Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye ile ilişkilerin normalleştirilmesi sürecinin çıkmaza girmesinden Şam yönetimini sorumlu tuttu. Bu durumun Rusya'yı hiçbir adım atmamaya ve nötr durmaya ittiğini belirtti. Fidan ayrıca Suriye'nin kuzeyindeki Kürtlerden oluşan Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) karşı her an askeri bir operasyon başlatmaya hazır olduğunu vurguladı.
Dışişleri Bakanı Fidan, Şam yönetiminin belli kritik konularda adım atmak istemesi halinde Rusların buna ‘hayır’ diyeceğini düşünmediğini söyledi.
Fidan cumayı cumartesiye bağlayan akşam A Haber’e verdiği röportajda “Ama Rusların bu adımları atması için çok yoğun bir baskı yapacağını da düşünmüyorum ve görmüyorum da zaten, bu konuda biraz nötr duruyorlar açıkçası” ifadelerini kullandı.
Türkiye’yi taraf olsun ya da olmasın doğrudan ilgilendiren konularda bir numaralı meselenin irade beyanı olduğunu vurgulayan Fidan, “Burada Cumhurbaşkanımız kamuya açık bir şekilde irade beyanını en üst düzeyden yaptığı için demokratik bir ülkenin böyle liderinin bu türden bir açıklama yapması çok kıymetlidir. Problem, bizim muhataplarımız bunu anlamada biraz sıkıntı yaşıyorlar” şeklinde konuştu.
Rusya geçtiğimiz günlerde Suriye hükümetiyle normalleşme sürecinin çıkmaza girmesinden Türkiye'yi sorumlu tuttu. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Aleksander Lavrentyev, Şam'ın ‘güçlerini geri çekeceğine dair garanti vermeden’ Ankara ile diyaloğa girmesinin ‘zor’ olduğunu söyledi. Lavrentyev, Türklerin Suriye'de ‘işgalci bir devlet gibi davrandığını’ da sözlerine ekledi.
Perşembe günü Rus haber ajansı Sputnik’e yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed arasında bir görüşme ya da Astana Süreci’nde daha üst düzeyde bir toplantı beklemek için henüz çok erken olduğunu söyleyen Lavrentyev, neredeyse 18 ay önce olduğu gibi, iki ülkenin savunma bakanlıkları düzeyinde temaslar olduğunu belirtti.
Suriye meselesinde çözüme ulaşmak için bazı adımların atılması gerektiğini vurgulayan Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Suriye rejiminin yurt dışındaki 10 milyon civarındaki Suriyeliyi tekrar Suriye’ye getirme konusunda bir tercih yapması gerekiyor artık” ifadelerini kullandı.
İsrail'in çatışmaları yayması uyarısı
Suriye rejiminin İsrail’in bölgedeki yayılmacılığının etkileriyle her zamankinden daha fazla baş başa kalmaya başladığına dikkati çeken Fidan, “Son üç yıldır esas itibariyle biz çok sistematik bir şekilde İsrail Hava Kuvvetleri’nin İranlı milisleri sistemli bir şekilde vurduğunu hep görüyorduk haftada 1-2, bazen 3 operasyon yaparak. Ruslarla koordineli götürüyorlardı bunları. Şimdi Gazze savaşından sonra bunun daha da arttığını görüyoruz” dedi.
Öte yandan Fidan, terörle mücadelede taviz verilmeyeceğini vurgulayarak ABD'nin Kürt Halk Koruma Birlikleri’nin (YPG) omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) verdiği desteği eleştirdi.
Amerikan halkının uzun ve yorucu bir seçim kampanyasının ardından tercihini yaptığını ve seçimlerin Trump’ın ‘gerçekten büyük bir zaferiyle’ sonuçlandığını belirten Fidan “Kimin orada olduğundan, kiminle iş tutulduğundan bağımsız bizim milletimize, bizim devletimize tehdit teşkil eden sınırımızın ötesindeki bu hedefle biz mücadele etmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye, YPG'yi, Türkiye ve Batılı müttefikleri tarafından terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK'nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor.
Diğer taraftan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimi zaferini tebrik etmek aradığı Trump'tan ABD'nin Suriye'nin doğusunda YPG ve SDG’ye verdiği desteği kesmesini istediğini söyledi. Türkiye'nin sınırlarının ve halkının güvenliğini korumak için her türlü adımı atmaktan ve operasyonu gerçekleştirmekten çekinmeyeceğini vurgulayan Erdoğan, Suriye ile olan güney sınırında 30-40 kilometre derinliğe kadar oluşturulmaya çalışılan güvenlik koridorundaki eksik halkaları tamamlamak için çalışacaklarının altını çizdi.
Türkiye’nin askeri operasyonu
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise “Talimat verildiği anda TSK kara harekatına başlar” açıklamasında bulundu.
Cumayı cumartesiye bağlayan akşam, AK Parti Merkez Karar ve Yonetim Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında Çelik şu açıklamalarda bulundu:
“Bu bölgedeki hareketliliği takip ediyoruz. Terör örgütlerinin hareketlilikleri ya da birtakım odaklar tarafından hareketli hale getirilmelerine dair birtakım gelişmeleri yakından takip ettiğimizi söyleyebilirim. Fakat şöyle bir noktadayız; yıllar evvel işte bir kara harekatına karar veriliyordu ve bunun bir planlaması yapılıyordu. Bu planlama çerçevesinde işte 1 hafta, 10 gün, 1 ay, 3 ay sonra diyelim ki kara harekatı gerçekleşiyordu. Şimdi böyle bir durumda değiliz, bölgemizde gelişmeler son derece dinamiktir. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri, Cumhurbaşkanımız tarafından verilen talimatlar çerçevesinde, talimat verildiği andan itibaren harekete geçecek şekilde hazır ve tetiktedir.”
En önemli meselenin Suriye’nin 30 kilometre derinliğine kadar sınırların korunması olduğunu söyleyen Çelik, "30 kilometre derinliğimizde esas olarak ve bizim için 'kırmızı çizgi' olarak Türk sınırlarından 30 kilometre derinliğe kadar Suriye’nin içinde ve Irak’ın içinde herhangi bir terör örgütü görmek istemiyoruz. 30 kilometre derinliğimizin içerisinde bir yapılanma, bu şekilde bir faaliyet gördüğümüz andan itibaren bunu birinci dereceden tehdit sayarız ve buna karşı gereken harekat gerçekleşir” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan Milli Savunma Bakanlığı kaynakları tarafından perşembe günü, “Ülkemizin ve hudutlarımızın güvenliği için uluslararası hukuk ve meşru müdafaa açısından harekat yapmak Türkiye'nin en doğal hakkıdır. Yeri ve zamanı gelince gereken yapılır” dedi.
Ankara ise yeni Trump yönetiminin tutumunu, kendisini destekleyecek adımlar atıp atmayacağını ve ABD güçlerinin Suriye'nin kuzeydoğusundan çekilmesine ilişkin kararını beklerkken Rusya, Türkiye'nin yeni bir askeri operasyon düzenlemesini reddettiğini açıkça ifade etti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Suriye Özel Temsilcisi Lavrentyev, Türkiye'nin Suriye'de yeni askeri harekat düzenlemesini kabul edilemez bulduklarını söyledi.