılı BM kararının önemini kabul etmesini içerdiğini ve her iki tarafa da gerektiğinde meşru müdafaa hakkı tanıdığını belirtti. Taslak anlaşmaya göre Lübnan ordusu, Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Görev Gücü (UNIFIL) ile birlikte güneydeki tek silahlı güç. Lübnan'a yapılacak her türlü silah satışı veya üretiminin hükümet tarafından denetleneceği belirtilirken, taslak anlaşmaya göre İsrail'in yedi gün içinde güçlerini Güney Lübnan'dan çekmesi gerekiyor.



İsrail saldırıları Suriye'nin Humus kentindeki birçok köprüyü hedef aldı

 Lübnan sınırının Suriye tarafından çekilen bir fotoğraf, İsrail saldırısının etkilerini gösteriyor, 25 Ekim 2024 (AFP)
Lübnan sınırının Suriye tarafından çekilen bir fotoğraf, İsrail saldırısının etkilerini gösteriyor, 25 Ekim 2024 (AFP)
TT

İsrail saldırıları Suriye'nin Humus kentindeki birçok köprüyü hedef aldı

 Lübnan sınırının Suriye tarafından çekilen bir fotoğraf, İsrail saldırısının etkilerini gösteriyor, 25 Ekim 2024 (AFP)
Lübnan sınırının Suriye tarafından çekilen bir fotoğraf, İsrail saldırısının etkilerini gösteriyor, 25 Ekim 2024 (AFP)

Suriye resmi medyası, İsrail'in dün düzenlediği saldırıda, iki kişinin yaralandığını ve Lübnan sınırı yakınındaki Humus kırsalında bulunan Kuseyr'de çok sayıda köprünün hasar gördüğünü bildirdi.

Daha önce Suriye'nin Humus Valiliği'ne bağlı Kuseyr kasabası ve çevresinde patlamalar duyulurken, yetkililer olayı soruşturduklarını açıkladı.

İsrail ordusu dün erken saatlerde, İran'ın Suriye üzerinden Lübnan'daki Hizbullah'a silah kaçakçılığı yaptığı güzergâhları hedef alan bir dizi saldırı düzenlediğini doğruladı. Ordu açıklamasında, operasyonların Suriye toprakları üzerinden yapılan silah sevkiyatını sekteye uğrattığını belirtti. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail, düzenli olarak Suriye'de İran'la bağlantılı olduğu düşünülen mevzileri hedef aldı ve 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güneyine düzenlediği operasyondan bu yana saldırılarını yoğunlaştırdı. İsrail bu operasyonların İran ve müttefiki Hizbullah'ın bölgedeki etkisini sınırlamaya yönelik daha geniş bir kampanyanın parçası olduğunu söylüyor.